ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uyuyakaldığı için kavimler göçü'nü kaçıran adam
-
çok talihsiz bir insan. gece çok geç yatmış, ''ya neyse 3 saat uyurum, kalkar göçerim'' diye düşünmüş. ama uykusu ağır belli ki, uyanamamış, çok yorulduysa demek ki yığılıp kalmış herif.
sonra bir uyanıyor ki, eş, dost, hısım akraba göçetmiş, onların yerinde başka başka herifler, başka başka tipler. ''ulan ben vizigottum yaa, bu hunlar nerden çıktı şimdi'' diyor, adamların dilini bilmiyor, kültürünü bilmiyor, çok zor...
''kalabalıklar içinde yalnızım'' derler ya, işte o yalnız bu heriftir.
avm'de kahve makinesi iadesi yüzünden çıkan kavga
-
üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
eğer kapı zili durmadan çalıyorsa bilin ki o kardeşinizdir, yerinizden kalkmayın başkası bakar
eğer kapı zili bir kere çalıyor sonra kapının açılmasını bekliyorsa o bababınızdır, bekletmeyin gidin kapıyı açın
eğer kapı kapanma sesi duyduysanız ve ardından sessizlik olduysa o annenizdir, merak etmeyin o sizi bulur.
150 kilo adama kalbim demek
-
(bkz: becel kalbim)
ilk buluşmada yapılmaması gerekenler
-
''beni seven beni en doğal halimle sevsin.'' diye düşünürken bokunu çıkarmak.
tamam doğal olmak güzel bir şeydir ve fakat insan ilk buluşmada karşısındakinden biraz özen bekler. en temiz, en düzgün, en sevdiği kıyafetlerini giysin, ne bileyim saçını başını tarasın, parfümünü sürsün, erkekse traşını olsun falan ister. öyle pazar sabahı bakkala gazete almaya giderken uğramış gibi gitmemek lazım ilk buluşmaya.
bunlar önemli şeyler.
veyis ateş
-
sedat peker'in yakalanmasını ya da öldürülmesini en çok isteyenlerin başında kendisi geliyor. böyle bir durumda çıkıp 'söylediklerinin hepsi deli saçması' diyecekti ve yoluna devam edecekti. allah ayağına taşlar dolasın veysi. bastığın yerler çukur, tutunduğun dallar çürük olsun. amin.
ev arkadaşı diyalogları
-
(saat 18:00 sulari)
-ben geldddiiimm
-hosgeldin
(7 saat sonra)
-ben yattim
-iii geceler
-sanada
interstellar'dan çıkıp pendik minibüsüne binmek
markette yere düşen cüzdanın üzerine yatan kadın
-
soğukkanlılığı dehşete düşürmüştür.
sebebi de şu.
belli ki kadın normal birisi, hırsızlık amacıyla orada değil.
ama cüzdanı gördükten sonra insan en ufak mı bir heyecan yapmaz, falso vermez.
ben görsem zaten kadının peşinden koşarım da diyelim ki şeytana uydum, üstüne yatmaya karar verdim.
yemin ederim elim ayağım birbirine dolaşırdı.
kamera var mı ya da gören oldu mu diye sağı solu kesmekten kendimi ele verirdim.
kadınsa sanki 40 yıllık cüzdanı gibi hayatına devam etti.
cüzdanın asıl sahibi gelse alan kadını haklı bulurdu o derece rahat.
işte sade vatandaşın bu soğukkanlı kötülük potansiyeli esas bu ülkenin kanseridir.
makas atmaya hapis cezası
-
artık olması gerekendir. makas atma sebebiyle yapılan kazaların haddi hesabı yok. para cezası caydırıcı değil. makas atan aracın plakasından sürücüsüne gidilip, hapis cezası verilmelidir. bu işin çocuk oyuncağı olmaktan çıkması gerekiyor.
polisin zanlıya şikayetçiyi ifşa etmesi
-
polisin ne görevinden ne kişisel haklardan en ufak bir haberi yok umrunda da değil, mafyanın üniformalı hali gibiler.
sabah ekmek almaya sorun çıkarmadan giden insan
-
henüz doğmadı, doğduysa da az sayıda doğdu ya da bizim eve henüz uğramadı. ben de istemez miydim böyle bir insan olayım. sabah ekmek almaya gitmek zulüm gibi bir şey. ama biliyorum var bir yerlerde bu tip insanlar, özlemle beklenen cinsten.
bunu yapan insan alnından öpülesi bir insandır. böyle efendi efendi gidiyor, iki tane taze ata ekmeği alıp geliyor, hayal gibi. yıllardır bunun sorununu yaşamadan ağız tadıyla bir kahvaltı edemedik arkadaş. bak küçük erkek kardeşe verilen ekmek alma görevi denilmiş, kayıtlara bile geçmiş. sen daha neyin isyanındasın? bende var bir tane bu küçük erkek kardeşten. baya küçükken iyiydi bu, sessiz sedasız gidiyordu. ergen oldu eşitlikten ve haklarından bahsetmeye başladı. o gün bu gündür de pazar sabahlarına; ekmek almaya sen git, yok ben gitmem, hep ben gidiyorum, en son ben gitmiştim gibi kavgalarımız eşlik eder oldu. şimdi bir de çakallığa başladı iyiden iyiye, önceden kalkıyordu en azından kavga mavga bir şekilde biri gidiyordu. bizimki zamanla sabah ekmeği alındıktan sonra uyanan küçük kardeşe evrildi.
gelmiş geçmiş en süper kahraman sabah ekmek almaya arıza çıkarmadan giden kahramandır; breadman.
yaşlandıkça bilgisayar oyunlarından zevk alamamak
-
zaman bulamıyoruz zaman
yoksa anasını sikicem de