hesabın var mı? giriş yap

  • adam ülkenin görevdeki başbakanına şantaj yaparak hapishaneden tahliye oldum üzerine de 5 milyon dolar aldım diyor hala "önemli bişey anlaymıcaksan yazma, okuması zor oluyor video çek" diyenler var ...

  • ön bilgi: bu dört sayılı entry'dir. ilk yazanlar yazdıklarını silerse diye peşinen yazıyorum.

    1. parti binası önünde cılız bir kalabalık "kaybetsen de seviyoruz." içerikli gösteri yapacaktır.
    2. akp merkezinin ışıkları erkenden sönecek ve herkes evine gidecektir.
    3. erdoğan aynı gece ankara'dan üsküdar'daki evine geçecektir.
    4. kısıklı'da da bir iki kişi sevgi gösterisi yapacaktır. ama uzatmadan onlar da evlerine dönecektir.
    5. sonra türkiye'de her şey çok güzel olacaktır.

  • zengin ve egitimli bir anne babaya sahip, stanford universitesi mezunu ve olimpiyatlara katilmis bir misir asilli jokeyle evlenmesidir efenim. evet.

    ulan duyanda turkiye jokey kulubunden ilk-ortaokul mezunu bi yozgatli veyahut sivasli koylu ile evlendi sanacak amk.

  • yüzüğü atma kardeş, bozdur.

    değil türkiye, dünya gerçekleriyle uyuşmayan bir söz. şımarıklık.

  • tam olarak 37 dakikadır "penaltı tekrarlanmalıydı" diye ağlamaya devam etmektedir. bu alanda yeni bir rekor geliyor!

    edit:

    ahahahahaha diyalog şahane:

    --- spoiler ---

    güntekin: hatta enteresan bişey söylicem, melo'nun sarı kartı var ve çizgiden öne çıktığı için ikinci sarıdan atılmalıydı.

    rıdvan: fırıncılara söyle bari melo'ya ekmek de vermesinler.

    --- spoiler ---

    ahahahahahashdghagshjgdjhagdgjafsafdsdhasdgjhasdkjashdjsf:d

  • fransız matematikçi laplace'ın olasılık teorisini kullanarak gök cisimlerinin en doğru konumlarını hesaplamasından sonra ortaya koyduğu görüşe verilen isim. buna göre evrendeki bütün yasalar bilindiğinde gelecekteki tüm olaylar öngörülebilir. yani aslında evrende şans diye bir şey yoktur. 100 tane zarın aynı anda atılıp hepsinin 1 gelme olasılığı bir şans değildir nedeni evrendeki tüm değişkenler bilinirse olmakta olan ya da olacak olan bir duruma müdahale edilebilir. eğer uygun çevresel ve fiziksel şartlar sağlanırsa zar olayı gerçekleşir veya her oynayışta loto tutturulabilir.

    açıkçası böyle bir varlığın olamayacağı, en azından bunun bir insan olamayacağı sabittir. bu konuda adam fawerın olasılıksızda alıntılandırdığı bölüme şöyle bir gözatmakta fayda var;

    "bir an için doğanın tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek -ve bunun verileri inceleyebilecegini de düşünürsek-aynı anda evrendeki en büyük varlıkları ve en küçük atomları da hesaba katarak bir hesap yaparsa, hiçbirşey belirsiz değildir ve gelecek de aynen geçmiş gibi gözlerinin önündedir."

  • liseyi bitirdikten sonra diplomayı almak için okula tekrar gidilir. diplomayı verme işi de tatile çıkan müdür yardımcısı yerine müdüre kalmıştır. öss türkiye derecesi olan bir arkadaş ve ortalama puana sahip bir arkadaş müdürün odasına girerler. müdür hangi üniversiteye girildiğini sorar ve ona göre diploma parası almayacağını söyler.

    m: söyle bakalım evladım nereye girdin?
    a1: istanbul iktisat hocam.
    m: çok güzel oğlum afferim, buyur diploman. peki sen nereye girdin?
    a2: odtü elektrik elektronik hocam.
    m: ankaradaydı di mi odtü?
    a2: evet hocam
    m: istanbul'a puanın yetmedi demek. neyse sağlık olsun seninki de fena değilmiş.

  • babam, sabah işe gitmeden önce yapıyordu mercimek çorbasını. o gittikten sonra ben yavaştan hazırlanıyordum okula gitmek için. mavi önlüklü zamanlar...

    tencereden bir kaseye doldurup içine ekmek doğruyordum biraz. sonra elimde tepsiyle annemin yanına gidiyordum. yatağında hasta hâlde yatıyordu. " hadi anne bunu yiyorsun bak! hepsini... " diyordum ve kendime de koyuyordum biraz. sabahları çorba içmeyi o vakitlerden beri severim.

    hep besmele çekerek başlardı babam her işine, hâlâ öyle. " sen şifâ kat içine allah'ım " derdi gözleri dolardı annemin hâline. ben de öyle izlerdim ayağının dibinde ki çok iyi yemek yapıyorum artık ben de.

    öğrendim ki şifâ bazen gerçekten bir kaşık mercimek çorbasında dahi saklı olabilirdi.

    annem iyileşmişti artık. inanılmaz cömert bir kadındır. kapıya gelen dilencilere çorba, yemek vs. verirdi; yanında ekmek ve ayran. neredeyse her zaman yapardı bunu. ben de izlerdim.

    gönüllü refakatçilik diye bir şey vardır duydunuz mu?
    üç beş kez yapmışlığım vardır kimsesi olmayan amcaların yanında. hastaneler sürekli mercimek çorbası veriyor sanırım. " bunu içiyorsun, sonra ameliyat bile olmadan fırlayıp gidiyorsun burdan genco " derdim refakatçisi olduğum hastalara.
    " inşallah " derlerdi hafif bir tebessümle...

    ekim ayı yaklaştı artık ve soğudu istanbul.
    sabahları çorbacıya gidin ara sıra. sokakta yanından öylece geçtiğiniz evsizlere çorba ısmarlayın.
    güzel bir mercimek çorbası, pilav, salata, tavuk falan yapıp yoksul olduğunu bildiğiniz komşularınızı çağırın evinize yemeğe. yoksul değilse bile çağırın. verdikçe artar insanın malı mülkü.
    ayrıca belki de kalbimizin şifası, birinin bizim sayemizde boğazından geçecek bir kaşık mercimek çorbasında gizlidir.
    bunu düşünün.
    " hiç kimseyle işim olmaz " diyorsanız kendinize yapın. sıkın limonu için iki kase.

    rabb'im açlıkla sınamasın kimseyi.

  • betta splendens, (siyam kavgacısı, siyam kavgacı balığı olarak da bilinir) ilk olarak güneydoğu asya'da keşfedildi. aşırı agresif olan bu gösterişli canlı; pirinç tarlalarında, drenaj hendeklerinde ve bölgenin ılık sel ovalarında evini kurmuş, sık sık çıkan fırtınalara ve yıkıcı kuraklıklara alışmıştı. çevresindeki devirli ve sert değişiklikler, balığın bu şartlara uyum sağlamasına yardımcı oldu. gerçek bir labirentli canlı oldu. bir labirentli canlı olan bu balık, doğrudan havadan oksijen solumak ve solungaçlarından oksijen sağlamak için eşsiz bir yeteneğe sahiptir. sonuç olarak, betta splendens ve diğer labirent balıkları ek solunum organlarıyla (labirent) hayatta kalabilir ve gerekirse etraflarındaki havayı soluyabilir (nemli kalmaları şartıyla). betta splendens, küçük alanlara ve düşük su kalitesine tolerans gösterebilse de, düzenli su değişiklikleriyle küçük akvaryumlarda (en az iki galon) iyi bir şekilde hayatlarını sürdürebilirler (30 litre akvaryum en iyi seçimdir). bir betta splendens için tercih edilen su sıcaklığı 76-82 derece fahrenheit'dir (24-27 celcius). 30 celcius'a kadar tolerans gösterebilirler.

    betta splendens hafif asidik suyu (ph 6.5 ila 7) ve ılık suyu sever. soğuk su bağışıklık sistemini baskılayabilir ve hastalığa neden olabilir. bettaların birkaç farklı kuyruk şekli vardır - en yaygın "peçe kuyruğu". diğer kuyruk şekilleri arasında "yarım ay", "çift kuyruk", "kısa kanatlı dövüş stili kuyruk" ve "taç kuyruğu" bulunur. betta splendens esaret altında 2-3 yıl yaşar, ancak iyi yaşam koşulları sunulan birçok betta'nın 5 yıla kadar ömrünü sürdürdüğü görülmüştür. betta, doğduğu tayland'da genellikle "doğu'nun mücevheri" olarak anılır.