ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
10-11-12 mayıs 2021 aile hekimlerinin iş bırakması
-
isteyen istediği zaman işi bırakır. köle mi bu insanlar? zorla çalışacaklar? insan haklarından bihaber olduğunuz için bir insanın istemediği bir işte zorla çalıştırılamayacağını, bunun insanlık suçu olduğunu da bilmiyorsunuz. sıra size gelene kadar da kimsenin özgürlüğünü savunacağınızı düşünmüyorum. kendi bataklığınızda takılıp saçma fikirlerinizi uluorta açmamanızı öneririm.
tanım: normal, garipsenmeyecek bir olaydır.
interstellar
ekşi sözlük
-
11 yıl olmuş burada yazmaya başlayalı. birçok insanla tanıştım, çok yazdım, çok okudum ve en önemlisi çok şey öğrendim.
bence öğrendiğim en önemli şey özetle şu: "el sikini görmeyen kendindekini keser sapı zannedermiş."
bir konuda çok heyecanlandığımda, o konuyu bir tek kendim bildiğimi ya da en iyi bildiğimi sandığımda ekşi sözlük'e bakıp boyumun ölçüsünü aldım. benim bilmediklerimi bilen, bildiğimin farklı yönlerini bilen ya da konuyu hiç anlamadığımı hissettiren o kadar çok entry gördüm ki. rahatladım artık, keser sapımı çıkarıp çıkarıp göstermiyorum.
bu rahatlığa da alıştım üstelik. biri saçma sapan bir şeyler yazdığında, nasılsa daha çok bilen, daha doğrusunu bilen, bunu daha düzgün anlatan birinin gelip düzelteceğinden, uyaracağından, doğrusunu yazacağından (ya da belki çoktan yazdığından) o kadar eminim ki, sallamadan geçiyorum. bu da güzel bir şey.
gel gör ki bu günlük hayatıma da yansıdı. bu aralar kafamı yoran bu. yeni insanlarla, hele de ekşi sözlük dışından insanlarla diyaloga girmekte zorlanabiliyorum bazen.
misal biri heyecanla bir şey anlatmaya başlıyor. bi şey öğrenmiş, bi şey fark etmiş ve çok emin ortamdakilerin bilmediğinden. hani bakıyorsun, troll de değil. bütün içtenliğiyle anlatıyor. uzun metrajlı çaylak entrisi gibi. bitmiyor da. konuşuyor, konuşuyor, sonra birileri katılıyor, konuşuyorlar, konuşuyorlar... kimse gelip gazlarını da almıyor. o aslında öyle değil ya da onun bu boyutu da var diyen kimse çıkmıyor. alışmışım ya, bekliyorum ben de. sonra dinlemeyi de bırakıyorum.
yaşın ilerlemesinden kaynaklanabileceğini de düşünüyorum bazen, ama yok. o bahsettiğim ortamlardaki insanlar da aynı yaşta. eee?
üstüne bir konuda bir şey anlatma heyecanıyla dolduğumda, bunu hemen buraya yazıp rahatladığım gerçeği de var. fıldır fıldır dolanmıyorum, kimi yakalasam da kime anlatsam diye. ben burada anlatıyorum. anlattığım birinin ilgisini çekerse okuyor, çok ilgisini çekerse mesaj atıyor da üstüne konuşuyoruz. hiç ilgisini çekmeyen bakmadan geçiyor. sırf bir şeyi anlatmak için yanıp tutuşuyorum diye kimsenin zamanını almıyorum, kimseyi bıktırmıyorum... ama gel gör ki artık kimseye de bir şey anlatmıyorum.
bir sonuca vararak bu entriyi bitirmeyi çok isterdim. ama açıkçası ben de sonucu bilmiyorum.
e onu yapamadıysam başka türlü bitireyim: bunca zamanda farklı birçok konuda keser saplarını buraya koymuş ve gazımı almış herkese teşekkür ederim.
6 mayıs 2021 beyoğlu'nda esnafa saldıran terörist
-
senin o tas kafa traşını si. dedirtmiş terörist içeren kayıt.
çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba
-
(bkz: ford taunus)
sırf hız göstergesi 220 gösteriyor diye ne havalıydı gözümüzde. eğilip eğilip bakar hatta diğerlerine gösterirdik camdan
elini uzatan öğretmeni sınıftan atan kaymakam
-
siyasal islam
çocuklar arasındaki yaran diyaloglar
akp bir çeşit ihvan iktidarıdır
-
"akp bir çeşit ihvan iktidarıdır. akp, türkiye'yi yönetilmesi gereken değil de fethedilmesi gereken bir devlet olarak görmüştür. bunun için türk devletinin kaynaklarını kullanırken kendi kaynağını değil de kafir ülkenin kaynağını kullanıyormuş gibi kullanır."
kaynak
ümit özdağ'a ait söz.
(bkz: ümit özdağ akp'yi hiç eleştirmiyor yalanı)
bir insanı yaptığı ilk hatada hayatından çıkarmak
-
tabii, çıkarın gitsin. 21. yüzyıl insansızlık çağı. teknoloji, pandemiler "insansız olun" diyor. kimse kimseyi sahiden sevmiyor, özlemiyor.
üstat behçet necatigil, bu zamana "çok çiğ çağ"* demişti, bir kilim metaforu üzerinden. "ama biz dokuduk bu kilimi. eh, bir dereceye kadar."
evet, bizim eserimiz. sadece çiğ değil, sığlığın gözde olduğu bir çağ..
affetmek hak vermek değil, anlamaktır.
ilk hatada çıkarırsanız, hayatınız yol geçen hanına döner; bir insanı gerçekten ve yakından tanıma şansınız olmaz. dostluk olmaz, olsa da kalmaz.
hadi dostluğu boş verin; dostluk denilen, ya böbürlenmek ya da yakınmak için*. fakat insansız yaşamak..o kadar güçlü müsünüz bakalım? sonra yalnızlık duvarında ağlamayın.
"ilk merhamet ölür, sonra insan
ve büyümez insan oluş
büyür yalnızlık.."*