hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle tabaktaki miktarı azaldıkça alması/hükmetmesi zorlaşan tüm yiyeceklerin bana verdiği yetkiye ve bende yarattığı sinire dayanarak "varoş sensin kaşık da sana girsin" deyip sözlerime devam etmek istiyorum.



    çoban salatası (şöyle suyunu iyice doldurarak)

    makarna (bir tarafına yoğurt iliştirerek)

    cacık (buzlu, zeytinyağlı ve naneli olarak)

    pilav (özellikle bulgur pilavı. şöyle bol domatesli, sebzeli)

    bunları çatalla yiyen adam hıncaldır, uluçtur, pespayedir, ılıktır...



    there is no spoon sadece matrix'te var olabilecek bir olgudur...

  • çok fena girişeceğim bazılarına... yemin olsun... arkadaş nedir bu histerik şovlar. kör göze parmağım misali kendini merkeze koymalar. vallaha bunalttınız lan. alıcam hepinizi doldurucam kamyonun kasasına, bırakıcam romen sınırına... alttan bol ego pompalamalı, "ekşi sözlüğün en gereksiz yazarı benim" gibi gereksiz ironili bi dolu entry. canlı yayında arkadan kameraya el sallayan adam gibi. öyle izansız öyle densiz. tipler de hep aynı ha...

    tamam lan en feminist, en demokrat, en ince fikirli, en esprili sensin. biri sana bir şey diyemez. derse kankalarını toplar berbat esprilerinizle eleştiren adamı darlarsınız. en uç fikirlere temelsiz sahip çıkıp "gördün mü ne kadar da hoşgörülü" dedirtmek için tüm sözlüğü peşinize takarsınız. yılmaz morgül gibi; evet öyleyim öyleyim... hepiniz sözlükte kompleksli birer canavara dönüşürsünüz. noluyo lan. ne bu ukalalık, ne bu prenses havaları...

    yetti ulan zulmünüz. ama sizi kız nicki başlıklarında görülen şirinlik kumkumasına vesile olan erkekler şımarttı. onlara ver edecem zümsüğü. idneler... yeter ulan...

  • benzer bir öküz sürüsüyle manisa'da ben de karşılaştım. düğün konvoyuydu benimkisi yolu kapattılar başladılar araba döndürmeye falan, arabadan inip oynamaya başladılar. yolda yüzlerce arabadan oluşan kuyruk oldu. aradım 155'i ihbarda bulundum. bekledim bir bok olmadı. nasıl bir sinirlendiysem artık yol açılınca gittim gelin arabasının önünü kestim, "hastası olan var, acelesi olan var, işi gücü var milletin, ne yapıyorsun sen mal!!!" diye bağırdım arabanın camlarını açıp. arabada hanım var, çocuk var. adamlar belki 20 30 araba konvoy... neyime güvenip de girdim böyle bir aksiyona ben de bilmiyorum. en son hatırladığım arkadaki arabalardan inen adamlar ve damadın gelin arabasının camından beline kadar çıkıp ağzından salyalar saçmasıydı. sonra 1. vitese takıp lastiklerimden dumanlar çıkararak uzaklaştım oradan. arkamdan uzun süre takip ettiler. kendi güvenli bölgeme geldiğimde indim arabadan ve kimsenin gelmediğini görünce derin bir nefes aldım. bu da böyle bir anımdır.

  • https://www.gov.uk/…vice/turkey/safety-and-security

    --- spoiler ---

    stray dogs

    most towns and cities have stray dogs. local authorities take action to control and manage numbers but packs congregate in parks and wastelands and can be aggressive. take care, remain calm, and avoid approaching stray dogs. ıf you’re bitten, seek medical advice as rabies and other animal borne diseases are present in turkey.

    --- spoiler ---

    herkes 7-8 dil bildiği için çevirme gereği duymadım

  • trabzon maçında sarı kart görmeden önce üzerine doğru yumuşak gelen bir topu göğsüne alıp sürmek yerine omuzuyla ara pası atmaya kalktı, sinirden ayağa fırladım, kendini hala katar liginde zannediyor, çünkü porto’da böyle işlere kalkışmıyordu,
    ardından yusuf’un topu çizgiden mükemmel çevirmesine mukabil çift daldı, ya senin ne hakkın var adama çift dalmaya? sonra yusuf’u bir eliyle yerden kaldırır gibi görünürken aşağıdan ayağıyla tepikliyor, ikinci sarıyı o anda hak etti.
    ardından hakem düdüğü gözüne soktuktan sonra hakemi beklemeden 3. sarıyı hak ederek alıyor.
    porto’da 42 maçta 1 sarı kart gördü. orda 42 maçta 1 sarı kart görüyorken burada 60 dakikada nasıl 3 sarı kartı hakkedersin!?
    demek ki ortada bir ciddiye almama durumu söz konusu, cezası bitince şenol hoca direk sahaya çıkarmaz bir süre yanında oturtur,
    ki oturtması da gerekir..

    uğur meleke 24.08.2015 lig radyo.

    şu dünyada seninle aynı düşüncede birilerinin olduğunu görmek mutluluk verici.

    edit: imla

  • kelimenin bahis konusu olan sanat akımına ad olması 1908 de paris'te georges braque'ın resim sergisindeki kübik biçimlerden oluşan bir ev resminin gören matisse'nin alay olsun diye bu resmi kübist olarak nitelendirmesiyle başlamıştır. kelimenin kavramlaşması ise vauxcelles'in teklifidir. akıma böyle bir ismin verilmesi ile (bkz: picasso), (bkz: cezanne), braque, picabia, gris gibi ressamların resimleri ile ilişkisi vardır.

    1908'lerdeki empresyonizme ve o güne kadarki diğer sanat anlayışlarına tepki olarak doğan kübizm, önce bir resim akımı olarak görülmüş daha sonra (1913'lerde) onunla yakın ilişkide olan şiirde kendini hissettirmiştir.kübizm 1930' lara kadar tesirini sürdürmüştür.