hesabın var mı? giriş yap

  • van persie kostugunda pas verilmeyince ya da basarisiz pas olunca, ulan ayip oldu adama yaa diyip utandigim mactir

  • elindeki reçeteyi yavaşça yere bırak ve sakin ol. bu ne kibir. hem bankacı hem psikolog hem doktor her şeymiş meğer eczacılar ama bizim haberimiz yokmuş. yahu günümüz eczacılarının bakkaldan ne farkı var. içinizde manuel ilaç yapabilen kaç kişi var bunun cevabını verin lütfen. bir metropolde bunu yapabilen eczacı sayısı bir elin parmaklarını geçmez geçen doktorun yazdığı manuel bir ilacı hanginize geldi isem yapamayız diye geri çevirdiniz. en sonunda yaşça büyük eski bir eczacı yapabildi. susun ve oturun. kapatacaklarmış kapatın ulan ne işe yarıyorsunuz.

    zorunlu edit: manuel ilacın adı “majistral”miş sağolsun bir çok eczacı arkadaş yazdıklarımı haklı çıkarırcasına nezaketten yoksun bir üslupla dalga geçerek mesaj atmışlar. bir kısmı da bunun ücretinin devletten tahsilinde problem yaşadıklarını ifade etmişler ki bu eğer böyle ise yapamadıklarını söylemek suretiyle vatandaşı aldatma durumu var. yazık valla ben böyle bilmezdim sizi.

    şiirli edit: bütün nezaketsizlere bir şiirle cevap vereceğim.

    mey biter saki kalır.
    her renk solar haki kalır.
    ilim insanın cehlini alsa da,
    hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.
    saygılarımla.

  • doğru olanı yapan kişidir. ustaların da tavsiyesidir bu; aracınızda mutlaka çeyrek depo yakıt bulundurmak zorundasınız. eğer aracınızı sürekli 30-40 liralık yakıt ile kullanıyorsanız da, o çeyrek deponun üzerine devam etmelisiniz. yani çeyrek depo yakıtı deponuzda demirbaş olarak görmelisiniz. zorda kalmadıkça o yakıtı harcamamalısınız. eğer çeyrek depo bırakmayıp, sürekli olarak boş depoya 30-40 liralık yakıt almaya devam ederseniz; ileride yakıt pompanızı yanmış vaziyette elinize alırsınız. çünkü; yakıt pompası deponun içinde bulunuyor ve görevi; depodaki yakıtı belli bir basınç ile motora iletmek. siz depoya sürekli minimum yakıt aldığınızda, pompa kısmen kuru çalışmaya devam edecek ve ileride benzin pompasındaki motorun aşırı ısınmasına sebep olarak, yanacaktır.

    belirtileri ise;
    - araç marş alıyor fakat çalışmıyorsa,
    - araç çalışıyor fakat gaz yemiyorsa,
    - araç hareket halindeyken tekleme yapıyorsa,
    - araçta yakıt az iken devire girmiyorsa,
    - aracın yakıt tüketimi arttıysa

    geçmiş olsun. siz hep 50 liralık aldığınız için en çok da sizi etkiledi şimdi.

  • unutmak isteyen veya unutanlar için;

    7 haziran 2015 tarihinde, şu başımızdakileri def etmek için bir şansımız olmuştu.

    bu şansı maalesef iyi değerlendirememiştik o dönemde.

    malum stepne parti liderinin, daha seçim sonuçları netleşmemişken, iktidarda olan partinin olmadığı "çözüm" önerilerine kapıyı kapatması, en büyük nedeniydi bunun.

    ardından, sanki tüm türkçe sözcükler bitmiş gibi "istikşafi" gibi bir sözcüğün seçildiği, görüşmeler yapıldı, en çok oy alan partiyle diğer partiler arasında. elbette herkes farkındaydı, bir seçime daha gidebilmek için zaman kazanma oyunları olduğunu bunların.

    elbette görüşmelerden sonuç çıkmadı ve "seçim" kararı alındı.

    ve sonrasında da hemen tüm ülkede "patlama"lar olmaya başladı.

    ne tesadüf!

    bunlardan en büyüklerinden biriydi işte 10 ekim patlaması.

    olan, yurttaşın hakkını savunmak isteyen, özgürlük isteyen, hukuk isteyenlere oldu, her zamanki gibi.

    onlar gitti.

    yaklaşık bir ay sonra seçim oldu.

    daha birkaç ay öncesinde, iktidarı devretme olasılığı dillerde dolaşan bir parti, yeniden çoğunluğu aldı.

    ondan sonra olanlar ise, meclisin devre dışı bırakıldığı, saçma sapan bir yönetim modelinin başımıza gelmesi ile sonuçlandı.

    unutmayın bunları kardeşlerim.

    o insanlar boşu boşuna ölmüş olmasın.

    kanları yerde ve o "kan"ların kimlerin elinde olduğu da ortadadır.

    o seçim sonrası, muhalefet biraz daha akıllı davranmaya başladı ve büyükşehirleri aldığımız bir seçim başarısı yakaladık, kısa süre önce.

    ama işimiz daha bitmedi.

    önümüzde bir "seçim" daha var.

    işte o seçime kadar, sabırla ve yaşadıklarımızı unutmadan, beklememiz gerekiyor.

    o seçim gününde de gereğini yaparak, 10 ekim 2015 günü yaşamını yitirenlerin, yattıkları yerde huzur bulmalarını sağlamamız gerekiyor.

    bu da bizim boynumuzun borcudur, kardeşlerim.

    ali ismailler için,
    berkinler için,
    kuddusi okkırlar için,
    türkan saylanlar için,
    ethemler için...

    ve 103 yurttaşımız için...

    abdülkadir uyan
    metin kürklü
    gökhan akman
    orhan ışıktaş
    gülhan karlı elmascan
    yılmaz elmascan
    nevzat sayan
    bilgen parlak
    hacı kıvrak
    rıdvan akgül
    fevzi sert
    hacı mehmet şah esin
    gökmen dalmaç
    elif kanlıoğlu
    hakan dursun akalın
    ercan adsız
    ayşe deniz
    berna koç
    fatma esen
    gülbahar aydeniz
    eren akın
    canberk bakış
    tayfun benol
    nizamettin bağcı
    kasım otur
    başak sidar çevik
    nilgün çevik
    resul yanar
    mehmet ali kılıç
    tekin arslan
    sezen vurmaz
    dilaver karharman
    umut tan
    onur tan
    sarıgül tüylü
    dilan sarıkaya
    ali kitapçı
    ismail kızılçay
    muhammet demir
    korkmaz tetik
    veysel atılgan
    ibrahim atılgan
    emine ercan
    kübra meltem mollaoğlu
    meryem bulut
    seyhan yaylagül
    ebru mavi
    ali deniz uzatmaz
    ziya saygın
    vahdettin özgan
    cemal avşar
    ahmet katurlu
    selim örs
    azize onat
    dicle deli
    güney doğan
    binali korkmaz
    mehmet zakir karabulut
    leyla çiçek
    metin peşman
    mesut mak
    adil gür
    gökhan gökbönü
    şebnem yurtman
    osman turan bozacı
    idil güneyi
    abdullah erol
    mehmet hayta
    özver gökhan arpaçay
    şirin kılıçalp
    uygar coşkun
    ahmed alkhadi
    nurullah erdoğan
    gözde arslan
    aycan kaya
    yunus delice
    sevgi öztekin
    mehmet tevfik dalgıç
    sevim şinik
    emin aydemir
    fatma karabulut
    ramazan tunç
    erol ekici
    feyyat deniz
    necla duran
    osman ervasa
    ramazan çalışkan
    vedat erkan
    abdülbari şenci
    niyazi büyüksütçü
    gazi güray
    sabri elmas
    erhan avcı
    ümit seylan
    serdar ben
    hasan baykara
    fatma batur
    bedriye batur
    nevzat özbilgi
    ata önder atabay
    esfet duran
    mustafa budak
    ağa bayar

    ve katledilen yeşil için, önü kesilen sular için, ateşe verilen ağaçlar için...

    tanım : yüreklerimizin bir kısmını orada bıraktığımız kanlı eylem.

  • 1 dakikadan fazla konuşan herkese katılıyor. en sevdiği şey fikir onaylamak.

    - artık beşiktaş'ın bu takım olma sorununu aşması lazım şansal.

    - % 100.

    - sorun sadece guti değil.

    - kesin.

    - benzer sorunlar gassarayda da var.

    - sana % 1500 katılıyorum hocam.

    şansal abi, bari katılırken verdiğin oranlara dikkat et, gözünü seveyim. bir de sürekli "hanki" diyorsun abi "hangi" olacak o. bir de yaptığın her yorumdan sonra soru soracakken "bilmem katılır mısın" diye başlıyorsun, gerek yok. bir de markus'a çok takılıyorsun abi, adam alman adam sağı solu belli olmaz, her yorumuna, her soruna "ya natürlih" diye cevap vere vere dağ gibi adam eridi gitti.

  • 94'de türkan saylan ve ekibi beni ikna odasına almışlardı. başörtünü çıkar dediler. direndim! oğlum sen erkeksin çıkar şunu dediler. direndim!

  • ilk otomobillerin yollara çıkmasından kısa bir süre sonra ilk trafik kazası da gecikmeden gerçekleşti. bunları önlemek için birçok şehir ve büyük kasabalarda, yoğun kavşaklardaki trafiğin düzenlenmesi için trafik kuleleri yerleştirildi.

    görsel - görsel
    istanbul 2018, dünya tütünsüzlük günü için kalp şeklinde yanan trafik lambaları.

    trafik görevlileri bu kulelerde manuel olarak yaptığı ışıklarla kavşakta hangi yöndeki araçların bekleyip, hangilerinin geçeceklerini tayin ediyorlardı. bugünkü modern ışıklara göre oldukça ilkel olsa da bu yöntem işe yarıyordu.

    ancak, sürücülerin hangi rengin dur, hangi rengin geç demek olduğunu benimsemesi için trafik kurallarının standartlaşması gerektiği anlaşıldı. trafik polisleri/görevlileri ilk başlarda renkleri seçerken tren yollarındaki renkleri seçtiler. buna göre beyaz ışık geç, yeşil ışık dikkat ve sarı ışık dur demekti.

    ancak ışıkları renklendirmek için kullanılan lenslerin düşmesi yanan ışık ne renk olursa olsun beyaz görünmesine neden olduğu ve kaza ile sorunlara yol açtığı için bu renklerin yeniden düzenlenmesi gerekti.

    1953, stockholm'de bir trafik ışığı.

    1920'de william potts adlı bir trafik polisi detroit'te, woodward avenue ve fort street'in kesiştiği kavşaktaki dört yönlü trafik lambasını geliştirdi. icadı iyi karşılansa da yine bir görevlinin ışıkları açmak için trafiği gözlemesi ve anahtarları çevirmesi gerekiyordu.

    1920'lerin ortalarında mucitler otomatik trafik lambaları geliştirmek için çalıştılar. bir mucit, kavşağa yaklaşan sürücülerin kornaya basması ile değişen trafik lambasını icat etti. ancak bir sorun vardı, tüm arabalarda korna bulunmuyordu ve aynı anda iki araç kornaya bastığında sorun yaşanıyordu. ayrıca bu trafik lambaları ıslık vs. gibi etkenlerle de değişiyordu.

    sonunda trafik lambalarını otomatikleştirmenin en etkili yönteminin ışıkların bir zamanlayıcıya bağlanması olduğu görüldü. bu sistemin dezavantajı bazen diğer yönde bir araç yokken de ışığın yeşile dönmesini beklemek zorunda kalmanızdı. (halen öyle değil mi?) ancak olabilecek en etkili çözüm buydu ve tüm dünyada halen kullanılan trafik lambalarının temelini oluşturdu.

    kaynak: histroydaily