ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kız arkadaşın başka bir adamın evinde kalması
-
zor olsa gerek istanbul'da kız başınıza, umarım iyi arkadaşlarınız vardır.
heyyy en büyük trabzonspor.
ekrem'in çamlıca camii personelini geri çekmesi
-
bu kadar geç kaldığı için bu konuda ekrem'e ben de çok kırgınım.
3036 yılından geldiğini iddia eden adam
-
3000 yilindan gelmesine ragmen tiktokla iletisim kurmaya calistigina göre insanoglu zeka olarak geriye dogru gidiyor demektir.
kadının kendinden yaşça küçük erkeğe aşık olması
-
türevleriyle beraber inceleyelim;
* kadının kendi yaşında bir erkeğe aşık olması => (aşık olduğunuz erkek şu an 4-5 yaş küçük, hatta daha da küçük kızlara yazıyor. lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz.)
* kadının kendinden yaşça küçük erkeğe aşık olması => (bkz: açmayın teyzeler)
* kadının eğitim, kültür, görgü, kariyer, para vırt zırt açısından kendinden daha berbat durumdaki bir erkeğe aşık olması => "vay salak!"
* kadının kariyer, sosyal statü, para açısından kendinden üstün bir erkeğe aşık olması => "vay sınıf atlamaya çalışan paragöz!"
* kadının kendinden uzun erkeğe aşık olması => "vay bodur!" *
* kadının kendinden zayıf erkeğe aşık olması => "vay koca dötlü! adamı da mı yiyeceksin?"
sonuç: (bkz: napak ölek mi pampa)
bir babanın en mutlu olduğu an
-
gunu bok gibi gecmis binbir dert tasayla gunu bitirmis
gunu bitirirken de pili bitmis bir babanin
sizip kaldigi koltukta
boyu 90 santim olan 2 yasindaki oglunun
kendi boyundan buyuk yastik bir elinde
diger eliyle basini koydugu sert koltuk kolcagindan ayirmaya tum gucuyle israr ettigi
babanin o sersemlikle
n`oluyoruz lan
deyip gozunu actiginda ogluyla gozgoze gelip
baba yassik baba yassik
lafini duydugu andir.
ki omre bedeldir.
bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider
-
ilk seçimde vız gelir tırıs gidersin bu kafayla sayın imamoğlu. seçmenini halen 50 60 70 80 yaşındaki geçmişini yapılanı hemen unutan seçmenlerden oluştuğunu düşünüyorsun ya çok yanılıyorsun. 40 yaşına kadar olan herkesin gençliğini hayallerini çaldılar. biz bize yapılanı asla unutmayacağız. unutanları da unutmayacağız. oy koltuk sevdası için fırıldak olanları da unutmayacağız..
siz türkler sigara firmalarının kölesi olmuşsunuz
-
edit: bunlara da bakın (bkz: eşinin evinde şiddet gören teyzenin ses kaydı)
(bkz: lübnan'ın suriyeli sığınmacıları geri göndermesi/#163447633)
istanbul'u ziyaret eden bir turistin, adım başı sigara dumanına maruz kaldıktan sonra kurduğu isyan cümlesi:
görsel
" bir turist olarak istanbul'daki sigara içme alışkanlığı karşısında şoke oldum. yahu herkes sigara içiyor, inanamıyorum. kapalı veya açık alanlarda, birkaç dakikada bir adamın teki sigara yakıyor. babalar ve anneler bile çocuklarının yanında sigara içiyor. başınızı sağa sola çeviriyorsunuz ve o da ne? yine bu zıkkımı içen bir adamı görüyorsunuz.
sizin neyiniz var? avustralya'da sigaraya yüksek vergi uygulanıyor ve elektronik sigara ürünlerinin satışı yasa dışı hale geldi. türk sağlık bakanlığı türk halkını korumak için bir şey yapmıyor mu? "
bir başkası: "türkiye'yi seviyorum ama ne zaman ziyaret etsem, ben ve çocuklarım sigara dumanına maruz kalmadan yemek yiyemiyoruz. bu yüzden sabah erkenden restaurantlara gidip çıkıyorum. bütün avrupa'yı, amerika'yı, rusya'yı, iran'ı, azerbaycan'ı gezdim. istanbul ve ankara kadar halkın rahatlıkla sigara içip, diğer insanlara rahatsızlık verdiği başka bir yer görmedim."
görsel
bir başkası: "bu ulkede nefret ettiğim tek şey bu sigara dumanı. ne zaman ülkenizi ziyaret etsem buna maruz kalıyorum" demiş.
görsel
bir başkası: " bu koduğumun zehiri yüzünden ne yolda yürüyebiliyoruz, ne restaurantta yemek yiyebiliyoruz. sözde kapalı alanlarda yasak bu zıkkım ama hükümet buna göz yumuyor."
görsel
ve bunlar: " bir gün istanbul'da bir restauranta gitmiştik. görevliler gece 1 gibi bizi çıkarıp dükkanı kapatmadan önce ışıkları yaktıklarında, bütün restaurantım dumanla kaplı olduğunu gorunce gözlerime inanamamıştım. hayatımda böyle bir şeye şahit olmamıştım."
" istanbul'da yaşlı bir teyzenin sigara içtiğini gorunce gözlerime inanamadım. "
görsel
daha önce başka turistler de açık alanda sigara içilmesinden şikayet etmişti:
(bkz: sigara dumanı yüzünden ülkeye gelmeyen turist)
yazılımcılığın en kolay mesleklerden biri olması
-
hazır kodları yazanlar manav çünkü
bu bir suç duyurusudur kendimi ihbar ediyorum
-
(bkz: beyefendiye karı gönderelim)
makas atarken emniyet şeridindeki yayayı öldürmek
-
gectigimiz gunlerde tuzla'da gerceklesmis.
3 cocuk babasi bahtiyar demir'in aracinin lastigi patlayinca emniyet seridine gecip butun onlemleri aliyor. dubalari diziyor ve ustune de trafigi kontrollu bir sekilde yavaslatabilmek icin cep telefonunun isigiyla gelen araclari yonlendiriyor. her sey super, adam tum iyi niyetiyle bir de uyariyor gelenleri..
sonra bildigim butun kufurleri etsem hizimi alamayacagim bir maganda o trafikte makas atarak geliyor, hic bir seyi gormeden emniyet seridine daliyor ve tum onlemleri almis olan bahtiyar demir'i olduruyor.
bitti mi? hayir
daha cenaze kalkmadan bu serefsiz serbest kaliyor ve ulkede hayat devam ediyor...
emniyet seridi ile ilgili dogru duzgun hic bir yaptirimda bulunmayanlarin da ayrica allah belasini versin.
http://www.haberturk.com/…gistirirken-canindan-oldu
http://www.milliyet.com.tr/…-oldu-do7lylftjtog.html
dedenin ölmesi
-
dokuz yıl önce soğuk bir bayram tatiliydi. her fırsatta kaçtığım yer olan köye, dedemin yanına gitmiştim. tatilimin son günü, evde yalnız kaldığımız bir anda dedem bana seslendi. koştum gittim, "gel dedi, yanıma otur" oturdum. kolunu attı, sarıldı, iki damla yaş düştü gözlerinden. şaşırmıştım. çerkes ihtiyarları sert olur. sert adamdı benim dedem de. neredeyse altmış yıl aynı yastığa baş koyduğu babaannem öldüğü gün bile tek damla gözyaşı görmedim ben bu adamın gözlerinde. bana yakında öleceğini, bir daha görüşemeyeceğimizi söyleyerek vedalaştı ve helalleşti benimle. o an tek düşündüğüm şey dedemin bunamaya başladığıydı ama çok geçmeden ölüm haberini aldım. ölürken bile kendini bozmadan öldü. durup dururken " oğluma (babama) haber verin, ben ölüyorum" demiş, yatmış ve ölmüş. bir daha asla ne bir bayramın tadı oldu eskisi gibi, ne de köyün. evin direği yok o öldüğünden beri ve kimse yıl 1934, ağustosunun 26'sı diye başlayan hikayeler anlatmadı bir daha. ve eminim ki dünyada bir kez daha bu kadar saygı duyacağım bir insan olmayacak.