hesabın var mı? giriş yap

  • yabancı uyruklu nedir ya? sanki norveçli alman falan, düpedüz şuna mülteci desenize. anahaberlerde de durum aynı, mülteci suriler diyemiyorlar

  • bunun bilimsel bir teoriden cok felsefenin alanina giren bir paradigma olabileceği yonunde iddialar vardir. $oyle ki; bir sorunun bilimsel arastirmaya konu olabilmesi icin olculebilir ve tekrarlanabilir (deneysel) olmasi gerekmektedir. "tanri var midir?", "evrenin di$inda ne var?", "ruh nedir?" vs. gibi sorularla bilimin alakadar olmamasi merak eksikliginden, bilim insanlarinin inancsizligindan ya da bilgi beceri yetersizliginden degil yanli$lanamaz / kanitlanamaz olmasindan kaynaklanmaktadir. bu baglamda supersicim teorisi ya da her $eyin teorisi de planck uzunlugundan kucuk olan $eylerle (ne demekse) ugra$ma ya da bir nevi her $eyi kapsayan (her olcekte her zaman gecerli olmu$ olacak olan gibi bi$eyler), ondan yola cikilarak her $eyin turetilebilecegi iddiasında olma gibi nedenlerle bilimsel olarak kabul edilmemek istenmektedir.
    gunumuz biliminin eri$tigi nokta goz onune alindiginda hak vermemek elde degildir. fakat tarih, bilimin kolunun asla uzanamayacagi iddia edildigi halde bilim kitaplarinin tozlu sayfalarinda yerlerini almi$, bu gun her kesce kabul edilen aciklanmis ve kanitlanmis olay ve olgularla doludur; (bkz: atomalti parcaciklar), (bkz: dna), (bkz: bilgisayar) hatta (bkz: bakiri altina donu$turme)...

  • başlık: oruç tutmayacaklar icin önemli bi duyuru

    @1 allahım niyet ettim senin rızan icin bugünkü ramazan orucumu tutmaya!!

    hadi gecmiş olsun okuduysanız artık niyetlisiniz iftara kadar bişe yiyip icmeyin cok büyük günahı varrr

  • kurtuluş savaşı komutanı. çanakkale zaferinin önemli ismi.
    1871 yılında istanbulda doğdu. 1891'de harp okulunu, 1894'te de harp akedemisini bitirdi. trablusgarp, balkan ve birinci dünya savaşları'nda görev aldı. çanakkale deniz muharebeleri'nde üstün başarı kazandı. 1918 yılında harbiye nazırlığı 1919 yılında genelkurmay başkanlığı görevlerinde bulundu. 16 mart 1920'de istanbul işgal edilince tutuklanarak malta'ya suruldu. 1921 yılında yurda donunce, elcezire cephesi komutanı olarak istiklal savaşına katıldı. büyük zafer'den sonra bir süre 3. ordu komutanlığı yaptı. 1923-1924 yılları arasında elazığ milletvekili olarak tbmm'de görev aldı. 1926 yılında orgeneral rütbesine yükseldi. askeri şura uyelği ve generaller askeri mahkemesi başkanlığı görevlerinden sonra 1935 yılında emekli oldu. 1938 yılında hayata veda etti.

  • “insanlar asla söyledikleri kadar meşgul değillerdir. insanların öncelikleri vardır ve bazen sıra sana gelmez.” paul auster

  • ali nesin'in paylaştığı utanç verici gelişme.

    --- spoiler ---

    sevgili dostlar,

    valilik banka hesaplarımızı bloke etti. bu vakıf’ta maaşlı çalışan var, okuyan, beslenen çocuk var demeden, acımasızca... bir yere kaçtığımız, kaçacağımız da yok, devlet istediği zaman istediğini alır zaten. banka hesaplarımızı bloke etmek en hafif deyimle ancak hoyratça bir tavır olabilir.
    konuyu kısaca anlatayım.

    2017’de sizlerin de katkısıyla komşu araziyi satın almış, böylece nesin vakfı’nı büyütmüştük. babamın hayaliydi, gerçekleştirdik. geçen yıl, ismailağa cemaatinden olduğu anlaşılan rabıta vakfı yeni aldığımız bu arazinin hemen yanına yerleşti. böylece onlarla komşu olduk. eksantirik ve hatta sevimli bulduğum bu cemaatin yanı başımıza gelmesinden hiç rahatsız olmadım, hatta aksine, gülümsemeyle karşıladım. türkiye farklı inançların, farklı görüşlerin, farklı yaşam tarzlarının bir arada barış içinde yaşayacakları bir ülke olmalı çünkü, aksi hâlde hiçbirimize huzur yok. 1995 temmuzunda ülkeye döndüğümde de bu düşüncedeydim, bugün de bu düşüncedeyim. siyasi tavırlarımı biliyorsunuz… ama olaylar hiç de umduğum gibi seyretmedi.

    yanı başımızda kalabalık ve yüksek sesli ayinler düzenlediler. bakışlarından ve hareketlerinden rahatsız olmamızı istedikleri anlaşılıyordu. fotoğraflarımızı çekip özel hayatımızı ihlal ettiler. tehdit ettiler. çatalca’da aleyhimize dedikodular çıkardılar. hiç nedensiz düşmanca bir tavır içine girdiler. kaçak bir cami (ya da mescit) inşaatına başladılar. içlerinden biri bize fiziken saldırdı. hiçbir zaman tahriklerine kapılmadık ama gerekeni yaptık; ne yazık ki şikayetlerimizin hepsi resmî mercilerden geri döndü. arkaları sağlam anlaşılan. buraya kadar olanlar o kadar önemli değil, biz bu tür mücadelelerle çok haşır neşir olduk, âdeta nasırlaştık. sonrası daha vahim.

    bir ay önce valilik, izinsiz bağış kampanyası yaptığımız gerekçesiyle banka hesaplarımızı bloke etti. şu anda paramıza ulaşamıyoruz. hem araziyi hem de o süreçte toplanan parayı istiyorlar. bir ay boyunca sorunu diyalogla, güzellikle, bu ülkeye ve insanlarına inanan uygar insanlar gibi çözmeye çalıştık, ama olmadı. izinsiz bağış kampanyası dedikleri de bir facebook duyurusundan ibaret. kaldı ki o zamanlar sosyal medya duyurularını kampanyadan sayan bir kanun maddesi de yoktu, üç dört yıl sonra çıktı.

    son bir söz: nesin ailesi bu ülkenin düşmanı değildir, aksine, birinci dünya savaşı’na, ardından gönüllü olarak kurtuluş savaşı’na katılan dedemi de sayarsak, üç kuşaktır karşılıksız bu halka hizmet ediyoruz, izin verirlerse daha da edeceğiz. yetti ama!

    ali nesin

    --- spoiler ---

    kaynak: https://www.facebook.com/…77/posts/3175182246095465

  • bir de bunun pazar sabahı 12de uyanınca saatin bir anda akşam 11 olması var ki.. allah belasını versin.

  • bir ortadoğu uzmanına göre, başına gelen en basit musibet de bile "ben/biz nerede hata yaptım/yaptık" diyerek ders almak yerine "bunu bana/bize kim yaptı" paranoyası ile komplo teorileri üretmesidir. bu nedenle "bir musibet bin nasihatten iyidir" atasözü de, olan bitenden ders almamakta ısrarlı, bildiğini okuyan ortadoğu insanı için geçerli değildir.