hesabın var mı? giriş yap

  • check in genellikle 1 saat önce kapanır çünkü:
    yolcu sayısı ve bagaj sayısı sabit hale getirilip, bagajların uçağın kargo bölümlerine nasıl yükleneceği hesaplanır. bu hesaplamalar, uçağın ağırlık merkezinin uygun limitlerde çıkması için gereklidir ve her uçuştan önce yapılması gereken legal işlemdir. uçak tam dolu değil ise yolcuların check in yaptıkları koltukları dahi değiştirmek durumunda kalabilirler ki ağırlık merkezini korumak adına dağılım düzgün yapılsın.

    bu hesaplamalar en son kaptan tarafından kontrol edilir ve gerekirse müdahale edilerek düzeltilir.

    bunların tamamı için zamana ihtiyaç vardır. çünkü bagajların yüklenmesi, gerekirse farklı kargo bölümüne alınması zaman alan bir işlemdir.

    geniş gövdeli yani çift koridorlu büyük uçaklarda yolcu sayısı daha fazla olduğu için ve boarding daha fazla vakit alacağı için boarding'in bir saat önceden başladığı bile olur. böyle durumlarda check in daha önceden kapatılabilir.

    dolayısıyla "uçak orada duruyor, daha kalkmadı ama beni almadılar." tamamen cahilce bir önermedir.

    sözlük yazarlarına saygılarımla...

  • biri tam buğday (büyük ihtimalle eser miktarda tam buğday içeriyor) biri de beyaz ekmek olmak üzere 2 ekmek aldım. kasiyer üç ile biten bir rakam söyledi. 23 tl dedi diye düşünüp 25 tl uzattım. kasiyer 13 tl deyip 10 tl'sini geri uzattı. fiyat algılarım öyle bozuldu ki 2 ekmeğe 23 tl vermek normal geldi bir an.

  • aklıma direkt “acaba yediğimiz paketli gıdalar nasıl üretiliyor?” sorusu geldi. ve iyice tiksindim. tam da diyete girmiştim bugün. gerçekten iyi oldu bu video. sosisin yapılma sürecini izledikten sonra ağzıma sosis vurmamıştım. bu da onun gibi oldu. tamam belki bizim yediklerimiz fabrikada üretiliyor ama bu onların hijyenik olduğunu göstermez. en basitinden sürekli içtiğim kahve bile sıkıntılı. çünkü çoğu kahveci makinelerini iki ayda bir temizletmeleri gerekmesine rağmen senede bir falan yapıyor bu işlemi. neden? çünkü güzel ülkemde bu işlem bile çok pahalı. tabi bu bahane değil, sen bir bardak kahveye minimum 40 tl alıyorsan, temizliğini de yaptırmalısın.
    sonuç: dışarıda bildiğiniz bir yer değilse yenilen-içilen her şey yüzde doksan antihijyenik ortamlarda yapılıyor.

  • eminim cok az da olsa istisnalari vardir ama genel olarak bu kadar sevmedigim bir meslek grubu yok. her taksiye binisim ayri bir olay. zaten cogu maske takmiyor. hadi tek basinayken takmayabilir, musteri binince de takmiyor. illa uyarmak lazim.

    bugun avrupa yakasindan asya yakasina gecmek icin tam 40 dakika hem bi taksiden hem normal yoldan gecenlerden taksi bulmaya calistim. 4 tane taksici karsiya geciyorum diye almadi. boyle rezillik olur mu ya? bu kadar zengin mi bu taksiciler keyfine gore karsi musterisi almiyor!?

    sonra uber geldi diye aglarlar. beter olun.

  • adam canlı yayında milletin ağzına 35 cm'lik büfe tipi salamı iteleyerek soktu, böyle konularda hayatta sırtı yere gelmez.

  • birkaç ay kahve içmeyin, alkol almayın falan tamam ama en önemlisi büyük markete alışverişe gitmeyin derim ben. sigara içseydim şu kadar para harcamış olcaktım diye diye saçma sapan şeylere acımadan para veriyor insan.

    -güney dakota mantarı... hmm.. şekli de ne değişikmiş. köftenin yanına koysam... oha kilosu 60 lira yuh!
    (iç ses: 200 gr alsan iki paket sigara parası eder. sigaraya olunca acımadan veriyodun ama?)

    -bu neymiş pekin inciri.. hmm. hiç yemedim. tadı nası acaba... tanesi 7 lira aherey delimiskiyo be!
    (iç ses: bi paket sigara parası hepi topu. sigarayı bıraktığıma göre...)

    uzatmayayım sonuçta karfurun normalde yanından geçmeyeceğin yok avrupa mutfağı, yok uzak doğu bişeysi raflarında ne kadar pahalı değişik abur cubur varsa, sebze meyve reyonunda ne kadar abidik gubidik ekvator meyvesi varsa, sigara paketi açısından ederini hesaplayıp "e sigarayı bıraktım nasolsa" diyerek alıp dolduruyorsun, bilincin yerine geldiğinde de için yanıyor o verdiğin paralara. bu yüzden ilk birkaç ay şekilli büyük markete sakın girmeyin, mümkün mertebe bakkala, mini markete gidin derim ben, domates, kabak, tat salçadan başka bir şey görmeyin rafta.

  • "cumhurbaşkanı erdoğan, taşınmaz satışı karşılığı vatandaşlık verilmesi uygulamasının genişletilmesine karar verdi.

    artık arsa alarak da türk vatandaşlığı edinilebilecek. uygulamanın şartı ise arsada kat mülkiyeti veya kat irtifakı olması ya da arsa üzerinde yapı bulunması olacak." görsel
    link

    edit: gazeteci bora erdin:
    “türk vatandaşlığı verilmesine ilişkin taşınmazlar arasına 400.000 dolar niteliğindeki kat irtifakı ve üzerinde taşınmaz bulunan arsalar da dahil edildi.
    mücavir alanda bulunan köylerdeki arsalar da vatandaşlığa uygun hale geliyor.”

    bir ülke işgal ediliyor. torunlarımız bize lanet okuyacak. yazıklar olsun!