hesabın var mı? giriş yap

  • çağının ticaret burjuvazisinin çıkarlarını temsil eden merkantilizm sanayi kapitalizminden önceki döneme adını vermiştir. sistem, parasal zenginlikle özdeşleşmiştir. merkantilistlere göre zenginliğin temel kaynağı, maddi değer kaynaklarının üretimi alanında değil, ihracat ve iç ticaretin düzenlenmesiyle paranın ve eşyanın dolanımı alanındaydı.

  • güzel kadın işi nasıl olsa zamanla öğrenir ama çirkin bir kadın zamanla güzelleşemez diye düşünüyor olabilirler.

  • hayattaki tek başarısı süslenmek olan bir kezbanın köpeği olmuş kociştir. arkadaki çalışanın "ne yapıyor bunlar amk" bakışı olayın vahametini anlatıyor zaten.

    ha bi de hiç öyle ay avam numarası yapmayın kızlar, böyle adam bulsanız siz de atlarsınız. paralı kocayı görünce feministlik bitiyor tabii.

  • son 6 ayda,

    su kuyruğuna girildi.
    tüp kuyruğuna girildi.
    yağ kuyruğuna girildi.
    ekmek kuyruğuna girildi.
    kıyma kuyruğuna girildi.

    hoşgeldin hasta kuyruğu.
    hoşgeldin 80'ler.

  • (bkz: brucella)
    (bkz: tuberkuloz)
    (bkz: campylobacter)
    (bkz: shigella)
    (bkz: e. coli)
    (bkz: listeria)
    (bkz: salmonella)
    ....

    daha gider bu... bunlar işlem görmemiş çiğ sütten bulaşan hastalıklardan bazıları. bir kısmı öldürücü iken bir kısmı sadece gıda zehirlenmesi yapar... bir kısmı kaynatılınca ölürken bir kısmı toksin salgıladığı için kaynatsan da işe yaramaz. arada sporlu bakterilerin yarattıkları var. kaynatıyorsun sonrasında spordan çıkıp kaldığı yerden devam ediyor falan...

    doğru düzgün tarım politikası olmayan, trakya harici hastalıklardan ari bölgesi bulunmayan * türkiyede yıllar öncesinden yapılması gereken düzenlemedir.

    adam sütü şirkete satamıyor neden?

    hayvana ilaç kullamış, süt antibiyotikli, şirket almıyor sokakta satıyor

    inekte mastit var, cmt mor lapa olmuş sütü satamıyor, sokakta satıyor

    süt kesilmiş içine çamaşır sodası, hidrojen peroksit döküyor açıyor sokakta satıyor.

    su katmak çok naif bir şey açık süt sektöründe. katmayan zaten yok default ayarlar.

    sen sevgili dingil de köy sütü diye, organik diye alıyorsun çiğ sütü... al yavrum, minik kuşum, zaten hiç hasta olmadın, zaten senin aldığın adam kendi sütünü satıyor falan... uht sütten zaten yoğurt bile olmuyor*.

    türkiye gibi veteriner saha yapılanmasının düşük olduğu / olmadığı ülkelerde tüketilmemesi gereken ilk hayvansal üründür çiğ süt.

    brucella olursunuz, çükünüz düşer.

    *

    edit: ya 3-5 ineği olan adamların kapı kapı dolanıp sütünü satmaya çalıştığını düşünen naif insanlar var ne güzel... o adamın ineği günlük ortalama 15 lt süt verse, 5 inekten 75lt süt yapar. o adamın aracının arkasındaki depo kaç litre lan bi düşün? bu adam her gün kaç kişiye süt satıyor?

    adam 3-5 ineği olan kişilerin , şirkete/mandıraya satılamayan sütlerini benzer/ çoğu zaman daha düşük fiyatlardan toplayıp size kakalıyor açık süt diye -normalden daha pahalıya- siz hala yok köy kokusu yok bilmem ne...

  • bu entry’de ise maddeler halinde yaşadıklarımı anlatacağım.

    1- 2016 mart'da kızılay’da medikal direktör'e ulusal kan ürünleri rehberiyle ilgili mail attım. sorduğum soruların cevabından çok ulusal kan ürünleri rehberinde yazılanların kopyası vardı.

    2- 19 eylül 2016'da rehberin düzeltilmesi ile ilgili resmi olarak memnuniyet eleştiri şikayet(meş) formu açtım. [normalde 1 haftada kapatılması gerekiyordu fakat ankara’ya gidip olanları basına anlatacağım diyene kadar yani 23 ay açık kaldı]

    3- 21 eylül 2016'da kızılay'da üst düzey bir yöneticiye whatsapp'tan rehberin düzeltilmesi ve güncellenmesi ile ilgili meş'de yazdıklarımı pdf dosyası yapıp gönderdim.

    4- meş'den bir süre sonra tüm türkiye'de, kızılay kan hizmetleri yönetiminde çalışan bir doktor ve mikrobiyoloji uzmanı tarafından eğitim verildi. bu eğitime gelen hocalarımıza rehberin kesinlikle güncellenmesi gerektiğini söyledim. cevap olarak rehberin red kriterlerinden memnun olunduğunu aldım.

    5-6 mayıs 2017'de sunum hazırlayıp kızılay'da yönetici olarak çalışan bir doktora whatsapp üzerinden gönderdim.

    6- 7 mayıs 2017 tarihinde düzeltici önleyici faaliyet açıp rehberin güncellenmesi gerektiğini bir kez daha belirttim.

    7- www.kanvercanver.net sitesini kurdum. dünya'daki belli başlı rehberlerin red kriterlerini elimden geldiğince çevirdim. ekipte çalışan doktorlara siteyi ulaştırabilir miyiz yazılı mailime medikal koordinatör tarafından maalesef cevap verilmedi.

    8- aralık 2017 tarihinde kızılay'ın düzenlediği ekip liderleri toplantısının son gününde tüm sorunlu gördüğüm konularla ilgili bir konuşma yaptım. tüm yöneticilerin önünde noktasına virgülüne dokunmadan şu cümleyi kurdum. "bakın kızılay’ın şu an ivedilikle tüm gücüyle gerekirse cumhurbaşkanı danışmanlarının kapısında yatıp bir an önce rehberi güncellemeye başlaması gerekir. bu rehber yüzünden günde yüzlerce belki de binlerce kişiden kan alınamıyor yine yanı sayılarda alınmaması gereken kişilerden kan alınıyor. bunun vebalini ödeyemeyiz." aynı toplantının değişik günlerinde "detaylı bir ilaç listesi hazırlıyoruz. yakında elinizde olacak" "ankara'da komisyona çağrılacaksınız" cümlelerini benimle beraber toplantıya katılan tüm doktor arkadaşlarla beraber duydum.

    9- resmi yazı ve kongrede uyarmama rağmen 18 temmuz’da suriyelilerden kan alımının önü açıldı ve iyi niyetli mücadelemin bir sonuç getirmediğini anlayınca 20 temmuz 2018 tarihinde rehberin güncellenmesi ile ilgili hiç bir gelişme olmayacağından emin olunca göreve başlayışımın 3. yılında 30 sayfalık "kızılay yıllardır güvensiz kan mı alıyor?" başlıklı bir günde yazdığım yazıyı sadece rehberin düzeltilmesine yönelik bir garanti olması açısından sosyal medya ve medya ile paylaşacağımı söyleyen bir maili yöneticilere gönderdim.

    10- kızılay kan hizmetleri'nde üst düzey bir yönetici ile görüştüm. derdimi anlatamadım. anlatamadıkça sinirlendim.

    11-daha sonra yaptığımız görüşmeyi gözden geçirip yöneticiden özür dileyip kızılay'da gördüğüm sorunları anlattım ve rehberin bir an önce güncellenmesi gerektiğini söyleyen bir mail attım.

    12- eylül 2016'da açtığım şikayet formuna anlamsız bir cevap geldi. normalde 1 haftada kapatılması gereken meş 2 yıl aradan sonra kapatılmıştı. bu cevaba yapılması gerekenleri anlattığım bir mail daha yazdım. ardından 5 ağustos'ta aldığınız kararların bilimsel dayanağını görmek istiyorum şeklinde mail attım cevap alamadım.

    13- ardından 17 ağustos'ta blöf olarak attığım maile kızılay tarafından resmi olarak skandal bir cevap verildi. bu resmi cevapta olanların duyulması halinde tarafıma dava açılacağı söyleniyordu.

    14- 18 ağustos'ta gönderilen yazıya ne kadar sinirlensem de güzelce bir kez daha kanıtlarımla cevap verip amacımın daha iyi bir rehber hazırlanması olduğunu bir kez daha anlattım. daha iyi hazırlanmış bir rehberin hiç kimsenin zararına olmayacağını belki de yirminci kez söyledim.

    15- ardından doktorların hepsine anket ve test soruları gönderdim. doktorlara gönderdiğim mail'de yöneticilerin istifasını talep ettim.

    16- medikal koordinatör tarafından arandım. komisyon kuralım düzeltelim cümlesini sonunda duydum. fakat 2 saat geçtikten sonra iptal olduğunu öğrendim. doktorların test ve anket sonuçlarını yayınladım.

    17- personeli kışkırttığımdan dolayı tazminatlı olarak iş sözleşmemin feshi nedeniyle son savunmamı yazdım.

    18- türk kızılayı çalışanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğum iddia edilerek tazminatsız olarak iş sözleşmemin fesih edildiğini tebliğ ettim.

    19- 15:35'de tebliğ ettiğim yazıdan yarım saat sonra rehberin revizyon haberini mail üzerinden aldım. bu rehber öyle ya da böyle bir şekilde düzeltilecek diyerek verdiğim sözü tuttum.

    20- yüzüm ak, başım dik, onurlu bir şekilde hakkımı helal etmeyerek kurumdan ayrıldım.

    21- aradan geçen süreye rağmen kan bağışcısı seçim kriterleriyle ilgili herhangi bir düzeltilme yapılmadığını öğrendim. işe dönüş davamı kazandım ve bu yanlışlıkların bir an önce düzeltilmesi amacıyla yardımınızı dileniyorum.

    okuyan, paylaşan, destek olan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. emile zola’nın dediği gibi “gerçek yürüyor ve onu hiçbir şey durduramaz”

    #haketmiyoruz

  • böyle ahlaksız namusuz dolandırıcılar da türedi piyasada.öncelikle ecem hanıma geçmiş olsun diyorum.

    eğer hala gerçek bir enerji yüklemesi yapan biri arıyorsa benimle iletişime geçsin.