hesabın var mı? giriş yap

  • “ kadına saygım büyüktür ama döverim “
    “ kadın dediğin dayak da yemeli “
    “ üç türlü kadın vardır : günlük, haftalık, ömürlük”

    yukarıdaki üç cümlenin sahibidir. ve bu cümleleri sarf edebilen birinin saygı görüp ünlü (!) olacağı tek yer de türkiye’ dir.

    bakın daha perihan savaş’ ı 80’lerde tüm gece dövmesi, yüzünü gözünü morartması, mahkemelik olmaları, üstüne bir de “ kendime hakim olamadım, onu öldürebilirdim “ diye ifade vermesi var.

    sonra derya tuna’ yı da dövdü diye manşetlere çıkmış. asena olayı desen zaten yakın geçmiş.

    hala mı “ ama sesi güzel yeaaa” ?

  • bu başlık altında oluşan ve oluşabilecek gündelik hayat teorileri yanında konuyu bilimsel olarak incelemiş olan insanlar da bir iki şey söylemiş, onları aktaralım dilimiz döndüğünce. önce ne olmadığına bakarsak: telefonla konuşurken oraya buraya yürümek, insanın kendisine meşgul süsü vermesi ya da zihin ve beden arasındaki bağlantının kopması sonucu olarak ortaya çıkmaz. hiperaktif insanlarda değil, insanların çoğunda görülen ortak bir davranış.

    şu örnek üzerinden adım adım gidelim ki kolay anlaşılsın: masaya birini oturtuyor, hemen önüne oyuncaklar koyuyorsunuz, farklı renkleri şekilleri olsun. insanlara bunlar hakkında konuşun diyorsunuz, konuşmaya başlıyorlar. bunlar yapılmış bilimsel deneyler. bu deneylerin görüntü kayıtlarını incelerseniz insanların el kol hareketi yapmadan konuştuğunu görürsünüz. bu arkadaşa parasını verip güle güle dedikten sonra ikinci kişiyi çağırıyorsunuz ancak oyuncaklar 50 cm. kadar uzakta bu sefer, yine masanın üzerinde. bu arkadaş konuşurken arada gösteriyor oyuncakları. bu arkadaşa da güle güle dedikten sonra diğer arkadaşı çağırıyor, masanın öteki ucundaki oyuncaklar hakkında konuşmasını istiyorsunuz, el kol hareketleri coşuyor. son arkadaşa masadaki oyuncakları bir süre gösterip başka bir salona alıyorsunuz, burada az önce gördüğü oyuncaklar hakkında konuşmasını istiyorsunuz, el kol hareketleri ziyadesiyle sapıtmış durumda, ama farkında değil. bundan sonra telefonla yapılan deneyleri hayal ediverin artık, uzamasın.

    bu tür davranışlar, yani aşırı el kol beden hareketleri, yürüme vb. insanlar görmediği şeyler hakkında konuşurken ortaya çıkıyor. özellikle soyut kavramlarla uğraşan insanlarda görülmesi de tesadüf değil, zira aristo felsefesi peripatetizm adıyla da bilinir. biraz internette dolaşıp felsefecilerin ders kayıtlarını seyrederseniz bu yürüme hareketlerinden bolca görürsünüz. telefonda konuşurken oraya buraya yürümenin nedeni de bu davranışın özel bir biçimi oluyor.

    bugünkü masalımız da burada bitiyor sevgili sözlük. tüm yazarcanların gözlerinden öperim.

  • "sen allah'ın varlığının en büyük ispatısın." dedi. düştü ellerimden tüm cümlelerim.
    sevgilimdi, eşim oldu.

  • hoca ne yaptın.

    filmi bugün ikinci defa izledim ve çok daha iyi hazmettim. uzunca bir süre, 1001 çeşit okuması yapılabilecek bir başyapıt olduğuna ikna oldum.

    ilk izlediğimde kaçırdığım, ikincisinde yakaladığım bir an var ki; bir an ayağa kalkıp saygı duruşuna geçmek istedim.

    --- spoiler ---

    kitapçıda taşralı yazar ve sinan hararetli bir şekilde edebiyat tartışırken, dışarıda sağanak yağmur başlaması ve genç bir kızın kitapçıya girmesi...

    insanlar kitapçıyı ancak yağmurdan kaçarken sığınmak için girilebilecek bir yer olarak görürken, iki taşra yazarının boşu boşuna kendilerini paralamaları...

    --- spoiler ---

    hoca ne yaptın.

  • her ofiste demirbaş olarak bulunan elemandır. 'bizim ofiste yok' diyorsanız size kötü bir haberim var.