hesabın var mı? giriş yap

  • abd'de yazılım muhendisi maaşı ortalaması yıllık $82.000

    avrupa'da €42.000

    bir mercedes cla avrupada €23k
    yıllık maaşın yaklaşık yarısı+sınırsız sayılabilecek sosyal imkan

    abd'de $27k
    yıllık maaşın üçte biri+ultra ucuz benzin ve yaşam giderleri

    (lüks segmentin en düşük üyesi) ikinci el mercedes cla'nın türkiyede fiyatı 150 bin tl...
    buradaki muhendisler yilda 450 bin ya da 300 bin+sosyal sahiplenme mi kazaniyorlar da yaşam standartları düşsün?

    buradaki mühendis de isveçteki muhendis de yilda 60 bin kazanabilir ama o 60 binler aynı alım gücüne sahip değil

    (stockholm'den parise ucak bileti 30 euro, venediğe 70 euro...haftasonu git gel, otel 100 euro...
    ıstanbuldan venedige ucak bileti 400 tl, parise 700 tl...oteller 430 tl...nah gider gezersin, ancak pazar günü aydosa kebaba gidersin)

  • bak cahil arkadasim, kimse bu ulkede bedava yasamiyor. her insanin annesi, babasi, akradasi vs.. esek gibi vergi oduyor.

    ondan dolayi sacmalamak otesinde birsey soylemiyorsun. okuyan insanlari devlet degil anne babalari okutuyor.

    kaldi ki kimse sen hakaret et diye senin agiz kokunu cekmek zorunda degil.

  • eğer piyade tüfeklerini de içeriyorsa ak-47'dir. her koşulda çalışabilen bu silahın en güzel yanı da şeriat geldiğinde dışarı çıkıp allahu akbar diye havaya ateş açtığınızda kafanızın kesilmesini engellemesidir.

  • ben su an sosyal psikoloji alaninda doktora yapmakta olan bir psikologum. psikoloji lisans programindan mezun oldum. yuksek lisansimi da sosyal psikoloji alaninda yaptim. yani konuyla ilgili konusabilecek yetkinlikteyim.

    turkiye’de su anki kosullar altinda verilen psikoloji lisans ogretimi dusunuldugunde, uzaktan egitimle psikoloji lisans diplomasi verilmesine hem karsiyim hem degilim.

    karsiyim; cunku cunku alanin zibilyon tane sorunu var. mevcut durumda yenileme ve iyilestirme yapilmazsa, uzaktan egitimle psikoloji lisans diplomasi verilmesi alandaki sorunlari uzun vadede iyice artiracaktir. acik ogretim fakultesine sahip universitelerin bu programi tamamen para kazanmak icin acmayi planladigini dusunuyorum (bir bilimsel etik olacakti; ne oldu ona?); cunku insanlar dandik bir diplomanin ustune bir ya da birkac tane sertifika alip terapi/danismanlik/yasam koclugu(?) hizmetleri vermeye baslayacaklar. oradan buradan abuk sabuk sertifikalar alip ne idugu belirsiz danismanliklar verenler, sosyoloji mezunu olup kendisini uzman therapist olarak pazarlayip milletin parasini cebe indirenler bu alani yeterince somuruyorlardi zaten. bu insanlara yenileri eklenecek.

    ama bir yandan da karsi degilim; cunku, kendi adima, sinifta ders dinlemeyi online ogrenimden cok daha yararli ve verimli buluyor olsam da psikoloji bilimini ogrenmek icin gidip sinifta bir hocanin slayttan bayginca anlattigi dersleri dinlemeye gerek oldugunu dusunmuyorum. cok iyi universitelerin derslerine online olarak rahatlikla erisebildigimiz bir cagda yasiyoruz artik.

    ustelik, turkiye’deki psikoloji lisans programlarinin icerigi -en azindan ben mezun oldugum donemde- yeterince (zorunlu) uygulama barindirmiyordu. hocalarin kimisi yoklama almiyordu ve donem boyunca derslere ugramadan, yalnizca odevleri ve sinavlari verip gecenler oluyordu (e bu da bir cesit uzaktan egitim degil mi?). kaldi ki ogretmekle ilgisi kalmamis bazi dersle ilgisiz meselelerini, hoca sirf yoklama aliyor diye sinifta saatlerce oturup dinlemek zorunda da olmamali hicbir ogrenci.

    yani uzaktan egitimle psikoloji lisans diplomasi verilecek olmasina bu kadar tepki gosterilmesi belirli yanilgilardan kaynaklaniyor diye dusunuyorum. onlar da soyle siralanabilir:
    1. psikoloji biliminin klinik psikoloji alanindan ibaret sanilmasi,
    2. psikoloji lisans programindan mezun herkesin psikoterapist olarak calistigi yanilgisi ve
    3. klinik psikoloji uygulamalarinin lisans ogreniminin zorunlu bir parcasi sanilmasi.

    bunlarin hicbiri dogru degil (gerci 3. maddede degisiklik yapilmistir belki. iddia etmeyeyim). psikoloji bilimi ulkemizde yeterince iyi anlasilmis bir bilim dali olmamasindan kaynaklaniyor. tek tek aciklayayim.

    1. oncelikle, psikoloji bilimi klinik psikolojiden ibaret degildir. lutfen her psikologun freud ile ayni isi yaptigini, psikolojik bozukluklarla, bu bozukluklari onleme, bunlara tani koyma ve tedavi etme (psikoterapi) gibi konularla ilgilendigini sanmayin. psikoloji bilimi ilgilendigi ve inceledigi konular acisindan oldukca genis bir alandir. bilis alaniyla ilgilen, ogrenme, bellek, kosullanma gibi konularda calisan ve yapay zeka ile ilgilenen psikologlar bulundugu gibi, goc, kulturel uyum, aidiyet, kimlik, entegrasyon, davranissal iktisat gibi konulari calisan psikologlar da (bkz: ben) bulunmaktadir.
    2. evet, dogru tahmin ettiniz. psikoloji lisans programindan mezun herkes psikoterapist olarak calismiyor. ben, soz gelimi, bir kurumda yabanci iscilerle ilgili meseleleri arastiriyorum. endustri ve orgut psikolojisi alaninda uzmanlasmis meslektaslarim insan kaynaklarinda calisiyorlar ve ise alimlari gerceklestiriyorlar. psikolojinin zibilyon tane alani var ve herkes ilgili oldugu alanda calisiyor (ideal bir dunyada).
    3. klinik psikoloji uygulamalari lisans ogreniminin zorunlu bir parcasi oldugu yanilgisi da uzaktan egitime bu kadar karsi cikilmasina yol aciyor saniyorum. ben lisans ogrenimim boyunca klinik psikolojiye iliskin hicbir uygulama gormedim, yapmadim, izlemedim. her sey kuramsaldi ve deneyime iliskin her sey hocalarin terapi seanslarindan verdikleri orneklerden olusuyordu. klinik psikoloji alaninda uygulama yapabilecegimiz secmeli dersler vardi. denk gelmedi; alamadim. tek bir zorunlu stajimiz vardi. beni zorunlu staj icin kabul eden dokuz eylul universitesi’nin psikiyatri klinigi, stajimi 30 degil de 20 is gununden fazla yapamayacagimi soyledigi icin klinik staji yapamadim ve kurumsal bir firmada sacma sapan, bana kurumsal yasamin ne kadar dandik oldugunu ogreten bir staj yaptim. ınsan kaynaklarinda bile degildi.

    her universiteyi bilemiyorum; ama odtu’nun klinik psikoloji yuksek lisans programlarina basvurabilmek icin 4 yillik bir psikoloji lisans programindan mezun olma sarti var. sosyal psikoloji, gelisim psikolojisi ve trafik psikolojisi gibi diger yuksek lisans programlari ise boyle bir sart aramiyor. bircok dandik ozel universite de lisansustu program aciyor ve psikoloji lisans mezunu olma sarti aramadan ogrenci kabul ediyor. kisacasi, psikoloji alaninda akademik bir kariyer izlemek icin uzaktan egitime gereksiniminiz yok bu ulkede.

    psikoloji bolumunun baslica sorunu, dogru duzgun bir meslek yasasinin olmamasi. olan meslek yasasi da klinik psikologlari kapsiyor ve is tanimina kismen aciklik getiriyor. klinik psikolog olarak calisabilmek icin psikoloji bolumu mezunlari icin en azindan yuksek lisans yapmis olma sarti araniyor. alan disindan kisiler icinse klinik psikolojide doktora yapmis olma sarti var. sozluk’te de psikologlar zaman zaman, psikiyatristlerle karsilastirilip asagilaniyorlar. cahillik ne guzel sey. iki meslek grubunu karsilastiracaksaniz, oncelikle, psikolog degil; klinik psikolog. sonralikla, karsilastirma/birbirinin yerine gecme degil; tamamlayicilik. aslinda bu iki meslek grubu sanildiginin tersine birbirinin isini yapan meslekler degil, tamamlayicilik esasina gore calisan -calismasi gereken- meslekler olmalarina karsin, turkiye’deki algi, psikologlugun ise yaramaz bir meslek oldugu yonunde. hatta ileride bir gun psikoloji biliminin yok olup psikiyatrinin alani tamamen devralacagi yonunde soylemler bile goruyorum. cahillik ne guzel sey (iki etti). cevresel kosullarin genlerin davranissal olarak disavurumuna olan etkisini (kalitim-cevre/nature-nurture) gidip stanford universitesi’nin biyoloji ve noroloji alanlarinda calisan prof. robert sapolsky’den bir dinleyin derim. onun ifadesiyle: “genes are not about inevitability. they’re about vulnerability.” (genler kacinilmazlikla ilgili degil, kirilganlikla/hassasiyetle ilgilidir.) unutmadan, psikoloji bilimi klinik psikolojiden ibaret degildir.

    alandaki bir diger sorun ise, yazinin basinda da belirttigim gibi, psikoloji biliminin turkiye’de cok iyi anlasilmamis ve oturmamis olmasindan oturu, alan mezunlarinin nasil istihdam edileceginin bilinmemesi ve uzmanlasmaya uygun lisansustu programlarin olmamasi. bu uzmanlari yetistirecek uzmanlar da yok zaten. turkiye’de pazarlama ve reklamcilik alanlarinin ne denli genis oldugunu bilemiyorum; ama abd gibi ulkelerde pek cok psikolog bu alanlarda calisiyor. arastirma ve gelistirme yapiyorlar. kapitalizmi destekledigimden degil de bu alani ornek olarak vermek istedim. dogru duzgun bilim ve teknoloji uretmedigimiz icin, soz gelimi, bilissel bilimler alanina yonelen psikolog sayisi da azdir ki zaten az sayida bilissel bilimler lisansustu programi var. bu alanda uzmanlasan birinin turkiye’de is bulmasinin da kolay oldugunu sanmiyorum.

    son yillarda ozel universitelerin para kazanmak icin acip acip sahaya saldigi lisans mezunlariyla birlikte sayi gittikce artiyor olmasina karsin, bu mezunlarin uzmanlasabilecekleri kadar lisansustu program yok zaten. en kolay istihdam edilebilir ve en cok kazanc saglayan alan olan klinik psikoloji alani oldugundan, cogu mezun bu alana yoneliyor; ama klinik psikoloji lisansustu programlari oldukca az sayida devlet universitesinde var ve bu programlar cok az sayida insan kabul ediyor. ozel universitelerin lisansustu programlari ise ucretleri dolayisiyla cogu mezun icin erisilebilir degil; ama mezunlar sertifika programlariyla falan filan derken bir yerden isi kotarmaya cabaliyorlar.

    dolayisiyla da cogu psikoloji lisans mezununun zihinsel engelliler ya da down sendromlular gibi atipik gruplara (sosyal beceriler kazandirmak icin egitim vermek yerine) bakicilik yaptirildiklari ozel egitim merkezlerinde dusuk ucretlerle calismaktan baska secenegi olmuyor.

    ben bundan yillar once mezun olurken devlet hastanelerine 4 yillik duz lisans mezunu psikologlari psikiyatri bolumlerine atiyorlardi. bu sekilde hastanelere atanan arkadaslarim var. onlara ne yaptiklarini sordugumda “memur statusundeyiz zaten. psikiyatristler bir sey isterse test uygulamasi gibi seyler yapiyoruz. onlardan once hasta (danisan) goremiyoruz zaten” demislerdi. durumun su an nasil oldugunu bilemiyorum.

    biraz daginik anlattim saniyorum; ama demek istedigim, orgun egitim veren psikoloji lisans ve yuksek lisans programlarinin zibilyon tane sorunu varken, psikologlarin dogru duzgun bir meslek yasasi yokken, uzaktan egitimle psikolog diplomasi vermek acik ogretim fakultesine sahip universitelere para kazandirabilir; ama psikoloji alanina ve psikologlara uzun vadede bircok sey kaybettirecektir.

    ekleme: yazim yanlisi giderildi. mathey tissot'ya tesekkurler!

  • "kimse sınanmadığı günahın masumu değildir"

    debe: biryudumkitap.com e-posta kutunuza her sabah 5 dakikada okuyabileceğiniz, en iyi hikâye ve roman pasajlarını gönderir. abonelik için adınızı ve e-postanızı bırakmanız yeterli. her sabah saat 08:00'de e-postanızı kontrol edin. üstelik ücretsiz

  • çocuğu başarılı bütün ebeveynler bu listeyi mutlaka düşünmüş çocuğunun listesindeki okullardan birine girmesini istemiştir. iyilikten kasıt olarak ben; yetiştirdiği insan kalitesi, verdiği öğretim kadar eğitimi, kazandırdığı vizyonu, networkü, geçmişi, kampüsü her şeyini dikkate alarak, bu okullardan mezun tanıdıklarımı, arkadaşlarımı da düşünerek bir liste yapıyorum;

    1- galatasaray lisesi : bu okul yaşayan bir tarih, ekol. türkiye'deki ortalama eğitimin 10 sene önünde. sadece verdiği eğitimle değil, kazandırdığı vizyon sayesinde, geçmiş mezunlarının başarısıyla böyle. mesela gs'de hocan ile arkadaş gibi oturur sohbet eder sigaranı içersin. en aydın hocalar burada çalışmak ister. zaten sınavda başarı da mecburi. fransız ekolü.

    2- istanbul erkek lisesi: benim bu okuldan tanıdığım arkadaşlar genelde düzgün insanlar çıktı. alman ekolü. puanı falan zaten efsane.

    3- robert koleji: bu okulun da gs kadar köklü bir geçmişi var. boğaziçi üniversitesi'nin atası diyebiliriz hatta. papaz mektebi diye bok atsak da her velinin rüyasıdır. türk okulundan çok amerikan koleji. yine geçmiş mezunlarından zirveye çıkmış bir sürü isim var.

    4- darüşşafaka lisesi: konsept, büyüklük, vizyon olarak üstteki okullardan fazlası var eksiği yok. kampüsü, imkanları hepsinden daha geniş. tamamı burslu öğrencilerden annesi/babası ölmüş öğrencilerden oluştuğu için ayrı bir yeri de var. ayhan şahenkstadı bile kampüs içinde kalıyor. maalesef öğrenci kalitesi öğrenci havuzu daha düşük olduğu için üstteki okullar kadar kaliteli değil. fransız ekolü olarak kuruldu, şu anda daha bir kolej havasında.

    5- izmir fen lisesi: normalde devlet okulunun akademik başarıdan değil fakat sağladığı imkanlardan, kattığı vizyondan bu listeye girmesi "imkansızlık"lardan ötürü çok zor. ama bu lisenin akademik başarısı yaklaşık 20 yıldır tek tık düşmeden devam ediyor. buraya gidip de kötü üniversite okumuş tanıdığı, eşi dostu olan bana ulaşsın.

  • lütfen birisi şaka falan desin, viral olması için çekilen yalan bir video desin. böyle bir iyiliğe böyle bir sonuç, soğukkanlılık, sonrasında güvenmeyeceksin demesi akıl almayacak bir durum. serbest gezmeyi bırak nefes bile alması bu dünya için zarar olan bir ruh hastası.