hesabın var mı? giriş yap

  • askerlikte kazinmis sacin yasak oldugundan bihaber acemi birligine teslim olan ilgili suserin yemekhanedeki ilk aksam yemeginde :
    astsubay- ne bu kafa boyle, hangi takimdansin sen ?
    beerdust- fenerbahce , siz ?

  • horoz eti tavuk etinden daha lezzetli ancak görece sert olur. dolayısıyla, pişmek için daha uzun süre ister. yani tüketici tarafından “kart” bulunarak tercih edilmez, bu da üretici için zarar demektir.

    bu nedenle besi çiftliklerinde yumurtadan çıkan civcivler cinsiyetine göre ayrılır ve erkek civcivler kağıt kıyma makinası gibi bir makinada kıyılarak yem olurlar.

    bu uygulama, biz müşterilerin konforu ve gıda endüstrisinin fayda/maliyet politikasının ürünü.

    ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi, horoz eti tavuğa göre daha lezzetlidir. fransa ve almanya’da “kapaun” adıyla özel olarak yetiştirilir ve gurmeler için hazırlanır.

    horoz eti anadolu’da da eskiden beri bilinir. horoz çorbası “hasta yemeği” olarak geçer. gerçekten de, doğal ortamda beslenmiş bir horozun eti protein, mineral ve vitamin bakımından zengindir ve oldukça lezzetli olduğu için en iştahsız hastayı bile ayağa kaldırabilir.

    horozun eti tavuğa göre daha kaslı ve koyudur. aroması daha yoğundur. suyu pilavlara ve diğer yemeklere lezzet katar.

    almanya’da erkek civcivlerin doğar doğmaz öldürülmemesi ve kaynak israfının engellenmesi için son dönemde horoz etine özendirici çalışmalar yaygınlaşmaktadır. bazı televizyon aşçılarının da şovlarında horoz etini tercih ettiği görülmektedir.

    ben ise, köy tavuğu satan kasabımdan özel olarak sipariş ediyorum. denemek isteyenler, benzer bir yöntem izleyebilir.

    görece sert olsa da, çorba, söğüş ve et suyu için düdüklü tencerede kolaylıkla pişirilebilir. kırmızı et kalitesindeki but ve bageti ise, basit bir terbiyeden sonra ızgara olarak hazırlanabilir.

    köy tavuğu ve köy horozu, besi tavuğuna göre çok daha lezzetli ve en önemlisi, sağlıklıdır.

  • ailenin kötü yetiştirdiği bir çocuk, bu sefer direkt kendi ailesine zarar vermiş en azından.

    keza bıktık başkasının kızına, çocuğunu zarar veren suç makinelerinden.

    hep böyle devam edin işte.

    özelden gelen bazı mesajlar üzerine bir edit :

    arkadaşlar böyle haberler üzerine " üzüldüm, kahroldum " demek bir marifet mi ? yahu böyle bir habere benim veyahut başkalarının sevinebileceğini nasıl düşünüyorsunuz manyak mısınız siz ? verdiğimiz tepkiler yıldığımızdan, bıktığımızdan dolayı. 14 yaşında çocuk diyorsun atarlanmayı biliyor, silahın yerini, kullanmayı, aileyi tek tek öldürmeyi ve sonunda da kaçmayı biliyor ! şaka mısınız siz neyin empatisini, niçin kurmalıyım ? bu içte büyüyen öfkenin, elbet bir gün bir şekilde yansıtılacağı aşikar. ben de bunu belirtmek istedim. kim ki katil olma potansiyeli olan bir çocuk yetiştiriyorsa bu toplumda, ilk o görsün şiddeti, ilk o yesin ilk kurşunu. bıktık artık milletin sorunlu ilişkilerinden, bu ilişkilerden doğma çocuklarının topluma verdiği zararlardan bıktık !

  • memleketin %70'i al satçı olmuş sorsan sarı site marı site. jargonunuz ve cahil üslubunuz sizi ele veriyor malesef. sokakta adama soruyorsun ne iş yapıyorsun abi ? emlakçılık, alım satım, araç kiralama. bıktım usandım üretmeyen gizli işsiz komisyoncu sürüsünden.

  • kendini çok takdir eden, seven bir insan değilimdir ben. ama bir kadın olarak, bugün, benim kendimi en güçlü hissettiğim gün.

    duvara çiviyi de ben çakıyorum bu evde, kızımın bisiklet zincirini de ben tamir ediyorum. korktuğunda arkama saklanıyor çocuğum. kötü rüyalar gördüğünde "anne öldürürsün canavarları değil mi?" diye bana soruyor. aile resminde evin reisi diye ortaya çizdiği de benim, sene sonu gösterilerinde, piyano resitallerinde, özel günlerinde çift kişilik koltukları dolduran da... iki kişilik seveniyim onun. saçının tek bir telini korumak için dünyayı ters düz edeniyim..

    "anasının kaderi kızına" derler.. çok yakar canımı bu söz.. ama doğru mu sanki? babalar gününde, kendi babasızlığıma yandığım gibi, biraz da kızımınkine yanıyorum ben şimdi..

    çocuğunu deliler gibi sevip gözünden sakınan, onu korktuğu o canavarlardan, kötülüklerden, dünyanın pisliğinden korumayı nefes alışı gibi doğal sayan, her ihtiyaç duyduğunda yanında olan, evladına "babam hep benim yanımda, sağımda, solumda, arkamda"
    dedirtebilen baba gibi babaların günü zaten kutlu olsun ama...

    bir de benim gibi hem annelik hem babalık yapan; çoğu zaman kendini yetersiz, yorgun, bitkin hisseden, çocuğundaki baba eksikliğini kendi benliğinden koparttığı parçalarla tamamlamaya çalışan tüm kadınların da babalar günü kutlu olsun...