hesabın var mı? giriş yap

  • özlemini yüreğimde hissettiğim, yorumsuz ve tartışmasız izlenecek milli takım.

    ilker yasin- hocam maçın 4. dakikasında emre'yi oyundan aldınız, maçın 8. dakikasında nihat'ı kaleye geçirdiniz, maçın 15. dakikasında sağ kanatla sol kanadın yerini değiştirdiniz, maçın 16. dakikasında servet'e rakip ceza sahasında beklemesi için talimat verdiniz, maçın 23. dakikasında ortadan kayboldunuz, 42. dakikada tüm oyuncu değiştirme haklarınızı kullandınız.
    benjamin linus- so?
    ilker yasin- hocam maçı ona sıfır kazanıp avrupa şampiyonu yaptınız milli takımı. nasıl oluyor bu böyle?
    benjamin linus- how many times do i have to tell you, yasin? i always have a plan.

  • 566 sorudan oluşan, uluslarası geçerliliği bulunan, bireyde ki psikolojik rahatsızlık hakkında fikir edinmenizi sağlayan bir testtir.

    testte yer alan sorular doğru (d) veya yanlış (y) olarak cevaplanır. uygulanması genellikle 1,5 saat sürmektedir. testte toplamda 13 klinik alt ölçek bulunmaktadır. bunlardan 10 tanesi bireydeki psikopatolojiyi incelemeye yöneliktir. geriye kalan 3 klinik alt ölçek ise kişinin testi cevaplarken dürüst olup olmadığı, problem çözme yeteneği ve hastalığın (varsa) yaşanma sıklığını ölçmektedir.

    mmpi kişilik testi ülkemizde ve dünyada aktif olarak uygulanan bir testtir. bu sebeple testi uygulayan bir uzman olarak yapacağım bilgilendirmede bazı noktaları es geçeceğimi söylemek durumundayım. bütün klinik alt ölçekler, ne işe yaradıkları, neyi nasıl ölçtükleri gibi bilgiler kişilerin testi suistimal etmesine yol açabilir.

    mmpi kişilik testini yüzlerce kişiye uygulamış bir uzman olarak şunları söyleyebilirim;

    uygulayıcı sizin test sorularına verdiğiniz cevapları tek tek incelemez. sizin cevap kağıdınızı testin excel uygulamasına giriş yapar, ortaya kalp grafiği benzeri bir grafik çıkar. uygulayıcı durumunuzu tamamen bu grafiği inceleyerek yorumlar. elbette uzman gerekli gördüğü takdirde test sorularınıza da bir göz atabilir, ancak gerekli değildir.

    test gerçekten doğru sonuçlar veriyor mu?

    en merak edilen sorulardan biri bu olsa gerek. test soruları içtenlikle cevaplandığı takdir de bireyin psikolojik durumu hakkında oldukça doğru sonuçlar vermektedir. bu zamana kadar uyguladığım yüzlerce kişiyi baz alarak bu kişilerin %95'inde tam doğru sonuçlar verdiğini söyleyebilirim.

    %5 yanlış sonuç verdiği kısım nedir?

    bunu basit bir örnek ile anlatacağım. dini inancına çok bağlı olan, ibadetlerini hiç aksatmadan yerine getiren bir insan düşünelim. günde 5 vakit namaz kılıyor, her namaz kıldığında allah'ı, ölümden sonraki yaşamı düşünüyor diyelim. bu kişi testte yer alan "ölümü sıkça düşünürüm" sorusuna doğru şeklinde cevap verecektir. halbuki bu soru kişinin depresyon düzeyini ölçüyor, ancak bu kişi ölümü depresyonda olduğundan düşünmüyor. bu sebeple bazı durumlarda klinik alt ölçeklerde bir yükselme gerçekleşiyor. uzmanın testi uyguladığı kişiyle bireysel görüşme yapması, yalnızca test sonucuyla hareket etmemesi oldukça önemli.

    testin manipüle edilme şansı var mı?

    testin manipüle edilme olasılığı oldukça düşük. birey kendini olduğundan iyi göstermeye çalıştığında, tutarsız cevaplar verdiğinde, soruları savunmacı bir şekilde cevapladığında test bunu da bizlere söylüyor. kişinin teste kendini kısmen daha iyi gösterebilmesi mümkün. ancak mmpi kişilik testi uygulayıcısı olmayan birinin, tam anlamıyla kendini "normal" gösterebilmesi oldukça zor.

    mmpi kişilik testi ne amaçla kullanılır?

    1) bireysel görüşme yapan uzmanın danışanının psikolojik durumu hakkında bazı fikirleri vardır, ancak emin olamıyordur. böyle bir durumda mmpi kişilik testi uygulayarak bireyin psikolojik durumu hakkında daha net sonuçlar elde eder...

    2) kurumsal firmalar işe alım yaparken bu testi uygulayabilir. kişinin alınacak pozisyona uygun olup olmadığı, iş performansı, takım çalışması, otoriteyle uyum içinde hareket edip edemeyeceği vb. birçok konuda fikir sahibi olunur.

    3) silah ruhsatı gibi kişinin psikolojik durumunun oldukça önemli olduğu alanlarda uygulanabilir.

    4) birçok kişinin can güvenliğinden sorumlu olunan iş alımlarında sıkça kullanılır.

    elbette kullanıldığı farklı alanlarda mevcuttur, ancak genel hatlarıyla kullanıldığı yerler bu şekildedir.

    mmpi kişilik testi hakkında merak ettiğiniz, aklınıza takılan konularda yardımcı olabilirim.

  • temiz bir toplumun sürdürdüğü uygulama.

    ayakkabı çıkaranların nasıl oluyor da "gelişmemiş toplum" damgası yediğini çözemedik. evin içine sokaktaki boku püsürü sokmak gelişmiş toplum olmaksa umumi tuvaletler de herhalde tiyatro-müze tarzı ortamlar.

    edit: o ev ne kadar temizlense de ayakkabıyla içeri girmek -ayakkabılar da silinsin isterse- eve pislik getirir, evine ayakkabıyla girenlere bir sözümüz yok. yaşam tarzıdır.

  • adam smith belki de dunya tarihinde en cok yanlis anlasilmis bilim adamidir... adam smith hakkinda ne okursaniz okuyun size o gorunmez el(invisible hand) kavramini, 1. kitabin ilk bolumunde 3 sayfa anlattigi o toplu igne fabrikasini ve ordaki is bolumun getirdigi uretim kavramini, ve yine 1. kitabin 2. bolumunde anlattigi o kendi cikarlari icin calisipta toplumun yararina isler yapan o kasabin ve terzinin hikayesini anlatacaktir... ustune smithci-ricardo'cu ekonomi diye bir kavram oturtup adam smith'i kapitalizmin babasi yapacaktir...

    halbuki (1) adam smith naif bir kapitalist degildir. (2) uluslarin zenginliginde yaptigi sey bir ekonomi teorisi degildir. (3) adam smith'in o yukarida bahsettigim (o herkesin bahsettigi) kavramlari 700 sayfalik bir kitabin sadece 5 sayfasinda gecmektedir (3 sayfa toplu igne fabrikasi, 1 paragraf gorunmez el icin 1 paragrafta kasap ve terzi icin). uluslarin zenginliginin geri kalan taraflarinda ise smith bize devletin ekonomi icin ne kadar onemli oldugunu, egitimin ve ordunun rolunu, devlet icerisinde fakirligin nasil olustugunu, devletin ureten sinifi nasil korudugunu, buna karsi neler yapilabilecegini; yani gunumuz kapitalistlerin cogunun konusmadiklari ve sosyalistlere attiklari boklari tartisir...

    izin verirseniz adam smith'in uluslarin zenginliginde anlattigi seylere bir daha bakalim, ve ne kadar kapitalistmis anlamaya calisalim...

    (1) adam smith is bolumunun ilk asamada insanlarin uretim yetenegini (zekasini, motivasyonlarini vs..) artirdigini soyler... bunu da herkes toplu igne fabrikasi orneginden bilir. ancak garip bir sekilde 2. kitabin ortalarinda toplumsal is bolumu ilerledikce insanlarin zekalarin dustugunu (aptallasmaya basladigini, aynen bunu kullanir) gozlemler... bunu da asiri isbolumu ile makinelerin ve fabrikalarin yani uretim araclarinin komplexlesmesi ile, insanlarin kendi kullandiklari makineler uzerindeki gucunun ve yaraticilik ozelliklerinin azaldigini bu yuzden de aptallastiklarini soyler... ne de olsa, der smith, modern toplumlarda icatlari artik isciler yapamiyor (eskiden herkes kendi kullandigi aracin nasil gelistirebilecegini bilirdi der smith) ancak bunu bilimadamlari (smith filizoflar ve spekulasyon adamlari diyor bu gruba da) yapiyor... kisaca smith bize ilerleyen is bolumu ile insanlarin yabancilastigini soyluyor... bu da ilerde marx'a buyuk bir ilham kaynagi olacaktir tabi...

    (2) bu asiri is bolumunun gelismesi konusunda smith'in cok da basarili bir gozlemi vardir... gelismis toplumlarda toplumsal zeka ve uretici kabiliyet arttikca (yani yeni teknikler icat edebilme gubu) bireysel ve kisisel zekalar azalir der ki, bu bence 1. dunya ulkelerinin ozellikle amerikalilarin dikkatle takip etmesi gereken bir gozlemdir...

    (3) sanilanin aksine smith kapitalistleri hic sevmez... tabi 1776'da henuz kapitalizm diye bir kavram kullanilmiyor... ancak smith'in birinci kitabin son bolumunde 'sonuc' basligi altindaki degerlendirmesine bakarsaniz smith bir toplumda 3 sinif insan tanimliyor... gelirini maas ile kazananlar, gelirini toprak ranti uzerinden kazananlar ve gelirini kar uzerinden kazananlar diye uc grup tanimliyor... bu taxonomi politik-ekonominin sinif temelini olusturacaktir... toprak sahipleri, isciler ve kapitalist sinif olarak biliriz biz bu taxonomiyi... ve smith derki bu grup icerisinde 3. grup (yani kapitalistler) cikarlari ilk iki grubun tersine toplumun genel cikarlariyla benzesmez diyor... onlara terstir, cunku bu sinifin ayakta kalabilmesi icin kar gucleri artirmasi gerekir... bunu serbest rekabet piyasasi altinda yapamazlar, eger yaparlarsa artik serbest piyasa serbest degildir, oligopolilesir diyor...

    (4) ayni paragrafta devam eder ve bu sinifa (kapitalist) guvenilemeyecegini soyler... der ki bunlarla anlasma yapilirken, hersey dikkatle okunmalidir... cunku bu sinif her zaman hukuk ve devlet gucunu de kullanip insanlari kandirabilir der... hatta toprak-sahipleri ile karsilastirdigimiz zaman ise toprak-sahiplerinin bile kendi cikarlarini bu kapitalist sinif kadar koruyamayacaklarini soyler (toprak-sahiplerinin de zaten karlarini hicbirseyden azandikalri icin zamanla aptallastigini, tembellestigini vs. belirtir...

    (5) serbest rekabet derken, kapitalist grubun surekli rekabet altinda tutulmasi gerektigini soyler, hatta devletin bu rekabeti kontrol etmesi ve oligopoliye, monopoliye izin vermemesi gerektigini soyler... ancaaak bu rekabetin isciler arasinda yapilmasinin genel ekonomiyi ters yone goturecegini soyler... yani smith isciler arasindaki rekabetin isci maaslarinin dusurecegini soyler ve burda su denklemi herkesin huzuruna sunar... bir toplumda, kar oraninin artmasi toplumun cikarlarinin tersine, isci ucretlerinin artmasi toplumun cikarlari dogrultusundadir der... hatta ekonominin ilerleyebilmesi icin isci ucretlerinin devamli artan bir yuzde gostermesi gerektiginin altini cizer...

    (6) adam smith, aslinda ekonomi teorisi falan yaratmaya da calismaz uluslarin zenginliginde... hatta ekonomi ile daha az ilgilenemezdi herhalde... asil derdi yonetici sinifa dersler vermektir... bu yuzden tarihsel ve cografi karsilastirmalar yapar durur bu kitap... oyle ki adam smith okumak isteyenler 1. kitabin ilk 30 sayfasindan sonra bir tarih kitabi ile karsilasirlar... burda smith'in ornek aldigi ulke, ne iskocyadir ve ingilteredir... amerika'daki gelismeleri yakindan incelese de model olarak cin'i gosterir...

    (7) adam smith, 1. kitabin ortasindaki emek teorisinde, bir malin degerinin icerisine giren emekten baska birsey olmadigini soyler... paranin degerli taslara sabitlenmesinin (altin, elmas vs.) cok hatali oldugunu, o yuzden emek degerinin olculse olculse misir fiyatlari ile olculmesi gerektigini, cunku yuzyillar boyunca misir uretiminde gden emek oraninin sabit oldugunu iddia eder. bu teori daha sonra marx tarafindan daha da mistiklestirilerek kullanilacaktir...

    (8) adam smith'i devletin karismadigi, gorunmez elle yonetilen bir pazarin isledigi bir sistemin kurucusu oldugunu dusunenlere karsi da, adam smith bir 500 sayfa byunca devletin ekonomideki rolunu anlatir... hem de nasil... daha kilise egitimi disinda egitimin olmadigi bir zamanda kamu egitimini anlatir, devletin yol, su, ulasim altyapisini kurmasi gerektigini, kapitalist sinifin gruplasmasini engellemesi gerektigini, ve iscilerin yabancilasmasini engfellemesi gerektigini ve en onemlisi kucuk ekonomilerinin kendi pazarlarini korumazlarsa baslarinin bela da oldugunu soyler...

    peeekiii o zaman adam smith neden kapitalizmin kurucusu olarak bilinir? bu genel olarak populer kulturun evrimi ile alakasi olsa gerek... kimse adam smith okumamistir ki... hatta komik bir sekilde adam smith deyince "haa su devlet ekonomiye karismasin diyen adam", marx deyince de "haa su devletcilerin savundugu adam" derler... halbuki adam smith uluslarin zenginlinde devlet olmazsa hicbir seyin olamayacagini anlatip, devlet yoneticilerine ne yapmalari gerektigini anlatirken, marx'in devletle en ufak bir alakasi yoktur... devlete karsidir marx... ama biz boyle bilmeyiz bunlari... ne yazik, ne yazik...

  • sümer tabletlerinde geçen beş bin yıllık beddua:

    “kaldığın yerlerin en hoşu kapının eşiği olsun.
    hep yol kıyıları olsun barınağın.”

    tutunamamak insanın başına gelebilecek en kötü şeymiş, hem de binlerce yıldır.

  • iyi bir üniversitede iyi bir bölüm kazanamayacak oğluna özel üniversite açan/açtıran babadan daha baba daha büyük bir adamdır. ceketimi satar gene seni okuturum diyen babadan daha gerçektir. böyle hayırlı bir babanın umarım hayırlı evlatları olur.