hesabın var mı? giriş yap

  • kendi evinin buzdolabinda asili olan bebeklik fotografimi gostererek;
    "ileride evimizde soyle bisey dolanacak hayal edebiliyor musun?"
    not: terkedildim

  • aralarındaki tek ortak özellik ikisinin de erkeklerden hoşlanmasıdır, bunun dışında taban tabana zıttırlar, mesela nur içinde yatsın zeki müren ünlü ünsüz herkese aynı saygıyı gösterirdi, bülent ersoy ise ünlü ünsüz herkese aynı saygısızlığı gösteriyor.

  • meclis başkanı, seçilen milletvekilleri arasında en yaşlı üye olduğundan dolayı meclisi açacak deniz baykal'la cumhurbaşkanı'nın görüşmesidir. hürriyet'in dediği gibi "sürpriz görüşme" falan değildir.

    edit: gelen mesajlar üzerine sürpriz görüşmeymiş.

    edit2: gelen mesajlar üzerine süpriz değil sürpriz

    edit3: "hükümeti kurma yetkisini istediği milletvekiline verebiliyor malum.. lan yoksa..."

    edit4: gelen mesajlar üzerine başka gelen mesajları yazmamalıymışım

  • slobodan miloseviç’in kosova’ya yönelik saldırısın temelinde çetnik siyasetinin yattığını söyleyebiliriz. bu düşünüş kosova’yı tüm sırplar’ın kutsal yurdu saymaktadır. çünkü tarihsel açıdan baktığımızda sırp ortodoks kilisesine ait en önemli manastır ve anıtlar kosova’dadır.

    kosova sorunun alevlenmesindeki tarihin, savaşın resmen başladığı 1998 tarihinden önceye gittiğini söyleyebiliriz. zira 1989’daki kosova’nın özerkliğinin tek taraflı olarak feshi ile arnavut ulusu kullandıkları anayasal hakları kaybetmiş, sırbistan’ın azınlık ulusu konumuna düşmüşlerdir. bunu destekler ölçüde arnavutça eğitim yapan priştine üniversitesi kapatılmış ve bölgedeki arnavutça eğitim sırp bürokrasisi tarafından tamamıyla kaldırılmıştır. tüm bu uygulamalara karşılık 1997’de ortaya çıkan kosova kurtuluş ordusu arnavutların silahlı mücadelesinin kurumsal çatısını oluşturmuştur.

    kosova’da da bosna’dakine benzer nitelikte bir etnik temizlik hareketinin mevcudiyetini görüyoruz. bu yüzden batı dünyası bölgedeki savaşa bir yıldan az bir sürede müdahale etmiş ve nato’nun 13 ekim 1998’deki ültimatomu ile 14 ekim’de sırp güçleri çekilmeye başlamıştır. bu durum uygulanacak bir güç tehdidinin savaşı kısa sürede sonlandırabileceğinin kanıtı olarak karşımızda durmaktadır. nitekim daha önce bosna’da müdahale için bm yetkisini bekleyen nato burada bu yetkiye gerek görmeden diplomasiyi arka plana atarak bölgeye müdahalede bulunmuştur. bu açıdan nato müdahalesi bir ilki de yaşatmıştır. ilk defa kendi topraklarındaki eylemleri nedeniyle bir ülkeye müdahalede bulunma hakkını kendinde gören nato bölgedeki trajedinin uzun sürmesini önlemiştir. bu açıdan nato’nun işlevi düşünülürse bosna savaşı sonrası yetkinin ve sorumluluğun yeniden tanımlanmasından söz edilebilir.

    nihayetinde nato müdahalesi sırp ulusunu durdurmasının yanında ( burada bahsedilen durdurma etnik temizliğin durdurulmasıdır yoksa toprak talebi miloseviç döneminde -hatta bugün bile- sona ermemiştir ) kosova’nın bağımlılık niteliğini de devam ettirmiştir. çünkü batı dünyası bu dönemde federal yapının sürmesinden yana iken kosova, miloseviç’in elinde halkının bir kozu olarak kalmaya devam etmiştir.

  • benzeri tarihte sıklıkla görülen zihniyettir. selçuklular, timur devleti gibi örnekleri vardır. allahtan o dönemde berkut, emrecan, pelinsu gibi isimler moda değilmiş. berkutlu imparatoru 2. tuğberk kulağa çok tuhaf geliyor.

  • bir 17. yüzyıl şairi olan firdevsi'nin olgunluk dönemi eserlerinden biri. tamamı şöyle;

    tanım tanım devamı
    örnek alıntı ya da bkz değil
    şimdi sorsam yarim nasıl
    kelamların çare değil

    gel göç eyleyelim nazlı güzel
    o çorak toprak senin değil
    ne güzel söylemiş zülfü
    eğil salkım söğüt eğil*

  • üniversite yıllarının ekseriyetle bitmesi ve hiç nefes almadan işe başlamam ile evrilmiş olduğum insan. yani tabii ki arkadaşlar var fakat zamanla aramamaya ve sormamaya başladıkça bağlar kopuyor ve kayboluyor. bir de üstüne istanbul ve iş hayatının yoğun temposu büyük faktör bu durumlarda. bu durumu sorun olarak görmüyorum çünkü, kitap - müzik - film - bomonti gibi etmenlerle hayatımı kısmen stabil bir düzeyde tutuyorum. çoğu zaman rahatlatıcı oluyor. çünkü insanlarla anlaşmak kolay değil, özellikle kolay anlaşılabilir bir yapıda değilseniz. böyle bir duruma alışıp, tekrardan eski arkadaşlarla görüşmeye başladığınızda, kimseye eyvallahınız olmuyor artık. herhangi bir blöf ya da naz ile falan hiç uğraşmıyorsunuz. direkt bağlantıyı koparıyorsunuz. çünkü böyle zamanlar size çok açık bir şekilde tek başına yaşamanın rahatlığını öğretmekte. süreç her ne kadar biraz kaotik olsa da.
    çok takılmamak lazım yani, herkes bir süreç için bu duruma düşüyor.

  • polis bir yakınımdan direkt alıntı.

    "polis okulunu bitirdik bizi ilk istanbul aksaray'a verdiler. çevik kuvvet. bir gün aksaray'da bizim arkadaşların da takıldığı bir lokantaya girdim. yemeklerinin lezzetli olduğunu söylemişlerdi. kuru fasulye pilav istedim. garson getirdi ama atar gibi bıraktı tabakları önüme. yemekleri bu kadar güzel olan bir yerin personelinin bu kadar suratsız olması ilginçti tabi. neyse yemeğimi bitirip kasaya yöneldim. "abi elinize sağlık valla çok güzelmiş kurunuz" dedim. ve yirmi lira uzattım. adam bir paraya bir bana baktı. "memur bey şaka mı yapıyorsun?" dedi. ben kuru fasulyesini övdüğüme diyor sandım. "hayır dedim valla çok güzel de pek ilgilenen olmadı masayla..." dedim şikayetimi de bildirdim. kasadaki adam altın bulmuş gibiydi. birden "abi allah senden razı olsun be. burada polisler her gün yerler de para veren pek olmazdı. elemanın davranışları için de özür dilerim. o da bu durumdan dolayı böyle davranmıştır. çok özür dilerim" dedi. ben de paramın üstünü alıp çıktım ama çok da şaşırdım. allah haram yemekten korusun bizi ne diyeyim"

  • zamaninda $arkilarindan birinde 'kapansin camiler,açilsin meyhaneler' cümlesi geçtigi için kasetleri toplatilan ve bu yonünü de çogu kimsenin bilmedigi arabeskçimiz,babamiz.

    $u yukardaki cümleyi en keskin radikal tavuklar bile soyleyemedi diye biliyorum ben,yanli$im varsa düzeltin agam.

  • bulunabilirlik 10 (türkiye'nin her manavında var)
    alınabilirlik 10 (mevsiminde kilosu 1 lira)
    görsel güzellik 10 (dışı güzel bir sarı, içi daha güzel bir turuncu)
    kabuk soyma kolaylığı 10 (pıtır pıtır, soyması da zevkli, portakal gibi değil)
    yeme kolaylığı 10 (dilim dilim, ayrı ayrı sarılmış şeker gibi, paket içinde paket)
    paylaşılabilirlik 10 (şu an elimdeki 11 dilimli, 11 kişiyle tertemiz paylaşılır)
    lezzet 10 (ne tatlı ne ekşi, kıvamında bir lezzet, sulu sulu)

    10 üzerinden 10 ile en sevilen meyvelerden bir tanesi. benim en sevdiğim meyve.