hesabın var mı? giriş yap

  • avrupa'daki butun ulkeleri ve komsularini ezbere bilen adam.

    bir gun olur da bunarsa, etrafindakilere sabir dilemek lazim. hayir, haksiz da degil ki. delirtecek adami ipneler senelerdir! buradan avrupa'ya sesleniyorum! olm vermeyin lan komsunuza oy! delikanli olun iki dakka! sokturtmayin iskandinavyaniza, balkaniniza!

    siz de duzgun sarki yapip yollayin lan! gectim odulunden, adamin ruh sagligi bozuldu. bulend abi bosver ya, sana yarisma mi yok a.k.

    komsu: ay turk kahveniz var mi, bende hic kalmamis da?
    bulend ozveren'in esi: var tabii komsu, buyur.
    komsu: ay tesekkur ederim, iyi gunler.
    bulend ozveren: 100 gr komsuya gitti...
    bulend ozvreren'in esi: bulend lutfen...

  • 250 kişililk yat içtiması koğuş koridorunda alınıyordur. yoklamanın ortasında koridordaki ankesörlü telefon çalar, komutan açılmasına müsade etmez. iki dakika geçer, tekrar çalar, komutan hadi açın der. 250 kişi pür sessizlikle telefona bakar, elemanın biri telefonu açar ve;

    - alo buyrun askerlik

    der. 250 kişi iptal olur. komutan gülerken masadan düşer. bunu gören askerler birbirini yumruklayarak gülmeye devam eder. çocuk telefonu kapatır.

  • "bak ben o kadar sevimli, o kadar cana yakın, o kadar naif bir kızım ki, şu an duyumsamakta olduğun o berbat koku, asla benden çıkmış olamaz. ben öyle bir bünye değilim" gülümsemesidir bu. ve öyledir de zaten, daha önceki insani bir ihtiyacını hayvanca karşıladığı için suç dediğin piç bana kalmasın yolunda verilen doğal bir direnç göstergesidir bu. böyle boktan bir konu deyip geçmeyin, altında çok farklı gerçeklerin gizli olduğu bir gülümsemedir bu.*

  • efkan ala iğrenç bir adam.

    "o adamın kapısını kırıp evine girip alacaksın" demiş bir adam kendisi, az önce çıkıp basın toplantısında hak ve hukuktan bahsetti. hatta "seçim bürosu basmış" olan bu herif demokrasiden, halkın kararına saygıdan, sandıklara sahip çıkacağından falan bahsediyor.

    utanmadan "ingiltere gibi büyük ülkelerde böyle dinlemeler olsa ne olurdu" diye de soruyor.
    seçmenlerin bilmez belki ama yeni türkiye'den 40 yıl önce amerika'da watergate skandalı var. 1972'de başlayan skandalın sonunda nixon amerikan başkanı olarak tarihin ilk istifa eden başkanı olarak anılıyor. sonra da adı "düzenbaz nixon" olarak kalıyor.

    nixon bu soruşturma süresinde savcıyı görevden almaya çalışıyor ama amerikan adaleti buna izin vermiyor.

    aynı olayın bir benzeri türkiye'de 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanıyor. çalınan paranın, yapılan yolsuzluğun haddi hesabı yok. hırsız oğlu hırsızları korumak için yerinden sürülen ve görevden alınan savcı-hakim-memur sayısı 700'ün üzerinde.

    tapelerde "gidip o kapıyı kırıp alacaksın adamı" diyen herif savcı onaylı dinlemelere hukuksuz deyip, "başbakan tercümanlarını terör örgütü mensubu olarak" gösterilmesine taş vuruyor. bu ülkede genelkurmay başkanı terörist olarak yargılanmadı mı?

    bunların yanı sıra bahsettiği suç savcı onaylı dinlemelerde ortaya çıkan gerçekler korkunç.

    başbakan ve ailesi çete gibi ülkeyi soymuş, türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğu yapılmış, bahsedilen rakamın etki değeri 80 milyar dolar, ülkenin istihbarat şefi vatan hainliği ile suçlanıyor, belediye başkanlarının yaptığı imar usülsüzlüklerinin haddi hesabı yok ama hasbam o kadar suçun içinde "bizi dinlediler" kısmına takılmış.

    bi gözünü kapatıp düşün bakalım şu yukarıdaki olaylar ingiltere'de, amerika'da, fransa'da olsa ne olurdu? bu adamlara para ve çıkar için oy verenleri anlıyorum ancak fanatiklikle oy verenler nasıl bir gönül körlüğü içinde, anlayamıyorum.

    sen şu suçların hesabını ver de sonra usülsüz dinlemelerin hesabını alırız.

    allah hepinizin belasını versin.

    lig başlasa da kurtulsak şu politikadan.

  • suç bunlarda değil, bunların büyümesine izin veren hükümettedir. yapılan çocuk istismarını başka bir grup yapsaydı hükümet en sert demeçleri vermekten çekinmezdi. adamlar yaptıkları açıklamayla eleştirenleri suçlu ilan etmişler. hem suçlu hem güçlüler. yazık oluyor bu ülkeye, bunlara gereken cezayı verecek devlet istiyoruz.

  • düşünsenize, üniversite mezuniyet töreninize gidiyorsunuz, tören esnasında sokak köpeği tarafından ısırılıyorsunuz.

    bu olay, medeniyetten ne kadar uzakta olduğumuzu gösteriyor.

  • iki üç kez farklı bölümlerine denk geldim, beş dakikalığına izledim, bana mı hep denk geldi bilmiyorum ama, diyaloglar şunlardan ibaretti:

    -devlet söz konusuysa, abisini bile tanımaz.
    -o zaman bizi de tanımaz?
    -devlet söz konusuysa, tanımasın zaten.
    -devletin menfaatleri uyarınca...
    -devlet.
    -devlet?
    -devlet tabi ya.
    -devletimisss.
    -devlet demiş miydim?