hesabın var mı? giriş yap

  • türk dizileri için;

    yıllarca sektör yalandan '3 saat olmasa çok güzel şeyler çıkarırız, 3 saat olduğu için her şey saçma türk dizilerinde' şeklinde herkesi yedi.
    netflix geldi ve ellerine de fırsat geldi bu şekilde.
    bekledik ki efsane işler çıkar. e malum tv'deki gibi upuzuuuuuun olmayacak diziler.
    e malum beklentiyi yükselttiler.

    ama o da ne. dünyanın en salak dizileri çekilmeye devam etti. sorun 3 saatte değilmiş. sorun tüm ekipteymiş zaten. aynı kafa aynı salaklık. sadece bu sefer 1 saat.

    tüm ekipleri tebrik ediyorum. bir daha da tvlere, saatlerin uzunluğuna bok atıp herkesi salak yerine koymazlar umarım.

  • linkten görülebilecek fotodur. 1 mayıs kimleri bir araya getirmiş!

    http://imgur.com/07mpo7q

    bunlar okurlarını 6 yaş seviyesinde filan mı zannediyor acaba?

    edit: lamneth haklı, başlığı dikkatsiz açmışım, 1 mayıs 1977'ye değil günümüze ışık tutan (!) bir foto aslında. özür dilerim.

  • varlıklı bir aileden gelen ünlü fransız simyacı antoine lavoisier, asıl eğitimini hukuk alanında görmüştür. fakat bilime olan tutkusu hukuka olan aşkının önüne geçmiştir. bilimsel alanda yaptığı çalışmalar ile dünya çağında ün kazanmıştır. aynı zamanda devlet işlerine de yoğunlaşan antoine lavoisier'ın bu başarılarının bir bedeli de olmuş kendisine. suçlu bulunduğu için devrim mahkemesine çıkartılmış:

    gerek devrim aleyhinde gösterilen aristokrasiyle ilişkisi gerekse vergilerden alınan paranın bir kısmını laboratuvar harcamalarında kullanması sebepleri idam için yeterli bulunmuştur. "devrimin bilime ihtiyacı yoktur" kafasıyla giyotinle idam edilmiştir.

    lavoisier, matematikçi arkadaşı lagrange’e “kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak; eğer iki kere kırpıyorsam, insan kafası kesildikten sonra bir süre daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarsınız.” demiş ve idamından sonra sepete düşen kafası gülümseyerek iki kere göz kırpmış.

    bir de yaptığı çalışmalarla ilgili olarak yanma ve kütlenin korunumu ile ilgili yaptığı çalışmalar aklıma gelen ilk iki bilindik çalışması.kimyaya en ünlü katkısı kesinlikle yanan maddenin oksijenle birleştiği yanma olayının doğasını sergilemesi olmuştur. diğer çalışmasıyla ise "hiçbir şey yoktan var olmaz, hiçbir şey vardan yok olmaz, her şey şekil değiştirir" görüşünü benimsemiş bu büyük kimyacı modern kimyanın temellerini oluşturan bir isim olarak anılmaktadır.

  • çelik'i ölümle tehdit eden örgütmüş.

    allahaşkına soruyorum, ölümle tehdit ettiği kişi çelik olan bir yasadışı örgüt olabilir mi ya?

  • şu hayatta en çok istediğim şeylerden birisi bu galiba. yaşlandığımda bu amcalardan biri olmak istiyorum, hatta hayat planımı bile buna endeksli yapıp ilerde yazlık almak istiyorum. emekli olup sabahın 5i-6sı gibi denize girmek, bir numarası olmadığı halde 2 kilometre açılıp, insanların kafasında soru işareti bırakmak istiyorum. bu kadar çok imreniyorum sözlük.

  • -neden sizi işe alalım?
    +bunun cevabını size konuştuklarımızla açık ve net olarak verdiğimi düşünüyorum.
    -"açık ve net" aynı şey değil mi?
    +hayır
    -nasıl yani, açıklar mısınız?
    +televizyon bazen açıktır ama net değildir mesela...

  • (bkz: meybuz) annelerden gizli alınır, sokağın bilinmeyen köşelerinde itina ile tüketilir. evde fanta ya da kola ile yapılan buzlar bunun tadını vermezdi asla.

    (bkz: sulugöz) ekşi - acı güzelim sakız. surat buruşturması bonus.
    daha aklıma neler geliyor, paylaşıldıkça çoğalırmış güzellikler. ah çocukluk!

  • baba : oğlum kuşun (muhabbet kuşu) suyu bitmiş niye bakmıyorsunuz bağırıp duruyor hayvan ?
    anne : "beşiktaş" "beşiktaş" demeyi öğreteceğine "su" "su" demeyi öğretseydin sen de.

  • abd’de french fries tabelalı bir işletme görmüştüm. bir hat üzerinde sıralanmış çalışanlar kızartmalık hâldeki patatesleri paketten çıkarıyor, kızartıyor, fiyata göre üç boyutta hazırlanarak elde yenebilecek küçük kutulara koyuyor ve nihayet türlü soslar kullanarak müşteriye uzatıyordu. tıka basa dolu bir işletmeydi ki mantığı da ucuza karın doyurmayı sağlayacak patates kızartmasını seri biçimde kızartıp insanlara satmaktı. yürürken, ayak üstü bu patatesi yiyen insanlar da yemek derdini ucuza halletmiş oluyorlardı. kısacası kötü fikir değil, işletme maliyetlerinin altından kalkılabilirse lokmacı furyasının bir benzerini başlatmak size nasip olabilir. bol şans!