hesabın var mı? giriş yap

  • ege (8) ile telefonda...

    ege: anne ben 150 lira topladim bu bayramda...
    romica: oo super oglum, benim bile o kadar param yok
    ege: kac poundun var senin?
    romica: cebimde 50 pound kaldi.
    ege: yani kac lira?
    romica: 125 lira kadar...
    ege: simdi' ben turkum ya, gidip bir ingilize 200 lira versem bana kac pound verir?
    romica: 80 pound kadar...
    ege:oha amma da az, neden?
    romica: kur farki oglum, ekonomi mi anlatayim sana telefonda simdi?
    ege: peki bir ingiliz gelse de bana 200 pound verse ben ona kac lira veririm?
    romica: 500 lira...
    ege: niye salak miyiz biz, butun insanlar esit degil mi? ben niye daha cok veriyormusum!
    romica: ingilizle para alisverisi yapmayiver be oglum...
    ege: gunahimi vermem zaten de, mesela anne, bir iskoc bana 200 iskoc parasi verse...

  • hayret bir olay.
    halbuki hemen kapıları açıp maaş bağlamaları, ücretsiz sağlık hizmeti sağlamaları gerekiyordu.

  • iğrenç pislikler, saf kötülükler adamlar kalkıp ülkene gelmiş vatandaşını enkazdan çıkartmış yardım etmiş teşekkür edeceğine dediği şeye bak yaratıkların. bunların cenazesine kefen dikeni de su vereni de arkalarından bir gram iyi şey diyeninde , bu tuvalet kağıdıyla kıçını silenin de yüzü gülmesin.

  • o ağlayıp hiç susmayan bebe kürt çocuğu olaydı, empatinin dibinie vurup, demagojinin kaymağını yapıp, hepimizin yüreklerini dağlayabilecek performansa sahip, yazar.

  • bunu okumadan once young deneyini okuyunuz. de broglie young deneyinin aynisini elektronlarla yapti.

    o tarihlerde isigin dalga mi yoksa parcacik mi oldugu sorusu tartisiliyordu hararetle. bazi deneylerde isik tipki bilordo topu gibi takir tukur oraya buraya carpiyor, bazi deneylerde ise dalga gibi girisiyor saciliyordu cunku. de broglie dedi ki "eger dalga bildigim sey parcacik ozellikleri de gosteriyorsa, o zaman parcacik bildigim sey dalga ozellikleri gosteremez mi acaba?"

    sonuc "gosterebilir" cikti. ama deney yalnizca bu yuzden ilginc degil. kuantum mekaniginin tum tuhafligini oldugu gibi gozler onune serdigi, ve bu formalizmi genc dimaglarin kolaylikla anlamasini sagladigi icin pek guzel bir deney.

    tuhaflik soyle izah edilebilir: eger bir delik acik, digeri kapali ise elektronlarin perde uzerine dustugu zaman ortaya cikaracagi toplam desen ne olur? acik olan deligin karsisinda yogunlasan bir dagilim. bu deligi kapayip digerini actigimizda da yine benzer sekilde diger deligin karsisinda yogunlasmis bir dagilim bekleriz. peki iki delik ayni anda acik oldugunda ne olur? o zaman da ilk dagilim ile ikinci dagilimin toplamini gormeyi bekleriz. yani elektronlarin dustugu yerlerin perdenin uzerinde birbirine yakin iki nokta etrafinda en yogun olmasini bekleriz.

    ama bu olmuyor! perdeye dusen elektronlar, young deneyindeki aydinlik sacaklarin bulunacagi yerlere dusuyor! ayni dalgalarda gozledigimiz aydinlik karanlik aydinlik karanlik desenini goruyoruz ve soyle dusunuyoruz: "hmm... acaba iki elektron mu birbiriyle girisiyor? acaba bir elektronun dalga tepesi ile diger elektronun dalga cukuru mu toplanip birbirini goturuyor?".

    hayir, durum bu da degil. cunku simdi elektronlarin yariklara dusme siddetini cok kisiyoruz, oyle ki elektronlar yariklarin oldugu yere teker teker varsin.

    elektron no. 1 yariklardan geciyor, pat diye perdede tek nokta uzerine carpiyor. sonra biraz bekleyip elektron no. 2 yi atiyoruz; o da yariklardan gecip, pat diye perdedeki baska bir noktaya carpiyor. boyle boyle teker teker bin tane elektron atip her birinin dustugu yere tukenmez kalemle bir nokta koyarsam ne goruyorum dersiniz? yine aydinlik karanlik aydinlik karanlik aydinlik karanlik deseni.

    elektron bir sekilde kendi kendiyle girisim yapiyor sonucuna variyoruz. elektron bir dalga, ve hem ustteki
    yariktan, hem de alttaki yariktan ayni anda gecip kendi kendiyle girisim yapiyor.