hesabın var mı? giriş yap

  • ön-edit: aşağıda göl esnafının çalışma şekli hakkında yazdıklarımın bir kısmı daha önceden yazılmış, başlığı görünce zaten dolu olduğum bir konu olduğu için direkt gelip yazdım.

    açılın ben turist rehberiyim.

    özellikle yabancı gruplarla çok sık uğrarım buraya. söz konusu dükkan yol kenarında olmasına rağmen ileriye doğru genişleyerek göle inen tek yolu yutmuş durumda. daracık bir yolu kesen iki tane "meydancı" elinize zorla bir tuz ürünü sürmeye çalışır ve bunu başardıktan sonra sizi elinizi yıkamak üzere dükkana yönlendirir. tebrikler kapana girdiniz. (zaten madem sürdükten sonra yıkanması icap eden bir şey, niye alıp elime süreyim değil mi)

    oysa oraya gelen insanların tek amacı tuz gölünün fotoğrafını çekmek, tuzun üstünde yürümek. her gün görmedikleri bir güzelliği deneyimlemek.

    buraya her geldiğimde yabancı gruplarıma araçtan inmeden önce şunu söylerim, sizlerin de kulağına küpe olsun:

    "yol üzerinde elinize sözde kozmetik bir ürünü sürmeye çalışan insanlarla karşılaşacaksınız. bu sizi dükkana sokarak size ne olduğu belirsiz şeyler satmak için kurulmuş bir tezgahtır. bu insanlar oldukça ısrarcı olabiliyorlar. o yüzden tester için elinizi uzatmanızı istediklerinde "hayır, teşekkürler" bile demeden, onları muhattap almadan direkt yanlarından geçin ve göle gidin. göz teması kurmaz ve onlara yoklarmış gibi davranırsanız atlatırsınız."

    bana kendi ülkemde, kendi insanlarım hakkında bunları söyletiyor bu insan müsveddeleri. çünkü "hayır"dan anlamıyorlar. yolunuzu kesiyorlar, kolunuzu tutup fiziki temasta bulunuyorlar. tepki verirseniz 10 tanesi bir olup odunla saldırıyorlar. sadece tuz gölü esnafı değil, efes'ten tut kapalıçarşı'ya bütün hepsi yapıyor.

    ama aynı uyarıyı yerli gruplarıma yapamıyorum maalesef. çünkü türkler vırt gel ağızlı. gidip dükkanın önünde eşine yüksek sesle seslenebiliyor "ay gel buraya, rehber oraya girmeyin kazıkçı onlar dedi" diye. ondan sonra 20 esnaf birleşip rehberi dövdü başlığında tartışıyoruz o konuyu.

  • sadece türkiye'de yaşanabilecek olay değildir. ihmaldir doğru. türkiye'de yaşanabilecek olay pilotun haritasız da giderim lan demesidir, çok şükür ki böyle bişey olmamış.

  • 11 eylülde ikiz kulelerden kurtulan türkler hikayelerinde rastlanan durum. efendim millet sırayla inerken, soldan koşarak kurtulmuş zeki türkler. bütün amerikalılar senin gibi "zeki" olsa ne olacaktı, kaos çıkıp herkes ölecekti. nitekim burada hepimiz birbirimizden zeki olduğumuz için kendi bokumuzda boğuluyoruz.

  • işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…

    son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..

    bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.

    hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?

    bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?

  • paranın yolculuğu nasıl oldu?

    cowrie kabukları ve doğadan gelen diğer eşyalar;

    en eski para birimlerinden bazıları doğadan gelen nesnelerdi. kayda değer bir örnek, ilk olarak m.ö. 1200'lerde para olarak kullanılan börülce kabuklarıdır. oldukça rastgele bir seçim gibi görünse de, kabukların bir dizi avantajı vardı: boyutları benzer, küçük ve dayanıklıydılar. kabukları üreten yumuşakçalar hint ve pasifik okyanuslarının kıyı sularında bulunurken, ticaretin genişlemesi bazı avrupa ülkelerinin bile cowrie kabuklarını para birimi olarak kabul etmesi anlamına geliyordu. wampum (boru şeklindeki kabuk boncuklar) şeklindeki kabuklar amerikan yerlileri tarafından para olarak kullanılmıştır. doğadan gelen bir başka para birimi de fijililer tarafından kullanılan balina dişleriydi. ve yap adası (şimdi mikronezya'nın bir parçası) halkı, sonunda para birimi haline gelen ve adanın kültürünün bir parçası olmaya devam eden kireçtaşından büyük diskler oydu.

    sahtecilik ;

    sahtecilik paranın icadına kadar uzanır. wampum bile kalpazanların hedefiydi. sahtecilik dünya çapında o kadar büyük bir sorun haline geldi ki, sert cezalar yürürlüğe kondu. yaklaşık 14. yüzyıldan kalma çin paralarında kalpazanların başlarının kesileceği uyarısı yer alıyordu ve ingiltere de kalpazanları kazığa bağlayıp yakarak cezalandırmasıyla biliniyordu. amerikan kolonilerinde de ilk kalpazanları ölüm karşılıyordu. sahteciliği önlemek için çok sayıda önlem alındı. birçok koloni için para basan bir firmanın sahibi olan ben franklin, kalpazanların sahtelerindeki hatayı düzelteceklerine inanarak pennsylvania'yı özellikle yanlış yazmıştır. günümüzde sahteciliğe karşı alınan önlemler çok daha ayrıntılıdır. örneğin, amerika birleşik devletleri'nde en çok sahtesi yapılan 20 dolarlık banknotun üzerinde kabartmalı baskı, filigran ve banknot ışığa tutulduğunda görülebilen bir güvenlik ipliği bulunmaktadır. bununla birlikte, sahteciliğe verilen cezalar gevşemiştir. amerika birleşik devletleri'nde azami hapis cezası 20 yıldır.

    madeni paralar;

    para için metal kullanımı m.ö. 2000'den önce babil'e kadar uzansa da, standartlaştırılmış ve sertifikalandırılmış sikkeler m.ö. 7. yüzyıla kadar var olmamış olabilir. birçok tarihçiye göre, bu dönemde lidya krallığı (bugünkü türkiye'de) ilk düzenlenmiş sikkeleri basmıştır. bu sikkeler kral alyattes'in hükümdarlığı sırasında (m.ö. 610-c. 560) ortaya çıkmış ve altın ile gümüşün doğal bir karışımı olan elektrumdan yapılmıştır. kabaca fasulye şeklinde olan bu sikkelerde kraliyet sembolü olan bir aslan yer alıyordu. alyattes'in oğlu kroisos (hükümdarlığı yaklaşık 560-546) krallığın para biriminde reform yaparak gümüş ve altın sikkeler bastırdı. kısa süre sonra bu tür para birimleri başka yerlerde de görülmeye başlandı.

    deri para;

    m.ö. 6. yüzyılda deri ve hayvan postu para birimine dönüştürülmeye başlandı. erken antik roma'nın bu tür para kullandığı bildirilmektedir. kartaca ve şimdiki fransa gibi bölgelerde de bulunmuştur ve rusya'nın büyük petro döneminde (ms 1682-1725) deri para kullandığına inanılmaktadır. çin imparatoru wudi (m.ö. 141-87 yılları arasında hüküm sürmüştür) kişisel beyaz geyik koleksiyonundaki derilerden para yaratmıştır. saçaklı ve özenli tasarımlarla süslüydü. artık kullanılmasa da, deri para kalıcı bir miras bırakmış olabilir: bazıları buck kelimesinin dolar için argo olarak kullanılmasına yol açtığına inanıyor.

    kağıt para;

    kağıdın yaygın olarak çin'de ortaya çıktığına inanıldığı göz önüne alındığında, bu ülkenin kağıt para birimini tanıtması uygundur. bu yeniliğin yaygın olarak imparator zhenzong döneminde (ms 997-1022) gerçekleştiği düşünülmektedir. dut ağaçlarının kabuklarından yapılıyordu (yani bir anlamda para gerçekten de ağaçta yetişiyordu).18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında kağıt para dünyanın diğer bölgelerine yayılmıştı. ancak bu paranın büyük bir kısmı geleneksel anlamda para değildi. bunun yerine, bankaların gelişiminde kilit rol oynayan senetler -belirli miktarlarda altın veya gümüş ödeme vaatleri- olarak hizmet ediyordu.

    altın standardı;

    şaşırtıcı olmayan bir şekilde, para birimi bir dizi sorunla birlikte gelir ve bunlardan biri itibari para ile ilgilidir. bu, egemen bir hükümetin "fiat "ına `(kararname`sine) göre çıkarılan ve altın ve gümüş sikkelerin aksine gerçek bir değeri olmayan para birimidir. dolayısıyla ülkeler bu tür paraları istedikleri gibi çıkarabilirler ve bazıları da çıkarmış (ve çıkarmaktadır), bu da potansiyel olarak para birimini değersiz hale getirmektedir. bu öyle bir sorun haline geldi ki, 1821 yılında o zamanlar uluslararası finansın lideri olan birleşik krallık altın standardını uygulamaya koydu. bu para sisteminde, standart para birimi genellikle sabit bir altın miktarı değerinde tutulur ve bu da hükümetlerin aşırı para basmasını önleyerek uluslararası ticarette güveni artırır. sonunda almanya, fransa ve amerika birleşik devletleri de dahil olmak üzere diğer ülkeler de altın standardını benimsedi. ancak, sistemin dezavantajları vardı. özellikle, bir ülkenin ekonomisini dünyanın geri kalanındaki depresyon veya enflasyondan izole etme kabiliyetini sınırlıyordu. büyük buhran'dan (1929-c. 1939) sonra ülkeler altın standardını yeniden düşünmeye başladı ve 1970'lere gelindiğinde altın artık para birimine bağlı değildi. o zamandan beri bir dizi aşırı hiperenflasyon vakası yaşandı. dikkate değer bir vaka 2000'li yılların başında zimbabwe'nin 100 trilyon dolar gibi yüksek bir değerde para basmasıdır ki bu para yaklaşık bir somun ekmek değerindeydi.

    (bkz: büyük buhran/@justin mcleod)

    kredi kartları;

    kredi çok eskiden beri var olmakla birlikte, ilk evrensel kredi kartı 1950 yılına kadar kullanılmamıştır. o yıl amerikalı ralph schneider ve frank mcnamara diners club'ı kurdu. kısa süre içinde başka kartlar da yaratıldı ve 1959'da american express plastik bir kart piyasaya sürdü. kredi kartlarında 1960'larda hesap bilgilerini tutmak için kullanılmaya başlanan manyetik şerit için ıbm'e teşekkür etmeliyiz. şerit sayesinde tüccarların kredi şirketlerinden yetki almak için telefon görüşmesi yapmasına gerek kalmadı.1990'larda, kartlara bilgileri şifrelemek için çipler yerleştirilmeye başlandı ve böylece daha da fazla güvenlik sağlandı. diğer değişiklikler hesap bakiyeleri ile ilgiliydi. başlangıçta, kredi kartı kullanıcılarının ay sonunda tüm bakiyeyi ödemeleri gerekiyordu. sonunda american express, faiz uygulanmasına rağmen tüketicilerin bakiye taşımasına izin verdi ve diğer kredi şirketleri de bunu hızla takip etti. müşteriler bu gelişmeden -belki de biraz fazla- faydalandılar. 2017 yılında amerikalı tüketiciler 1 trilyon dolar kredi kartı borcu taşıyordu.

    bitcoinler;

    bitcoin, 2009 yılında satoshi nakamoto olarak bilinen anonim bir bilgisayar programcısı veya programcı grubu tarafından oluşturulan bir dijital para sistemidir. para birimi bir merkez bankası tarafından çıkarılmaz ve düzenlenmez, ancak merkezi olmayan bir bilgisayar ağı işlemleri takip eder. bitcoin kullanıcıları anonimdir ve yalnızca dijital cüzdan kimlikleri ile tanınırlar. bitcoin'lerin değeri, hisse senetlerinin değerlenmesine benzer şekilde teklif verme yoluyla belirlenir. bitcoinler nasıl yaratılır? madencilik adı verilen bir süreçle. bu, karmaşık matematik problemlerini çözmek ve böylece işlem bloklarını doğrulamak için bilgisayarlar arasında bir yarışı içerir. kulağa kolay gibi gelse de öyle değildir. bir çözüm bulunmadan önce yaklaşık yedi trilyon deneme yapılması gerekebileceği tahmin ediliyor. sonunda kazanan bilgisayarın sahibi yeni yaratılan bitcoin'leri alır ve sistem daha güvenli hale gelir. yaratılabilecek bitcoin sayısı için üst sınır 21 milyondur ve şimdiye kadar 17 milyondan fazla bitcoin yaratılmıştır.

  • -travel set asla almayin.
    -cok ucuyorsaniz katlanip kabin bagaji olanlardan alin. (ornek: babyzen yoyo+)
    -7 kg dan agir araba almayin.
    -dag, bayir gezmiyorsaniz buyuk tekerlekli araba asla almayin. kucuk tekerlek candir.
    -maclaren gibi surusu kolay bir marka olmasina ozen gosterin.
    -cocugunuz yas ve boy olarak buyukse peg perego pliko mini iyi bir alternatif olabilir, sirti epey yuksektir.
    -cocuk cok kucukse tam yatmasi iyi olur ama bir yasindan buyukse tam yatmasi sart degil, yarim yatista daha iyi uyur.

    biz 9 sene once bugaboo bee aldik, o zamanlar cabin size modeller cikmamisti, cok memnunuz hala ikinci cocugumuz kullaniyor, suspansiyonu mukemmel.

  • troller artık ne kadar düşebilir dedikçe daha da düşen, kadın pedini utanç malzemesi olarak düşünmekten utanmayan bir de bunu ekşide paylaşan trolün söylediği şeydir.

    bu resmen trollüktür. feministlerin ak parti yaparsa da onaylayacakları, olması gereken eylemdir.

    kadın pedi bir hijyen malzemesidir. ahlaksız olan bu gibi trollerin beynidir.

  • obamaya rahatlıkla o kadar yaklaşıyorlar da mesele o değil. amerikada hiçkimse obamaya hırsız diyemez. hırsız değil de ondan diyemez.