hesabın var mı? giriş yap

  • yine ayşe arman'la röportaj yapmış. "iklim farkındalığı" yaratmak istediği şu yeni şarkısıyla ve doğayla ilgili konuşmuş yine.

    tüm yazı bodrum'da teknesinde geçiren kendisi değilmiş gibi, denizi olabildiğine kirleten değilmiş gibi, eşinin denize işerken fotoğrafı yokmuş gibi "çevreci".

    çocuğuna uygun ana okulu bulamayıp "bari ben açayım" deyip milleti silkelememiş gibi de "halkçı"

    10 reklamdan 7-8 tanesinin müziğini kendisi yapmamış, piyasayı domine etmemiş gibi de "eşitlikçi"

    pandemide millet ekonomik zorluklar içinde çabalarken, bu durumu "koza içindeyim gibi düşündüm, kelebek gibi çıkayım kozadan" dememiş gibi de "akıl hocası"

    nefret ediyorum böyle halktan kopuk yaşayıp, halka akıl veren "elitist" insanlardan.

    ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ya da hiç sesini çıkarma, fikir yürütme de ne olduğun ortaya çıkmasın.

    edit : röportaj yorumlarında da bayağı giydirmişler. neyse ki samimiyetsizliğini anlayanlar çoğunlukta

    ayşe arman'ın nil röportajı

    edit : yahu şu denize işemekle ilgili ne kadar mesaj geldi, bunun neresi yanlış diye. arkadaşlar, yanlış olan direkt tekneden denize işemek. yoksa ben de yüzerken çok sıkıştıysam ve etrafta da kimse yoksa elbette denize işedim. ikinci önemli nokta da, nil ve familyası gibi "kelebek, böcek, koza, doğa, saygı, deniz, toprak...vs" diyip, böyle birşey yapmak. umursamaz davranışlar, şımarıklık, yaparım kimse karışamaz tavrı ve sonrasında da işte bu samimiyetsiz konuşmalar.

  • hiperbarik oksijen tedavisi nedir?

    hiperbarik oksijen tedavisi (hbo2); kumanda panellerinden basınç ayarları yapılabilen, medikal uygulamalar için hazırlanmış, basınç odaları içerisine alınan hastalara, 1 atmosferden (deniz seviyesi = 1 ata = 760 mm hg) daha yüksek basınç altında (ortalama 2 ila 3 ata) maske, başlık veya endotrakeal tüple belli disiplin ve aralıklarla %100 oksijen solutmak suretiyle uygulanan, modern bir tedavi yöntemidir.

    hbo2 tedavisi birçok hastalık grubunda, esas tedaviye yardımcı olarak veya ana tedavi unsuru olarak kullanılmaktadır. iyi seçilmiş vakalarda cerrahi ve medikal tedavi yöntemleri ile birlikte hbo2 kullanımı tedavi süresini kısaltmakta, amputasyon sayı ve seviyelerini azaltmaktadır.

    hbo2 tedavisi nasil etki eder?

    hbo2‘nun iki temel fiziksel etkisi vardır. ilki, yüksek basınç nedeni ile gaz volümlerinde azalmaya neden olmasıdır. bu etkisinden özellikle gaz embolilerinde ve dekompresyon hastalıklarında (vurgun) yararlanılır. diğer etkisi ise; normal şartlar altında oksijen vucutta sadece kırmızı kan hücreleri tarafından taşınır. hbo2 tedavisinde ise artan atmosfer basıncı ile oksijen diğer bütün vücut sıvılarında da (plazma, beyin-omurilik sıvısı, lenf sistemi ve kemik) taşınabilir hale gelmektedir. bu yolla gelen ekstra oksijen kan dolaşımı bozulmuş bile olsa zarar görmüş dokulara ulaşabilir ve iyileşme sürecinin başlamasına neden olur.
    özetle hbo2 tedavisi ile:
    yara bölgesindeki lökosit aktivasyonu güçlenir.
    yara bölgesinde yeni damar oluşumu (angiogenesis) sağlanır.
    yara bölgesinde konnektif doku oluşumu uyarılır.
    plazmada çözünen oksijen miktarı artar.
    hipoksik dokuların oksijenasyonu sağlanır.
    anaerobik bakterilerin üremesi durdurulur.
    bazı antibiyotikler ile sinerjistik etki sağlanır.
    vazokonstriksiyon sayesinde ödem azalır.
    karbonmonoksit ve siyanid zehirlenmelerinde sitotoksik etkiyi önler.

    hastalar tedavi sirasinda neler hisseder?

    hastalar seansın başlaması ile kuru dalış olarak adlandırılan basınç artışını kulaklarında hissederler. hastalar kendilerine öğretildiği şekliyle yutkunarak veya burunlarını kapatıp kulaklarına iç hava basıncı uygulayarak (valsalva manevrası) basınç eşitlemesini gerçekleştirirler. tedavi basıncına gelindikten sonra hastalar dış ortamdaki yaşam rahatlığına ulaşırlar.

    tedavi süresi ne kadardir?

    hbo2 tedavi endikasyonu olan hastalar; hastalık çeşidi ve derecesine göre 45 dakikadan 5 saate kadar uzayabilen seanslarla tedavi görürler. hastalar genellikle günde 1 defa, 2 - 2,5 saat süren tedavi seansına girerler. hastalar haftada 1 veya 2 gün istiharatli sayılırlar ve tedaviye alınmazlar. toplam seans sayısı hastalığa göre değişmektedir.

  • emekliye neden çalışan bakıyor anlamadım. emekli kişisi çalıştığı zaman maaşından prim kesilmiyor muydu? bu kesilen prim belli bir süre sonra emekliye verilmek üzere kesildi. yani baş edemiyorsak bu sistemi zorunlu olmaktan çıkaralım. çünkü bildiğim kadarıyla kesilen sigorta primi zorunlu.

  • kişiye göre değişiyor bu sorular. ben mesela tarih coğrafya sorularında zorlanıyorum ama matematiğim iyi, 50 net çıkarırım gibime geliyor.

  • dün gece başıma gelen hadise.

    rasyonel bir insan olduğum için soğukkanlılıkla ihtimalleri düşünmeye başladım.

    - herhangi bir misafir beklemiyor olsam da ailemden biri gelmiş olabilirdi.
    - ışığı açık unutmuş olmama rağmen yeni açılmış gibi algılayabilirdim.
    - acemi bir hırsız girmiş olabilirdi.

    elime parfüm şişesini alıp hafifçe salona doğru yürüdüm. floresan titreyip duruyordu. baktım pencerenin önünde pelerinli 5-6 yaşlarında bi kız çocuğu. saçları hafiften yüzüne düşmüş. yüzü bembeyaz. kapkara gözlerini bana dikmiş. elinde gözleri oyulmuş bir oyuncak bebek var.

    korkudan titreyerek yaklaştım. karşısında çömeldim. usulca yaklaşarak "merhaba küçük kız, nasıl geldin buraya, annen nerde" diyecektim ki bi anda cesaret geldi, omuzlarından tutup kafayı gömdüm. burnunu tutup yerden doğrularak kalktı, üzerine doğru bi hışımla uçan tekmeyi salladım. ağzını yüzünü dağıttım. koydum kapının önüne.

    ne lan öyle asırlardır aynı yöntemle milleti korkutmalar. burdan ruhlar alemine sesleniyorum. tamam, iletişim kurmaya çalışıyorsunuz, bi derdiniz var belli ama biraz güncelleyin oğlum kendinizi. yeni yöntemler bulun. öyle tuvalet penceresinden bakmalar, koridor ışığını kapatınca oturma odasına kadar kovalamalar, üst katta misket oynamacalar, geceleri pencereden belirmeler, ahtapot gibi yatağın altından kolu uzatıp açıkta kalan ayağa dokunmalar, gecenin en sessiz anında kulağa isim fısıldamalar, gecenin üçünde kırmızı görmüş boğa gibi ayağı halıya sürtmeler.

    evet bunları yaptınız. ama modası geçti. yeni yöntemler bulmanız gerek.

  • "küçük suyun 3 lira olduğu mekanda boğazıma birşey kaçsa durumu çaktırmam bi köşeye çekilir sessizce ölümümü beklerim"

  • --- spoiler ---

    hollandaya gitmesi beklenen pırıl için endişelenmekte olan zekai, saltuğa içini dökmektedir:

    -ne yapacaksak yapalım saltuk, baksana kız ağlamaktan iyice tipsizleşti, biraz daha ağlarsa gitmesine göz yumucam.

    --- spoiler ---

  • normal bir şirkete bu tarz bir özgeçmişle gittiğimi düşünüyorum da... (düşünemedi)

    döverek kapı dışarı ederler herhalde. hemen gidip 5/b sınıf başkanlığımı, 6/a kızılay kolu başkan yardımcılığımı özgeçmişime ekleyeyim.