ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bakkala girince bakkalın televizyonuna kilitlenmek
-
bu eyleme engel olamıyorum ben. televizyonda ne olduğu mühim değil. o an japon televizyonu olsa kitlenirim.
siparişimi veririm sonra bakkal amca siparişimi yerine getirmek için hareketlenir. o, büyük plastik kaşığıyla 100 gram fıstığımı koyarken ben ekrana kitlenirim. ki genelde televizyon, tezgahın tam karşısında tepede durduğu için boynumu geri geri giden şöför gibi yapıp öyle bakarım. bakkal isteğimi verdikten sonra ben televizyona bakarak parayı uzatırım, bakkal da parayı alırken bir yandan televizyona bakar. ikimizin de dünya umrunda değildir.. öyle televizyona bakarız. hatta bakkalda yancı bir üçüncü var ise bu eylem üç kişilik bir şenliğe dönüşür. bakkalın dışından gören üç tane adamın yukarıdaki bir noktaya mal mal baktığını görüp adımlarını hızlandırır. çünkü nöbet onundur. o da alışverişini yapana dek tvye kitlenecek ve bu ulvi görevi diğer arkadaşına devredecektir.
21 ekim 2015 galatasaray benfica maçı
-
galatasaray, benfica'yı yendiği için kasasına 1.680.000 $ girecek.
bu para 560.000.000 fb yandex aramasına denk geliyor.
sinema ve dizi tarihindeki pisi pisine ölümler
-
(bkz: the departed) - leonardo dicaprio nun oynadığı billy karakteri. ben bu kadar saçma bu kadar başroldeki adam ölmez klişesini darmadağın eden bir ölüm görmedim desem de inanma kardeş (bkz: game of thrones) (bkz: ned stark)
15 temmuz yunan harbinden bin kat büyüktür
-
herşeyi atatürk'e dayandıran birinin açıklaması. o kadar rahatsız ki atatürk'ten kazandığı savaşların bile kaybedilmesini istediğini daha önce duymuştuk. o yüzden bu adamı gündem yapmayı bırakın, zaten kimse hatırlamayacak kendisini.
20 ağaç için ülkeyi 27 milyar dolar zarara sokmak
-
(bkz: sefamız olsun)
eye of the tiger
-
birakin dinlemeyi, gaza gelmeyi, entry'sini gorunce bile $inav cekilesi $arki.
hakarl
-
bunu ilk defa öğrendiğimde ufak çaplı değil bayağı büyük bir şok yaşadım. hatta köpek balığı eti olduğuna da inanmadım. resmen balina gibi bir hayvan. kesilen parçaları su torbası gibi akışkanımsı bir halde. muhtemelen soğuk sularda yaşamasından dolayı içeriğinin çoğu yağdır o dış kısmın ama görüntüsü öyleydi.
daha önce de yazılmış ama tekrarlayalım. bu hayvanların vücutları, daha doğrusu etleri üre bulundurduğu için öyle pişirip yiyelim olayı mümkün değilmiş. peki şimdiki gibi her şeyin fabrika çıkışlı olmadığı ve avın etinin, kemiğinin, dişlerinin, derisinin, sinir liflerinin, yağının yani kısaca her yerinin değerlendirildiği bir zamanda bu koca av ziyan mı olacak? hayır. benim tahminime göre büyük bir kıtlık zamanında kıyıya vurup çürümüş bir hayvanı yiyip ölmeyince bunun yenildiğini keşfetmişler. çünkü normal zamanlarda içerdiği üreden dolayı yiyen ölüyormuş. işte izlandalı arkadaşlar da bunu böyle birkaç ay çürümeye bırakıp üzeri iğrenç ve küflü bir görüntüye kavuşunca bir içecek eşliğinde tüketiyorlarmış.
bundan önceki şokumu da avladığı geyiğin -işkembe benzeri- midesini nehirde çitiledikten sonra bir parça koparan, ağzına atıp sakız çiğner gibi şıkır şıkır ve "mmm nefis, bayılıyorum buna" diyerek yiyen adamı gördüğümde yaşamıştım. ya biz fazla kibarlaşıp doğal yaşamdan geri dönüşü olmayacak derecede kopmuşuz veya bu insanlar insanlıktan çıkmışlar.
ali atay
-
hazal kaya ile güzel/uyumlu çift olsalar da medeniyet konusunda ve "çocuk gürültüsü "özelinde tuhaf çift, ibrahim selim'in programında:
ali: ben de önceden rahatsız olurdum, çocuğun ağlamasından vb.. havalimanındayız çocuğum koşuyor, bağırıyor, kendince şarkı söylüyor. kadının biri geldi beni uyardı. gittikten sonra çocuğuma daha çok bağır evladım dedim mealinde açıklama yapmış.
hazal ise: çocuk uçakta ağlıyor. uyarıyorlar.. ağlayacak tabi çocuk o! diyor.
derdimiz medeniyetse bu ifadeler yanlış. sizinki çocukta bizimki çocukta turistin/yabancınınki ne? niye medeni toplumlarınki toplum içinde ağlamıyor ve/veya şımarmıyor ya da direkt kendine çeki düzen veriyor? susmuyor/susturamıyoruz de anlayayım ancak bunu "normalleştirmesin" kimse.
derdim de linç minç değil, bunları görüp, bu konuda örnek almasın kimse diye not düşüyorum. diğer konular da cidden güzel/uyumlu/örnek çift-eş.
onurlu sanatçı derken akla gelen ilk isim
-
(bkz: tarık akan)
yediğin peynirin parasını ver diyen koca
-
tanıyorum ben bunu. adı erdal. kireçburnunda bakkal işletiyor. paraya karşı inanılmaz bir sempatisi var.
denize atiba mı düşse kurtarırsın gomez mi
-
benim bildiğim atiba gomezi de kendisini de kurtarır.