hesabın var mı? giriş yap

  • atatürk gibi ülkenin ortak değerini siyasi diye ötelemeye çalışan bu eleman diyor ki siyaset bizim işimiz değil.
    peki o zaman adama sorarlar niye erdoğan'nın cumhurbaşkanlığı adaylık toplantısında en önde yerini aldın?
    niye erdoğan'ın iftarına koşa koşa gittin?
    bak stad açılışını söylemiyorum bile.

  • satrançta öğrendiğim şey en temel ve genel anlamıyla, bir sonraki hamleni düşündüğün taktirde hep kazandığın. fakat bu, oyundaki haliyle bile çok yorucu. yaşamı, beni bu kadar yoracak olan bir şeyi gerçekleştirmek için neden bu kadar ciddiye alayım? ve bir şeylerin bu kadar kontrol altında tutulmaya çalışılması ne kadar iyi olabilir ki? bu kadar kontrol ile kendimi teslim edebileceğim suni bir güven duygusu oluşabilir ancak. kafan rahat bir şekilde koltuğuna yaslanıp rakibini hamle yaparken izlemek içten içe zevklidir evet. ama hayat bitmek tükenmek bilmeden hamle yapıyor, yani düzenini tehdit edecek bir şeyleri sürekli önüne sürüyor. ne satranç gibi belli bir başı veya sonu var ne de belli bir kazananı var bu yüzden gereksiz bir önermedir.

  • 70 türk lirasıdır ve 2 gündür uykularımı kaçırmaktadır...

    geçtiğimiz günlerde bir tanıdık, çat kapı çaya geldi. bende marketten " yarım kilo " ekler ( en ucuz tatlılardan kabul edilir ) ve tadım marka ufak bir çerez aldım... toplam 2 ürün bak, ufacık yarım kilo ekler tatlı ve ufacık çerez...

    kasada yazan tutar 70 tl...

    kanıt görsel

    kasiyer kız utancından 2 adet ücretsiz poşet verdi nedense, " bana da çok pahalı gözüktü, kusura bakmayın " gibi tuhaf bir kelime de etti...

    allah hepimizin yardımcısı olsun, 2021 yılı alım gücü ve fakirlikte rekora koşacak...

    not: ekler ve çerezi, ucuzluk market olarak geçen bi yerden aldım, öyle lüks bi pastane cafe vs değil.
    ödemede ticket yemek kartı kullanıldı...

    bu duruma düşmemizde her kimin eli varsa hiçbirine hakkımı helal etmiyorum...

    edit: ulan ne kadar dangoz tip varsa mesaj kutumu doldurdu,

    " almasaydın! " diyenler, " olmaz öyle şey " diyenler , " fakirlere çok gelir tabi " diyenler, " fiyatına baksaydın " diyenler vs...

    ulan en ucuz tatlıyı ve yerli çerezi almak suç mu ?

    herifler alım gücünün bu kadar düşmesine sebep olan şeyleri düşünmek yerine, tatlı aldım diye beni suçluyor, valla adam olmazsınız...

    gören'de fiyatına bakmadan hermes çanta aldık ve ağlıyoruz zanneder, çayın yanına yarım kg tatlı aldım tatlı...

    anlatabildim mi ?

  • buna canı sıkılanın başka derdi yoktur.

    beni de arayan oldu birkaç kere. tarif ediyorum geliyor. konum atıyorum geliyor. canları sağ olsun.

  • kardeşimin bi arkadaşı annesine mesaj çekmeyi öğretir.
    anneden gelen ilk mesaj:
    - ekmek, ekmek, ekmek, ekmek. yazdığım ekmek sayısı kadar ekmek al, gel.

  • evet doğru bildiniz, akp döneminde gerçekleşmiş bir über fantastik olay daha.

    http://m.haberler.com/…gacini-dikti-8079413-haberi/

    izmir'in ödemiş ilçesinden sökülerek antalya'ya getirilen "945 yaşındaki" türkiye'nin en yaşlı zeytin ağacı bugün cumhurbaşkanı erdoğan'ın katılımıyla expo fuar alanına dikildi. törende cb şöyle bir konuşma yaptı;
    "bir ağaç. inşallah burada da tutacağına inanıyoruz ve 2015 botanik bahçesinin en önemli zenginliklerinden olacak. tarihi bugüne, bugünü de yarınlara ulaştıracak. ya allah bismillah diyerek biz de toprağımızı atalım arkasından da cansuyunu."

    bakın şu ifade çok enterasan " inşallah burada da tutacağına inanıyoruz.."

    ya tutmazsa ha! ya tutmazsa yazık değil mi on asır ömür yaşamış bi ağaca?

    şemsiye ile güvercin sevmek başlığında bir yazar arkadaş yaşanan garabeti çok güzel özetlemişti, " bu eylemle, memlekette rahatını bozmadığı bir canlı kalmamıştır" demişti. maalesef yanılmış.
    rahatını bozmadığı yaşlı bir zeytin ağacı kalmıştı ve bugün onun da rahatı bozuldu ya cidden yazık, çok yazık.

    edit: quincey morris gemlik'te otoyol inşaatı için katledilen zeytin ağaçlarınının caps'ini gönderdi.

    http://i66.tinypic.com/34yp7j9.png

    dediğine göre bu kıyım yüzünden çok yakında gemlik zeytini de yok olacakmış!

    edit2: kuru alti pilav da mesajı attı, izniyle paylaşıyorum;

    " sadece gemlik'te değil gebze orhangazi izmir otoyolu sebebiyle orhangazi'de de sadece otoyol inşaatı için 60 bin zeytin ağacı katledildi. sanayi ve yapı imarına açıldıktan sonra bunun birkaç katı fazla ağaç daha katledilecek. gemlik orhangazi mudanya ve iznik türkiye'de en kaliteli sofralık zeytinin yetiştiği yerler. bu otoyol sebebiyle iki ilçede ciddi kıyım yapıldı ve yapılmaya devam ediyor."

    edit3: bir mesaj da felisky'dan geldi;

    " izmir-karaburun otobanı: istanbul-izmir otoyolunu yapan firmaya eşantiyon olarak acele ile yaptırıldı. maksat erdoğan ailesine ait rüzgar tribünlerini taşıyacak tırların geçebileceği şekilde virajsız bir yol elde etmekti. sadece tırların 1 defalık tribün nakli için gereken mesafeye kadar yapılıp bırakılıverdi. 2 yıllık inşaatta yapılan kontrolsüz kesim ile yüzlerce ağaç ve kullanılan ölçüsüz patlayıcılar ile sayısız hayvan öldü, ayrıca da bölgede patlama sonucu harap olmuş tarihi yapılar var."

    limondanhallice'nin uyarısı üzerine not: rüzgar tribünü değil rüzgar türbini imiş.

  • açıklama içeriğinin saçmalığına takılmayın.
    hiç bir terör örgütü, yaptığı saldırının arkasında durmamazlık etmez, biz yaptık ulan duyun sesimizi der.
    burada bence önemli olan, kıymetli hükümetimizin yok istihbarat yok şu yok bu diyerek parmağıyla gösterdiği suçlunun bu işin suçlu olmamasıdır.
    bu işin suçlusu, eleğe dönmüş sınırlarımızdan giren arap asıllı teröristlerdir.
    eleğe dönmüş sınırlarımızın suçlusuna da ulaşırsanız parmağın tekrar bize döndüğünü göreceksiniz.

  • zihin olarak kendisini buna odaklamıştır. ergen iken "nasıl bir sevgilim olsun?" listesi çok nettir. şöyle olsun, böyle olsun diye doldurulmuştur o liste. ha çoğu zaman o listeye uymaz sevgililer ama bir şekilde liste de sevgiliye göre şekillenir.

    fakat kişisel olarak fark ettim ki yaş ilerledikçe o liste "nasıl bir sevgilim olmasın" oluyor. listenin altındakiler de alıp başını gidiyor. bir süre sonra sadece göz ile beğenilen kadınların sayısı bile azalıyor. tabii siz ne kadar beyninizle hareket etmek isteseniz de içgüdüleriniz ya da alt benliğiniz ya da adına her ne diyorsanız, sizden bağımsız sizin adınıza hareket eden parçanız kendince birilerini beğeniyor. ama! baskın çıkamadığı için o beğenilen kişinin üstünü de çizip geçiyorsunuz.

    zaman geçtikçe, yalnızlığınıza çözüm için aradığını sevgiliyi aramamaya başlıyorsunuz. olursa olur, olmazsa olmaz diyip çıkıyorsunuz işin içinden. tabii bu kronikleşiyor. bu sefer ne içgüdü, ne beyin mevcut sevgiyi yönlendirecek kimseyi bulmaktan vazgeçiyor. öyle apışıp kalıyorsunuz.

    misal bu sene içinde bir hatun kişiyi ilk olarak fiziksel olarak beğendim. sonra takip edip nasıl birisi olduğunu çözemeye çalıştım. olur gibi geldi. sonra hatun kişinin eski erkek arkadaşının kim olduğunu öğrendim. eski sevgilisi olacak herif, bir erkekte nefret ettiğim ne kadar özellik varsa hepsine sahip bir tipti. direkt şöyle düşündüm; ulan bu kız bu herifle sevgili olmuşsa, benim bu kızla hiç işim olmaz.

    ooo daha bu işin güven kısmı var. o güven duygusu yok mu... o kadar acayip bir şey ki.

    neyse, kısacası tercih olarak başlayan bu hal, daha sonra kalıplaşıyor. eğer yalnızlığa katlanacak birisi değilseniz "ben kimseyi aramıyorum" triplerine girmeyin. zira kimse de gelip "ben seni seviyorum galiba, bir sevgili mi olsak acaba?" demez.