hesabın var mı? giriş yap

  • 300'e yakın şarkının söz yazarı.

    bulabildiklerim aşağıdakilerdir:

    - afif tekir: suçlu gibi, unut beni
    - ajda pekkan: akşamlardan biri, al beni, anlamadım gitti, aşk budur, baksana talihe, bambaşka biri, beyaz ev, bilmece bildirmece, bir dünya ver bana, bir günah gibi, bir hata, bir köşede yalnız, bir yabancı gibi, çapkın satıcı, daha neler, dile kolay, dinlemelisin beni, doğru mu değil mi, durmaz ki dünya, düşünme hiç, erkek adın, gel, güneş yorgun, haram olsun bu aşk sana, hatıradan hatıraya, hatırlar mısın, haykıracak nefesim, hepsi boş, her yaşın bir güzelliği var, hoş gör sen, içme sakın, inanmam, kader rüzgarı, kendi kendimle ben, kim derdi ki, kim derse ki, kimler geldi kimler geçti, nasılsın iyi misin, ah ne günler, ne varsa bende var, olanlar oldu bana, olmadı gitti, olsun varsın, olur ya, palavra palavra, resmin yok bende, saklama saklama, sana bana yeter, sana doğru, sana neler edeceğim, sen olurdun yine, sen ve ben, seninleyim, sensiz yıllarda, sev hayat güzel, sevgiler ölünceye kadar, sihirli aşk, son yolcu, tanrı misafiri, tek yaşanır mı, uykusuz her gece, varsın yansın dünya, veda etmem, ya sonra, yağmur, yalnızlık yolcusu, yalnızlıktan bezdim, yaşanası dünya, yeni bir gün doğdu bize, yeniden başlasın, yere bakan yürek yakan
    - aşkın nur yengi: bir zaman hatası
    - ayla algan: bak şu adama aşık oldu, bilenler kazanıyor, dünya tersine dönse, gönlümdeki saraya, hamsi balığı gibi, iki tatlı söz, küçük bir kız, ne de olsa karın, sen de katıl bize, versin tanrı istemeden
    - ayla dikmen: anlamazdın, aşk defteri, asker mektubu, bir gölge gibi, hadi gidelim, hopla oyna, kim dinler sizi, kime ne düştü, of aman aman, seni seni, sevmeden kimse seni, yolcu yolunda gerek
    - ayten alpman: ben varım, bir başkadır benim memleketim, neden sanki bu dünya dar gelir insana, o sabah, ömrüm senindir, son bir defa, ve tanrı aşkı yarattı, yaşamak için, unutsana
    - beş yıl önce on yıl sonra: şarkılar
    - beyza başar: binbir gece, doğu rüzgarı, senin yolunda, döner döner, kaybolan umutlar
    - bilgen bengü: ikiye bölünce
    - canan: garip aşık, kara gözlüm
    - ceylan ece: beyaz güller, birini gönder, git kalbimden, istersen, kimsin nesin, ne buldun onda, sen kadehlerde
    - çetin inöntepe: her odada aşk, kaçamazsın sen benden, sen ister miydin
    - emel sayın: neyin var
    - engin evin: sev de öğren, yok ki başka dünya
    - erol büyükburç: a lover's wish, a promise, for you, golden hair, hurry to my arms, kiss me
    - ersan erdura: beni ara
    - esin afşar: ben olayım
    - fatma girik: aşk düğümü, su sızmazdı aramızdan
    - gökhan abur: bu şarkı benim şarkı, dönelim gençliğe, gönül kaçanı kovalar, ne para isterim ne pul, yüzyıllar sonra, taparım seversen
    - gönül akkor: kül değil ateş
    - gönül yazar: iki yüzlü sevgilim, affet beni, aşk hikayesi, aşkın çağı yok, aynı yerde aynı gün, bu ne, çalsın sazlar, dönemez ki bana, dün derken, hayat geçiyor hemen, mektubumu buldun mu, özlediğim sevgili, yalnızlık, adım gibi bilirim
    - gün yüksel: ağla ki, belki yarın belki daha yakın, dön bana, döndüm geldim sana, sen bana yetersin, kalp kalbe karşıdır
    - güzide kasacı: aldırmam hiç kimseye, benzerini buldum
    - haldun özdenizmen: mutluyum senin yanında, sıra bende
    - ışıl yücesoy: açılmamış mektup, aşk tuzağı, bir var bir yok, çalamazsın mutluluğu, içmeden sarhoş, köye geldi bir gelin, ne var ne yok, sen seni, tatlıya bağla
    - ihsan kayral: ben senin gölgenim, bir ömür böyle geçti, ölenle ölünmez
    - kamuran akkor: bize nazar değdi
    - melda & hakan: cennet benim kollarımda, çok naz aşık usandırır
    - meral zuhal: ikimizden biri
    - mine kürkçüoğlu: hasret ne güzel kavuşurken, sevgiye çağrı, tanrı bilir kul bilmez
    - modern folk üçlüsü: hoş geldin dünyama
    - mualla akın: benim bekleyenim var, ne sana ne bana, oldu mu şimdi
    - nazan şoray: canım tatlı, dünya kalsın sana, gözler unutsa, resti çektim
    - neco: bir yaşam öyküsü, kıyamet günü, seni bana katsam
    - nermin candan: neyin var, sevmeyi neyleyim
    - neşe alkan: lades, öderim sana
    - neşe karaböcek: dünden beri, senin yerinde olsam
    - nil burak: hiç sevilmesen bile
    - nilgün atılgan: aşk çul değildir eskimez, oldu mu, seviyor mu sevmiyor mu, sor ne o
    - nilgün sultan: kader yağmuru
    - nilüfer: ben seni seven kadın, bu gece içtikçe içmeli, dönüyorum eski sevgilime, kaybettiğim dünya, sabırla yaşanmaz, sus konuşma
    - nurhan damcıoğlu: aşkın en güzeli, şeytan diyor ki
    - nükhet duru: dans dans dans, gözlerin bulutlu
    - okşan sayın: dertliler meyhanesi
    - ömer aysan: oğlum
    - özdemir erdoğan: sendeki ben
    - romalı perihan: kavuştur ya rabbi
    - selçuk ural: bir şarkı çal, sil baştan
    - semiha yankı: kara sevda, yanıyorum, yaz deftere
    - semiramis pekkan: bana yalan söylediler, ben böyleyim, bir dost ararım, doğum günün kutlu olsun, eski sandal, iki kere ağlamışım, köy düğünü, ne geçti elime, nerdeysen, neydi neydi ne, o var ya, olmaz olmaz bu iş olamaz, samanlık seyran olur, tanrı verdi çalmadım ki, unuttu unuttu
    - sevda karaca: ayrılan yollar, bitti aşkım, burcu burcu içimde, vazgeç bu sevdadan, verdiğin söz bu muydu,
    - sevtap eti: aşk dilencisi, çapkına güvenilmez
    - sezer güvenirgil: bir şey var aramızda, canım sevmek istiyor, mutluluğun bedeli, olmaz deseler sevgimize, sen yanımdayken, sevdim sevildim, yıllar almaz üste verir, anılar konuşsa
    - sibel egemen: bir mevsimlik aşk, böyle bir rastlantı, geceden aydınlığa, hayal beldesinde, nasılsa, o biliyor, on yıl önce gel, sevme beni, umarım gecikmedim, yorgunum
    - sibel hotin: bir yer arıyorum
    - suna artun: içli dışlı olalım, sana demedim mi
    - şenay: ayrılalım ağlamadan, sakla kimse görmesin, sil gözyaşlarını
    - şükran ay: sen uyurken gideceğim
    - tanju okan: annem, darla dırlada, hayat bu nermin, iki yabancı, o gün gelse, yalancı, şansım varsa
    - tufan: her gün düşün beni
    - ümit tambil: gönül ferman dinlemez, kimsesiz çocuklar
    - yasemin kutsi: gel beri git geri, gönlüm arıyor onu, günden güne (duysun dünya), kim bahtiyar
    - zaliha: gelmem oyuna, gül dikensiz olur mu, hayat masal, kimseler duymasın, sensiz sarhoş, şu garibi sevenler anlar
    - zeki müren: hangi rüzgar attı seni
    - zerrin özer: ağlayamıyorum, sahne aynı roller başka, sayma, sev beni

  • islam'ın, imanın şartları gibi... çekilmesi usulden ve zaruri birkaç kare var. bunları çekmeyene fotoğrafçı demiyorlar cemiyette.

    - çürümüş ahşap eski ev fotoğrafı
    - ekstra buruşmuş yaşlı fotoğrafı(portre)
    - buruşuk yaşlıyı iş yaparken gösteren bir fotoğraf,
    - gün batımında şehir manzarası,
    - varoş mahalle karesi
    - ufak, pis, sümüklü erkek çocuk fotoğrafı(böyle bana yardım edin gibi objektife baktırarak)

  • ne kadar güzel gözükse de beraberinde halis türk erkeğinin pek hoşuna gitmeyecek sonuçlar getirebilecek hede..

    türk erkeği: kaç yaşındasın yavrii?
    elf hatun: 764.
    türk erkeği: benden önce başka biri oldu mu?
    elf hatun: ....
    türk erkeği: gene mi ya!!!!....

    edit: imla

  • şu müge anlı’nın, ailesi tarafından terkedilen çocuklari 20-30 sene sonra bulup, bir de zorla, onları terkedenlerle buluşturmaya kalkması resmen bir zulümdür.

    bugün yine aynısı yaşandı. 18 sene önce ailesi, 6 çocuğundan birini, zengin bir aileye vermiş veya satmış. bir de sözümona şart koşmuşlar “ayda 1 bize çocuğu gösterin” diye… ben o ailenin yerinde olsam “az yiyin de bakıcı tutun kendinize” derdim. neyse, aile göstermemiş tabii, aradan da 18 sene geçmiş. kızın adı sanı belli olmasına rağmen, aile “dur bir instagram’da araştırayayım” vs demeden, direkt cümbür cemaat müge anlı’ya çıkmışlar.

    kız da dogal olarak, “olmaz olsun böyle aile” diyip, konuşmak istemediğini, üniversite sınavlarına gireceğini, bunlarla uğraşmak istemediğini söylüyor. ama müge bırakır mı? “yok anneni boşver ama kardeş çok değerli, yok sen bir daha düşün…” böyle böyle yarım saat dil döktü.

    sevgili müge, insanların hayatlarına bu şekilde burnunu sokmaya ne hakkın var? tamam, kızı buldun, neden “hayır” cevabını kabul etmiyorsun? şimdi birisi tv’ye çıkıp, “müge, senin annen benim, anne dediğin kadın annen değil” dese, o aileyi bağrına basar mısın?

    valla izlerken sinirim bozuldu. sevgili tuğba, duruşunu hiç bozma. müge anlı’nın da gazına gelme. seni bulmak isteyen, sen 5 yaşındayken, 10 yaşındayken bulurdu, 18’ini beklemezdi. o kardeş edebiyatlarına da inanma. kardeşin, kan bağın olan değil, birlikte büyüdüğün kişidir. 18 sene sonra ortaya çıkan aile de kardeş de olmaz olsun.

  • biri de çıkmış devleti eleştirmeyin diyor, ya allah aşkına o tayland olayında dünya seferber oldu, bizimkiler ancak baş sağlığı diler neyini eleştirmeyelim biz bu devletin?
    14 yıl önce 30bin liralık sistem trende yok diye babam öldü benim, dava açtık devlete kazandık gelmiş burada laga luga yok devlet değil. iktidarda kim olursa olsun böyle ciddi olaylarda her zaman devletin sorumluluğu vardır.

  • kadınlar her dönemde bu işin çıtasını yüksekte tutmuştur. geçmişte ise bu işin boku çıkmıştır. kadınların eskiden güzelleşmek uğruna ciltlerine sürdükleri şeyler bugün bize abartı gelen bazı şeylerin masum kalmasına sebep oluyor.

    güzelleşmek için neler kullanmamışlar ki?
    arsenik, radyum, cıva, kantaridin , petrol hatta x-ray ışınları...

    agatha christie'nin en sevdiği cinayet silahı arseniğin nasıl güzellik malzemesi haline geldiğine bakalım:

    1851 yılında kaşif ve doktor johann jakob von tschudi, viyana merkezli bir tıp dergisinde bir makale yazdı. makalesinde avusturya'nın steiermark bölgesi sakinlerinden bahsetti. okuyucuları, dağlık alanda, geleneksel ve zorlu koşullarda yaşayan bu insanların diğer insanlardan bir farkı olduğunu öğrendiler: arsenik yemeye düşkün olduklarını.

    bu dönemde arsenik içeren bileşikler hem ilaç hem de korkulan bir zehir olarak yaygın olarak kullanılmaktaydı.

    arsenik bazlı terapötiklerden en ünlülerinden biri 1780'lerde kullanılan ve potasyum arsenit içeren fowler çözeltisi'dir. başlangıçta sırma tedavisi için kullanılan çözelti kısa sürede genel bir tonik ve egzema gibi cilt hastalıkları için tedavi amaçlı kullanılmaya başlandı.

    avusturya'da arsenik yiyenlerin varlığı, arseniğin "faydalı" etkilerine yeniden ilgi uyandırdı. özellikle, steiermark'lıların artan dayanıklılık ve enerji haricinde parıldayan gözleri ve pembe yanakları ile daha iyi bir tene sahip olduklarını anlatan hikayeler büyük bir heyecana neden oldu ve arseniğin insanları güzelleştirebileceği ortaya çıktı.

    aşırı ve sürekli arsenik kullanımının en hafif ihtimalle tahriş edici ve en kötü ihtimalle ölümcül sorunlar yaratabileceği rutin olarak duyurulsa da popülaritesi gün geçtikçe artmıştır.

    arsenik, kılcal damarları genişletip yanaklarda geçici bir sifon etkisi yarattığı için gerçekten de kullananların ciltlerinde kısa süreli faydalar göstermekteydi.

    yaygınlaşan trendin farkına varan birkaç şirket kısa süre içinde arsenik içeren kozmetikler satmaya başladılar. 1890'ların ortalarında tüketiciler "dr james p campbell's safe arsenic complexion wafers" gibi ürünler ve az miktarda arsenik içeren karamelli şekerleri satın alabiliyorlardı. görsel

    görsel
    bu ürünlerin popülaritesi birinci dünya savaşı'ndan hemen sonra azaldı ancak arsenik içeren sabunlar 1930'lu yıllarda halen satıştaydı.

    kaynak: history extra

  • galerinin size polo parasına audi tt verip, ayda maksimum 50 liralık yakıt koyabilirsin, sonra arabayı iterek kullanırsın demesi gibi bir olay.