hesabın var mı? giriş yap

  • % 120'lerle cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı devalüasyonu olan 7 eylül 1946 tarihli bu devalüasyonun arkasında yatan temel saik, ülke içi ekonomik dengelere ayar çekmekten ziyade, türkiye'nin uluslararası sistemle bütünleşmesini sağlamaktır. uluslararası sistem gibi alengirli laflarla süslediğime bakma! bildiğin kapitalizm bu.

  • bu sıkıntıyı çözebilecek şeylerden biri de çizgi roman okumaktır (hatta ingilizce öğrenme konusunda da ingilizce çizgi roman okuyabilirsiniz, müthiş işe yarıyor).

    çizgi roman, hem az metin içermesi hem de kare kare akıcı görselliğiyle sizleri okumanın güzelliğine tekrar döndürebilir. grafik roman da denilen, kendi içinde başlayıp biten ve biraz da hacimli versiyonlarını okursanız bu, dolu dolu bir okuma olacaktır rahatlıkla.

    bu önermemi doğrulayan ve bence en az sağlam bir klasik etkisi yaratan birkaç çizgi roman önerisi de vereyim: sıradan zaferler, maus, güçsüz düşmezsen hayat güzeldir, blankets, güngezgini, blacksad, watchmen, sandman ve daha nicesi... çizgi roman, okumanın harikulade bir yolu.

  • "asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır: bir
    hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa
    bağlanır. hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan
    içine tatlı bir yiyecek konur. bu yarık sadece maymunun elini
    açıkken sokacağı büyüklüktedir. yumruk yaptığında elini dışarı
    çıkaramaz. maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için
    elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması
    olanaksızdır. sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz.
    avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. aslında bu
    maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. onu sadece, kendi
    bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. yapması gereken tek şey, elini
    açıp yiyeceği bırakmaktır."

  • an itibarıyla yarışan kız, kndisine "nerede çalışıyorsunuz istanbul'da mı?" sorusu sorulduğunda, nefes dahi almadan:

    "dunyanın en büyük demir çelik firmasında muhasebe yapıyorum." dedi.
    beklediği soru buymuş demek ki.
    cevabına da çalışmış kızcağız, hazirlanmis.

    egona saglık bebeyim.

  • şarkının gerçek hikayesini kimse anlatmamış. çekilin anlatıyorum.

    ancak şarkıyı anlatmadan önce grup üyelerinden kim öldü, kim kaldı bi ona açıklık getirelim.

    paul mccartney - yaşıyor
    ringo starr - yaşıyor
    john lennon - 1980'de öldü
    george harrison - 2001'de öldü

    şarkı 1977'de piyanoda john lennon tarafından demo olarak kaydedildi ve asla piyasaya sürülmedi. grup, yıllar geçtikçe john'un sesini demodan çıkarıp bir şarkı olarak yayınlamayı düşünmüş fakat teknoloji buna yetmemiş. şarkıyı çıkarmaktan vazgeçmişler. demo olarak kalmış. kendi tabirleriyle "dolaba kaldırmışlar".

    ta ki günümüze kadar. çalıştıkları ekip machine learning-yapay zeka teknolojileri ile sesleri enstrümanlardan ayırabilecek seviyeye gelmiş. önce john lennon'un sesini alabilmişler. piyanodan o kadar temiz ayırmışlar ki, stüdyo kaydı kadar tertemiz bir john lennon sesi çıkmış. yine aynı teknolojiyle, george harrison'ın çaldığı gerçek gitar kayıtlarını çekip almışlar. yaşayan paul ve ringo ikilisi yeni kayıtları da ilave edince ortaya 4 beatles üyesinin de katkısı olan son beatles şarkısı çıkmış.

    konuyla ilgili the beatles'ın yayınladığı kısa filme ve şarkıya aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

    short film: https://www.youtube.com/watch?v=apjaqoscwua
    şarkı: https://www.youtube.com/watch?v=opxhh9oh3rg

  • yalnız camından bakıp "denize giriyürler" diye ihbar eden vatandaş da bayağı iyiymiş. stalin görse duygulanırdı.

  • ilk aşk gibi bir şey lan.

    bilgisayardan internetten önce bu vardı hayatımızda. gerçi tam olarak vardı diyemem kendi adıma, zira bizim televizyonun böyle über bir özelliği yoktu ve fakat akraba evlerinde denk geldiğimde saatlerimi geçirirdim başında. hava durumu desen var, fikstür desen var, güncel haberler desen var. internete ilk girdiğimde hissetiklerimi belki bir kademe düşüğüyle yıllar önce hissettirdi bu meret bana. sosyal statü belirleyicisiydi gözümde resmen. gerçi öyle hala, nerde teletext seven bir insan var, işte orada güzel bir insan vardır.

    şimdilerde boşladık biraz elbet ama yeri ayrıdır kalbimizde.
    unutulmadın teletext.