ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kediyi diğer odaya kapatsan daha iyi olacak
-
bunu diyenin bi anasına sövmediğiniz kalmış. alt tarafı bir kaç saat baska yerde dursun diyor, getir kıymasından kebap yapip yiyelim demiyor az sakin olum kodumun tatminsiz itleri
çiş tutma kakası
-
su sekil oluyor: kakaniz gelmis. hatta gelmemis, hucum etmis. ama ayni anda cok cisiniz de var. biliyorsunuz ki ikisi de ayni anda yogun bir sekilde gelebiliyor. iste trajik durum: cisinizi yapacak alana sahipsiniz, ama kakanizi yapacak ortam yok.
iste bu anda gelen kaka cis tutma kakasidir. cunku bilirsiniz ki cisinizi yaparsaniz kakayi tutmak mumkun olmayacak. yani bir mincik da olsa kacacak. o yuzden kakanin hatrina cisinizi tutuyorsunuz. oncelikler, hiyerarsiler ve yuzyilimiz 150 bin yildir dunya uzerinde yasayan, evrimi milyarlarca yil surmus bir canli turunu, insani bu duruma soktu. bu cis kaka tutma mecburiyeti cok ciddi sorun diyorum, kimse dinlemiyor. ''bu ne boktan konu allansen?' diye herkes bu meseleleri savsaklarsa ohoo.
imamoğlu'nun yırtık ayakkabılı çocuk için ağlaması
-
üstteki arkadaş hala işine gelmeyince tokat attı diyor ya. o esnaf kardeşimiz bile dedi tokat yok diye. ama bunu gel de anlat bunlara. buradan manipüle edemezsiniz boşuna beynini yormuşsun yazmak için troll kardeş.
eyshian nickli yazar uyardı adam belediye çalışanı imiş.
batman v superman dawn of justice
-
iki yetimi birbirine kırdıran film.
ultimate edition edit: film böyle daha anlamlı oldu. ytd.
başakşehir'in araplar tarafından işgal edilmesi
-
istanbul başakşehir'in dil, kültür ve demografik açıdan araplar tarafından işgal edilmesi durumu.
haftalardır sosyal medya'da görülen başakşehir haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. her defasında "bu kadar da olmaz" dedirten ama sonuç itibariyle yetkililerce hiçbir somut adım atılmadan başakşehir'in göstere göstere araplara peşkeş çekilmesi benim sinirlerimi bozuyor artık.
son zamanlarda ayyuka çıkan başakşehir'deki arap vukuatları;
- 2.etap'ta bread factory isimli bir kafe işletmesi hesap fişini artık arapça kesiyor! evet, resmi dili türkçe olan türkiye cumhuriyeti'nde!
görsel
kaynak
- 1.etap'taki dönerci de hesap fişini arapça kesiyor!
görsel
- başakşehir fenertepe meydanı'ndaki arapça tabelalar
görsel
görsel
- başakşehir ilçe nüfus müdürlüğü'ndeki arap yoğunluğu! (işlemlere dikkat)
önce
tepkiler gelince;
sonra
- başakşehir'de asılan arapça okul reklamı
görsel
- sarı sitedeki başakşehir konut ilanları
görsel
bu ilanların çoğunda açıklama olarak aşağı yukarı şöyle yazıyor;
"türkler aramasın, sadece yabancıya kiralık"
özet video
-----------------
türkiye cumhuriyeti'nin resmi dili türkçe'dir. bir işletmenin ortaklık payı, sahiplik durumu şahıs olarak ticari açıdan değişse bile türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde arapça fiş veya adisyon kesilmesi, arapça tabelaların asılması alenen kültürel işgalin göstergesidir. görülen uygulamalar da her şeyden önce türk diline, türkçe'ye olan ihanettir. bu uygulamalara izin veren, ortak olan veya görmezlikten gelenler de bu ihanetin ortaklarıdır.
vakit, yüce türk devleti'nin dosta düşmana yüceliğini gösterme vaktidir.
debe edit: destekleyen, debe'ye gönderen tüm yazarlara teşekkür ederim. uyarılar üzerine entry'de geçen "fatura" ifadeleri "fiş" olarak düzeltildi.
zöge: resim linkleri yenilendi.
just kids
-
insanı ilhamlandıran ve dünyayı bir sanatçının gözlerinden görmenizi sağlayan güzel kitap. patti smith ve robert mapplethorpe'un aşkın ötesine geçmiş dostluklarını ve birbirlerine olan bağlılıklarını anlatıyor. bunu anlatırken de dönemin tüm olaylarına, güzel film ve müziklerine yer veriyor. robert bir fotoğrafçı olduğu için kitapta onun polaroidle çektiği çok güzel fotoğraflar da var.andy warhol u, velvet underground u, bob dylan ı, janis joplin i seven insanlar eminim ki bu kitabı da cok sever. gerçekten hayatımda okuduğum en güzel ve samimi kitaplardan biri.
20 nisan 2024 patiswiss'in linkedin'deki cevabı
-
“pirim” yazan, üç nokta yerine iki nokta ile cümleyi bitiren, “falan” diyen bir ceo'nun verdiği cevap. üstelik hacettepe'de master yapmış. muhtemelen aynı bir durumda mahalle bakkalının vereceği tepki şu metinden daha usturuplu olurdu. durumu toparlama şansı varken çok daha kötü hale getirmiş. tam bir streisand etkisi olacak.*
yarasalar için sokağa kan koyuyoruz
unutulmayacak film sahneleri
-
her ne kadar nasıl çekildiğini bilsem de, etkileyiciliği bakımından, arkasında yatan zeka bakımından zirve olan şu 38 saniyelik sahnedir:
https://www.youtube.com/watch?v=zd0_5hfmpig
edit: hayatımda almadığım mesajı bu entry'm sayesinde almış oldum. toplu cevap vereyim:
aynada green box var. oraya kızın koşarken önden çekilmiş görüntüsü monte edilmiş.
örnek birkaç green box çalışması:
https://www.youtube.com/watch?v=muifz8wcnvm
https://www.youtube.com/watch?v=xjwv9sv_gq4
buna en yakın bir çalışma için: https://youtu.be/3kzkhedix1o?t=1m12s
not: film için: (bkz: contact)
mükemmel bir filmdir, herkese tavsiye ederim.
d&r
-
--- spoiler ---
-sahne 1-
d&r internet sitesinde belirli video oyunlara 29 lira fiyat koyduğu kampanyayı duyurur.
-sahne 2-
oyundan/oyunlardan son tüketici birer tane sipariş eder. öte yandan kurnaz spotçu 50 tane sipariş etmektedir.
-sahne 3-
50 kişiye birer tane oyun yollamanın, bir kişiye 50 tane oyun yollamaktan daha pahalıya patlayacağını anlayan d&r ürünlerin faturalanmasını adet sayısı çok siparişten aza göre sıralar ve neredeyse tek kutu sipariş eden tüm müşterilerin siparişini iptal eder.
-sahne 4-
d&r gelen tepkiler üzerine "kusura bakmayın stokta olmayan ürününün beş gün boyunca kampanyasını yapmışız da biz. ama zaten hiç kimseye göndermedik." diye masal okurken öte yandan çeşitli ikinci el sitelerinde spotçular aldıkları ürünleri 75 liradan satışa koymaktadır.
-son-
işte az gelişmiş ülkelerde ticaret ahlakının ırzına böyle geçilir.
herkese iyi seyirler.
--- spoiler ---
tüm üniversiteler ücretli olmalı
-
misal, 10-15 yıl önce öyle olsaydı ben üniversite okuyamayacaktım.
çünkü maddi imkanım yoktu.
kredi mi?.. üç kuruş öğrenim kredisi bile vermemişlerdi o zaman.
sonuçta, üniversitede okuyamayacaktım.
şu anda yaptığım mesleği yapamayacaktım.
tanıdığım benim gibi onlarca arkadaşım gibi...
çok muhtemeldir ki, çocuğuma da üniversitede okuma şansını, yani parayı sağlayamayacaktım.
işçi çocuğuydum.
işçi olarak kalacaktım.
çocuğum da öyle kalacaktı..
ama aldığım her nefes için vergi ödemeye devam edecektim.
peki her bir boku devletten parayla satın alabileceksem, ben neden bu kadar çok vergi ödüyorum anasını satayım? bir tek polisin copu mu bedava kamu hizmeti olacak bu ülkede?
ingilizcedeki en güzel kalıplar
-
speak of the devil : iti an comagi hazirla
biting more than you can chew : boyundan buyuk islere kalkismak
barking up the wrong tree : yanilmak
actions speak louder than words :lafa degil icraate bak (edit: ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz anlamı da tam karşılıyor mesajlar üzerine ekleyelim. )
blow off steam : rahatlamak, sinirini bosaltmak
bugunluk bu kadar yeter...