hesabın var mı? giriş yap

  • gözlemlerime göre mutlu insanlardan pek haz etmiyorlar. hele durduk yere neşelendiysen yanlarında noluyo bilader donumuz görünüyor da ona mı gülüyorsun diye agresifleşiyorlar. tebessüm nezaket falan hep art niyetli algılanıyor cahil kesim tarafından.

  • işe toplu taşıma ile 15 dakikada gittiğim için hissetmediğim trafiktir.
    ofis penceremden bakarak e-5 kozyatağı civarının tamamen durduğunu söyleyebilirim.

    sırf trafik nedeni ile daha az ücret aldığım bir işe geçtim, her gün 3 saat yerine 30 dakikayı trafikte geçirme lüksünü satın aldım kendime.

    geri kalan arkadaşlara sabır dilerim.

  • 4 kişi bir vatandaşı silahla gasp edip olduresiye dövüyor yetmeyip 7 metre yüksekliği olan bir yerden asagiya atip, parasini ve telefonunu caliyorlar. bunu yapanlar bulunup mahkemeye cikariliyor ve serbest bırakıliyorlar. söyleyecek tek kelime bulamıyorum artik.

    kaynak

    edit: yahu kaynagini belirtip bir haber paylastim, yemedigim hakaret kalmadi, burasi da dahil olmak üzere memleket ruh hastasindan geçilmiyor, gidip tedavi olun, manyak misiniz nesiniz.

    edit 2: bassavcilik olaya ayni gün itiraz etmis, ayrıca prof.dr. ersan şen'in olayla ilgili ayrintili bir yorumu var.
    kaynak 2

  • bu gece yalnızdım. eve de pencereden güve midir ne boksa bi böcek girmiş. tüylü bir kelebek gibi bişey işte. acayip bi böcek. şimdi beni tanıyanlar bilir ki aslanın karşısında bile cesur olabilirim belki ama, böcekten korkuyorum ulan! böcek uçtukça evin içinde çığlık tepiş kaçıştım. annemi aradım. yok sineklikle vurdan yok zehir sıka kadar hiçbir tavsiyeyi yerine getiremedim.

    beni böcekten kedim kurtardı lan. aslanım ninja be, boşuna mı besliyoruz seni evde! nasıl yaman avcıymışın sen. bitanesin valla. atladı zıpladı kovaladı, naaptı etti o böceği yakaladı bana. kediler çok yararlı hayvanlar valla. sayesinde huzurlu uyku uyuycam.

    ninjanın göbek adı bundan sonra raid. eski türk adetleri uyarınca, gösterdiği kahramanlıktan sonra kendisine bir ad daha verdim.

  • nba şampiyonunun 3.5 milyon dolar aldığını bilmeyen safların hala 1 milyon euro bahsi yaptığı konu. ulan bir kişi de şunu demesin ya, şampiyonlar ligi şampiyonu 15 milyon euro kazanıyor, o zaman şampiyonlar ligi de değersiz zira 15 milyon euroya şu an getirilebilecek en iyi oyuncu xherdan shaqiri. önemli olan sponsorluklar ve yayın gelirleridir. euroleague'in havuzu da şu an 511 milyon dolar genişliğinde ve 2026'ya kadar 1 milyar euroya genişlemesi beklenmekte. nba havuzu ise 2018 itibariyle 7.5 milyar dolarlık bir genişlikte. euroleague havuzu nba'in yanında yavrusu gibi dursa da şampiyonlar ligi'nin 2 milyar euro (2.2 milyar dolar) dağıttığını düşünürsek aşırı korkunç bir vaziyette de değil, kıtanın 2 numaralı kupası olan uefa avrupa ligi'nin üstünde bir havuz söz konusu (uefa avrupa ligi havuzu 400 milyon euro boyutunda). ve buna basketbolun avrupa'da 1 numaralı spor olmadığını da eklersek (ve tabii ki ingiliz ve fransız takımlarının euroleague'de mücadele etmemesini de) bu durum anlaşılabilir.

    tanım: iyice suyu çıkan versus.

  • kumandayı flöreden öte lightsaber gibi kullanmaya çalışan insanın eylemidir.

    garip bir psikolojiye sokar. sanki çıkan sinyali kontrol edebildiğinize, farklı açılar ile televizyona gönderirseniz, işe yarayabileceğine inandırır. eskaza bu garip açılardan birinde kanalı değiştirmeyi başarırsanız, bu dakikadan sonra hep aynı pozisyonda kalmanız gerektiğine inanırsınız. içeri giren insanın garip bakışına aldırmadan da yaparsınız bunu.

    bambaşka olduğunuza inandıran başka bir hareket ise, tuşa basarken kumandayı ileri doğru savurmanızdır. menzili mi yetmiyor diye sorarlar adama. doyulmaz anlardan birisi de, bu savurma hareketini yaparken, kumandanın elden uçup, oraya buraya çarpmasıdır. sinirden hızınızı alamayıp bir tekme de siz savurursunuz. sonra kumanda masrafı, cam çerçeve masrafı, anne dırdırı vs.

    en acı anlar ise gecenin bir vakti başlar. kanal değiştirmeye çalışırsınız, algılamaz, hızlı hızlı basarken bir anda 3 kanal birden atlarsınız, istediğiniz kanala ulaşamazsınız. geri gitmek istersiniz, yine olmaz, fıtık eder. zamanında üşenip, iki pil almayıp yaptığınız ihmalkarlığınızın bedeli, tıpış tıpış televizyona yürüyüp, alttaki tuşlardan kanal değiştirmektir.

    bırakın eskrimi, harakiriye kadar gider bu macera.

  • kreşler kapatılacaksa eğer devlet anne ya da babaya ücretli izin vermek zorundadır.
    burada herkes atıp tutuyor " yok doğurduysan bakacaksın", yok bilmem ne.

    bok gibi, iki yüzlü bir topluluksunuz.

    anne çalışmasa çocuk baksa onu eleştirirsiniz,
    anne-baba birlikte çalışsa çocuğa bakacak bir yer arasa onu da eleştirirsiniz.

    size göre kimse çocuk yapmasın. sonra insanlık bir noktadan sonra yok olsun.

    gerçekten katıksız malsınız. size göre şartları iyileştirmenin tek yolu "vazgeçmek ya da yapmamak" ama hayvan gibi vergi ödediğiniz devletinizin sizin için şartları kolaylaştırması bir seçenek değil.

    sorsan hepsi sistem karşıtı, devlet politikalarını eleştiren, avrupa, amerika medeniyetine sahip olmak isteyen insanlar.

    avrupa, amerika, japonya gibi gelişmiş ülkelerde, böyle bir kriz anında tek seçeneğin "bakamayacaksanız o çocuğu yapmayacaksınız" fikri olsa, 10 sene içinde nijeryadan beter olurlar.

    bir araba alırken üç araba parası ödüyorsan,
    dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsan,
    aldığın en uyduruk bir şey için kdv, ötv, öiv, gibi saçma sapan vergiler ödüyorsan
    ve bunu da en uzun ve acımasız mesai saatleriyle, en boktan maaşı alarak karşılıyorsan, devlet afet, salgın gibi durumlarda sana "bakacak" arkadaş.

    b a k a c a k. bakmıyorsa devletten bunu isteyeceksin. kreşleri kapatıyorsan anneye ya da babaya maaşını verip izine yollayacaksın.

  • pedler 50 liradan başladığı için ve burslarda öğrencinin barınma,yeme içme ve ulaşım ücretlerine yetmediği için başkan güzel bir hareket yapmış.
    şikayet eden kadın görmedim,niyeyse kadın sorunları hakkında komisyon kurup, içine kadın üye koymayan partinin neferleri delirmiş.

    size ne oğlum? kafalarına çay atsa daha mı iyi olurdu?