hesabın var mı? giriş yap

  • biri karını dövüyor ve bir de çocuğunu kaybetmene sebep oluyor! bunu sakin karşılayabilecek adam çok azdır, şaşırmadım olanlara.

  • şuna bizzat acemiliğimin 2.gününde şahit oldum

    komutan: aranızda kitap okumayı seven ve sigara içmeyen var mı?
    sazanlar: ben, ben, ben komutanım.
    komutan: gelin öne doğru.
    sazanlar: emredersiniz komutanım.

    sazanlar oltaya geldikten 10 saniye sonra komutan: 2 kamyon kitap gelmiş kolilerle, onları içerideki kütüphaneye taşıyın.

    o gün bana askere gelmeden 3 gün önce konuşurken sakın iyi ya da kötü ne olursa olsun şahsına bir şey söylenmedikten sonra el kaldırma, öne çıkma diyen kuzenime dua etmiştim. o sazanlar tam 2 saat koli taşıdılar. siz siz olun atlamayın o soruya.

  • işte bunlar hep agile çalışmamaktan. aşiret reisine urgent meeting iletmeden önce “sonraki sprintte deploy ediyor olacağız” denilseydi bunlar olmazdı.

  • bunu yaparken sol omzunda da 19 litrelik damacana taşıyorsa evleneceğim kızdır.

    not: bıyık konusuna değinmiyorum, bazılarına yakışıyor.

    not 2: bademse olmaz ama.

  • - istediğin kızı elde edeceksin ama pipin bamya kadar olacak
    - oha süper! hemen kabul ederim...
    - hadi ya...
    - tabi olm, hem istediğim kızı elde edicem, hem de pipim büyüyecek... süper olay!
    - peki abi, inşallah her istediğin olur hayatta...

  • mümkündür.

    türkiye'de olmaz denen neler oldu. algı pezevenkliğini bırakın da gideceklerine ikna olun. ılıklar bunu inkar eder ama gönderilecekler.

    tek gereken yetkidir. esad'la yapılacak görüşmeler ardından dostluk anlaşmasıyla gerçekleşecektir. akp istediğini yapmakta serbest ama gelecek hükümet yapamaz. yok öyle yağma. halk zaten millet ittifakına bunun için oy verecek.

    make türkiye great again.

  • dün akşamüstü bisikletimle işten dönüyorum. sağdan ağır ağır pedal çeviriyorum. karşıdan bir yaya gözümün içine baka baka geliyor. kaldırım boş olduğu halde yoldan yürüyor. gidiş yönünün tersine, bana doğru yürüyor. 50 metre falan göz göze birbirimize doğru ilerledik. hiçbir şekilde kaldırıma çıkmaya niyetlenmedi. çarpışmaya 3-4 metre kala sağ elimi omuzdan geriye doğru açtım ve "şapalağı yersin" dedim. o noktada kaldırıma çıkmasaydı gerçekten gelişine yapıştıracaktım. neyse ki çekildi. hikaye bu kadar.

  • iletişim fakültelerinde örnek vaka olarak okutulabilecek kurumsal iletişim kazası. müşteriye "yalancısın sen" demeler, müşterinin karısına yazdığı özel mesajı twitter'dan herkese duyurmalar ve defalarca üste çıktıktan sonra "neyse özrünü dilersin bir ara" diye son sözü söylemeler.

    http://i.imgur.com/ehgmpqk.png

    memleketin yeni zaman girişimcisi bile otogardaki biletçiden öte gidemiyor müşteri ilişkileri konusunda, adamın bir "çıkışa gel delikanlıysan" demediği kalmış resmen.

    ha ben hiç şaşırmadım, en son burayı kullandığımda çiçek gönderilen kişiye çiçeğin faturasını da göndermişlerdi ve kendi hataları olduğunu kanıtlamama rağmen ne özür dilemişler ne de neden kızdığımı anlamışlardı. başlarındaki adamdan belliymiş meğer, keşke o zaman bileydim de yarım günümü noşa harcamayaydım bunların müşteri hizmetlerine laf anlatmakla