hesabın var mı? giriş yap

  • aynı iltifatları sen ben etsek, ne abazanlığımız kalır ne de sapıklığımız. elin oğlu stylish dediğinde kızın ağzı kulaklarında iki tur attı mk.

    üstüne bir kelime daha edemeden ağzımıza burnumuza biber gazını sıkar polisi, jandarmayı, belediyeyi, akutu, sahil güvenliği arardı. harbiden coğrafya hem kader hem de kederdir sevgili hemcinslerim.

  • bu kadınlarla fazlasıyla içli dışlı olmuş profesyonellerin, sol ve sağ topukların yere vurduğu anlarda çıkan tak-tuk sesleri arasındaki bpm değerinden, boylarını tahmin edebildiği kadınlar.
    (bkz: bpm)

    hayal edemeyenler için somutlaşıralım:

    taktuktaktuktaktuk: boy: 1.50
    tak...tuk...tak...tuk...: boy: 1.75

    (bkz: milisaniyelik sapıklıklar)

  • babamın 4. golden sonra verdiği tepki;

    "ulan ingiltere'nin anadolu takımları ne güzel oynuyor öyle."

  • çok saçma bulduğum bir yarışmaydı.. ta ki annemi kanser yüzünden kaybedene kadar.

    sağlığında annem sürekli izlerdi. ben de çok sıkıcı ve saçma olduğunu söyleyerek sürekli eleştirirdim. annem ise "ben eğlenmek için izliyorum, seviyorum" cevabını verirdi her seferinde.

    anneme ağustos ayı başında lösemi teşhisi konuldu ve o zamandan sonra kalan ömrünü hastanelerde geçirdi. hasta olduktan sonra hiçbir şekilde televizyona dönüp bakmadı. yaşamak için bir nedeni olsun, o hastane odasında yaşama bağlansın diye elimizden geleni yaptık. kitap, müzik, elişi, boya... ama televizyondaki hiçbir programa dahi dönüp bakmadı.

    sonra ölmeden bir kaç ay önce kafasını dağıtması için televizyon izlemesinin yararlı olacağını söylerken "survivor başlasa izlerdim. o beni eğlendiriyor" dedi. o günden sonra survivor başlasa diye dört gözle bekledim. neredeyse acun ılıcalı'ya bir şekilde ulaşıp ne olur başlatın, annemi eğlendirecek bu programa çok ihtiyacım var diye yalvaracaktım. gazetedeki "survivor şubatta başlayacak" haberini anneme müjde diye verdim.

    ama olmadı. annem survivor başlamadan bir kaç hafta önce öldü. şimdi ne zaman televizyonda görsem başımı çevirip bakamıyorum. acaba annem bu programı izleyebilseydi ölmeden önce, biraz olsun o hastane odasında eğlenebilir miydi merak ediyorum sadece.

  • burda işin sirri şu.

    tadi bildigimizi saniyiruz oysa bildigimiz şey yakin mesafeden kokusu.

    o koku bizde tat hissi uyandiriyor cunku tat alma duyusu kokuya baglantili.

    burda hepiniz balkon demirini yakindan kokladiniz ben dahil. şuan başligi okuyunca bilinc alti bu tadi biliyorum diyor oysa bildiginiz şey kokusu.

    yoksa cocukken balkon demirini yalamadim ama o tadi biliyorum. cunku cok kokladim

  • warren buffet der ki;
    gelir üzerine: asla tek bir gelir kaynağın olmasın. ikinci bir kaynak için yatırım yap.
    harcama üzerine: eğer ihtiyacın olmayan şeyleri satın alırsan, bir gün ihtiyacın olanları satmak zorunda kalırsın.
    tasarruf üzerine: harcamalarından kalanı tasarruf etme, tasarruflarından kalanı harca.
    risk üzerine: bir nehrin derinliğini iki ayağınla birlikte ölçme.
    yatırım üzerine: bütün yumurtaları tek sepete koyma.
    beklentiler üzerine: dürüstlük pahalı bir hediyedir, bunu ucuz insanlardan bekleme.

  • az sonra ceyda adlı yarışmacının ahmet kaya'dan "i will always love you"yu söyleyeceği yarışma.

  • çizimleri harikulade olan ve bence yapılmış en güzel spider-man çizgi dizisidir. aynı zamanda çizgi romana en yakın uyarlama** olarak gösterilen çizgi dizi de tasdır. gerek açılamaları, gerek anlatımı film kurgusunu andırır.* fazla flashback içeriyor olması ve bir süreden sonra kimi aksiyon içerikli detayları/kesitleri seri içerisindeki başka bölümlerden afırıp başka bölüm içine koyması belki de seri için söylenebilecek tek olumsuzluk. ancak bunu ne ufaklıkken** ne de şimdi izlerken içerledim ne olursa olsun zamanının* en kalite çizgi filmler arasında zirvelerde yer alıyor. introsundaki hard rock etkileşimli spider-man cingılı ise gönüllere taht kurmuştur ve hala izlerken bitmesin dediğimdir. 5 sezonun sonunda hala cevapsız kalan sorular mevcut. her ne kadar senarist bu fikirde olmasa da izleyiciler açısından durum böyle. misalen, her ne kadar son bölümde madame web, petera mary janei bulacağına dair söz verse de mary jane'in nereye gittiğini, başına ne geldiğini bilmiyoruz zaten öğrenemeden de spideye güle güle diyoruz.* john semper'in* dediğine göre eğer seri devam ediyor olsaydı portal açan time dilation accelerator yüzünden kaybolan mary jane'in koloniel dönem ingilteresinde olduğunu görecekmişiz.*

    spider-man the animated series dönemin en hit çizgi dizisi olmasına rağmen devamı gelmedi bunun sebebi ise o dönem fox kids networkün başında olan margaret loesch'in yapımcılardan avi arad'dan hoşlaşmadığından* ve aviyi proje dışına atmak istemesinden dolayı ve bu durumda da ekip olarak devam edilemeyeceğinden şov kanal tarafından iptal ediliyor... inanılır gibi değil!**

    böyle muhteşem bir çizgi dizinin devamının gelmemesi, evet secret wars ve devamındaki 2 bölümlük finali epikti ancak bu hala çizgi dizinin ortada bırakılmışlık hissini ortadan kaldırmıyor, eminim ki bir çok çizgi film ve örümcek adam hayranı için üzücü olmuştur. 5 sezonu da bitirdikten devam etmesi için yalvardım resmen! sonra son dönem çizgi filmler* şu animated seriesin serçe parmağındaki tırnak bile olamıyor yemin ediyorum.* unutmadan, x-men the animated series ile birlikte televizyonda yayınlanan en uzun çizgi dizi özelliği de taşımakta spider-man the animated series.

    bu seriyi takip eden spider-man the new animated series bol miktarda cgi içermekte*, izlemek nasip olmadı.** tamam tas'da da mevcut bilgisayar müdahalesi ancak çizimlerin dokusunu bozmadan bu yapılmış güzellik burada. seriye peter parker ile mary jane'in evli olduğunu görerek başlıyoruz. ancak anladığım kadarıyla bu seri sinemada izlediğimiz spider-man serisiyle paralel gitmekte. haliyle buna da tam olaran ilk tas'ın devamı olarak bakmak mümkün değil. ayrıca yeni tas'ın ilk sezonu bittiğinde* sinemadaki spidey'in ikinci filminin geleceği açıklandığından the new animated seriesin devamının gelmemesi yönünde karar alınıyor.*

    takiben tas'ın güzelliğine yaklaşabilen* spectacular spider-man serisi genç peter parkerı konu almakta, internetten okuduğum ve bir kaç bölümden üçer beşer dakika izlediğim kadarıyla, çizimleri tas'a kıyasla çok basit. eğlenceli olsa da biraz the o.c. havası var sanki. bir kaç tane daha spider-man çizgi dizisi piyasaya çıktı ancak duyduğum kadarıyla spectacular spider-man serisi oldukça başarılı olmuş ki iddiaya göre tas hatta spider-man and his amazing friendsden bile fazla izlenme oranı almış ve sevilmiş. 2008 ve 2009 senelerinde best animated series ödüllerini almış olsa da ben bu başarıyı nüfus artışına bağlıyorum.*iki sezonu izledikten sonra fikrimin değişeceğini pek sanmıyorum en nihayetinde tas'ın üstüne koklanacak gül yok*ama gene de izlemek için şans verilebilir gözüküyor.

    efendim demem o ki kendisini* seviniz, sevdiriniz. ben şahsen taşınabilir hard diskte tutuyorum malum bu gidişle çizgi filmlerin kalitesi giderek düştüğünden sonraki nesillerin kalite çizgi film izlemesi adına, tabi kendim için diyorum bunu malum çoluk çocuğa karışırsak yarın öbürgün, spider-man the animated series çok kıymetli.*

    ek: linkte john semper ile yapılmış güzel aydınlatıcı bir röportaj var. mesela serinin sonunda neden peter parker ile mary jane'in bir araya gelemediğine/gelmediğine dair açıklamalar var.

    edit: entryde olan bir kaç yanlış bilgiyi düzelttim.

    edit2: linki yeniledim.

  • misvak mizahi. telefon faturasi icin canli yayina cikmazmis ahahah ulan ne bicim mizah bu be.

    liyakata onem veren bir cumhurbaskaniydi. belki de olmadan onlenirdi. buyrun ibrahim sahin ornegine bakalim. trt'den fetocu diye ihrac edilen 435 kisiden 365'i kimin doneminde ise alinmis, bilin bakalim: ibrahim sahin. bir de sunu tahmin edin ibrahim sahin'i kim iki kere veto etti: ahmet necdet sezer.
    cok komik di mi?