hesabın var mı? giriş yap

  • bu başlığı açan kişi yüksek ihtimal twitter'da demarke, tribündergi tweetlerinin altında jorge jesus uzay futbolu oynatıyor diyen tiplerden.

    galatasaray gerçekten fb'nin iyi top oynadığı algısını balonunu çok güzel patlattı. kendilerini bu üstün galibiyetten dolayı tebrik ederim.

    not: bjk

  • yaş 21, ekim 2007, 450 tl maaş aldım. anneme, babama, kız kardeşime 50'şer lira verdim ve eve gelmeden önce 100tllik erzak aldım. sonra babamın kredi kartını alıp kendime 6 taksitle nokia n73 telefon aldım. 100 tl daha babama verdim. 100 tl param kalmıştı 2 gün içinde o ilk maaşım bitti. o zaman anladım işte 1 ayın ne kadar uzun bir süre olduğunu, emeğin ise ne kadar değersiz...

  • programda aralıksız 20 dakika fenerbahçe'yi konuştuktan sonra "artık galatasaray'dan fenerbahçe'ye geçelim" demiştir. 2 senedir aklı gitti aklı.

  • -verin uçağın parasını
    +lan baarma kaç lira bu uçak
    -65 milyon dolar
    +oha. olm sıfır mı amk bu uçak. kaç km'de idi
    -ne?
    +400 bin tl verelim bu iş huzur içinde çözülsün

  • olum bu adam bitti denilen john travolta'yı yeniden yıldız yapmadı mı?

    pam grier bu adam sayesinde eski günlerine dönüş yapıp tekrar ünlü olmadı mı?

    öldü denilen david carradine'ı yeniden hayata döndürmedi mi?

    e o zaman ne bekliyoruz, eski turnuvalara katılan ve şaşalı galibiyetlere imza atan o milli takımı geri getirecek tek adam quentin'dir.

    hem adam ayakçı olum, o da ayrı bir avantaj.

    değerlendirelim derim ben.

  • ayak kokusu, genel olarak, kötü ayakkabı giymek ve ayaklarda oluşan bakterilerin çoğalması ile ortaya çıkar. plastik, hava almayan ayakkabılar kötü kokuya davetiye çıkarır. deri ayakkabılar ise ayakların nefes almasını ve nemin dışarı çıkmasını sağlar. bakteriler gibi diğer bir mikroorganizma türü mantarlar da ayaklarımızda beslenip çoğalabilir. ayrıca stres, aşırı terleme de bu durumu çoğaltan faktörlerdendir. teri emecek çoraplar giyip, deri ayakkabı kullanarak, her gün çorapları değiştirip, ayakkabıları iki üç gün ara ile kullanmak ve her akşam ayakları yıkayıp kurulamak sureti ile kokuların oluşumuna "dur!" demek mümkündür.

    ancak bunlar yapılmadığında oluşan ayak kokuları için ne yapılmalıdır? öncelikle potasyum permanganat diye eczanelerde bulunan; koyu menekşe renginde, klorun potasyum manganata etkisi ile elde edilmiş kristal yapılı bir tuz vardır. leğene koyduğunuz sıcak suyun içine bir tablet atınız ve bir süre ayaklarınızı onun içinde tutunuz. dezenfektandır. bakterileri öldürür. deriyi kurutur. mantarları kökünden halleder. kahverengi bir leke bırakır. ancak zamanla bu leke kaybolur. zehirli bir madde olup ağız ile teması olmamalıdır.

    ayakkabılarınız için de şöyle bir formül önerelim: sodyum bikarbonat ya da soda kimyasal formulü nahco3 olan bir kimyasal bileşik vardır. çok ucuz ve bakkallarda "karbonat" ismi ile aradığınızda bulunur. karbonat içine yarısı kadar talk pudrasını karıştırınız. biraz papatya ve karanfili kahve değirmeninde un haline getirip bu karışımın için atınız. ayakkabılarınıza bu karışımı dökünüz ve bir gün bekleyin. koku, bakteri vs. kalmayacaktır.

    geçmiş olsun. teşekkür etmeye değmez.

  • adolf hitler'e suikast düzenleyerek darbe girişimi başlatmış alman subayıdır.

    20 temmuz 1944 günü hitler'in bulunduğu toplantı salonuna, içinde 970 gram ingiliz yapımı zaman ayarlı plastik patlayıcı olan evrak çantasıyla girmiş, çantayı masanın altına, hitler'in ayaklarının çok yakınına yerleştirmiş ve bir bahaneyle toplantı salonundan uzaklaşmıştır. tıpkı filmlerdeki gibi arkasında bomba patladığında o istifini bozmadan ağır ağır yürüyerek oradan uzaklaşmış, "bu patlamadan kimse sağ kurtulamamıştır nasıl olsa" diye düşünerek uçakla berlin'e geçmiş ve arkadaşkarıyla hemen darbe girişimini başlatmıştır. stauffenberg ve arkadaşlarının planı dahiyanedir: herkese "yönetimi ele geçirmek isteyen ss'ler führerimizi öldürdü. bu yüzden bu gözü dönmüş ss'leri durdurup düzeni sağlamalıyız" diyerek ss'leri tutuklama emrini vermiştir. ilk başta işler tam da stauffenberg'in istediği gibi gitmiş, berlin'de alman polisi ve diğer askeri birlikler hitler yanlısı ss subaylarını tutuklamaya başlamıştır. stauffenberg ve arkadaşları neredeyse tüm berlin yönetimini ele geçirmek üzeredir. fakat patlamadan sağ kurtulan hitler, kritik isimleri telefonla arayıp "ben yaşıyorum oğlum, siz ne bok yiyorsunuz lan orada" deyince bir anda işler stauffenberg'in aleyhine dönmüş ve darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. sonrası ise malum: idam.

    peki hitler o patlamadan nasıl sağ kurtuldu?

    1) toplantı, doğu prusya'nın rastenburg kasabasında (günümüz polonya'sının ketrzyn kasabasında) hitler'in meşhur karargahı wolfsschanze (kurt ini) adı olarak bilinen, orman içinde gizlenmiş, son derece kalın beton duvarlardan yapılmış korunaklı binada yapılacaktı. bu binanın tüm duvarları yıkılmaz betondu ve dışarı açılan penceresi yoktu. bu da içeride patlamanın etkisini arttıracak, dışarı çıkamayan şok dalgası içeriyi adeta cehenneme çevirecekti. ancak hitler, havanın sıcak olduğu gerekçesiyle son anda toplantının konferans salonunda yapılmasını ister. hava sıcak olduğu için tüm pencereleri açık olan konferans salonunda patlama beklenen etkiyi göstermemiş, şok dalgası pencereden dışarı çıkarak patlamanın etkisi azalmıştır.

    2) aslında aynı patlayıcıdan iki taneyle toplantıya gelen stauffenberg, hitler'in toplantıyı 15 dakika erkene alması nedeniyle ikinci bomba düzeneğini çalıştıracak zamanı bulamamıştır. aldığı savaş yaraları nedeniyle sol gözünü, sağ elini ve sol elinde ise yüzük ve serçe parmaklarını kaybetmiş olan stauffenberg için iki arada bir derede bu düzeneği çalıştırma işi hiç de kolay değildi.

    3) hitler'in çok yakınına konulan çanta, son anda oradaki adamlardan birinin (albay heinz brandt) ayağına takılmış ve albay brandt içinden "hay zikicem şimdi çantasını da" diyerek çantayı aldığı gibi daha uzak bir köşeye, masanın ayağının öbür tarafına koymuştur (albay brandt'in bu patlamada bir bacağı kopmuş ve bir gün sonra hastanede hayatını kaybetmiştir).

    3) üzerinde haritalar ve bilimum askeri belgeler bulunan meşe ağacından yapılmış kalın ve ağır toplantı masası, adeta bir kalkan vazifesi görerek hitler'i korumuştur.

    hitler bu suikast girişiminden sağ kurtulunca kendisinin tanrı tarafından korunduğuna inanmış ve kafasında tasarladığı planı, tanrının onayladığı plan olarak düşünerek savaşın sonuna kadar bildiğini okumuş ve etrafındaki hiçkimsenin önerilerini dikkate almayarak savaşı kaybetmiştir (bkz: özgüven patlaması).

    ayrıca en güvendiği subaylardan birinin bile kendisini öldürmeye kalkışması neticesinde iyice paranoyaklaşmış ve etrafındaki herkesten şüphelenir olmuş. hal böyle olunca sürekli generallerin yerini değiştirmiş ve orduda işlerin aksamasına neden olmuştur.

  • kutsallaştırmanın yanında çok da boş gezen insanlardır. gezerler ama gezdikleri yerlerden bir şeyler öğrenmek ya da yeni hayatlar, yeni şeyler görmek değildir amaçları. diğer insanların önünde statü sahibi olmak isterler. gezmek, yeni yerler görmek bence de önemlidir. ama o gezdiği yerler insana bir şeyler katmıyorsa boş yere gezmiştir o insan.

  • ozan’ın haklı olduğu tartışma. sırf magazinci olduğu için bir pakistanlının gizlice çekip servis etmesinden farkını göremediğim şey. ikisinde de rıza yok, ikisi de teşhircilik.

  • koskoca lise dönemi bu şarkı hakkındaki hikayelerle geçmiştir. çocukluk dönemini de atilla taş yedi. ben de diyordum allah neden belamı verdi diye.

  • dayım gençliğinde bir kızı beğeniyor, ailecek toplanıp istemeye gidiyorlar. kızın ailesi kızı veriyor. düğünde fark ediyorlar ki istediği kızın ablasını vermişler, bozmuyor evleniyor dayım da. meğer isterken kızın adı hiç geçmemiş. şimdi çocuklar, torunlar yaşayıp gidiyorlar. söylediklerine göre yengemin bu yanlış anlaşılmadan hala haberi yokmuş.

    edit: bugün geldi yengem bu kadar lüzumsuz insan olamaz. kesin kardeşi gösterip ablayı kakaladılar zavallı dayıma.

    edit2: anneme sordum tekrar düğünde değil söz kesilirken ablayı aldığını fark etmiş dayım. babayı almak gibi bir şey lan.