hesabın var mı? giriş yap

  • richter ölçeği logaritmik olduğuna göre 6.2'lik deprem, 5.7'lik depreme göre 3 kat şiddete sahiptir. allah korusun ama bizde 6.2'lik deprem olursa 300'den çok daha fazla zayiat veririz diye düşünüyorum.

  • makunouchi ippo adindaki bir cocugun boksla tanismasi ve yukselmesini irdeleyen 76 bolumluk anime serisi. tsubasa gibi bir mac 3-4 bolum surer, goz acip kapanma suresi icerisinde atilan yumruklar esnasinda boyle gecmise dalarlar, ivmenin muhasebesini yaparlar, o an karsi strateji gelistirirler falan. genel olarak anime keyifli olsa da ozellikle maclarin uzun olmasi, ippo'nun surekli kendine guvensizligi, celiski icine dusmesi (76 bolum adam gibi bir mac izletmedi bize serefsiz) ve biraz ezik ve silik bir karakter olmasi gibi durumlardan dolayi ara ara sikilmaniz mumkun ancak ben ozellikle macin olmadigi takamura-aoki-kimura ve ippo'nun basindan gecen maceralarin anlatildigi bolumleri sevdim. bu tur bolumlerde biraz da ecchi katmislar, hos olmus. vaktiniz varsa izleyiniz dani.

  • üzgünüm ama bu sesleniş için çok geç kalındı. zamanında bazı şeylerin farkına varsalardı, şimdi bu şekilde bir tepkiye gerek duymayacaklardı. kısacası yapacak bir şey yok. karadeniz diyor, rize diyor oynat devam.

  • adamın hayatını didik didik ediyorlar bir şey buluruz diye. çıkan ise bu!
    zaytung durumdan rahatsız. artık olaylar gerçekten komik.

  • futbolu zerre takip etmeyen şahsım tarafından daha iki gün önce öğrendiğim gerçektir.

    slaven bilic'in gelişini de ligin 3. maçında öğrenmiştim.

    her neyse, lan adam roberto carlos, sivas'ta oturuyor şu anda. brezilya'nın kumsallarından sivas'ın soğuğuna bir hayat hikayesi. kangallarla dans.

    her şeyi geçtim, bu adam nereye sıçacak lan!

    not: insanın aklına ilk "ağzına sıçsın amua goduum" demek geliyor, biliyorum.

  • bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.

    koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.

    koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.

    siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,

    zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.

    sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:

    koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
    sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,

  • kendi ayakkabısını yiyen yönetmen.
    buna az sonra geleceğiz.

    1942 yılında 2. dünya savaşı devam ederken münih'te doğdu. gençliğinde savaş sonrası ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği ülkesinde basmakalıplaşan, tekdüze sinemayı değiştirmek, yeni bir şey üretmek, ve yeni bir şey söylemek adına 28 şubat 1962'da bir grup genç yönetmenle birlikte oberhausen manifestosu'nu yayımlanmasında başı çekti.

    bu manifesto, yeni alman sineması*'nın başlangıcı kabul edilen bir manifesto oldu. "papa's kino ist tot!" yani "babaların sineması öldü!" sloganıyla yayınlanan bu devrimsel manifestonun kapanış cümlesi tamamının özeti niteliğindedir.
    "der alte film ist tot. wir glauben an den neuen." yani "eski sinema öldü. biz yeni sinemaya inanıyoruz."

    manifestonun orjinalini okumak için: almancası ve ingilizcesi.

    daha sonraları herzog, bu akımın ve yeni çevresinin verdiği gazla beraber bir dizi yenilikçi işler yapmaya başladı. filmlerini kendi deyimiyle, 'genellikle farklı ve tanıdık olmayan manzaralarda yer alan, mistisizm ile dolu' ve 'deneysel' olarak nitelendiren herzog özellikle deneysel belgeselcilik ve fransız yeni dalgadan epey etkilendi.
    buna rağmen, sansasyonlu kişiliği ile her zaman dikkat çeken herzog bazı ilginç anılara ve demeçlere da sahiptir.

    bunlardan belki de en ilginç olanı, o zamanlar genç bir yönetmen adayı ve sinema öğrencisi olan errol morris ile girdiği iddiadır.

    uc berkeley kampüsünde tanıştığı, o zamanlar 29 yaşında olan errol morris, sürekli olarak çevresine bir projeden bahsediyor ama zaman, imkan ve sabır ile bir türlü projesini hayata geçiremiyordu. morris'in kafasındaki proje, sonradan gates of heaven ismi ile çıkacak, kaliforniya'da bir evcil hayvan mezarlığını konu alan ilginç bir hikayeye sahip ve son derece deneysel bir yapım olacaktı. hatta daha sonraları, ünlü eleştirmen roger ebert, bu belgeseli 'tüm zamanların en iyi 10 filminden biri' ilan edecekti.

    herzog, errol morris'in bu filmi asla çekemeyeceğini, eğer bunu başarırsa kendi ayakkabısını yiyeceğini söyleyerek bir iddaya girdi.

    1979 yılında bi başka belgeselci, les blank bu olayı filme almak istediğini herzog'a anlattı ve bir kısa film üzerinde çalışmak için kolları sıyırdı.

    kaliforna'ya bulunan ünlü restoran chez panisse'nin efsane şefi alice waters ile anlaştı ve alice'den bir ayakkabı pişirmesini rica etti. tabi ki waters bu teklife karşı koyamadı ve kendi ifadeleri ile “kekik, biberiye, tuz, karabiber vedefne yaprakları ile” herzog'un botunu tencerede uzunca haşladı.

    ardından errol morris filmini başarıyla tamamladı ve galasına werner herzog'u davet etti. herzog burada kalabalığa doğru dönerek, 'bu, film yapmak isteyen ve başlamaktan korkan, cesaretleri olmayan herkes için bir cesaret örneği olsun." mealinde bir cümle ile les blank'in werner herzog eats his shoe isimli kısa belgeselindeki sahnelerde görüleceği üzere, kalabalık önünde ve kameralar karşısında sözünü tuttu.

    belgeseli izlemek isteyenler için link

    olayın kahramanları,

    werner herzog, 80 yaşında, bir sinema efsanesi, sayısız ödül ve adaylık kazandı ve hala ömrünü adadığı filmciliğe devam ediyor.

    errol morris, 66 yaşında. 2004 yılında en iyi belgesel kategorisinden bir oscar kazandı ve film çekmeye devam ediyor.

    les blank, 2013'te hayatını kaybedene kadar 44 filme yönetmen, yapımcı ve kurgucu olarak imzasını attı.

    alice waters, 78 yaşında, dünyanın en ünlü şeflerinden biri. sahibi olduğu chez panisse restoranıyla michelin yıldızı kazandı ve bir çok kitap yazdı. olayın 40. yılında herzog'un ayakkabısı şeklinde bir yemek yaparak menüsüne kısa süreliğine ekledi. buradan görülebilir.

  • kimliği bugün ünlü youtuber charmquell tarafından ortaya çıkartılmıştır. gerçek ismi eda sak'tır. olay lise yıllarında üye olduğu linkin park ile ilgili bir siteye koyduğu profil fotoğrafı ile başlamıştır. daha sonra çeşitli sitelerde virüs olarak ayça_22 adıyla yayılmış ve fenomen haline gelmiştir. hepimizin nereden geldiğini ve neden popüler olduğunu asla bilmediğimiz bu fotoğrafın hikayesi bugün itibarıyla ortaya çıkmıştır.

    hikayeyi daha detaylı öğrenmeniz için linki buraya bırakıyorum: ayça_22 kimdir?

    gerçek ayça_22 olan eda sak'ın video altına yaptığı yorumu ise buradan görebilirsiniz: https://eksiup.com/p/yu6252378gdu

    edit: başka birisi hesap açıp yorum yazmış olabilir, ona göre okuyun. (hesabın bir gün sonra fake olduğu ortaya çıktı ve yorum kaldırıldı.)

    edit 2: olay twitter'a düştükten sonra birçok kişi eda sak'ı tanıdığını ve kendisinin ayça_22 olmadığını söyledi. aynı kişilerin verdiği bilgilere göre eda sak, amerika'da yaşıyor ve fotoğraftaki kadınla alakası yok. amerika'da yaşadığı bilgisi videoda yayınlanan bilgiyle de uyuşuyor.

    yine twitter'da paylaşılan bir tweete göre ayça_22'nin eda sak olmadığını anlıyoruz. kendisini tanıyan kişiler fotoğraf paylaşarak bu durumu kanıtlıyor. silinirse diye görsel

    başka bir tweet'te yazılanlara göre, kendisini tanıyan bir kişi isminin begüm olduğunu söylüyor. fenomen haline gelen fotoğrafta kolye üzerinde "begüm" yazdığı açıkça belli olmasa da kolyenin bir kısmında "güm" yazdığını görebiliyoruz. bu ihtimal de ismin begüm olma ihtimalini güçlendiriyor. silinirse diye görsel

    aynı tweette başka bir detay daha var. tweet'i atan kişi begüm'ün bir ön ismi olduğunu, bu ismin m harfiyle, soyadınınsa p harfiyle başladığını söylüyor. bu bilgi bizim için çok önemli, çünkü veritabanlarında bulacağımız bilgileri doğrulama imkanı veriyor.

    internette küçük bir araştırma yaptıktan sonra bir müzik dinleme sitesinde maide begüm pekkanlı adında bir profile ulaşıyoruz. bu da bir önceki tweet'te verilen bilgilerle tamamen uyuşuyor.

    elimizdeki bütün veriler birbiriyle uyuşuyor fakat bir problemimiz daha var. maide begüm pekkanlı'nın bu profili gerçek mi yoksa charmquell'in videosuna atılan yorum gibi tezgah mı? bu bilgiyi doğrulamak zorunda kalıyoruz.

    aynı müzik profilinindeki favori şarkılar kısmına göz attığımızda 10 yıl önce yüklenen bazı şarkıların favorilere eklendiğini görüyoruz. yani yüksek ihtimalle bu profil 10 yıldır aktif ve birkaç şarkı favorilere eklenip bir daha hiç kullanılmamış. ya da bize birisi çok büyük bir tezgah kuruyor. ben şahsen tezgah olduğunu düşünmüyorum, çünkü tezgah olsaydı bilgilere daha açık ve kolay yerlerden ulaşabilirdik. görünüşe göre maide begüm pekkanlı bu durumdan oldukça rahatsız olacak ki kendini internette kaybettirmek için çok uğraşmış.

    maide begüm pekkanlı'yı google üzerinde arattığımızda hiçbir veriye ulaşamıyoruz. bu nedenle ismini instagram'da aratıyoruz. arattığımızda ise karşımıza bir profil çıkıyor fakat profil resminde kendisi olmadığı için yine doğrulayamıyoruz. bu nedenle farklı yönteme başvurmak zorundayız.

    müzik dinleme sitesindeki maide begüm pekkan'ın favorilere eklediği şarkılar mert dürgen adında bir sanatçıya ait. yani begüm bu kişiyi tanıyor olabilir. bu nedenle instagram'da mert dürgen'in ismini aratıyoruz ve bu profile ulaşıyoruz. hesap herkese açık olduğu için takip ettiği ve takip edilen kişileri görebiliyoruz. bu listelerde begüm adını arattığımızda bir üstte yazılı maide begüm pekkan'ın profili çıkıyor. yani begüm ve mert birbirini tanıyor. hatta instagram'dan takipleşiyorlar. böylece instagram profilinin begüm'e ait olduğunu doğruluyoruz.

    sonuç: ayça_22 kesinlikle eda sak değil. charmquell çok iyi izler yakalayıp eda sak adında bir kadına ulaşsa da birçok kişi tarafından eda sak'ın başka biri olduğu kanıtlandı. ayrıca charmquell, entry'nin başında sahte eda sak'ın yaptığı yorumu videosunun altından kaldırdı. yıllardır merak edilen sır perdesi aralandı ve gönüllerimize taht kuran ayça_22'nin maide begüm pekkanlı olduğu kanıtlandı. emeği geçen herkese teşekkürler. begüm hanım'ın yolu açık olsun. kendisini seviyoruz.

    bir diğer edit: charmquell, ayça_22'yi bulabilmek için bizi keklemiş.

    dipnot: bu entry'deki bilgilerin tamamının internette herkese açık bilgilerden toplandığını ve kişisel hakları ihlal eden bir paylaşım yapmadığımı belirtmek isterim. yine de ismi geçen kişiler rahatsız oldularsa bana ulaşıp bilgilerinin silinmesini isteyebilirler.

  • tabi yapacak ulan. siz burayı özgür ve adil bir platform mu sandınız? lan ülkenin insanı ne ki internet sitesi ne olsun?

    edit : @four994 nickli arkadaşımız olayı haberleştirmiş. burada bulunsun. kendisine teşekkür ediyoruz.

    edit : link yenilendi.

  • yunan misin: 30 dk
    fetocu musun: 30dk
    binalinin oylari calindi: 45 dk
    ıstanbul projeleri: 10dk
    istanbuldaki israflar: sure bitti.

    mission completed.

    sorarlarsa tarafsi bolge dersiniz.