hesabın var mı? giriş yap

  • ifade edilesi zor bir durum, bir cumhuriyet gazetesi haberi,

    kiler holding, borcuna karşılık verdiği sapphire avm’yi 'yarı fiyatına' geri aldı.

    yandaş bir holdingin bir çırpıda vergilerimizden kazandığı milyon dolarları cebe atma durumudur, banka kamu bankasıdır, bu zarar kamu zararı yazılarak vergilerimizden karşılanacaktır, oysa okullarda çocuklarımıza yemek için, asgari ücretin altında maaş alan emeklilere ek destek için bütçe yokken.

    akp iktidarıyla yükselişe geçen kiler holding, borcuna karşılık bir kısmını 100 milyon dolara halkbank’a sattığı sapphire avm’nin tamamını 48 milyon dolara geri aldı. sayıştay 2021’de avm için 78.9 milyon dolar değer biçti. emlak fiyatlarının patladığı dönemde bina “yarı fiyatına” kiler’e geçti.

    link

  • dostoyevski çok sevdiğim budala isimli kitabında bundan bahseder fakat başlıkta subjektif şekilde belirtildiği gibi bu duyguyu herkeste olan bir hissiyat olarak ele almaz.

    dostoyevskiye göre herkes özgün olmak ister. üstelik bu istek sadece fakir, aciz, imkanları az olan insanlara özel değildir.

    ne miktarda olursa olsun, para, sosyal konum veya güzel dış görünüş, özgün ve özel fikirler üretememe hissiyatının verdiği rahatsızlığı karşılayamaz. herkes bu hissiyatı yenmek için mücadele eder ama özelliksiz insanlar için bu mücadele sadece depresyon kaynağı haline gelir.

    "basit insan" sıkça sıradanlıktan kurtulmayı amaçlayıp, yersiz ve saçma gözüken hareketlere girişir. dışarıdan kimi zaman sıradışı gözükse de, bu insan özünde sıradan olduğunu ve bundan kurtulmaya çalışmanın zorlama bir çaba olduğunu bilir.

    özel olmayan fakat daha akıllı olan insanlar da vardır.

    bu insanın sıradanlığını benimsemiş olması onun en önemli özelliğidir. farklı olmak adına büyük hayallere kapılıp hatalar yapmazlar. mutsuz olmazlar fakat özünde özelliksizlerdir.

    gerçekten farklı ve özel insanlarınsa özel olduklarını göstermeye ihtiyaçları yoktur. farklılıkları yaptıklarından, söylediklerinden bağımsızdır, varoluşlarının bir parçasıdır.

    not: bu arada budala eserini okumanızı öneririm, oldukça ilginç bir mega klasiktir. tamamen şahsi görüşümdür fakat budala eserinde 4 adet sıradışı olarak nitelendirebileceğimiz karakter bulunur ve 4'ü de yaratılmış en özel karakterlerdendir diyebilirim.

    (bkz: lev nikolayeviç mışkin)
    (bkz: aglaya ivanovna yepançin)
    (bkz: parifon semiyonoviç rogojin)
    (bkz: nastasya filippovna)

  • sigarayı bıraktım, 1 hafta oldu, canım çok istediğinde kendimi oyalamak için e-sigara içiyorum. fazlasıyla işe yarıyor. karşınızda yakın arkadaşınız fosur fosur sigara içerken canınız çekerse iki "fırt" çekiyorsunuz e-sigaranızdan ve hop, bir anda istek geçiyor. üstelik o karşınızda sigara içen kişinin sigara kokusu burnunuza gelirse iğreniyorsunuz. iradeniz var ise, ver bir tane de ben yakayım demiyorsunuz.
    bırakmak isteyenler için neler olduğunu ben birinci ağızdan anlatayım;

    1- öncelikle vücut ağrılarım geçti. kendimi daha mutlu hissediyorum
    2- göz altlarımdaki morluklar geçti, yüzüm daha genç ve güzel görünüyor
    3- akciğerlerim resmen kendini temizliyor. bunu hissedebiliyorum sürekli öksürüyorum ve sabahları boğazım kuru uyanıyorum ama bunun bir temizlik süreci olduğunu biliyorum.
    4- ilk 3 gün burnum tıkandı ancak şimdi çok daha iyi nefes alıyorum.
    5- psikolojik olarak daha iyi hissediyorum. sinirli ya da gergin değilim, beynimdeki gerilim hattı normale dönmüş gibi...
    6- sabahları daha zinde ve mutlu uyanıyorum üstelik uyandığımda ağzımdaki kötü tat ve odamdaki kötü koku da artık yok.

    vücuduma yardımcı olmak için bir de keçi boynuzu özü aldım. keçi boynuzu özü akciğerlerin temizlenmesine yardımcı oluyormuş. sanıyorum 1-2 haftaya çok daha iyi hissedeceğim, inşallah... ancak bu başlık altına yazılanları görünce gözlerime inanamadım. yazdıklarınız, bırakmak isteyenlere kötülük etmekten başka bir şey değil. siz yeniden başlamış olabilirsiniz, iradenize sahip çıkamıyor olabilirsiniz ancak herkes böyle olacak herkesin sonu sizinkiyle aynı olacak diye bir şey yok. üstelik bırakmak isteyenlere de şart koşuyorsunuz bu yazdıklarınızla. insanlar ne de olsa bırakamayacağım diye düşünüyor. çok etkileniyorsa sinirleriniz bu durumdan e-sigara alabilirsiniz... olay "yapmak istemek"te bitiyor. "gaza geldim bırakıyorum" ile olmuyor. kendiniz ve sağlığınız için bırakmak istiyorsanız oluyor.

    önerim; bırakmak istiyorsanız arkadaşlarınıza ve yakın çevrenize bunu pek söylemeyin. uzatıldığında; "canım şimdi istemiyor" yalanını söyleyebilirsiniz. yoksa yukarıdaki arkadaşların yaptığı gibi yorumlar alarak beyninizi bırakamayacağınıza şartlamış olursunuz. benim elektronik sigaraya geçmeme bile laf eden, gülen, "görürüm ben seni" diyen arkadaşlarım var. bunun adı kıskançlıktır, kendilerinden farklı olmanızı istemiyorlar. en yakınınız bile olsa bu böyle, insan doğasında var kıskançlık.
    yapabilirsiniz...

    üstelik vücudunuzdaki değişikliği ve bu mutluluğu tattıktan sonra asla dönmek istemeyeceksiniz. ve unutmayın, bir alışkanlıktan kurtulmak için 22 gün gerekli...

    edit: sigarayı bırakalı 3 ay kadar oluyor ve değişimi bırakmayı düşünen arkadaşlarla paylaşmak istedim. öncelikle artık yokuş, merdiven vs. çıkarken nefes nefese kalmıyorum. e-sigarayı o kadar az içiyorum ki neredeyse onu da bıraktım, ve bir süre sonra ihtiyaç duymamaya başlıyorsunuz. başlarda zaman geçmiyor sigara olmayınca ancak daha sonra anlıyorsunuz ki daha kıymetli zaman geçiriyorsunuz. beynimdeki gerginlik hissi tamamen kayboldu ve artık daha huzurlu, daha az sinirli bir insana dönüştüm. artık herhangi bir öksürüğüm yok, nefesimde herhangi bir hırıltı da yok.

    insanlar yanımda yaktıklarında anlık bir istek geliyor ancak 2 saniye kadar falan sürüyor bu istek ve sonrasında duruluyor, hatta kokusu geldiğinde iğreniyorum midem bulanıyor. özellikle e-sigaraya başladıysanız yanında asla normal sigara içmemeniz gerekir, gerçekten bırakmak için çok önemli. nefsinize hakim olabilirseniz bir kaç güne zaten tiksineceksiniz..

    altın kural: "bir kerecik içeyim ne olacak yaa", "bana bir şey olmaz" gibi cümleler kurmamak. ağzınıza bile sürmemenizi tavsiye ederim.
    "bırakamayanlara" selamlar,
    bırakmak isteyenlere sağlıklı günler dilerim...

  • alakası yoktur. kasacı kızın yakasında isim soyisminden hemen elindeki telefondan facebooka girip bakıp kızın manitası olduğunu gören suser, bir kac hafta sonra ayyyy kız benim önerilenler listemde kartıma bakmış bla bla.. sie.

  • muğla üniversitesi iibf de muhasebe dersinin 3. saati :
    - sen ! adın ne senin ?
    - inan hocam
    - çık dışarı !
    - neden hocam ?
    - sen 1. saat çok konuştun çık!
    - evladım senin adın ne ? arkasındaki ?
    - sinan hocam
    - sen de çık dışarı
    - hocam kafiyeden adam atılırmı ya !