hesabın var mı? giriş yap

  • ''oklondon bolo goçormo okrom'' sen kimsin lan gevşek mhp elemanı? triplere bak, 2 ergen övgü yazdı diye kendini polat alemdar sanmış mq japonyalısı.

  • şu linkte sıralanmış: http://www.ozanbey.com/…cevap_verme_algoritmasi.asp iki tane 5. adım yazılmış ama site sahibi daha sonra düzeltir sanırım..

    tayyip erdogan'in yillar gectikce mukemmelestirdigi ve her sorulan soruya cevap verirken kullandigi bir algoritma var. iletisim okumus bir insansi olarak irdelemeye calistim.

    bu algoritma bir kac adimdan olusuyor ve eger zamani varsa tum adimlari (1'den 7'ye hepsini), zamani daha kisitliysa bazilarini (genellikle 1 & 3 & 6'yi) kullaniyor.

    daha iyi anlatabilmek icin bir ornekle aciklayacagim. erdogan'in kucuklugune donup, evdeki vazoyu kirdigini varsayacagim.

    tayyip evde yalnizdir ve annesi eve gelince vazoyu kirilmis olarak bulur.

    annesi: tayyipp! vazoyu mu kirdin!

    adim 1: yapilan yanlisin ifade edilme seklini degistir, onu yanlis olmaktan cikar ve iyi bir sey gibi goster.

    - vazoyu kirmadim, parcalarina ayristirdim ve yeniden sekillendirilebilmesi icin bir duzenleme yaptim.

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "agaclara zarar vermiyoruz, yerlerinden sokup tasiyoruz."
    "degismedim, gelistim."
    "alkolu yasaklamiyoruz, kullanimini duzenliyoruz."

    adim 2: o sucu isleyecek / hatayi yapacak dunyadaki son insan olduguna ikna et.

    - ben vazoya neden zarar vermek isteyeyim ki? ben de vazoyum. vazonun daniskasiyim. o vazo alindiginda, onu omzunda 4 kat, bak rakam veriyorum tam 98 merdiven, yukari tasiyan benim. vazonun gunesten rengi solmasin diye onu depoya koyalim diyen, kimse kiskanmasin, nazar gelmesin diye arkadaslarim gelince ustunu orten yine benim. o vazonun bir numarali destekcisi benim, niye zarar vermek isteyeyim?

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "biz niye agac kesmek isteyelim, tam 3 katrilyon agac diktik."
    "biz niye yargiya baski yapalim, turkiye'deki en buyuk adalet sarayalarini yapan, onlara cumhuriyet tarihindeki en buyuk olanaklari saglayan biziz."

    adim 3: soz konusu olayin onemini indirge, olayi normallestir, hatta yaptiginin az bile oldugunu orneklerle acikla.

    - ayrica ben vazonun yeniden duzenlenmesine neden bu kadar tepki gosterdigini anlamiyorum. vazo, daha cok eski komunist ulkelerde kullanilan, artik miyadini doldurmus bir sus esyasi. bak amerika'ya, bak ingilitere'ye var mi evlerde vazo? hic filmlerde goruyor musun? modern evlerde goruyor musun? anca cavusesku donemindeki romanya'da, sosyalizm ilettinden kurtulamamis ukrayna'nin oblastlarinda kullanilan, barok bir sey vazo. var mi modern dunyada vazonun yeri? yok. bu tepkiyi anlamak mumkun degil. bence vazonun yeniden duzenlenmesinde gec bile kalindi.

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "alkol duzenlemesi sadece bizde yok ki. bunu biz mi uydurduk? bakin iskandinav ulkelerine, fransa'ya, ingiltere'ye, hepsinde kat be kat daha fazla kisitlama var. bizdeki duzenlemeler daha baslangic seviyesinde."

    adim 4: sefkatinle, erdeminle karsidakini ez. istesem yapardim ama yapmadim de.

    - simdi bana boyle suclamalarla geliyorsun ama ben istesem o vazoyu 20 kere kirardim. her gun evdeyim, vazoyla basbasayim. madem boyle hasmane bir tavrim var neden kirmadim? istesem kirardim hatta yok ederdim. ama yapmadim. sahsi olarak vazoyla her konuda ayni fikirde olmasam da yapmadim, cunku ben senin dusuncelerine saygi duyuyorum. insanlarin vazoyu sevme hakki benim icin kutsal. vazoyu vazo oldugu icin degil yaradandan dolayi seviyorum. ben bu evde vazolarin teminatiyim.

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    bunu sadece erdogan degil, tum parti kullaniyor aslinda. guncel ornekleri "gezi olaylarinda, istesek interneti keserdik, kesmedik." veya melih gokcek'in dedigi "sizi bir kasik suda bogardik ama kahretsin ki demokratiz."

    adim 5: soruyu asla cevapsiz birakma. soruya "varsayalim dediginiz dogru" seklinde cevap ver. bunun olasiligini kabul et ve bu olasiliga karsi da sorumlu bir sekilde davrandigini goster.

    - varsayalim dedigin dogru. vazonun basina soyledigin seyler geldi. bu her seyin benim yuzumden oldugunu mu gosterir? pencereler ceyran yapmis, kedi kosarken vurup kirmis olabilir. ben bunlarin arastirilmasi icin komsunun oglu mustafa'ya gerekli talimatlari verdim. dunku ruzgarin hizini arastiracak, kedinin davranislarini inceleyip bana rapor verecek. eger bir yanlis tespit edersem o kediyi once ben cezalandiririm. o pencereleri once ben tamir ederim. her seyi takip ediyorum, her seyi evimiz icin, evimizin guzelligi, ferahi icin yapiyorum.

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "polisin geziparki olaylarinda asiri gaz kullanmasiyla ilgili sikayetler var, dogru. bunlarin incelenmesi icin gerekli yerlere talimat verdim. eger boyle bir sey varsa, incelecek, geregi yapilacak. boyle bir seye izin vermeyiz, veremeyiz."

    adim 5: soruyu soranin bu konudaki samimiyetini sorgula.

    - simdi bir de soyle bir nokta var. salondaki vazo, dunyada ilk defa yeniden duzenlenen vazo degil. madem vazolar konusunda boyle bir hassasiyetin var, alt komsunun vazolari, hem de 1 degil tam 2 vazosu, oglu tarafindan kirildiginda neden tepki gostermedin? o zaman neredeydin? ya da tasinirken seramikleri kirilan ayse teyzeyle birlikte neden goz yasi dokmedin? bu vazonun farki yalnizca benimle ilgili olmasi mi? burada amac uzum yemek degil, bagciyi dovmek. vazo bahane.

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "madem agaclari bu kadar seviyorsunuz, ben orman arazisinin icine universite yapilmasin diye yirtinirken neredeydiniz? neredeydi bu kalabaliklar?"
    "madem basin ozgurugu diye bu kadar yirtiniyorsunuz, 28 subat doneminde neredeydiniz?"

    adim 6: olaydan yirttin, kendini iyi gosterdin. simdi bu avantaji rakibini kotu gostermek icin kullan.

    - bu vazo kirmak falan hep ali'nin (kardesimin) yapacagi seyler. o yapar bunlari. gecen sene cam dolabin penceresini kiran, kucukken babamin pikabina top atan kim? ali. ali'nin zihniyeti kirar ancak vazoyu. bunun arkasinda da o var; ben sana soyleyeyim. simdi babamin harcliklara karar verecegi donem yaklasiyor ya, beni okul konusunda yenemiyor, aklinca boyle bir camur atma yolu buldu. bunlari babam hep goruyor. babam dogru karari verir, benim icim rahat. ben hep konusuyorum babamla."

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "bu gosteriler, kargasalar hep chp zihniyetinin bir urunu. bunlarin arkasinda onlar var, secim yaklasiyor ya aklinca oradan vuracak. marjinal guruplari orgutleyip, uc bes capulcuyla kargasa cikartmaya calisiyorlar. ama biz halkimizi biliyoruz, halkimiz bunlara itibar etmiyor. halk her seyi goruyor."

    adim 7: konu kapandi, cevap verildi. konusmani kendini ve yaptiklarini overek zirvede birak.
    - ben bunlara bakmiyorum anne. ben isime bakiyorum. bak 2 senelik ortaokul hayatimda, sinifin en caliskani olmusum. herkes beni parmakla gosterir hale gelmis, diger cocuklarin annesi de ogullarina tayyip gibi ol evladim der duruma gelmis. bu durumdayiz. din 5, beden 5, matematik 5. bu durumdayiz. ben isime bakiyorum, dersime bakiyorum. ailemiz icin hayirli bir evlat olmaya, ailemizi, babamin da dedigi gibi evelallah apartmandaki ornek aile konumuna tasimaya calisiyoruum, calisacagim.

    bu teknigin gercek hayattaki ornekleri soyle:

    "ekonimi soyle guzel, imf borclari soyle az, milli gelir soyle yukseldi vs vs."

    ------------------------------------------------

    bu 7 adim disinda bir de icerlere serpilmis ufak detaylar oluyor. talimat verdim, arkadaslar cozdu:

    iyi seylerde "biz" de, iliskilendirilmeyi istemedigin seylerde ise "devlet, polis vs" gibi kurum adlari ver.

    iyi seylerde:
    "galatasaray'in stadini biz yaptik ve galatasaray'a verdik."
    "kayseri'ye galaksinin en buyuk su fiskiyesini yaptik."

    iliskilendirilmek istemedigi konularda:
    "polis gaz kullaniminda asiriya kacmis olabilir."
    "devlet, imraliyla da konusur, herkesle de konusur."

    soruya / suclamaya kendi degerlerini degil suclayanin degerlerini, silahlarini kullanarak cevap ver.

    ornegin, "anayasada, devlet halkini alkolden, uyusturucudan korur yaziyor. bu gorev bana verilmis; bu maddeyi biz eklemedik ki."

    adini telaffuz etmek istemedigi insanlarin / kurumlarin ismini farkli soyle, farkli soylenemiyorsa ad tak.

    ornegin ataturk deme, gazi mustafa kemal de. ocalan deme, imrali de. chp deme cehape zihniyeti de.

    cevaplanmasi uzun surecek sorulari sanki cevap evet/hayir kadar kisaymis gibi laf arasinda sor, karsindaki cevap veremesin, hakli gorun.

    mesela onlarca gazeticiyle konusurken birine "sizce gosterilerden ne mesaj almaliyim, siz soyleyin" de.

    x sizi soyle elestirdi seklinde bir soru gelince cevabina direkt ad hominem yaparak basla.

    "x madem o kadar demokratti, neden soyle boyle haksizliklar olurken sustu? y'nin japonya'ya ne hayri dokunmus? bunlarin amaci bagciyi dovmek.."

    hep yaptiklarini ov ama hic kendini ovme, aksine kendini onemsizlestir.

    ornegin "bu hukumet cumhuriyet tarihinin en buyuk atilimini yapti." veya "turkiye'nin en buyuk x'ini yine biz yaptik" vs deyip yaptiklarini yuceltirken diger yandan da "ben hukumdariniz degil, hizmetkarinizim" gibi cumlelerle kendini onemsizlestir. mesela van hakkinda konusurken ikisini tek seferde yapmisti: "yaptigimiz yatirimlarla adeta yeni bir van insa ettik. butun bu adimlari nicin atiyoruz? biz emanetciyiz, hizmetkariz, efendi degiliz."

    her yaptiginin ucuna, genis perspektifli, buyuk bir amac koy.

    ornegin alkol yasasi cikartip " biz cocuklarimiza ufuk vermek, hedefler gostermek, fatihler, mimar sinan'lar yetistirmek zorundayiz" de ya da kavsak acma toreninde "hedefimiz 2023" de.

    her yapilan seyi daha da sivriltmek icin eskiden yapilmis kendine gore bir yanlisla birlikte sun.

    her ikisini de abartarak kontrast yarat. ornegin "eskiden kahvaltida cocuklara bira iciriliyormus, bu tavsiye ediliyormus. simdi ise gencleri alkolun zararlarindan koruyoruz."

    her seye hakimsin, her seyi biliyorsun havasi olustur; boylece insanlara otokontrol asila, izlendiklerinin bilinciyle haraket etsinler.

    "x'i kimin organize ettigini cok iyi biliyoruz." veya "ny times'da geziparki ilanini kimlerin fonladigini biliyoruz." (zaten indiegogo'da para veren herkesin adi kabak gibi yaziyor.) konusmalarda kusuratsiz, tam rakamlar vererek her seyi detayina kadar biliyor havasi vermek de bunun bir ornegi.

    ne dersen de hep reasoning (sebep gostermecilik) yap. mutlaka "cunku" de. gosterdigin sebep cok muhim degil, insanlarin "sebep?" diye dusunmesine mahal verme.

    "haydarpasa'yi otel yapmak istiyoruz cunku istanbul'da cok buyuk bir otel acigi var." burada onemli olan yapmak istedigini once soylemen, bu onemli. yoksa mantiksiz bir sey dedigin anlasiliyor; mesela cumleyi ters cevirip "istanbul'da cok buyuk otel acigi var, o yuzden haydarpasa'yi otel yapmaya karar verdik." dersen ikna edici olmaz.

    reasoning yaparken, kolay gosterilebilir bir sebebin yoksa, "cunku" ile baslayan herhangi bir sey de soyleyebilirsin: "biz taksim'i yayalastirmak istiyoruz, cunku millet bizden bunu istiyor."

  • bugün benim için özel bir gün.

    üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.

    "cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.

    "akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".

    bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.

    sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...

    akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.

    çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...

    ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?

    şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?

    şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?

    bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.

    utandım.

    siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.

    ders dolu bir gün geçirdim.

  • bunun babasi olan prens andrew ( sulalecek prensler ) kurtulus savasimiz sirasinda yunan 2. kolordusunu yonetmis fakat savas sirasinda basarisiz olunca yunan ordulari baskomutani general papulas tarafindan gorevden alinmistir. zaten bir sene sonra biz savasi kazaninca yunan tahtinda bulunan amcasi konstantin de tahttan indirilmis , yunanistan da devrim olmus ve bu dedenin tahti taci kalmamistir. gerci o zamanlar bebeydi ya .

    her neyse bir baska ilginc konu ise eşi olan kralice 2. elizabeth le uzaktan kuzendir. bunun dedesi olan yunan krali george 1 , kralice ikinci elizabeth in dedesi olan ingiltere krali george 5 in annesi kralice aleksandra yla oz be öz kardestir. yani prens philip in dedesiyle , karisi kralicenin babasinin babanesi oz kardeslerdir. yani her ikisi de danimarka krali cristian 9 un torunlaridir. cunku yunan krali george 1 ve kralice aleksandra danimarka krali cristian 9 un cocuklaridir.

    simdi biraz beyin yanmasi olabilir farkindayim. ulan yunan krali nin ingiliz kralicesinin danimarka kraliyla ne alakasi var dediginizi duyar gibiyim.

    fakat durun bu bir sey degil.

    bu dedeyle kralice elizabeth ayni zamanda kralice viktorya tarafindanda akraba. prens philip in ananesinin ananesi (bkz: oha) ingiltere kralicesi viktorya dir. yani şu şekilde oluyor kralice viktorya -- kizi prenses alice -- onun kizi prenses viktorya -- onun da kizi olan prenses alice , prens philip in annesidir. bildiginiz gibi kralice viktorya elizabeth in buyuk buyuk babanesi olur. yukarda degindigimiz danimarka dan gelen kralice aleksandra nin kocasi olan 7. edward in annesi kralice viktorya dir efenim.

    olaylar olaylar olaylar ...

    ulan zaten avrupa da hanedan uyesi olupta kralice viktorya nin torunu olmayan yok gibi bi sey . rus cari nikolay , alman kayzeri wilhelm , kendi torunu ingiltere krali otede danimarka hanedani alayi bu kadinin torunu.

  • en hızlı hayvan dediğimizde aklımıza; karada saatte 130 km hızıyla çita, denizde saatte 129 km hızıyla kılıç balığı havada ise saatte 390 km hızıyla şahin geliyor.
    peki ya biraz daha alt sınıfları incelerse durum değişir mi? evet durum değişiyor.

    bir ayı insalı kolaylıkla öldürebilir, bir insan böceği kolaylıkla öldürebilir ama işi birim ölçülerle incelersek normal bir insan kendi ağırlığının 2 katını kaldırabiliyorken atlas böceği kendi ağırlığının 650 katını kaldırabiliyor. bu bir insanın 65 ton ağırlığı kaldırabilmesine denk gelmektedir.

    hız konusunda da rekorumuz çitaya değil bir mite'a ait. susam tanesi kadar olan paratorsotomus macropalpis isimli mite saniyede yaklaşık 30 cm ilerleyebiliyor. bu vücut uzunluğunun 322 katı mesafe katetmek demek. çita ise saniyede vücut uzunluğunun 16 katı kadar mesafe katedebiliyor. bu mitedan önce rekorun sahibi avustralya kaplan böceğiydi ve saniyede vücut uzunluğunun 171 katı mesafe katederek 2.5 metre yol alabiliyordu.

    güney kaliforniya'ya ait yerli bir tür olan mite 1916 yılında keşfedilse de o zamanlar hakkında pek bir şey bilinmiyormuş. kas fizyolojisini inceleyen araştırmacılar tarafından tesadüfen keşfedilmiş. bu mite'ın diğer bir üzelliği ise 60 santigratlık zeminde yürüyebiliyor oluşu. normalde bu birçok canlıyı öldüren bir sıcaklık.

    diğer hayvanların hareketlerinden yola çıkarak geliştirdiğimiz teknolojik ürünlede olduğu gibi belki bu mite'ın hareketlerini inceleyerek teknolojik olarak kullanabilir ve bir gün daha hızlı koşmaya başlayabiliriz.

    kaynak: sciencemag
    sciencenews
    sciencedaily

  • arkadaşın yanına gidiyordum. yolda karşılaştık. bir baktım elinde bar var.(içki içilen mekanı söküp sırtında taşımıyor tabii ki spor salonlarında bulunan direk gibi bir şey) dedim bu barı nerden buldun. lazım olursa diye çaldım dedi. ulan lazım olduğundan bile çalmamış, lazım olursa diye çalmış. lavuğa bak. neyse bindik metroya. ankara’nın metrosunu bilen bilir, çok ani durur. neyse oturduk, arkadaş barı dikti yanına. şansa bak ki tutulacak direkle bar aynı renk. havalı kızın teki bindi metroya. direk diye arkadaşın barı tutmasın! arkadaş dürttü beni, "bak bak, kıza bak bizim barı tuttu, bak şimdi napacam." dedi, barı bıraktı. kız barı tutuyordu öyle, biz de ona bakıp bakıp gülüyorduk. kendisi de bana asılıyorlar diye bi havalara girdi, artisliklere girdi. içimizden sen birazdan görecen havayı diyorduk.

    yaklaşıyorduk durağa. ve sonunda anons geldi. metro durur durmaz bizim kız bar ile beraber 5 metre öteye uçtu. tabi yaptığımız piçlik sona ermemişti, arkadaş bağırdı "oha direği kopardı!!"