hesabın var mı? giriş yap

  • savaş çanları çalmaya başlasın dedirten olay.
    beyler şimdi sıçtınız işte.
    gelsin ayrılıklar.

    edit: bilal'e anlatır gibi yapıyorum.
    1 tık mesaj senden server'a gitti beklemede
    2 tık serverdan karşı tarafın telefonuna gitti( telefon stand-by da ise notification kısmında görülmüşse açılmamışsa ne olmuşsa olsun kesinlikle okundu denilemezdi!)
    3tık ( 2 tık + mavi ) okundu sıçtınız.

    edit2:
    kişisel tavsiyem notification barında görebildiğiniz kadarıyla görüp mesajı açmayın, sonrası dırdır bilionuz.

    debe editi:
    yıllardır iki tıkın karşı tarafın mesajı [caps lock=on]okumadığını[caps lock=off] insanlara anlatmaktan baygınlık gelmişti, yine anlatayım dedim debe'ye girdi, ekşi itiraf ayrılan yalnız insanlarla dolu, hep bir suçlama hep bir hedef gösterme, ulan sen sevgiline güvenemiyorsun mutlu olmayı neden hakedesin ki?

  • ön edit: vatanseverler buraya tıklasın önce
    bizimkiler çocuk değil miydi? bunlar da kaçamaz mıydı? hanginizin ailesinde bir şehit, gazi yok? toprak ne zamandan beri korkarak, kaçarak kazanıldı?

    inglizler bu kadar seviyorsa hepsini alabilirler. ingilizce olarak yapıp kendi vatandaşlarını etkilemeye çalışsınlar.

    https://www.youtube.com/c/bbcnews/videos

    kendi sayfalarında oooh ne güzel olimpiyatlar falan var. eğlence. bize gelince kaçak propagandası. geç bunları. bizde artık yer kalmadı.

  • çalın. iyi çalamayacaksanız da, virtüoz olamayacaksanız da, küçük yaşta başlamadıysanız da, günün birinde adınız gitarla birlikte anılmayacaksa da çalın. çalmak istiyorsanız, çalın.

    "gitar ayağa düştü hacı." diyenlere takılmayın. neymiş, vay efendim, herkes gitar çalmaya heves ediyormuş. bir toplum düşünün ki her bir ferdi bir enstrümanla az buçuk uğraşmış, bir enstrümandan üç beş ses çıkarmasını biliyor. ne büyük felaket, değil mi?

    güzeldir kardeşim. al gitarını, istersen iki tıngırdat bırak. istersen uğraş, çalış, öğren çalmasını. kimseye borcun yok, virtüoz falan olmak zorunda değilsin. çal gitsin.

  • --- spoiler olabilir ---

    ted mosby -> kesinlikle ross geller, adam ross geller'ın on sene sonra doğmuş hali. evlenme takıntısı olsun, geleceğini santim santim planlama olsun, uyuzlukları olsun, kadınlarla olan ilişkilerindeki başarısızlıkları olsun, birinin paleontolojiye, diğerinin mimarlığa deli gibi meraklı oluşu olsun, hatta her ikisinin de bir dönem bu alanlarda profesörlük yapabilecek kadar uzmanlaşmış oluşu olsun, her ikisinin de zamanında profesörü oldukları okulda gizli gizli bir öğrenciyle ilişki yaşamaları olsun, her ikisinin de aşık oldukları asıl kadını bir ara en iyi arkadaşına kaptırmaları olsun, her ikisinin de düğün günlerinin hayal kırıklığı olması olsun... say say bitmez. senaristler, baş karakter dediğin biraz yaratıcı bir şekilde çizilir, değil mi? ross geller'ı biraz kırp al sana ted mosby olsun oldu mu olmadı tabii.

    marshall eriksen -> chandler bing + ross geller = biraz ross'un romantizminden, biraz chandler'ın başarısızlıklarından, ezikliklerinden, işini sevmemesinden, karısına deli gibi aşık olmasından, karısının üst chandler'ın alt olmasından eklemişler, ortaya marshall karakteri çıkmış. marshall ve ted'in üniversiteden bu yana gelen arkadaşlıklarının aynısını friends'te ross ve chandler arasında görürsünüz. tek fark marshall'ın aksine chandler bing bu kadar silik bir karakter değildir, marshall adeta bakanda oyuncak ayı izlenimi yaratırken chandler dikenli kaktüs gibidir, zamanla seversiniz. ayrıca marshall chandler kadar esprili de değildir. ancak her ikisi de işinden nefret eder, her ikisi de karısını deli gibi sever, her ikisi de arkadaşları için canlarını verebilirler.

    robin scherbatsky -> rachel green + phoebe buffay = robin aslında dizide rachel görevini üstlenmektedir. sürekli her istediği olsun isteyen, kararsız, dengesiz, bir ona bir buna giden sürtük rolünü üstlenmektedir. robin'in rachel'dan tek farkı rachel kadar şımarık, yumuşak başlı, sevimli olmayışıdır. robin erkeksidir, kolay kolay ağlamaz, serttir, gerekirse kavga eder. rachel ise istediklerini göz yaşlarıyla, şımarıklıklarıyla yaptırır. bu farka sebep olan şey robin'in oluşturulurken içine biraz phoebe buffay katılmış olmasıdır. phoebe de yalnızdır, biraz delidir, serttir, kavgacıdır, robin'de olduğu gibi babasıyla sorunları vardır, ailesiyle problemleri vardır, hatta robin'den de öte çocukken sokaklarda yaşamıştır. biraz rachel'dan biraz phoebe'den katılmış ortaya robin çıkmıştır. robin de rachel gibi önce kariyerim diyen bir iş kadınıdır.

    lily aldrin -> monica geller + phoebe buffay = lily dizide monica'ya benzer bir anne tavuk rolü üstlenmektedir. herkesin arkasını toplayan, herkese destek olan, herkesi yöneten karakterdir. monica gibi kazanma hırsı vardır, istediğini almak için yapmayacağı şey yoktur. her ikisinin de kısacık boyu vardır, türlü türlü de huyu vardır. ancak lily monica kadar sert ve keskin hatları olan, takıntılara sahip bir karakter değildir. bu da phoebe'nin naifliğiyle dengelenmiştir. ancak phoebe'deki kafasına eseni yapma huyu lily'de de çokça görülür. hem lily'nin gençliğiyle phoebe'nin gençliği büyük benzerlikler göstermektedir. ikisinin de babasıyla sorunları vardır, ikisi de serseri bir hayat sürmüştür, ikisi de sokaklarda mücadele etmiştir, ikisi de zamanında zorbalık yapmıştır. ancak lily de monica gibi tek eşlidir, kocasına çok bağlıdır. hatta tam aynı olmasa bile hem chandler ve monica hem marshall ve lily çiftlerindeki bireylerden her ikisi de birbirlerine evlenme teklifi etmişlerdir.

    barney stinson -> joey tribbiani + chandler bing = barney dizide joey'e benzer çapkın, umursamaz, bencil, hayalperest, çocuksu, kadın avcısı, uzun ilişki yürütemeyen erkek rolünü üstlenmektedir. joey gibi o da zamanında en iyi arkadaşının en büyük aşkına karşı hisler beslemiştir. tek fark barney ve robin şu an evlilik yolundayken joey ve rachel arkadaş kalma kararı almıştır. barney'nin joey'den tek farkı adamakıllı bir işinin olması ve yemeğe o kadar düşkün olmamasıdır. bu özelliklerini de chandler'dan almıştır. chandler gibi barney'nin de ne iş yaptığı kimse tarafından bilinmez, tek fark friends'te kimse chandler'ın işinin ne olduğunu iplemezken ve chandler işinin ne olduğunu birkaç bölümde dile getirmişken how i met your mother'daki dört arkadaşın dördü de barney'nin ne iş yaptığını merak etmekte ve barney ısrarla ne iş yaptığını gizlemektedir. ayrıca barney joey kadar saf da değildir, akıllı ve zekidir. joey kadınları avlarken sempatikliğinden yararlanırken barney türlü alavere dalavere çevirir. chandler'la olan bir diğer benzerliği ise barney'nin ailesinin de chandler'ın ailesi gibi dağılmış ve tuhaf bir aile tablosu çizmesidir. her ikisinin de annesi yolludur, her ikisinin de anne babası ayrıdır. tek fark chandler'ın travesti bir babası varken barney'nin siyahi bir abisi vardır.

    --- spoiler olabilir ---

    how i met your mother'ın friends çakması olduğu aşikarken yapılması saçma olan kıyaslamadır.

  • bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.

    bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *

    3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.

    zorluklar kısmına gelecek olursak da;

    yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.

    ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.

    özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.

  • halka hizmet etmek için o anki sorunları konuşmak için gittiğin yerde nutuk çekmeye çalışırsan ideolojin ne olursa olsun sesin kesilir böyle. görevinizi yapın tetikçilik değil.