ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
o utananlardan biri de bendim ne yazık ki, sıra bana gelene kadar kızarır bozarır "lütfen zil çalsın" diye dua ederdim içimden. öğretmen sorduğunda serbest meslek yapıyor diyerek geçiştirmek isterdim ama o, serbest mesleğin ne olduğunu sorardı bu kez de.
ısrarla söylemezdim, ısrarla. bir gün kardeşimle yolda yürürken öğretmen geldi yanımıza babanız ne iş yapıyor dedi, küçük kardeşim hurdacı cevabını verdi. o yaşadığım utanma hissinin tarifini veremem. o yavşak öğretmenleri de hiç unutmam, nefretle yad ederim.
-----------------------------------------------------------
gelen mesaj bombardımanı sonrası edit: arkadaşlar tabiki babamla gurur duyuyorum ama ben 8 yaşımdaki halimi yazdım. 8 yaşındaki çocuk anlamaz ki babasının alınteriyle çalışıp kazanmasından, 8 yaşındaki çocuğun hayalleri vardır polis, pilot, doktor, itfaiyeci bunları duydukça sınıfta hurdacı diyemez elbette.
benim için de üzülmeyin babam sonra devlet tiyatrolarında çalışmaya başladı. gelmiş geçmiş bütün oyunları izleme şansına kavuştum ben de :)) babacım o kuruma girdiğinde ortaokul mezunuydu, şimdi üniversite mezunu olmaya hazırlanıyor. ve hayatımda en çok gurur duyduğum insandır kendileri. onun azminin yarısı bende yok.
lazanyayı balık zanneden insan
-
zannediyorum ki, türkiye'nin %80lik kısmından biridir. en azından balık zannetmesiyle kendine özgü bir tarzı olabilir; ama ne olduğunu bilmeyenler oldukça fazladır zannımca. ya da kendimi aklamaya çalışıyorum şu an lanet olsun.
o kadar da araştırmacı, kafasına takılan şeyi sorgulayıp, arayıp, öğrenen bir adam diye geçinirim habuki; ama lazanyayı daha düne kadar balık çeşidi zannediyordum. hep garfield'ın yüzünden. en sevdiği şey lazanya idi. ben de dolaylı çağrışım yaparak kedi en çok balık sever, e bu lazanya denen şey de, balıktır herhalde düşünüyormuşum herhalde. dedim ya, hiç üzerinde araştırma gereği hissetmemiştim bile. n'olur beni yalnız bırakmayın. itiraf edin, rahatlayın. siz de bilmiyordunuz ne olduğunu dimi?
o değil de, şu yaşıma kadar nasıl oldu da araştırmadım onu merak ediyorum.
bir insanın canı hiç mi lazanya çekmez? en azından "bu lazanya nedir lan?" demez? yarın anneme lazanya yapmasını söyleyeceğim. şu an çok karmaşık duygular içerisindeyim.
(bkz: yer yarılsa da içine girsem denilen anlar)
edit: öğrendim ama bir makarna çeşidi olup, börek şeklinde yapılıp servis edildiğini.
kedi hiç makarna yer mi olm ya. geber lan! yaktın beni garfield.
yirmi yaş dişi
-
20/f
otobüs şoförü ve yolcu diyalogları
kur korumalı mevduat yerine neden dolar alınır ki
-
(bkz: haram)
g20 lider eşleri fotoğrafı
-
devlet bahçeliyi aradı gözlerim.
edit: çok mesaj aldım. şunu belirteyim o beyfendiyi zamanında destekledim ama ne oldu dik durmadı. kendisi sarayın stepnesi oldu. izahı olmayanın, mizahı olur.
cüneyt özdemir'e itibar suikastı yapılması
-
yeni uğur mumcu'dan sonrasını okumadım.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
kahvaltıcıdayız arkadaşımla. arkamızda da sürekli feys de feys tivitır da tivitır fotoğraflarından bahseden muhtemelen liseli ağırlıklı bi grup var. kahvaltıcı aşırı kalabalık, bi gürültü bi kıyamet. bu arkamızdaki grup da sağa sola koşturmaktan perişan olmuş garsonlardan birini çağırdı. gelişen muhabbet:
-buyrun ne istemiştiniz?
+(kameralı telefonu uzatarak) ya bizi çeker misineeez?
-sizi şu an hiç çekemem, aşırı yoğunuz da.
hayatımda duyduğum en güzel kinayeydi galiba lan.
boyun tutulması
-
işviçreli bilim adamı haldunbarda sizin için araştırdı, sizin için açıklıyor. boynunuz tutulduğunda aktara gidip biberiye yağı alın, aktara kafayı çevirmeden asker selamını çakıp ortamı terkedin. sonra yağı bir güzel boynunuza sürün. ne yağı bol bulup başka yerinize sürün ne de malzemeden kaçın. biberiye diyince yakar filan diye korkmayın, bengay kadar bile yakmıyor keza. sonra bir havlu ya da tülbentle boynunuzu sarıp sıcak bir ortam bulun ve bir güzel yatın uyuyun. kalktığınızda mario jardel gibi boyundan yaptığınız yılan gibi hareketlerle hayvani kafa vuruşları yapan bir kobra olacaksınız. aha da size benden garanti. ben yaptım oldu.
kızımın öğretmeninin telefonda bağırıp çağırması
-
bence artık şu whatsapp grupları filan kesinkes kapatılmalı. zaten resmiyette böyle bir uygulama yok, olmamalı da. öğretmenle veli telefonda değil, eskiden olduğu gibi resmi bir ortamda yani okulda ciddi bir şekilde yüzyüze görüşmeli. çocuk oyuncağı değil bu işler.
edit: başlık başa kalmış.