hesabın var mı? giriş yap

  • benim çocukluğum için en hasından çocuk bayramıydı. düşünsene, yılda bir günlüğüne arkadaşlarınla hava karardıktan sonra, üstelik akşam geç vakitte dışarda oynamana izin verilmiş. kibritle bile oynaman yasakken kocaman devasa ateşler yakılmış. cesaret edebilen üstünden bile atlıyor. sadece sen ve diğer çocuklar değil, büyükler de gelmiş oyununuza katılmış. mahallede sokak düğünlerini aratmayan bir kalabalık. saatlerce bitmeyen coşku. sonrasında evde aynada isten kararmış suratın, yanık lastik kokan tişörtün. derin uykularda büyüdüğünü gördüğün rüyalar.

  • ''profil resminde sevgilisiyle poz vereni sinirle arkadaşlıktan çıkardım. üzüldüyse bile sevgilisi teselli etmiştir. kahretsin yine onlar kazandı.''

  • - annee geçen hafta aldığımız mavi çizgili tişörtümü bulamıyorum!
    - çekmeceye baktın mı?
    - e baktım tabi, yok orda.
    - bi daha bak.
    - yaa yok diyorum, kaç kere baktım.
    (anne gelir, çekmeceyi açar)
    - aha işte burda ya, evladım kör müsün?
    - *nasıl lan???*

  • dün yine evde bulamamışlar beni. gittim, "ben yine evde yokmuşum yaa, allah beni kahretmeye, bütün gün evde olup da evde bulunamıyorum" dedim. yüksek sesle söyleyince tabi diğer müşteriler dönüp bakınca görevli "yanlışlık olmuştur" dedi, "evet dedim, 4 yıldır bir kez beni evde bulamama gibi bir yanlışlığınız" var dedim ki bu konuyla ilgili şikayet dilekçelerimle evimden genel müdürlüğe yol yapmayı planlıyorum. neyse, kadın tabi üste çıkmak için mümkün değile getirdi konuyu, en son "bin yılda bir olmuşsa olmuştur, türkiye'de belki 10 kişinin böyle bir şikayeti vardır" dedi. siz dedim hiç sözlüklere de bakmıyorsunuz, adına koskoca başlık açılmış, yerin dibine sokmuşlar sizi, ne 10 kişisi dedim ve kadın o efsanevi savunmayı yaptı bana.

    "onlar firmamızın başarısını çekemeyen rakiplerce tutulmuş paralı kalemler, ciddiye almayın siz onları..."

  • ardından sosyal medyada paylaşılıp kişinin ne kadar elit bir birey olduğunun farkına varılması sağlanacaktır. göstermelik artık her şey.

    levent üzümcü, anlatılan senin hikayendir oyununda bu konuyla ilgili bir şey yaptı, sahne ışığını kapattırıp seyircinin olduğu tarafı açtırdı. seyircilerden birinden telefon rica etti, aldı o telefonu, oturdu sandalyesine ve telefonla bir şeyler yapmaya başladı. yüzünde parlak bi ışık tabii. bakın dedi, benim tarafımdan bakınca aynen bu şekilde görünüyorsunuz.

    şu açıklamayı yaptırmak zorunda mısınız bilmiyorum ki? gelmişsin oyuna, bırak telefonu da tadını çıkar be. illa herkes görecek ama gittiğini, yoksa anlamı kalmaz.

  • bugün akraba kontenjanından askeri havuza gideyim dedim tek başıma. bahsettiğim havuz kartal civarında, cevizli'de. neyse işte orada takıldım tüm gün, çıkışta hedefim mecidiyeköy tarafına dönmek. ama bende yer-yön duygusu olmadığından; yine tüm yollar birbirine benzemeye başladı. ben böyle stresle çevreye bakınırken, o sırada arabaların olduğu kısma doğru ilerleyen bir amca gördüm. yani benim için klasik bir amcaydı, -askeriyeyle alakam yok- meğer o amca paşaymış...

    - ee, şey merhaba. böyle düz gidince e5'in geçtiği kapıya mı çıkıyo acaba?
    - (çok sinirli bir ses tonuyla) sen nereye gideceksin çocuğum?
    - e5'e gideceğim?
    - (daha da sinirli) e tamam da kızım, e5'te nereye gideceksin?!!
    - şey, mecidiyeköy'e.
    - tamam bin arabaya, ben de o tarafa gidiyorum.
    - eeöö.. şey evet tamam bineyim.
    - binsene evladım!!
    - tamam tamam bindim. :/

    arabaya bindik gidiyoruz. kapıdan çıkarken "iyi günler komutanım!!" diyen askerlere "sağol asker!!" deniyo falan; böyle değişik diyaloglar... sonra baya yol gittik; yani beraber karşıya falan geçtik köprüden; tüm yolculuk boyunca tek kelime etmedi adam. hala aklım almıyo. ve de hiç gülmedi... ben de gerginlikle bekliyorum "nerede indirecek acaba beni" diye; bi yandan da kafamda tasarladım: inerken "iyi günler komutanım" diyeceğim, böylece adam tebessüm etmiş olacak; günüm güzel geçecek... planlar yapıldı. her şey hazır... bir anda amca arabayı durdurdu. (mecidiyeköy'e gelmişiz; benim yer-yön duyg...) fakat ben nerede olduğumuzu anlayamadığım için panik yaptım o sırada.

    - tamam kızım hadi sen burada in.
    - ??!! teşekkürler kumandanım.
    - hahahahaha kumandanım mı? savaşta mıyız evladım? ahaha.

    amca bildiğin yarıldı lan :/

  • akp nin yan kuruluşu ysk nın adaletli seçim sistemimize yaptığı yeni müdahalesi.

    dün başlayan yurtdışı oy verme işlemleri için 54 ülkedeki başkonsolosluklarda ve yurt dışına açılan 7 kara, 17 hava ve 9 gümrük kapısında sandıklar kuruldu. bu ülkeler arasında sudan, bahreyn, bae gibi akp oylarının yüksek olması muhtemel bütün ülkeler es geçilmemişken, içlerinde nedense birtek ırak yok. ırak'ın ne gümrük kapısında ne de mevcut 5 konsolosluk ta seçim sandığı kurulmadı.

    gerekçe ırak'ta çok az sayıda türkiye vatandaşının yaşıyor olmasıymış. oysa dışişleri bakanlığı verilerine göre ırak'ta yaklaşık 125 bin türkiye vatandaşı yaşıyor ve ırak almanya, fransa, hollanda gibi ülkelerden sonra en çok türkiye vatandaşının yaşadığı ülke.

    şimdi biz daha başlamadan şaibe karışmış seçimin neresine güveneceğiz?

    http://www.imctv.com.tr/…u-irakta-sandik-kurulmadi/