hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 2005-2006 falan, üniversitede sınava yetişmeye çalışırken bu hatta yolcu kaptırmama yarışı yüzünden yaşadığımız stresle şemsiyeyle şoföre dalmak suretiyle sonuçlanan bir teröre maruz kaldım. sonra ben bunu süründürürüm diye bir hezeyanla , sınav çıkışı ibb nin sitesinden bulduğum ulaştırma müdürüne ait maile plakayı, her gün yaşadığım bu terörü ve hangi noktalarda bekleme yapıp trafiğin *mına koyduklarını tek tek döktürdüm. yaklaşık 1 ay kadar sonra dilekçemin emniyete , trafik şubeye ve bir yere daha iletildiği; belirttiğim plakaya ait aracın şoförünün ceza alarak minibüsün trafikten çektirildiği ve söylediğim bölgelerde duraklama yapılamaması için önlemler alınacağına dair bir mail düştü. ekinde de dilekçemin ulaştığı birimlerin imzalı yanıtları bulunmaktaydı. bu mailin gelmesinden 1 ay sonra da maltepe minibüs caddesinde şikayet ettiğim noktalara bariyerler çekilerek "duraklama yasaktır" tabelaları asıldı.

    sonra anneannem adamın ekmeğiyle oynadın diye vicdan yaptırmaya çalıştıysa da hiç üzülmedim. çünkü önce benim sonra araçtakilerin, sonra sokaktaki adamın canıyla oynarken 1 dakika bile tereddüt etmeyen bu tarz insan müsveddelerine üzülebilecek kadar hümanist değildim.

    not: o bariyer çekilen noktaları artık kimse sallamıyor.

  • kupa da sana çok meraklıydı sanki.

    gündemden kendine pay çıkarmaya çalışanlardan birisinin beyanı.. daha fazlası değil.

  • şimdiki nesiller bilmez ama 1978 yapımı ilk versiyonun, 80'ler çocuklarındaki yeri ve önemi büyüktür. tek kanallı ve sınırlı oranda renkli yayın yapan trt televizyonu 1981-1982 arasında bu seriyi göstermişti. dizi dünya çapında o dönem yankı uyandırmıştı ancak yapımcı şirketi universal pictures, o dönem yeni ortaya çıkmış olan öncülü space-opera star wars un yapımcısı 20th century fox tarafından dava edilmişti. sebebi de, star wars daki 34 farklı unsurun bu dizide taklit ediliyor olduğu iddiasıydı. ancak bu davalar daha sonra haklı bulunmayıp düşürülmüştü.
    dizi, o dönemin en pahalı yapımlarından birisi olarak toplamda 24 bölüm için, o günkü parayla 8 milyon dolara mal olmuştu. dizi, ertesi sene ratinglerin yükselişine rağmen bütçe nedeniyle can çekişmeye başladı ve sona ermek durumunda kaldı. 1980 senesinde ana temadan bağımsız daha farklı bir tonda devam ettirilme çabası olmakla birlikte; konusu o günün dünyasında geçen bir galactica dizisi fikri elbette tutmadı ve sadece 10 bölüm sürebildi.
    dizi, yapımcı ve yaratıcısı glen a. larson un mormon inancından dolayı mormon teolojisine dair pek çok metaforu içeriyor.
    1999 yılında başrol oyuncusu richard hatch ın yeniden eski ekibi bir araya getirip diziyi canlandırma çabaları başarılı olamadı ama 2003'e gelindiğinde yapılan remake çok başarılı bulundu. eski formatın çok daha farklı ve dark tonunda yapılan; günümüze uyarlanmış yeni battlestar galactica bugünün nesilleri tarafından çok beğenildi ve 2004-2009 arasında efsane olarak nitelenen yenilenmiş haliyle gönüllerimizde yer edindi.
    2009'dan beri sinema versiyonu konuşuluyordu ve tam hayata geçirilecek iken 2014'te orijinal dizinin yaratıcısı glen a. larson un ani ölümüyle rafa kalktı. en son haberlere göre de 2020 yılında film versiyonun çalışmaları ciddi olarak başlamış ve mümkün mertebe 1978-1979 versiyonuna sadık kalınarak yapılacakmış.

  • uzun mesafeden ilk keskin nişancı düellosu çanakkale savaşında gelibolu'da olmuştur.

    avustralyalı billy sing ve almanlar tarafından eğitilen osmanlı askeri korkunç abdül girer düelloya.

    korkunç adbül, onlarca türk askerini vuran bu keskin nişancının olası yerini belirlemek için başından isabet almış her askeri inceler ve merminin olası yönünü hesaplamaya çalışır. abdül geceleyin kendine chatham garnizonu'na bakan tek kişilik bir yatma çukuru kazar. şafaktan önce çukura girer ve tüm gün orada uzanır ve diğer tüm açık hedefleri görmezden gelir. sessizce billy'yi tespit etmeyi bekler.

    sonunda birbirlerini farkederler. abdül, sing'i omuzundan vurmayı başarır. cepheye geri dönmesini beklediği rakibinin yerini belli etmesini beklemeye başlar. sonunda sing'i görür ama sing daha hızlı davranarak korkunç abdül'ü vurmayı başarmıştır.

    korkunç abdül çanakkale savaşının az bilinen kahramanlarındandır. er'den generale onlarca düşman askerini etkisiz hale getirmiş olup kendisi için en iyi keskin nişancılarına özel emir verilmiştir. gerçek kimliği tespit edilememiştir.

    billy, çanakkale'den sonra 1916'da ingiliz üstün davranış madalyası alır. 1918'de almanların karşısında savaşır. kahraman görülmesine ve ödüller almasına rağmen billy sing hiçbir zaman halkı tarafından genişçe tanınmamıştır. yarı çinli yarı avustralyalıydı ve yaşadığı akıl hastalığı nedeniyle 1943'te avustralya'da bir pansiyonda son derece fakir bir şekilde ölmüştür.

    kaynak: çanakkale savaşında cephede bulunan gazeteci ion idriess'in yazdığı "lurking death; the stories of snipers in gallipoli, sinai and palestine" kitabı.

  • ne tuhaf lan. hepimiz insanız, doğada ne ayı mağara için kredi çekip bir ömür sadece barınmak için enerji harcıyor, ne de sincap bir tane ağaç için kredi çekiyor.

    sınırlı vaktimizde bolca yemek, içmek, gezmek için çalışacağımıza içinde dümdüz durup, geberip gideceğimiz beton için çalışıyoruz.

  • israfin bir yasam tarzi oldugu okyanus otesi bir memlekette, is cikisi igne atsan yere dusmeyecek telasli kalabaliklarin arasinda yururken gozune ilisen, yolun ortasina atilmis bir parca ekmegi iliklerine islemis bin yillik bir terbiyenin etkisiyle egilip ayaklar altindan alan ve vefali bir hurmetle bir kenara koyan birisi varsa emin olun o turktur. siz de bu derin kulturun varisleri olarak, o bereketli topraklarda yasamis ve medfun ecdadinizin ervahina bir fatiha gonderir ve memleket insaninin kadrini daha bir iyi anlarsiniz bu uzak ulkelerde..

  • mete - 3 yaşında
    mekan eczane. mete hapşurur.

    mete : sümüğüm aktı.
    baba : burnum aktı demen gerekiyor oğlum.
    mete : hayır burnum yerinde duruyor, sümüğüm aktı.

  • kendine aşırı güvenmesi.

    dizide kafa kafaya tokuşan polat ve pala karakterini incelerseniz, pala'nın polat'tan bir çok açıdan daha donanımlı olduğunu görürsünüz. pala saha adamıdır. yıllarca dağ bayır dolaşmıştır. suriye'ye hain başına suikaste dahi gönderilmiştir. hayatı yaşayarak öğrenmiştir. polat ise daha steril bir ortamda yetiştirilmiştir. yakından tanıdığımız diğer kgt elemanı abdülhey çoban'a göre daha iyi bir çocukluk yaşamıştır. güzel bir aile ortamında büyümüş, sevgilisi olmuştur. aldığı eğitimler üst düzey olsa da yaşı itibariyle de pala'dan daha deneyimsizdir.

    fakat tüm bunlar pala için bir handikap oluşturmuştur. pala'nın kendine fazla güvenmesi seyfo dayı olayından başlayarak bir çok hatayı peş peşe yapmasına, operasyonlarda başarısız olmasına neden olmuştur. işte pala'nın en büyük hatası budur.