hesabın var mı? giriş yap

  • mal olduğumun küçükten belli olduğunun ispatı olacak ama bunlardan biri de benim.

    yanlış hatırlamıyorsam sene 88 veya 89 ilkokul 2 veya 3'e gidiyorum, ankara'daki tanıdıklarımızın yanına gelmişiz yazın, tanıdıklarımızın kızı da benim yaşımda ve ted'e gidiyor, atakule'nin inşaatının bittiği ama açılmamamış olduğu zamanlar, susam sokağı'nın meşhur jenerik çekimleri yapılacak, kızla beraber ben de oraya gittim, hatta bizi atakule'nin tepesine falan çıkardılar, nasıl mutlu oldum anlatamam. sonrasında ise bizi toplayıp koşturmaya başladılar, nerden baksan 1 saat mal gibi koşturdular. en sonunda "şimdi şemsiyeler açılacak, onların etrafında koşacaksınız" denildi, yüzlerce çocuk üstünde susam sokağı'nın her harfi bulunan şemsiyeler etrafında koşarken, ben arasından geçmeye başladım, hatta şemsiyelere çarptığımdan harfler falan döndü. senelerce bu görüntüyü izleyip kendimin mal olduğu gerçeğiyle yaşadım.

    [http://www.youtube.com/watch?v=ckgl9qxgicu http://www.youtube.com/watch?v=ckgl9qxgicu]

    12 ve 13. saniyede şemsiyelerin arasından geçen beyaz şapkalı mal benim.

    edit: link düzeltildi.

  • en büyüğün evinde toplanılması geleneğinden ötürü bütün misafir ağırlama yükünün o büyüğün bakımını üstlenen kişilerin üzerine binmesi.
    sürekli yemek yap, tatlı yap, kahve yap, çay yap, bulaşık yıka ve halinden memnunmuş rolü oyna.
    herkes de gelsin yesin içsin sonra da çekip gitsin.

  • üç yol ağzında iki yolu kapatıp tek yolu kaçmak için açık bırakırsın. oradan geçen vatandaş seslenir;
    - naabıyonuzz!
    + direniyoruz.
    -direniyonuz da naabıyonuz?
    +amcaaa tomalara barikat kuruyoruz işte!!
    -bu yolu niye açık bıraktınız?
    + o yoldan da kaçalım diye açık bıraktık amca!
    - evladım bu yol karakola gider.
    + |\_|\_|\_________*^#

  • hayat denilen şeyin ne tuhaf olduğunu düşündürüyor bana.

    2010 yılında two and a half men'de bölüm başına 1,3 milyon dolar kazanan bir oyuncuydu charlie sheen.

    rehabilitasyona girip bir süre kalıyor. çıktıktan sonra, 2011 yılında ise bölüm başına %50 zam istedikten sonra işine son veriliyor. ama elbette ki bunu sessiz bir şekilde yapmıyor sheen: yapımcı chuck lorre hakkında "aptal bir tıfıl, asla olmak istemeyeceğim sert görünmeye çalışan bir korkak," diyor.
    (7 gram crack kokain çekebiliyormuş, oha!)

    sheen 8. sezonda diziden ayrıldıktan sonra yerine ashton kutcher geliyor ve dizi 3 sezon daha devam edebiliyor.

    sheen'in öfke kontrolü sebebiyle hollywood'daki bir stüdyo yöneticisi oyuncunun "sigortalanamaz" hale geldiğini belirtiyor.

    2015 yılında ise sheen, hiv+ olduğunu kamuyla paylaşıyor.

    elbette bu açıklamayı yapmadan önce haberi sızdırmakla tehdit eden şantajcılara milyonlarca dolar ödeme yapmış.

    2017 yılında, çocuklarına dadılık yapan julia stambler ile aşk yaşamaya başlamış.

    ancak finansal açıdan çöküş sinyalleri, yaklaşık 80 bin dolarlık ödenmemiş mortgage taksidi ile gün yüzüne çıkmış.

    7 yatak odalı ve beverly hills'te bulunan 10 milyon dolarlık devasa "ev"ini 6,6 milyon dolara satmış.

    2018 yılında eski eşi broke mueller'e ödediği nafakada indirime gidilmesi için mahkemeye başvurmuş. mahkemede "düzenli bir işe giremediği ve eğlence sektöründe kara listeye alındığını" belirtmiş.

    charlie sheen şu sıralar ne yapıyor dersiniz?
    önce bu adresi ziyaret etmenizi isteyeceğim.
    evet, charlie sheen, sizin doğum günü ya da diğer özel günleriniz için size mesajlar gönderiyor. ödemeniz gereken ücret ise yaklaşık 450 dolares.

    son 2 yıldır ise ağzına içki koymamış. evet, her şey insanlar için minnoşlar.
    (entry'ye kaynaklık eden makale.)

  • tamam doğanın kanunudur, güçlü olan zayıf olanı yer, av-avcı ilişkisi vesaire. buraya kadar sorun yok ama bir hayvanı vahşi bir hayvana kasıtlı olarak yem yapıp bunu izlerken zevk almaya anlam veremiyorum.

  • ruyada büyülü bir lavobanın oldugu söylenir, farkında olmadan onun karsısında elimi yıkamaya calisirken, yalnızca kötü seyleri söyleyen lavobadan sesler gelir. 'sen cok kötü bir hastalıga tutuldun, çaresi yok, 'tursu kanseri' oldun (?) ölüme mahkumsun, yavas yavas öleceksin' der ve sular kesilir. muslukları tekrar cevirmeye calıssam da nafile hic bir seye yaramaz. derken ağzımdan burnumdan kanlar boşanır ve garip şekiller çıkar ortaya. garip odalarda bu sekillerle karşılasıp kurtulma umidiyle ugrassam da sonunda anlarımki nafiledir cırpınmam. kollarımı acıp goge dogru ceviririm tum vucudumu. vucudumdaki tum kan bosanır o an. sıcaklıgı hissederim yalnızca derken uyanırım..
    (not: uyumadan önce tursuyla hic bir iliskim olmamıstır)