hesabın var mı? giriş yap

  • bütün aile gün içinde aranır. mümkünse akşam erken gelin, konuşmamız lazım gerek denir.

    kızım söyle işte diye baskılar gelirken, öyle telefonda söylenecek gibi değil denir, gözden iki üç damla yaş düşer.
    akşam herkes geldiğinde "boşanmaya karar verdim" denir.
    derin bir sessizlik yerini yavaş yavaş dozu artan bir gürültüye bırakır.

    son sözüm "sizden bu konuda izin istemiyorum, bilgi veriyorum" olmuştu. sağlam durun. ailenizin "millet ne der" baskısına aldırmayın. sizi mutlu görünce, onlar boşanmanın ne kadar normal ve aslında mutlu eden bir şey olduğunu görecekler.

    sabredin ve aileniz hayatta olduğu için şükredin...

  • türkiye'nin özeti gibi videodur. cumhurbaşkanı erdoğan diye diye bir suya muhtaç kalıp düşüyoruz

  • son bir yılı yazıyorum :

    volkan patladı
    björk yine single çıkarmadı
    bu sene de balık bol
    milli takım süper gidiyor
    başbakan'ın panama'da parası çıktı, istifa

    sürekli dönen haberler ise:

    izlanda'nın görülesi 10 yeri
    game of thrones seti nerede
    geleceğimiz jeotermal enerji
    sinema meraklıları için izlanda haritası
    izlanda elfleri

    nasıl huzurlu ülke bu. gerçi bunun başka versiyonu yeni zelanda'yı tercih ederim ben iklim açısından.

  • sofore "musait bi yer" demeye 50-100 metre kalmisken baska bir yolcunun inmek istemesi uzerine "kalmis surada 5-6 bina, tekrar durdurmayayim simdi" diye dunuserek inip yurumeye basladiginda, o dolmustaki baska birinin tam da senin inmek istedigin yerde araci durdurdugunu gormek...

  • olay üniversite yıllarında yaşanmıştır. sene 1999 ya da 2000 tam hatırlamıyorum.

    mevsimlerden kış, yeni yağmur yağmış, sabah 8 civarı. okula gitmek için otobüs durağında bekliyorum. durak okuldan önceki 4. durak. benimle beraber durakta 2-3 kişi daha ya var ya yok. bu sırada etrafımızda bir adet normalde beyaz olan ama kirden artık grileşmiş bir sokak köpeği dolanıyor. ufak süs köpeğini andırdığı ve tehlike yaratmadığı için kimse sallamıyor, dolanıyor kendi kendine. ama köpek ısrarla durak çevresinde dolanıyor, uzaklaşmıyordu. neyse otobüs yanaşır, herkes biner, otobüs tam hareket edecek, o ne, bizim köpek de arkamızdan otobüse atlar. millet şaşkın şaşkın bakarken köpek söföre yanaşır, şöyle bir bakar, sonra otobüsün arkalarına gidip koltuklardan birinin altına yatır. yol boyunca arada kalkar otobüsü falan dolanır sonra tekrar yerine döner. okula gidene kadar otobüs 3 kez daha durup yolcu almıştır fakat bizim köpek hala daha otobustedir. sonunda otobüs okula varır, herkes iner tabii bizim köpek de arkamızdan. bir de ne görelim, okul önünde çimlerin üzerinde 2 köpek daha, bizimkinin arkadaşları, meğer bizim köpeği bekliyorlarmış, hemen kaynaşırlar ve oynaya zıplaya uzaklaşırlar. biz dumur, otobüs kullanan köpek görmüşüzdür.

  • desteklediğim ve insan haklarına saygısı olan herkesin desteklemesi gereken devlettir. kürt halkının çektiği zulüm yetti de arttı, onların da devletinin olması gerekiyor. insanca yaşayabilecekleri bu devlet kurma mücadelesinde faşist fransa devletine karşı bir türk olarak kürtlerin yanındayım.

  • hakkinda bbc2'nun hazirladigi mukemmel bir belgesel var. hakkinda yapilan diger belgesellere oranla belgesel sadece abd'nin uzay programindaki yaptigi isleri degil de cocukluktan olumune kadar butun hayatini anlatiyor.

    belgeselin tam adi neil armstrong - first man on the moon bu arada.

    bu belgeselden ve digerlerinden hatirladigim kadariyla;
    > havaciliga ve pilotluga ilgisinin olmasinin esas sebeplerinden biri 5 yasinda babasiyla bindigi ford trimotormus. o zamanlar* ohio'da bir turluguna da olsa ucaga binip gezmek baya populermis.

    > yine cocuklugunda yaptigi motorsuz maket ucaklari* daha iyi ucurabilmek icin kendi basina evde ruzgar tuneli yapmis.

    > ailesine haber vermeden 15 yasinda ucus dersleri almis. daha *ehliyet almadan once pilot lisansi almis. yine ayni yil tek basina* ucmus.

    > kore savasinda *gorev alirken ucak gemisindeki platformda kaza *olmus. kazanin oldugu yerdeki yanginin hemen altindan* zor kurtulmus.

    > yine kore'de gorev yaparken ucaginin kanadi kuzey korelilerin gerdigi kabloya takilmis. ucagi cakilmasina ragmen, dusman hattindan sag salim kurtulmus.

    > ailesindeki ve cevresindeki insanlarla roportaj yapmislar yine bu belgeselde. roportaj veren herkes agiz birligi yapmiscasina ayni seyi soylediler. herkes "cok konusmayi sevmez ama konustugunda da cok iyi laflar ederdi" diyor.

    > kore savasindan sonra abd'ye geri dondugunde test pilotu olarak ilk sesten hizli * ucaklari denemis. daha sonrasinda* da nasaya katilmis. 1960-1962 yillari arasinda x-15 ile ucan seckin pilotlardan biriymis.

    > 1962 yilinda 2 yasindaki kizini beyinindeki tumorden dolayi kaybetmis. kucuk kizini kaybettiktek hemen sonra kendini ise vermis.

    > gemini 8 siranda ciddi anlamda olum tehlikesi atlatmis. yanindaki astronot david scott ile icinde bulunduklari uzay gemisi kendi etraflarinda spin atarken* bayginlik gecirmeden hemen once soguk kanlilikla uzay gemisinin kontrolunu geri almis.

    > 1968 yilinda lltv** denilen araci(?) kullanirken olumden donmus. kazayi sadece dilini issirarak atlatmis.

    > ay'a inis sonrasinda olusan unden dolayi ailevi ve psikolojik olarak ciddi problemler yasamis. her sorun yasadiginda da daha da cok iskolik olmus.

    > 1979 yilinda chrysler'in reklamlarinda oynamis. [#1] | [#2]

    ne kadar istedigini elde eden, basarili birisi olsa da hayatinin buyuk bolumunu yillarca depresyon ve problemlerle mucadele ederek gecirmis.

  • ayakta değil havada yolcu alınıyor havada. saat 17.30'da metrobüse binerseniz ayakları yere basmayan kısa boylu dayıları fark edersiniz. bence havada yolcu alınması yasaklanmalı.