hesabın var mı? giriş yap

  • ...
    -benimle konuşma şeklin hoşuma gitmiyor.
    -benim de sizin benimle konuşma şekliniz hoşuma gitmiyor.
    -ne biçim konuşuyorsun sen?! ben patronum! ... nereye gidersen git.
    -kovuldum mu ben az önce?
    -evet.
    ...

    kovulduğum gündür. kutlu olsun.

  • yine olan gerizekalılara oldu :)

    edit : başlığı açan kaçmış bana kaynak sormayın .

    şöyle bir kaynak buldum : https://habermotto.com/…im-konkordato-mu-ilan-etti/

    hatta yazarda ünlü oldu gazetelere çıkmış

    ekşi sözlük yazarı theserial’in iddiaları sonrası türkiye gündemine hızla yerleşen habere şirket kaynaklarından yalanlama geldi.

    eminevim’in konkordato talep ettiği haberlerini yalanlayan şirket kaynakları, iddiaların gerçek dışı olduğunu ifade ettiler.

    edit 2 : '' yine olan fakire oldu'' yorumuyla dalga geçmek için yazmıştım o da kaçmış

  • klasik bildiğimiz anamur muzunun türü musa cavendishi'dir. bu muzun aroması ve kokusu işte o eskiden beri alışık olduğumuz tad ve kokudur.

    ama günümüzde daha dayanıklı ve verimi yüksek muz çeşitleri, özellikle örtü altında üretilmeye başlanmıştır. williams, dwarf cavendish, grand nain, şimşek ve azman türleri örnek verilebilir.

    nasıl ki sera domatesi ile tarla domatesinin lezzetleri farklıdır, muzlarda da hem tür farklılığı hem de örtü altında yetiştiği ve güneş ışınlarına sınırlı maruziyeti nedeniyle lezzet farkı vardır.

    yani bu konuda herkes haklıdır. manavdan, marketten denk gelip de musa cavendishi aldıysanız güzel kokan, lezzetli bir muz almışsınızdır. yok benim geçen hafta yaptığım gibi görüntüsüne aldanıp başka bir tür alıdıysanız da saman gibi gelmiştir tadı.

    olay aynı kabak aşılı karpuz gibi gelişiyor. umarım sonu muz üreticilerimiz ve biz tüketiciler için iyi olur. ben şahsen fiyattan çok tadına, kokusuna bakarım. bir daha da iyice yoklayıp koklamadan yerli muz almam.

  • aile kazancim ayda 20 bin civarinda, zengin degiliz'den sonrasini okumadim.

    eksisozluk linc ekibi birazdan buraya gelir. ben espriyi yapip, kacayim:

    hep 50 tl'lik entrylere tanim yazdigim icin buna yazmiyorum.

  • izlemeyen okumasın.
    filmin olayı şudur:
    evet. yüzük nehre değil de içeri düşünce hah dedin içinden. kaybettin. neden? çünkü teniste kendi vuruşun içeri düşerse sayı kaybedersin. sen de buradan yola çıkarak chris kaybetti dedin. oysa woody seni aldattı. ne oldu? içeri düştüğü halde chris yakalanmadı. kaderin de cilvesiyle (zaten tek tek bakınca hersey kaderin cilvesi oluyor o ayrı) suçlu olan kurtuldu. birçok eleştirmen film hakkında yorumunu ("woody bize fake attı" "son anda ortaya çıkıyor woody'nin zekası" falan filan..) buna dayandırıyor. ancak yönetmenin anlattığı şey farklı. evet yüzük içeri düşüyor evet yine de chris suçlanmıyor ama bu onun kazandığı anlamına gelmiyor. sevdiği kadını öldürdü. yaşlı ve masum bir kadını öldürdü. üstüne kendi doğmamış çocuğunu öldürdü. lüks yaşam ve rahatlık için çok şey kaybetti. ölene kadar bununla yaşamak zorunda. işte woody'nin esas fake'i. eğer evsizin biri başka bir cinayet işlemiş olmasaydı belki yakalanacaktı. ceza çekecek ve temizlenecekti. oysa kendini suçlarından kurtaracak cezası yok. son sahnede chris'in yüzündeki hüzünün anlamı da bu. bence woody allen'ın dehası ve anlatmaya çalıştığı şey (suç ve ceza üzerine*) jonathan'ın bakışlarında gizli..

  • tahrik indirimine sebep olan dayanaklardan biridir.

    ayrıca, insan öldürülmesinin savunulmadığı, kelime olarak dahi ölümün geçmediği bir konuda 'ee öldürülmesi mi lazımdı ya' yazan aptalların motivasyonunu çok merak ediyorum. gerçekten iki şey sonsuz bu evrende.