hesabın var mı? giriş yap

  • 1930 yilindan kalma tanitici bir brosurde, "die stadt der kunst, der blumen und bilder, des deutschen barock" (sanatin, ciceklerin ve resimlerin, alman barok'unun sehri) olarak tanitilan dresden'in ikinci dunya savasi'nin sonlarina dogru bombalandigi geceler (13-14 subat 1945) hakkinda sair gerhard hauptmann sunlari yazmistir: "wer das weinen verlernt hat, der lernt es wieder beim untergang dresdens." ("kim ki aglamayi unutmustur, dresden'in cokusu sirasinda tekrar ogrenir.") sehrin en önemli sembollerinden birisi olan die frauenkirche de bu bombardimanlarda yikilmistir.

    vaktiyle icinde barindirdigi, barok, neo ronesans ve klasik mimari stillerindeki cok sayida gorkemli binalari, sanat eserleri ve sehrin elbe nehri kiyisinda olmasi sebebiyle elbflorenz (elbe'nin floransa'si) diye adlandirilmis olan dresden'in zengin tarihi mirasindan bugune kalabilmis binalardan birisi de die semperoper'dir.

  • bunu beğenmeyen, bunu eleştiren maldır. yemek ısmarladığınız kız böyle birşeyi ima dahi etse, onu orada bırakın. yemeği de önünden alın. (bkz: swh)

    amerikan filmlerindeki zengin sevgilileri arıyor arkadaş. daha çok bekler.

    böyle düşünen kızlara, bununla ilgili şu özlü sözü hatırlatmak istiyorum;

    prens'i bekleme, seyis'e razı ol, yoksa at'a kalırsın.

  • tek başına yaşayanlar için:
    herşeyden önce bir köpeğe asla tek kişi bakamaz. o yüzden alacağınız yardım ve desteği baştan planlayın.
    büyük sorumluluk sizde olacak ama bir seyahate çıktığınızda, akşam plan yaptığınızda, acil durumlarda ve benzeri hallerde köpeğe kim bakacak bunu baştan düşünmelisiniz. bu kişiler bir ücret karşılığı veya sadece size yardımcı olmak amaçlı olabilir. ama mutlaka birileri olmalı...

    şimdi diğer öneriler:
    1) ilk köpek için seçeceğiniz ırkı herşeyden önce sizin tecrübesizliğinizden etkilenmeyecek bir ırk olmasına dikkat etmelisiniz. burada yine labrador ve golden retriever öne çıkıyor tüm ırklar arasında. bu kadar tutulmalarının sebebi de bu. okumadıysanız: (bkz: #30746354) karakterlerindeki pervasızlık, yalnız kalmak da dahil herhangi bir travmaya karşı psikolojik bir kalkan oluşturuyor denebilir.

    2) evde yaşamakla köpeğin cüssesi arasında ilişki kuran çoktur. kanımca bundan daha ziyade köpeğin enerji potansiyeli önemli. örneğin küçük bir ırk olmasına rağmen bir jack russell evde yalnız kalmaya çok daha az müsait bir ırk.

    3) küçük bir ırk seçecek olursanız hiç sahip olmadım ama gözlemlediğim kadarıyla fransız buldoğu veya minyatür schnauzer çok sakin ırklar. ve almanya'da çok güzel schnauzer'ler bulmak mümkün olur sanıyorum. (sizin yerinize olsam ciddiyetle değerlendirirdim bu ırkı)

    4) bütün köpek ırkları hususunda çok iyi bir rehber olarak http://www.dogbreedinfo.com/'yu tek tutarım.

    5) hangi ırkı seçerseniz seçin olası sağlık problemlerini ciddiyetle gözden geçirin, yaşadıklarımdan sonra köpek alırken herşeyden önce göz önüne alnıması gereken en öncelikli hususun bu olduğunu ne kadar tekrar etsem azdır. safkan bir köpekte genetik hastalık riski her zaman vardır. bunu da unutmayın. başta gelen hastalıklar:
    - kalça çıkığı başta olmak üzere ortopedik kusurlar (küçük ırklarda daha az risk var)
    - epilepsi
    - sağırlık
    - göz kusurları
    - kanser
    bütün bunlara karşı alınabilecek en iyi önlem de üreticiyi iyi seçmek ve köpeğin seceresini güzellikten önce sağlık açısından değerlendirecek dürüst bir üretici ile çalışmaktır.

    6) hangi ırk alırsanız alın 2.5 - 3.5 ay arası bir yavru tercih edin ki geçmişine ait bilinmeyenlerim yarattığı davranış bozuklukarı ile başa çıkmaya uğraşmayasınız.

    7) herşeye rağmaen evde bırakmaya kıyamam derseniz "sokaktan kurtarılmış" bir yavru almayı düşünebilirsiniz. bu sayede sokakta ölmek yerine ona bir yaşam şansı vermiş olmanın vicdani rahatlığı evinizde kapalı kalmasının vicdan azabı vermesini engelleyebilir.

    8) ama şunu unutmayın buradan olsun, geçek yaşamdan olsun köpek sahibi olmaya hazır olduğunu teyid ettiğim pek çok kişi şu ya da bu şekilde çok büyük umutlarla aldıkları köpeklerini, yapılan planlar işin pratiğine gelince ters teptiğinden evden göndermek zorunda kaldılar. yani ne olursa olsun ne tavsiye verilirse verilsin yürümeme ihtimali yine de vardır. ama iyi karar verin falan da demek büyük hata olur. benim tek söylemeye çalıştığım şu aşamadan olacakları öngörmek imkansız. köpekle yaşam ancak bizzat yaşayarak anlaşılabilecek bir tecrübe.

    sonuç olarak hele ilk köpek olacak ise sakin bir ırk seçmeye çalışın ama bunun kadar önemli olan uğrayabileceği travmalardan en az etkilenecek bir ırk olması. unutmayın yavru köpek her yere çişini kakasını yapan, önüne geleni çiğneyip, parçalayası olan potansiyel bir baş belasıdır. ama birlikte yaşayarak ve birbirinizi tanıyarak o vahşi yaratıktan pek çok insandan daha sosyal uyumu olan bir canlı çıkarabilirsiniz. ilgi ve bilinçle herşey her gün daha iyiye gideceketir.

    iyi şanslar!

  • amerika'nın zaten 100 yılı aşkın süredir sinemada müzikte edebiyatta kendi kendine yaptığı eleştiridir bu.
    dünyada evsizi olmayan ülke yoktur.
    garip olan ise merkez bankası iflas bayrağını çekmesine rağmen hala "şahlanıyoruz" diye açık açık yalan söyleyen adama biat edenlerin bu tüm dünyanın zaten bildiği olay üzerinden algı kasması.
    hiç bir amerikan başkanının bu sorunu dile getiren amerikalılara "terörist" dediğini duydunuz mu?
    edit : typo

  • google'dan mail hesabı alamaz.
    çünkü google "hesabınızı doğrulayabilmemiz için telefon numaranızı girmeniz gerekiyor." der, aklı sıra çaktırmadan telefonunu alıcak kızın.
    türk kızı bu tip şeyleri yemez, bunlar hep ayak.
    offff... google bna yzıyo yhaa :s :s

  • bir insanla tek vücut olamamak , senin paran, senin araban, seninkiler gibi kopukluklar olduğu sürece insanlar boşanır,
    evlilik tek vucut olmaktır gerçekten. insanlar internet, tv gibi nedenlerle sürekli hayali ilişkilere özeniyor ilk başlarda güzel giden ilişki, zamanla kişiler gerçek yüzlerini gösterdikçe dağılıyor.

    saçma sapan evlilik adetleri yüzünden gerek kendi özentisi, gerek ailesinin ısrarı yüzünden kızlar hep bir prens bekliyor. pahalı ev eşyaları, pahalı takılar bir kere evleniyorum saçmalığı vs borç harç ile evleniliyor. gelinler ya da damatlar eve gelen dangalak misafirlere saçma sapan eşyalarını gösterip bununla hava atmak istiyor. sosyal paylaşımda kendilerini prens ve prenses gibi gösterip çevresine bunu paylaşmak tek amaçları oluyor.

    sonradan hayatın, evliliğin başlaması ile aylar önce gelinliğiyle ya da damatlığıyla olan çiftin karşısında atletle, pijama ile oturduğunu gece horladığını gören çiftler o hayal aleminden çıkıyorlar. evet evliliği düğünden, yılışık sevgi gösterilerinden sanan çiftler en kolayından birbirlerinden vazgeçip boşanıyorlar. sonuç o artık tanıdığım kişi değildi oluyor.

  • başlık: 154 boyum var 76 kiloyum body e başladım
    entry: ne zaman kaslar çıkmaya başlar beyler kol ve bacak çalışıyorum ikisi birlikte bi sixpacks yapsam yeter

    @6 154 adamı tahtaya oturtup traş ediyorlar amk

    hayal gücünüze sokayım yaa..

  • sahilde balık tutan insanların yanından yürürken, denizdeki en uzak noktaya atmak için uğraştıkları oltanın o en ucundaki minik iğnenin gözümün altı gibi derimin incecik bir noktasına saplanıp kalacağı korkum var, evet.

  • kalktım allah, indir beni
    nur içine uçur beni
    can bedenden çıkmadıkça
    imanla ulaştır beni

    taktım kemerimi, oturdum koltuğuma
    hostesler şahit olsun dinime imanıma

    yedi melek sağıma, yedi melek soluma
    bismillah diyerek, süzülürüm fezada
    duamı ederek, indim havalimanına
    hostesler şahit olsun dinime imanıma