ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
araba sürerken olmasından en çok korkulan şey
-
elbette yayaya çarpmak.. ki seneler önce yaşadım.. sanırım sene 1997 idi. kör bir virajı döndüm, hızım 60-65 km/s falandı. 70 yaşlarında bir teyze yola yeni adım atmıştı. beni görünce duracağına koşmaya başladı,fren mren derken muhtemelen 20 km/s civarı bir hızla kadıncağıza çarptım. önce kaputun üstüne sonra yere düştü.. hemen indim,yanımdaki kız arkadaşıma ambulans çağırmasını söyledim. etraftan koşan esnaf kadını çekiştirmeye çalıştı, oynatmayın vs dedim. neyse,kadın hastaneye ben karakola.. sadece bacağında bir morluk oluştu ama gel de bana sor.. vicdan azabı vs eşi emekli bir diş hekimiymiş ve olayı balkondan görmüş. polise "çocuğun suçu yok, bizim hanım resmen koşup arabaya çarptı" demiş ve şikayetçi olmamışlar. ertesi gün çiçek vs yaptırıp utana sıkıla evlerine ziyarete gitmiştim.. o zamandan beri yayaya çarparım diye altıma sıçıyorum..
niçin muhalefet etmiyorum
-
muhalefet olmayabilirsin anlarım.
tamamen tarafsız olabilirsin onu da anlarım.
ancak; bu bal tutan parmağını yalar ya da böyle gelmiş böyle gider edebiyatı yapan insanlardan tiksiniyorum. sizin gibi "sessiz" kalmayı seçen insanlar da bugünkü türkiye'nin durumunda pay sahibiler. etliye sütlüye karışmayayım burdan da fakir edebiyatı yapayım diyorsan; yapma!
küçücük bebeğe kocaman adam adı koymak
-
(bkz: abdurrahman) elini öperim lan öyle bebeğin
telefon ile dolandırılan hukuk profesörü
-
4,5 milyon lira kazanabilecek kadar kafası çalışan, ama aynı parayı 5 dakikada kaybedebilen bir garip adam.
a 101
-
her iş çıkışı sonrası, illa bi a101’e uğrar; öyle eve giderim. bugün de perşembe olduğundan uğrayayım dedim. bilgisayar kampanyasını biliyorum ve bana yâr olmayacağını bildiğimden, alma düşüncesine bile girmedim.
neyse, salına salına yürürken, bizim çengelköy şubesinin depo kapısı, hemen arka taraftadır. şube müdürü, battaniyeye sarılmış iki kutu ile çıktı depodan. şöyle takip ettim çıkışını ve örtüyü açınca hooop iki adet lenovo bilgisayar :)
şaşırdım mı? tabii ki hayır... sistem böyle maalesef. adalet, hak, görgü, ahlak, erdem... bunları “ucuzluk” markette bekleyip de üzmeyin kendinizi...
tanım: müşteri alsın diye numunelik gönderilen kampanya ürününü, battaniye ile dükkandan çıkartan müdürlere sahip marketler zinciridir... fazlası var; eksiği yok...
ekşi sözlük rakıbuddy aranıyor ilanları
-
sarhoş edip zikicek galiba
fırında balık
-
balık etinin bağ dokuları diğer etlere göre daha gevşektir. bu özellik balığın hemen pişmesini ve fazla pişirildiğinde suyunun kaçmasına neden olur. tabi burada balığın yağ durumun önemlidir. yağlı balıkları ızgara ya da tavada pişirmeye gerek yoktur. barbun, tekir, mezgit gibi balıklar daha çok tavada kızartmaya uygun balıklar. fakat pandemi sebebiyle mangal ya da park bahçe imkanı kısıtlı olduğu için evinizde koku istemiyor ve balıktan maksimum verim almak istiyorsanız uyguladığım bir yöntemi paylaşıyorum. genel olarak çipura ve levreği bu yöntemle yaparım.
elinizin altında hazır olması gerekenler
7 yemek kaşığı zeytinyağı sızma zeytinyağı
2 yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu
2-3 çay kaşığı kurutulmuş kekik
2 küçük diş sarımsak
öğütülmüş biber
deniz ya da kaya tuzu
yağlı kağıt
alüminyum folyo
fırını önceden 210 dereceye ayarlayın. soğuk fırına asla atmayın. önceden ısıtılmalı.
balıkları temizledikten sonra iyice kurulayın.
tepsi boyutunda alüminyum folyo içerisine aynı büyüklükte yağlı kâğıt yırtın. folyo balığa temas etmemeli. buna dikkat edin.
balığı yağlı kâğıdın ortasına alın. balığın her iki yanında olan filetosunun ortasından kuyruğuna kadar çizik atın görsel
bu kesiğe deniz tuzu ya da kaya tuzu öğütün
küçük kapta zeytinyağı ve limon suyunu çırpın ve balıkların üzerine paylaştırın.
iç kısmına ezdiğiniz sarımsağı sürün.
elinizde kekik ve karabiberi birbiri ile karıştırın ve balığın üst kısmına serpin. biz biraz sulu şekilde pişirdiğimiz için karabiber serbest ama susuz pişirecekseniz fırında karabiberi tavsiye etmiyorum. piştikten sonra serpebilirsiniz.
tereyağı seviyorsanız kesikleri iç kısmına nohut büyüklüğünde tereyağı parçası yeterli. daha büyük parça koymayın.
200 derecede 20 dk, 190 derecede kontrollü bir şekilde 5 dk yeterlidir. ağdasız ve daha sıkı balık eti sevenler bu süreyi kontrollü bir şekilde uzatabilirler.
--- buğulama tarzı sevenler ---
yağlı kâğıdı her iki ucundan katlayarak balığı içerisine hapsedin. aynı şekilde kalması için folyoyu da zarf şeklinde kaptın ve buhar çıkmayacağından emin olun. görsel
fırın tepsinizin içerisine iki parmak su ilave edin ve bir saatlik pişirme süresini başlatın. 35-40 dk sonra suyunu kontrol edin. kalmamışsa biraz takviye edin.
--- buğulama tarzı sevenler ---
hepsi bu kadar basit.
not: siz balığı nasıl istiyorsanız tüketin fakat buğulama ya da en azından fırında pişirdiğinizde omega 3 yağ asitlerinin kaybı çok daha az olduğu için gelişme dönemindeki çocuklarınıza bu şekilde pişirin.