ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
karahan çantay
-
1975 balıkesir’de doğdu. ilk, orta ve liseyi balıkesir’de tamamladı. 1990 yılında odtü matematik bölümü’nü kazandı (son sınıfa kadar okudu. 2000 yılında okuldan atıldı). 1995 yılında türkiye erkek güzeli seçildi. harika avcı, sibel can ve zeynep uludağ gibi isimlerle televizyon dizilerinde başrolü paylaştı. 1999'da sibel can’la yaşadığı ileri sürülen aşk ilişkisi nedeniyle uzun süre gündemde yer aldı. uyuşturucu kuryeliği yapmaktan iki ay hapis yattı. bülent ersoy’la “seni ben ellerin olasın diye mi sevdim" adlı şarkının klibinde rol aldı. sevda demirel ve nuri alço ile "altın vuruş" isimli türk filminde oynadı. "gece dışarı çıktığımda erkekler huzursuz oluyorlar" şeklinde demeçler verdi. hapis olayının ardından 2001 yılında mankenliği bıraktı. iki kardeşi vardır.
fakültede hocadan duyulup unutulmayan söz
-
"arkadaşlar biz bu iktisadı neden öğreniyoruz? başka iktisatçılar bizi kandırmasın diye!"
her geçen gün değerleniyor sözün hocam, sen çok yaşa!
birleşik kıbrıs federasyonu
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
kim milyoner olmak ister yarışmasını izliyoruz, kişisel gelişim kitapları ile ilgili bir soru soruluyor. eşime;
- ben de bir kişisel gelişim kitabı yazsam. diyorum. adını da "dipten zirveye" koyarım
- yaz tabi, ikinci isim olarak da "hiç görmediğim yerler" dersin.
- dip mi?
- zirve!
- kırıcısın
13 ocak 2020 gurbetçiye sahte emeklilik vurgunu
-
gurbetçilerin çoğu köylü kurnazıdır. bir çoğu, sahte evrakla emekli olma işini biliyordur. burada dolandırılan ne yazık ki sadece sgk.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
ayağında terlik olan biri bacak bacak üstüne atmışsa terliğin topuğuna vurup ayaktan fırlamasını sağlamak. harika.
topluca kırmızıda geçmenin proleter sevinci
-
kırmızı ışığı iplemeyecek sayıya ulaşan yayaların birden topluca bilinçlenip "arabalara 5 dakika yeşil, bizlere ise 30 saniye!" anlayışına karşı uyandırdıkları üst esemelerinin hoş bir getirisi.
şimdi arabalar biraz kapitalist patronları simgeliyorlar burda,
yayalar olarak biz de proleterya gibiyiz bir nevi. bu noktada kimin ne kadar zengin olduğu sorun oluşturmuyor. karşıdan karşıya louis vuitton almaya geçiyor olsanız da fark etmez.
kırmızı ışık da bize yapılan haksızlık, sorumsuzluk. 80-90 kişi beraber karşıdan karşıya geçiş de devrim gibi bir şey oluyor haliyle. alttan başlayan bir devrim gibi ama. bolşevik usulü değil yani.
böyle şapşal bir sevinç yaratıyor bu olay benim ruhumda. özellikle karşı taraf da kalabalıksa ve simultane olarak karşıya geçiyorsak komşu bir ülkede de sosyalist bir ayaklanma olmuş havasına kapılıp sevincimi 3'e 5'e katlıyorum. ara sıra karşıdan geçenlere "selamlar olsun yoldaş" dermişçesine şöyle bir gülümseyerek bakıyorum.
16-17 yaşındayken hiç komunist bir dönemim olmadı. içimde ukte kalmış olacak. keşke yaşıtlarımın çoğu gibi şöyle bir 6 ay filan komunist olsaydım da sistemimden çıksaymış. kabakulak gibi, erkenden geçirmek lazım o evreyi. büyüyünce daha zor oluyormuş bak.
1 haziran 2021 nagehan alçı köşe yazısı
-
"çok üzülerek söylüyorum: 6-18 yaş arası kuşağın enkaz haline gelmesinden ülke olarak hepimiz sorumluyuz. az ya da çok."
ben sorumlu degilim nagehancim, zerre sorumluluk kabul etmiyorum. sorumlu arayacaksan kocanla birlikte canhiras bir sekilde senelerce savundugun iktidarin kapisini cal.
tacize uğradıktan sonra bayılan kütahyalı kız
-
anadolu yiğidi bir arkadaşımın taksim'de yanağından travestinin teki makas aldığında kaskatı kesilmişti çocuk, inme indi sanmıştık 10 dakika kendine gelememişti.
o yüzden kızın bayılması, ayılması, delirmesi normaldir.
kızı eleştirenleri, erkek ya da kadın, taciz edilirken görmek lazım.
hamileler de engelli otoparklarını kullanabilsin
-
türkiye'deki engelli sayısı (kadın-erkek toplam), bu kişilerden engelinin yüzde 40 üzeri olanı ve yine bu kişilerden araba alabilen kesimin oranını bilelim, ben söyleyeyim; 200 binden az. buna rağmen sınırlı sayıdaki engelli otoparklarında yer bulmakta oldukça zorlanıyorlar.
hamile kadın sayısına gelelim, senede en az 3 milyon kadın. bu sayı her sene artarak devam ediyor. o veya bu şekilde araba sahibi olabilenlerin oranı hayli yüksek.
şimdi başa dönelim, engelli olan zaten otopark bulmakta zorlanıyor. bir de bunun en az 10 katını daha bu kesime ekleyin ve curcunayı seyredin.
hamilelik zor olmakla birlikte; kolu olmayan, bacağı olmayan, tekerlekli sandalyeye mahkum olan, çocuğu zihinsel engelli olanları ve daha nice zorluk yaşayanların yanında daha dayanabilir durumdalar genel olarak.
son olarak; hamile kadın, şanssızsa otoparkın uzak noktasından yürümeyi hayatında 1 veya birkaç kez 9 aylık periyotlarda çekecek. engelli kişi ise çok daha uzun periyotlarda ve çoğunlukla ömür boyu bu durumu yaşayacak.
fazla zeka gerektirmeyen üniversite bölümleri
-
turizmi ilgilendiren bütün bölümler. her şeye sazan gibi atlayan, enerjisi yüksek dışadönük bir yavşak olmanız yeterli.
edit: yahu arkadaşlar; anladık, hepiniz öyle değilsiniz. ama hepinizi toplayınca o çıkıyor işte.* özellikle turizm sektöründe terfi basamaklarını hızla tırmananlara dikkat etmenizi rica ederim. turizm sektörü böyle insan seviyor demek ki, n'apalım?