hesabın var mı? giriş yap

  • shut up diyen arabın haklı olduğu tartışma.

    o bu ülkede yiyecek, içecek, gezecek, ev sahibi olacak sen susacaksın.

    bunun seçimi yapıldı ve bitti.

  • kadın: günaydın canım.
    erkek: seni günden kıskanıyorum.
    k: çok tatlısın ama kalk giyin çıkmamız lazım.
    e: seni giydiklerinden kıskanıyorum.
    k: aşkımmm.
    e: seni aşktan kıskanıyorum.
    k: bunu biraz düşünmem gerek ama hadi nolur giyin gitmemiz lazım ajlan'a söz verdik kız 3 aydır hazırlanıyor bu oyuna ve sadece bugün oynayabilecek hem sen de söz verdin.
    e: senin düşüncelerini kıskanıyorum.
    k: uzamadı mı?
    e: senin uzunluklarını kıskanıyorum.
    k: o uzunluklar sende var.
    e: beni kıskanmanı kıskanıyorum.
    k: seni kıskanmıyorum ben.
    e: beni kıskanmamanı kıskanıyorum.
    k: ben giyindim, gidiyorum.
    e: gidebilmeni kıskanıyorum.
    k: yaa yapma ama böylee.
    e: merhametini kıskanıyorum.
    k: hiç istemiyorsun değil mi gelmek?
    e: anlayışını kıskanıyorum.
    k: ama ben söz verdim.
    e: sözlerini kıskanıyorum.
    k: yalnız gitsem olur mu?
    e: gözlerini kıskanıyorum.
    k: ya niye yapıosun böylee.
    e: ayak bileğini kıskanıyorum.
    k: allahım! çıldıracam ben senin yüzünden.
    e: göbek deliğini kıskanıyorum.
    k: tamam tamam gitmeyiz. trafik vardı deriz.
    e: pembe dudaklarını kıskanıyorum.
    k: yeter şımartma beniiii.
    e: içindeki çocuğu kıskanıyorum.
    k: aşkımmm. sarıl bakayım bana.
    e: ........
    k: ........ kapı çalıo kim olabilir ki bu saatte.
    e: bizim çocuklar gelecekti beraber playstation çevireceğiz.

  • cok ciddi bir toplantıda "zorlayacağım şartları" diyecekken "şorlayacağım zartları" diyerek toplantının ciddi olma ozelligini sabote etmek.

  • türkiye birileriyle gurur duyarken ben o tadı alamıyorum. gurur duyulanlar değişiyor; bazen bir katil bazen bir siyasi bazen bir sporcu. gurur duyanlar değişmiyor. elvan söz konusu olunca gurur duyan kitle değişiyor ve açıkçası elvan ile gurur duymanın en güzel tarafı bu..

    kabul etmeliyiz, bu zamanın başarılı türk sporcularına benzemiyor, uzaktan türk olduğunu düşünmeyenler yakınlaştıkça böyle bir ihtimali kaale almıyorlar. başarılı olmuş türk sporcusunun temel özellikleri vardır. başarılı olduktan sonra uzatılan mikrofonları affetmezler. allah affeder rambo affetmez diyenler bizim sporcuların zafer sonrası demeçlerini hiç dinlememiş kişilerdir. türk sporcusu; önce devlet büyüklerine teşekkür eder daha sonra bir tarihteki başarısızlığından dolayı o'nu eleştirenlere sallamaya başlar. ikinci olan sporcumuz ise birinciyi geçebileceğini lakin hakemin, zeminin, rüzgarın, sakatlığının bunu engellediğini söyler. doping kontrolünden kaçıp bütün dünyanın kendine düşman olduğunu iddia eder.

    elvan ise yarışma bittikten sonra süratinin bu kadar olduğunu söylüyor. geçen sene dünya şampiyonasında ikinci olduğu için kimse karşılamaya gitmedi. onlara laf söylesen bir daha yapamazlar ama yok söylemiyor. yahu "devlet bana destek olsun birinci olurum bu daha ne", diye açıklama yap geleceğini kurtar, dört sene yatarsın sonra sakatlanırsın.. bunu da demiyor.

    bir iş yapmanın saadeti ile türk bayrağı ile pisti turluyor ve baklava istiyor, mümkünse..

    zeki,çevik ve ahlaklı sporculara benziyor.. o koşarken mutlu oluyorum, kazanınca seviniyorum, benimle beraber sevinmeyip aaa bu türke benzemiyor diyenleri görünce daha da seviniyorum.. benim milli atletim bu.. ay yıldızlı forma, madalya, baklava.. hepsi helal olsun.

  • herkesin çok mutlu mesut bir şekilde çok ucuza siparişler verdiği yıllar. sonra akp bu millet niye mutlu lan diyerek vergi getirdi.

  • kahve demlemenin kilit noktasıdır; zira demlemede kullandığınız tüm parametreler dengeli bir extraction'a (çözünmeye) hizmet eder ya da etmelidir. iyi demlenmiş bir kahve öncelikle ideal bir şekilde çözünmelidir (extract olmak). extraction kabaca; daha da küçük partiküllerin öğütülmüş kahve partiküllerinden su aracılığıyla koparılıp fincana ulaşabilmesini ifade eder. kahve dediğimiz bu çözelti bolca yağ ve asit içerir. doğru veya ideal çözünme verimi için % 18-22 arası değerler tavsiye edilir. bu da şu demek: aslında demlediğiniz kahvenin 5'te 1'i fincana ulaşmalıdır. 20 gram kahve kullandığınızı varsayarsak bunun yaklaşık 4 gramı o bulanık sıcak suyu oluşturmalıdır. o bulanık su da bizim ayıla bayıla içtiğimiz kahve oluyor, yani tanrıların içeceği! (bu arada oranlar espresso-türk kahvesi-filtre kahve gibi farklı klasmanlarda değişir. ben filtre kahveyi baz aldım).

    biliyorum konu sıkıcı o yüzden araya fun fact gireyim. 250ml'lik koca bir fincan filtre kahvenizin sadece %1.5'u kahve. yani geri kalan bildiğimiz su. dolayısıyla kahve demlerken seçtiğiniz su çok şeyi değiştirir. öncelikle; suyun içerisindeki kalsiyum ve magnezyum oranı önemli çünkü pozitif yüklü bu arkadaşlar negatif yüklü kahve partiküllerine bağlanarak onları fincana taşıyor. sudaki kalsiyum ve magnezyumun haddinden fazla olması ya da çok az olması da işleri zorlaştırır ama bu detaylar benim olmayan fizik-kimya dağarcığımın da ötesinde (sadece içiciyim). ama şunu ekleyelim ideal kahve için suyun 7.0ph değeri taşıması tavsiye ediliyor (nötr).

    öğütüm kalınlığı, su sıcaklığı, döküş hızı (ajitasyon), su-kahve oranı extraction'a etki eden diğer önemli parametreler ama bu detaylara girince bir kitap yazmak gerekiyor. o yüzden şimdilik atlıyorum.

    peki çözünme oranını nasıl hesaplarız? ev imkanlarıyla zor çünkü kahvedeki toplam çözünmüş katı madde (tds) tayinini yapan adına refraktör dediğimiz minik cihazın fiyatı yaklaşık 3000 lira. diyelim bu cihazınız var. formül şu olmalı:

    demlenmiş kahve (g) x tds (%) / öğütülmüş kahve (g) = çözünme verimi (%)
    ideal bir örnek verecek olursak = 36 g x %10 / 18 g = %20

    bu oran haddinden yüksek olursa kahvemiz aşırı-çözünmüş olur (over extraction). bu durumda kahvede bitter, yanık tatlar baskın olur. eğer çözünme yeterince gerçekleşmezse de kahvemiz az-çözünmüş (under extraction) oluyor. o zamanda asitler önden çözündüğünden kahvemiz ekşi ve çiğ hissettirir. bazı kahve dükkanları ekşi kahveyi "bunun asiti yüksek" diye size kakalamaya çalışacaktır, oyuna gelmeyin. ama hemen gaza da gelmeyin çünkü nitelikli kahve ağızda dengeli biçimde asidik hissettirmelidir. bu hissi canlılık ya da parlaklık olarak tanımlıyoruz ki iyi kahvede olmazsa olmazdır.

    kahve içmeden güne başlayamayan birçok arkadaş bunları kafaya takmıyor, bazen kıskanmıyor değilim.

  • fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
    çinli değilim diye ses çıkarmadım.
    sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
    "italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
    almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
    "almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
    en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
    etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.

    (bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)

  • özellikle kağıt para devrinden önce, alışverişte kullanılan paralar altın ve gümüş içeriyorlardı. her devirde olduğu gibi, o devirde de bulunan bazı düzenbazlar, bu paraları kenarlarından kazıyarak, çok az miktarda da olsa, bu değerli madenleri biriktiriyor, parayı da tekrar kullanabiliyorlardı. o devirlerde tüccarlar, parayı tartıyorlar ve ağırlığı eksikse kabul etmiyorlardı. tabii, para da elinizde kalıyordu. antik para kataloglarında dikkat ederseniz, paraların büyük bir kısmının tam yuvarlak olmadığını görürsünüz.

    bu sorunu çözmek ve halkı eksik paraya karşı korumak için bozuk paraların kenarları tırtırlı yapılmaya başlandı. bu tırtırlar sayesinde paranın kenarının kazındığı hemen belli oluyordu ve kenarı kazınmış parayı kimse almıyordu. bu adet günümüze kadar devam etti. artık içinde değerli bir maden bulunmamasına rağmen, bozuk paralarımızın kenarlarında ya tırtır ya da bir yazı vardır.

    kağıt paraların merkez bankası tarafından basıldığı bilinir de, madeni paraları maliye bakanlığı'nın çıkardığı pek bilinmez. madeni paraların toplam para stoku içindeki oranı da yaklaşık yüzde 1 civarındadır.

    hiç dikkat ettiniz mi? insan yüzleri kağıt paralarda önden, madeni paralarda ise yandandır. madeni paralarda yer çok küçük olduğundan, kabartma tekniği ile bir yüzün tam detayını vermek mümkün olamamaktadır. yandan bir profil kişiyi daha iyi tanınır kılmaktadır. *