ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de elf olmak
-
+ elf gözlerin neler görüyor legolas?
- hay sokayım elf'ine de, gözüne de. yeter be her dakika.
+ napayım lan gözükmüyor.
bir sonbahar gecesi, atatürk olimpiyat stadı, kale arkası, ikinci kat.
sözlükçülerin parfümleri
-
ulan madem hepimiz parfüm kullanıyoruz bu metrobüslerin hali ne böyle???
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ilay (5) ile günün değerlendirilmesi` :reported speech`
romica: saçlarını görenler ne dedi?
ilay: ayyy ne güzel saçlar bunlar, kim ördü tek tek?
romica: sen ne dedin?
ilay: teşekkür ederim, annem yaptı...
romica: onlar ne dedi?
ilay: annen çok güzel yapmış, aferin ona!
romica: sen ne dedin?
ilay: teşekkür ederim...
romica: onlar ne dedi?
ilay: ben teşekkür ederim...
romica: ooo sallıyorsun sen valla, oyalıyorsun beni, muhabbet etmeye çalışıyorum kızım...
ilay: neden?
romica: çünkü sen benim en yakın arkadaşımsın...
ilay: puha, amma saçmaladın! ben senin arkadaşın değilim, çocuğunum...
romica: hem çocuğumsun hem de arkadaşımsın...
ilay: nasıl?
romica: birlikte konuşuyoruz, şaka yapıyoruz, gülüyoruz, oyun oynuyoruz, şarkı söylüyoruz... bir sürü şey paylaşıyoruz, arkadaşız işte...
ilay: çok komiksin...
romica: allah allah komik değilim ya, doğru söylüyorum, arkadaşız işte, en yakın arkadaşım sensin hatta!
ilay: valla mı?
romica: valla! dizine yatayım mı? saçımı okşa biraz...
ilay: yat bakalım küçük anne! biliyorsun bazen beni kızdırıyorsun ama yine de severim seni...
romica: benden duyduklarını tekrar ediyorsuuunn...
ilay: arkadaşlar her şeyi paylaşır... türkçeyi de!
cem yılmaz'ın türkçeye kazandırdıkları
-
(bkz: kaynımda da var)
hakkari'de mannequin challenge yapan türk askeri
-
baskın ve pusuya karşı savunma eğitimini cs go'dan alan ekşiciler tarafından eleştirilen askerdir.
debe farkındalık editi: (bkz: #64863628)
hayatın adil olmadığının anlaşıldığı anlar
-
bazen bir dilencinin isyanı ile tetiklenen farkına varma anlarıdır.
üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutamadığım, her hatırladığımda içimi burkan yaşlı amcanın isyanı da bunlardan biridir. ankara'da, şu anda neresinde olduğunu hatırlamadığım bir bölgede sıra sıra dizilmiş, gelenlerden para dilenen, ve bu işi mecburiyetten değil de meslek olarak yaptığı çok belli olan, kucağında bebekli kadınların arasında, kaldırıma çökmüş, umutsuzca insanların yüzüne bakan, kucaktaki bebek faktöründen dolayı bütün sadakaları kadınlar aldığı için eli boş, havada kala kalan amca sonunda dayanamayıp, yorgun sesiyle "ben de insanım, bana da verin" diye isyan etmişti. kadınlar yüzsüzce kikirdeyerek adamdan biraz uzaklaşıp ona da dilenme alanı açmışlardı, ama insanlar daha amcanın yakınına bile gelemeden önlerine atlayıp rahatsız edici bir şekilde dilendikleri için insanlar yardım edecekleri varsa bile vazgeçiyordu veya sadakalarını bu kadınlara verip hızla uzaklaşıyordu. zaten hayatta kalabilmek için dilenmek zorunda kalacak kadar düşmüş bu adamın, yetmiyormuş gibi bir de profesyonel dilencilerle baş etmek zorunda kalması adaletsizliğin vücut bulmuş haliydi gözümde.
mersin'de 600 limon ağacı kesilen çiftçi
-
kim yapacak, oradaki köylüler yapmıştır. sebebi? sebep yok. köylü milletinde böyle bir kıskançlık var. bazen şehirden veya başka bir yerden gelip araziyi ekip biçenler oluyor. bu kişiler genelde bilinçli geldiğinden elde ettikleri ürünler de iyi oluyor. köylüler de kıskanıyor. arsa sahibi köyde yaşamadığından rahat bir şekilde ya tarlaya hayvanları daldırıyorlar, ya da böyle bir gece vakti tüm ağaçları kesiyorlar. bilenler bilir. sadece benim gördüğüm onlarca kişi var böyle. sonunda ya arsa sahibi ile köylü kavga eder ya da arsa sahibi araziyi terk eder. hafife almayın. en kötü haberlerde görürsünüz üç beş parça toprak için birbirini vuran köylüleri.
bazı köylerde etrafı sağlam çitlerle veya duvarla çevrili, güvenlikli arsalar görürsünüz. sebebi köylü girip mahvetmesin diyedir. ben anlam veremiyorum bu duruma. hiç düşünmez ki o kişiler belki yüz binlerce lira ile o çiftliği kuruyor, köyü güzelleştiriyor falan... belki ilerleyen yaşları için kendine yaşam alanı oluşturuyor. umrunda olmaz, bir geçe girer, talan eder, çıkar. hiç öyle aldanmayın köylü güzellemelerine. köylü cahildir, paragözdür, kıskançtır, empati duymaz, acımasızdır... en namuslu kişi benim der ama başkasının karısına kızına bakarak öyle bir iç geçirir ki, elinden bir şey gelmeyince de kadınlı erkekli namus dedikodusu yayarlar. köylü gördüğünüz zaman selam bile vermeyin.
(bkz: köylüleri niçin öldürmeliyiz)
edit: üç dört sayfalık başlıkta bile köylünün kötülüğüne aynı şekilde uğramış yazar arkadaşların örnekleri var: (#145148969) (#145148060) (#145148107) (#145150512) (#145151304) (#145172945) (#145175106) (#145162705) (#145165313) (#145172918)
edit 2: şehirde yok mu, diyenler olmuş. var. bu köylüler bir şekilde şehre yerleşince onların çocukları aynı köy geleneğini şehirde de devam ettiriyor.
7 adet suya 875 tl hesap kesen işletme
-
"adamın hizmetinin bedeli bu. aşağı yukarı giden bunu bilerek gidiyor."
kardeşim klavyelerinizde böyle bir tuş mu var? her başlıkta bundan görüyorum aq. nerede satılıyorsa söyleyin ben de alayım.
fatih_terim.exe
-
galatasaray yönetiminin her formattan sonra çalıştırdığı ilk dosya.