hesabın var mı? giriş yap

  • tüm içtenliğimle söylüyorum, keşke ben olsam dediğim erkektir. ,

    hayatım boyunca hep ilk olan erkektim ben. bu ne demek biliyor musunuz? pantolonlar aşınana kadar sürtünmek demek. imkansız hesaplar ödeyerek "zamana ihtiyacım var." lafını duyup tavana bakarak uyuyakalmak demek. hep ertelenmek demek, hevesi kursağında bırakılmak demek. ve hepsinden önemlisi müzakere etmek demek.

    o yatağa girdin mi müzakere edeceksin arkadaş. bu topraklar kolay kazanılmadı. elin bele değmesinin bile şanlı galibiyet olarak addedildiği nice geceler yaşandı o er meydanında. sütyeninin kopçasını açtığımda gözleri yuvalarından fırlayan sevgilim oldu benim. birini elimle yerine taktım. iç çamaşırına dokunduğumda "hayatımda bu kadar kirlenmiş hissetmedim" cevabını aldım. yılmadım, müzakereci tutumumu korudum. "sadece uyuyalım hiçbir şey yapmayalım" dedim ve sadece uyudum. yaz sıcağında kışlık eşofmanlarla girdim yatağa, isilik oldum. yeri geldi ayaklarımız birbirine değsin diye mücadele verdim.

    sonra vay efendim neymiş ikinci olunca rererö. oglum mal mısınız lan?

  • 1961 yılında vostok1 kapsülü ile uzaya doğru gönderilen insan. kapsül yerden 250 km’lik yükseklikteki bir yörüngede iki saat kaldıktan sonra dünyaya geri dönmeye başladı ve yeryüzüne birkaç kilometre kala paraşüt açarak yeryüzüne indi.

    kendisine kozmonot denmesine çok kızan, bir güzel uzay adamıdır... kendini uzaya fırlattıran, yörüngeye giren ilk insan evladıdır. döndüğünde, uzayda çav bella'yı duyduğunu ve hacı bektaş veli türbesi'nin uçtuğunu gördüğünü söylemiştir.

  • - sitkişen

    babamın telefonunda gördüğümde ilk şoku atlattıktan sonra adnan şenses sandım, elektrikçi sıtkı abinin(şen) no'su olduğunu öğrenene kadar babama şüpheyle baktım amk!

  • almanya'yı fazla etkilemeyecek ama türkiye'de daha da derinden hissedilecek kriz.

    türkiye, almanya'nın ticaret hacminin %1'ini bile doldurmuyor. ancak almanya, türkiye'nin en çok ticaret yaptığı ülke.

    türkiye uluslararası alanda sesi çıkabilen, çıkınca bir şeyleri değiştirebilen bir ülkeydi, misal, avrupa birliği ordusu türkiye'nin muhalefeti yüzünden hayata geçememişti.

    şu anki süreçte, hele ki suriye'deki amerikan üslerinin konumlarını ve personel sayılarını deşifre etmesiyle, nato içerisinde güvenilirliğini tamamen kaybetmiş durumda.

    almanya'nın böyle bir süreçte dış siyasette düşebileceği zor bir durum yok.

    edit: teröre destek ve casusluk mevzusuna gelince, türkiye'nin (daha doğrusu türkiye'yi yönetmeye çalışan beceriksiz siyasi otoritenin) bu konuda sicili pek temiz değil. almanya pkk'ya destek veriyor deniyor, daha bir kaç sene önce türkiye de pkk'ya destek veriyordu, üstüne pyd'ye yardım amaçlı peşmergelerin türkiye'den geçmesine izin vermişti. "fetö" olayına hiç girmeyeyim, akp bir fetö projesiydi hali hazırda. casusluk olayına gelince, almanya'da türkiye için casusluk faaliyeti gösteren tiplemeler sınırdışı edilmişti, ancak tutuklanmamıştı.

    edit 2: daha yeni mit tırlarının gizlice suriye'ye silah taşıdığı ortaya çıktı. erdoğan'ın damadının daeş ile petrol ticareti yaptığı iddialarının altı boş görünmüyor. hatta sırf bu yüzden türkiye'de wikipedia'nın erişimi yasaklandı. halep'te, türkiye'nin de terör listesinde bulunan el kaide artığı örgütler ile mücadele edilirken, türkiye her türlü muhalefeti gösterdi.

  • keske burada olsaydın, yalova feribotunda üst kattayım.
    martılara simit atıyor bir baba-oğul. martılar kadar çocuk da çığlık çığlığa. sen çocukları hele de mutlu çocukları çok seversin.
    sabahın beşindeyiz. günesin denizdeki rengi tarifsiz.
    sabah serinliği ve rüzgar darmadağın etti saçlarımı.
    üşüyorum.
    keşke burada olsaydın, kollarımızı dolardık birbirimize, soğuktan kızaran yanaklarımızı ısıtırdık nefesimizle.
    bak bir sigara daha yakıyorum, sen yoksun diye, ellerim bari ısınsın diye, bir cay daha söylüyorum açlığıma rağmen.
    karşı kıyıya varmamın bir anlamı yok. yıllar da sürebilir bu yolculuk. karşı kıyıda da sen yoksun.

    keşke burada olsaydın. bayram öncesi eminönüdeyim.
    sen bu kargaşayı seversin.
    ben çerezlere bakardım, sen peynirlerden tadardın. ne alırsan bir milyona, ben kerpeten alırdım sen ince uzun şamdan mumlarından.

    mısır çarşısından tarçın alırdık, saten bir kılıfla çamaşır çekmecesine koyardık. boynun gibi tarçın koksun tüm çamaşırlar.

    tahtakaleden sana bir hasır kutu alırdım. bak şu kenarları kırmızı boyalı olabilirdi. içine atamadığın tüm çocukluk hatıralarını koyardın, kurmalı metal horozun ve ziraat bankası kumbaran gibi.

    elimdeki poşette sadece bir bakır cezve olmazdı sen burada olsaydın. yalnızlık kahveleri içmezdim küçük salonumda, beşiktaşta çay bahçeleri dururken.

    keşke burada olsaydın, balkonu yıkadım.
    lambasını değiştirdim ve turuncu minderler serdim yerlere.
    bir battaniyeye sarılıp yıldızlara baksaydık.
    sen ince sesten bir şarkı söyleseydin.
    sonra bana karşıki harabe binaya ilişkin dedikodular uydursaydın. miras davası mıdır nedir.

    sıcak şarap yapmayı deneseydik. olmayınca üzülmeseydik. rutubetten yumuşamış çerezleri tavada kavursaydın sen, ben aklına hayran olsaydım.

    gece duvardaki poster bantlarından kurtulup üzerimize düşseydi. sen hırsız sansaydın. teselli edenin ben olsaydım, bir bardak su getirseydim, saçlarını okşayıp uyutsaydım.

    keşke burada olsaydın, depremler altında kalan ben olaydım. bir ömür depreminde kalmaktansa...

  • ağızlarından sürekli ''halkı böyle aşağıladıkça kaybetmeye devam edeceksiniz'' gibi laflar duyarsınız. asıl kaybeden kendileridir ama farkında bile değildirler. seçim kazanmayı hayatlarının merkezine oturturlar. seçtikleri kişiler gününü gün ederken, bu mallar da onlarla beraber kazandıklarını sanarlar. git bak bakalım sığır kardeşim o milletvekili çocukları, bakan çocukları sana hiç benziyor mu? seçtiğin kişiler kazanmış oluyor, sen değil mal kardeşim. adam makarnaya muhtaç, ''kaybetmeye mahkumsunuz'' diye nutuk atıyor. akıl fikir.

  • 2000 tl maaşla 1356 ay vadeli araba alıp her deliğe onunla girmeye çalışan zırtapoz çomar beyaz yakalılar yüzündendir.