hesabın var mı? giriş yap

  • 21. yuzyilda, ab'ye uye sozde dunya gucu turkiye'de kuduzdan insan oluyor. bu ulkede 90'larda kuduzdan insan oldugunde ortalik ayaga kalkmisti.

    sirada ne var veba mi?

  • kedi teması sonucu bulaşabilen bartonella hanselea'nın etken olduğu bir hastalıktır. bakterinin giriş yerinde oluşan ağrısız bir papül gelişimini en sık aksiller, servikal, submandibuler ve inguinal bölgede saptanan bölgesel lenfadenopati izler. ateş görülebilir. genellikle 2-3 haftada kendiliğinden iyileşir. konjonktivit, nörolojik sorunlar ve özellikle aids hastalarında organ tutulumu saptanabilir.

    tedavi :

    bağışıklık sistemi normal hastalar ve organ-sistem tutulumuyla seyretmeyen olgularda antibakteriyel tedavi gerekmez.

  • tanzimat,ıslahat ve 2. meşrutiyet devirlerinde sorun yok.

    cumhuriyet'in erken döneminde sorun yok.

    20. yüzyılın ortalarında sorun yok.

    1970'ler, eh onda da yaklaşık olarak sorun yok. bkz: basın, edebiyat

    1980 lerin sonlarına doğru anlatım bozuklukları baş gösteriyor. köyden kente köç, medyanın halkın seviyesine inmesi, darbe sonrası magazinleşen türkiye, siyasi-felsefi-tarihi düşüncenin sıradanlaşması gibi bir çok etmenler sayılabilir. tabi ideolojilerin can çekişmesini de buna katabiliriz.

    1990 ların sonu, "konuşan türkiye" zırvası altında eline kalem ya da mikrofon alan gramerin anasına çöktü.

    halk zaten göçmüş vaziyette kendini ifade etme olayında.hadi onu boşverelim. kamuoyunda ehil olmayan kişilere söz verildiği için vaziyet böyle acınası. 1 asır önce, aydın kesimi kendini her alanda yetiştirmeye özen gösteriyor iken, düşünce-dil koordinasyonu iyi bir şekilde kuruluyordu ve duygu-düşünce otomatikman mükemmel bir şekilde deklare ediliyordu. demem o ki gramer kurallarına riayet eden yazar-çizer tayfası vardı, her kesimden.elbette dile hakimiyetlerinin de etkisi büyük. şimdi atı alan kendini malkoçoğlu sanıyor.

    eliti de avamı da yozlaşmış bir ülkenin üzerinde düşünülmesi gereken sorunlarından birisi bu. sadece belli bir kesime yüklenmenin de doğru olduğunu sanmıyorum. ayrıca sadece kitap okuyarak bu bozukluk ortadan kalkmaz. bilgi, beyinde harmanlanıp başka fikirlere evrilmeden (üzerinde yoğunlaşmadan, fikir teatisinde bulunmadan, diyalektik ile işlenmezse) ham olarak kalır. düşünce ile yeni pencereler açılmadığı sürece güdüktür ve konuşma/yazma gibi eylemlere çok da müspet tesirde bulunmaz. ayrıca özgüven parantezini de unutmamalıyız.

    ayrıca millet olarak her konuda (tababet/tıp, siyaset, diyanet) uzman(!) olduğumuz için kafamızın karışık olmasıyla , derdimizi anlatamamanın bir ilintisi muhakkak vardır.

  • - alkol
    - küçük bir çocukla muhatap olmak
    - premiere league
    - kız arkadaşının sesi
    - iğde ağacı kokusu
    - deniz sesi
    - gece araba kullanmak ve radyo dinlemek
    - yağmur
    - özel playlistler
    - ayakkabı boyamak
    - yavru kedi videoları izlemek
    - öykü denemeleri yazmak
    - sıcak suyla duş alırken düşünmek
    - kimseciklerin olmadığı ıssız bir doğada sonuna kadar bağırarak rahatlamak

  • eşim 35 haftalık hamile olduğundan çatlaklar oluşmaması için bio-oil adlı yağı kullanıyor.
    ürünü trendyol üzerindne bio-oil türkiye resmi satıcısından 3 tane 125 ml sipariş veriyor.
    https://www.trendyol.com/…il-turkiye-m-300884?sst=0

    ürünler bize geldiğinde paketlerin ağzının açık olduğunu ve ürünlerin 200 ml olduğunu farkediyoruz, siparişler sayfasına baktığımızda satıcının "ruslano cosmo" adlı firma olduğunu farkediyoruz. (mardin'den bio-oil yollayan bir firma)

    trendyol'a bu durumu sorduğumuzda "biz de sahte ürün olmaz ürün orjinaldir" gibi hazır cevapların yanında "nadir de olsa ürün stoğu bittiğinde başka satıcılarla yollayabiliyoruz" diyorlar.

    bak bak... bana sormadan benim aldığım ürünün satıcısını değiştiriyor.
    ürünün sahte olduğu o kadar bariz ki;görsel

    bio oil türkiye müşteri hizmetlerini arayıp ürünün altında yer alan lot numarasından ürünün sahte olduğu bilgisine ulaşıyoruz.
    görsel

    bakın bu cana kastetmedir.
    benim eşim hamile ve ne idüğü belirsiz bir satıcıdan ne idüğü belirsiz bir yağı kullanması için yolluyorlar.

    trendyol'a "biz ürünün sahte olduğunu öğrendik" diye anlatınca onlarda konunun araştırılması için 5 gün süre istiyorlar.

    neyini araştıracaksın kardeşim? bio-oil müşteri hizmetlerine verdiğim lot numarasından ürünün sahte olduğu belli.

    insanın sağlığıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyorum.
    özellikle hamilelerin yoğun olarak kullandığı bu çatlak yağında bile insanların hayatını hiçe saymak tam anlamıyla şerefsizliktir.

    edit: trendyol ekşisözlük üzerinden iletişime geçti ve ilgili mağazanın tüm satışlarını durdurduklarını söylediler,
    geçmiş olsun dileklerini ilettiler. paramızı iade ettiler. en azından bu olay için şimdilik teşekkür ediyorum ama denetimlerin çok daha sıklaştırılması gerektiğini düşünüyorum.

    biz bu olayın farkında vardık ancak trendyol'un bu mağazanın yaptığı bütün satışları takip edip alıcıların mağduriyetlerini gidermesi gerekir.

    dipnot: teşekkürler sözlük.

    edit2: arkadaşlar hayatımda mahkemeye gitmedim ve bu süreçlerin nasıl işlediğini bilmiyorum. bu ülkede adalete güvenim yok.
    tazminat kazanmak gibi bir derdim de yok. tek isteğim; parasını verdiğim ürünün bana gelmesi. çok şey mi istiyorum? entry silme gibi bir durum söz konusu değil. trendyol bu konuda suçludur ve en azından sözlük sayesinde "suçlu" olduklarını kabul etmişlerdir.

    ruslano cosmo adlı satıcı hala satışa devam ediyor gözüküyor. her gün bu satıcının kapatılıp kapatılmadığını takip edeceğim. bakalım ne olacak?

    edit3: trendyol'a teşekkür etmiştim ama teşekkürümü geri alıyorum. dalga geçer gibi mağazayı kapattıklarını söylemişlerdi ama mağaza satışa devam ediyor. sağlığımızla oynayan bu firmaları cimer üzerinden de şikayet ettim.

    edit4: görsel aradığınız mağazaya şu anda ulaşılamıyor. sonunda mağaza kapatılmış ama bu mağazanın isim değiştirip bu işe devam edeceğini herkes biliyor. iki kuruş fazla kazanacağım diye insanların sağlığıyla oynayan bu insanlar öyle ibretlik ceza almalı ki bir daha gün yüzü göremesin.

  • - sonra ben de sana ne o zaman falan oldum ve de gitmiş bunu sarı burak'a söylemiş çok adi bir kız o kızım gerçekten çok sinsi yaa yılan gibi... ay o ne? ya eda, gariban geliyor yanıma galiba, yer değiştirelim, fakir gördüm gibi geldi eda, gidelim yaklaşıyor...

    - fakir değil o mervesu, yılların sanatçısı edip akbayram... yeleği yüzünden fakir gibi gözüküyor.

    - oh allama bin şükür içim rahatladı...

  • (bkz: helal olmasın)

    edit; ekran görüntüsünün altında yazının devamı olarak "allah ecrini verir" demiş. fahrettin kardeş yolda bulduğun, sahibi olmayan parayla bile hayır yapsan sana yazılmıyor bilgin olsun ki bahsedilen iddia "haksız kazanç", 80 milyonun parası falan filan... kime ne anlatıyosam amk!

  • aslında hep var olan hatta 1999 senesinde sevim tanürek tarafından bir yaya geçidinde kullanılmak istenen , ama kırmızı ışık ihlali yapan başbakanın oğlu ,ehliyetsiz burak erdoğan tarafından yaşam hakkının geri alınması ile biten haktır.