hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: sözlükte özlenen başlıklar)

    edit: ilk defa sadece bir bkz girerek bu kadar fav alıyorum..lan madem bu kadar kişi sol frame' de çıkan saçma sapan başlıklardan sıkıldı ve bu tarz bilgi başlıkları istiyor, o zaman o saçma sapan başlıklari kim açıyor ? kim o saçma sapan başlıklari gündemde tutuyor ? yönetim duy sesimizi ve sözlüğü eski günlerine döndürmek için bir şeyler yap.

  • bedirhan umarim allahumme salli diye soylene soylene uzaklasan anneanneyi cok kafaya takmaz.turk bayrakli balon, erikli su, cay tabagina oturtulmus mum ve cakmak, evde bir bilimsel deney icin kullanilabilecek ne varsa toplamis gelmis. merhaba arkadaslar ben bedirhan diye lafa girip bidi bidi deneyini bi guzel anlatmis. bi cocuk yetistirme ozurlu yuzunden cesareti kirilmamistir, mutfaktan su kapip gelmistir bence

  • 21 eylül 1986 ankaragücü beşiktaş maçında top hakeme çarpıp gol olmuş ve beşiktaş mağlup olmuştu ve o sezon beşiktaş 1 puan farkla şampiyonluğu kaçırmıştı. yani o gol olmasa şampiyondu. maçın hakemi ahmet akçay o maçtan sonra yaşadığı bir anıyı anlattı az önce bir programda.
    süleyman seba, maçtan sonra ahmet akçay'ı arıyor ve "hocam biz seni biliyoruz. bu senin ve bizim yaşadığımız bir talihsizlik oldu. bu aralar canını sıkarlar, bir kaç gün gazete falan okuma. kendini de üzme" diyor.
    hani şu "beşiktaşlı duruşu diyip duruyorsunuz. nedir lan bu duruş?" diye soranlar var ya. onlara bir örnek olsun isterim.

    edit: yıllar sonra videosunu buldum. buyrunuz efendim. https://youtu.be/bvyzaieabxm

  • atm'ler parayı bazen eksik verebiliyor.

    daha önce başıma geldi. akabinde bankanın müşteri hizmetlerini arayıp durum hakkında bilgi verdim. eksik parayı anında hesabıma gönderdiler.

    konu hakkında bilgisi olmayan sığırları dikkate almayınız.

    iyi günler efenim.

  • 2002 de kiraladığım evin sayacıyla (bkz: röntgen filmi)oynanmıştı.daha yeni evliyim. haberimiz yok 30 40 neyse ödüyoruz. yılbaşı akşamı hatunla alışveriş yaptık, eve geldik. kesilmiş, bir baktık sayaç yok. neyse, ispat falan edemedik 80 gün hapis (ertelendi),geriye dönük ödeme 2000 tl. civarı girdi. yani batıda efe olanlar, doğuda kuzu amk. gücünüz dürüst adama yetiyor.

  • şaheserin 40. yılı şerefine hakkında bir şeyler karalamak boynumuzun borcudur. 1979 yılında çekilen bu bilim kurgu başyapıtı öyle bir filmdir ki filmin yaratcısı ridley scott bile alien filmleri açısından bu filmin üstüne çıkabilmeyi becerememiştir. 2010 yılından sonra çektiği prometheus ve alien covenant filmleri milyonlarca dolarlık bütçeleri ve barındırdığı birbirinden yetenekli oyunculara rağmen kalite anlamında ilk filmin yanına dahi yaklaşamamıştır. şimdi, ardından pek çok devam filminin gelmesine sebep olan ve bilim kurgu sinemasına damga vuran bu eşsiz sinema eseri hakkında ilginizi çekebilecek bilgilere yer verelim.

    -spoiler-

    filmin orijinal ismi "star beast (yıldız canavarı)" olarak belirlenmiş; ancak bu isim senaryo yazarları tarafından hiç beğenilmemiş. senaryoda sürekli "alien" kelimesinin kullanılması sebebiyle kimin aklına gelmişse gelmiş ve filmin adı "alien" olarak değiştirilmiş. bu gizemli ve yalnız ruhlu isim elbette ki filme daha çok uymuş.

    filmin yapımcılara tanıtımı aşamasında senaryoya şöyle bir not düşülmüş. "ıt's like jaws, only in space (jaws gibi ama uzayda geçeni)". biliyorsunuz spielberg'ün jaws filmi birkaç sene öncesinde büyük gişe yapmıştı. bu not belli ki yapımcıları ikna etmeye yetmiş.

    filmin bugünkü parayla bütçesi yaklaşık 15 milyon dolar kadardı. ridley scott'ın prometheus filminin bütçesi 130 milyon, alien covenant filminin bütçesi ise 97 milyon dolardı. demek ki neymiş, çok para harcamak filmi güzel kılmıyormuş.

    izlediğimiz o korkutucu alien bedenlerini, ressam h.r. giger kendisine ait necronom iv adlı tablodan esinlenerek oluşturmuştur. korkutucu tablo ancak filmdeki alien bedenlerinde göz bulunmamaktadır. ressam bunu, canavarı ruhsuz ve daha vahşi gösterebilmek için bilerek tercih etmiştir.

    dikkat ederseniz filmde yer alan uzay gemisi kadrosu bilim adamları ve entel dantel tiplerden ziyade kaba saba tiplemeli mavi yakalılardan oluşmaktadır. zaten yönetmen filminden bahsederken bu ekip için, uzayda görev alan kamyon şoförleri diye bahsetmiştir. aslında bu tercihin altında da, daha çok izleyiciye hitap etmek gibi parasal kaygılar yatmaktadır.

    alien kostümünün altında arz-ı endam eden oyuncu bolaji badejo isimli nijeryalı sıradan bir öğrencidir. kendisine, filmin çekim ekibinde yer alan biri, şans eseri bir barda denk gelmiştir. gerçek alien

    senaryoda hiçbir karakter cinsiyeti belirtilerek yazılmamış. anlayacağınız efsanevi ripley karakterinin cinsiyeti başta belli değilmiş. karakterin kadın olmasına son anda karar verilmiş. verilen bu kararla da sinema tarihine eşsiz bir kadın kahraman kazandırmış oldular.

    film perdeye yansımadan önce alien'ın kendisine hiçbir şekilde fragmanlarda yer verilmemiş. alien'ı, ilk defa beyaz perdede görmesi sağlanarak seyircinin daha çok etkilenmesi hedeflenmiş.

    alien'ın vücudunda dolaşan asidimsi kan mantıklı bir sebeple tercih edilmiş. mürettebatın, yaratığı kolaycana vurup öldürmemesi için böyle pratik bir çözüm bulmuşlar.

    filmde yer alan masumane kedimizden korku dolu oyunculuk anları yakalayabilmek adına sete köpek getirmeyi uygun görmüşler. kedinin, yaratığı görüp korktuğu sahnelerde kediyi korkutmak için bu köpek kullanılmış.

    ripley rolü için meryl streep düşünülmemiş değil; ama ridley scott bunu kabul etmemiş. o sıralarda streep, kanserden erkek arkadaşını kaybetmiş. filmde sürekli birilerinin ölüyor olması ve hayatta kalan tek kişinin ripley olması sebebiyle streep'in filmden rahatsızlık duyabileceği düşünülmüş.

    filmin meşhur yemek sahnesini izleyen herkes çok iyi bilir. yaklaşık bir saat boyunca beklediğimiz sahne artık gelmek üzeredir. yaratığı tam anlamıyla göreceğimiz sahne budur ve bizler bunu filmi ilk seyrettiğimizde bilmiyorduk. bizler gibi, göğsü parçalanan kane karakteri dışındaki diğer oyuncular da o sahnede tam olarak ne yaşanacağını bilmiyormuş. yaratığın bir yerlerden çıkacağı bilinse de bunun göğüsten fırlamak şeklinde olacağı kimseye söylenmemiş. yani o sahnede izlediğiniz tüm tepkiler tamamen doğal. hatta oyuncu yaphet kotto, o sahnenin ardından odasına kapanmış ve bir süreliğine kimseyle konuşmamış.

    son ilginç bilgi de benden gelsin. filmde dikkat ederseniz mürettebatın uyandığı ilk sahnede uyanan ilk mürettebat olan kane karakteri, filmde aynı zamanda ilk ölen karakter. bunu bilerek mi tercih ettiler bilmiyorum ama yakalaması hoş bir ayrıntıydı benim için.

  • yazılım olayına da dini bulaştırarak bir ilke imza atmışlar.

    "biz önce allah rızası için daha sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz, elimizden geldiği sürece de uğraşmaya devam edeceğiz."

    şimdi kim yazdı bilmiyorum, allahtan da bilmiyorum, ama açıkça tübitak'ın ne çeşit gerizekalılara teslim edildiğinin göstergesidir bu. nokta yerine virgül kullanma gibi utanç verici yazım hatalarını geçiyorum. ne allah rızası ne alaka? elimizden geldiği sürece ne alaka? konu ne? bize ne? ne demek istiyorsun? ne demek istediğini bilmeden cümle sallayanlara gerizekalı dendiğini bilmiyor musun?

    cümlenin bir tutam akıllı sürümü şöyle olabilirdi:
    "biz önce allah rızası için sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz."

    gözünü seveyim. ne allah rızası? kendi içinizde tutamıyormusunuz allah sevginizi ille millete duyurmak "ben dinciyim" artisliğinizi çekmek zorunda mısınız? konu ile ne alakası var? ulan üretim ekonomisi falan diyoruz bu kafalarla imkanı yok.

  • polislere sadece "şiddet içermeyen eylem yapan eylemcilere gaz sıkma, plastik mermi eğitimi" dışında "gerçek polislik eğitimi" verilmesi gerktiğini gösteren acı olay.

  • 93m ile mecidiyeköy'den zeytinburnu tarafına ilerliyorum. sağımda, pencere kenarında bir kız oturuyor. önümde en son durakta binmiş bir kız oturuyor. onun yanında da bir erkek ama belli fırlama biraz. bu kişiler, bir birlerine tamamen yabancı.

    e5'te seyir halindeyken sağ tarafımızda, çok alakasız bir yerde, havai fişekler patlamaya başlıyor, tabii herkes dönüp izlemeye başlıyor. o arada ön çaprazımdaki fırlama, yanındaki kıza dönüyor birden ve "bak sen yanıma oturdun diye havai fişek gösterisi yaptırıyorum" dedi, herkes gülmeye başlıyor ve ben o arada havai fişeklere doğru sağa dönüyorum, tabii doğrultu olarak yanımdaki kıza bakıyorum da zannedilebilir. o anda kız benim ondan tarafa baktığımı görünce bana dönüp "o kadar zaman oldu, yanımda oturuyorsun, hiç havai fişek patlatmadın" dedi. bu arada hal-i hazırda gülmekte olanlar yerlere düşmeye başladılar. ben ne diyeceğimi bilemez halde, kem küm ettim biraz. insana böyle de yüklenilmez ki!