ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
padişah 15 dakikadan fazla gecikirse sefer düşer
-
osmanlı imparatorluğu'nun gerileme döneminde yeniçeriler arasında yaygın olan bir inanış. özellikle 17. yüzyıldan sonra padişah veya sadrazam 15 dakikadan fazla gecikirse seferin düşeceği inancı yeniçeriler arasında bir hayli yaygınlaşmış ve osmanlı imparatorluğu için çöküş kaçınılmaz olmuştur.
emin olmak için murat bardakçı'ya da soracağım. inşallah gözlerini belerterek cevap vermez, çok korkuyorum öyle yapınca.
kıro kızların ortak özellikleri
-
evvelce yazıldı mı bilemiyorum fakat benim en cok dikkatimi ceken nitelikleri; her turlu patavatsızlıgı ve densizligi yapıp agzına geleni soyledikten sonra dobrayım ben demeleri...
cem karaca şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
"hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını
bu biçim bu biçim sevmedi"
35 saat derse girip 2100 tl maaş almak
-
bi entry giriliyor hemen üstüne ama şunlar daha az alıyor yeaacılar hazır bekliyor,ne geldiyse başımıza bu yavşaklardan geldi. hakkını arayana ilk engel yönetenlerden idarecilerden patronlardan önce bunlar.
tanım: türk eğitim sistemindeki kara lekelerden birine örnektir.
9 şubat 2024 anadolu jet tk915 uçuşu
-
(bkz: okuyanı siksinler)
vay amk. altı üstü bi uçuş iptal olmuş. adam bu iptal için resmen kitap yazmış. bunu yazana kadar yürümüş olsan yolu yarılardın yahu, bu neyin yazma hırsı?
yurt dışında birinin türk olduğunu anlama yolları
-
israfin bir yasam tarzi oldugu okyanus otesi bir memlekette, is cikisi igne atsan yere dusmeyecek telasli kalabaliklarin arasinda yururken gozune ilisen, yolun ortasina atilmis bir parca ekmegi iliklerine islemis bin yillik bir terbiyenin etkisiyle egilip ayaklar altindan alan ve vefali bir hurmetle bir kenara koyan birisi varsa emin olun o turktur. siz de bu derin kulturun varisleri olarak, o bereketli topraklarda yasamis ve medfun ecdadinizin ervahina bir fatiha gonderir ve memleket insaninin kadrini daha bir iyi anlarsiniz bu uzak ulkelerde..
bülent ersoy'un tesettüre girmesi
-
askerliğini yapan ilk tesettürlü olarak tarihe geçmiştir.
polisi sevmeyip sıkışık bir anda 155'i aramak
istanbul metrosundaki metal dedektörleri
-
şu ana kadar ne laptopa, ne mutfak robotuna, ne hoparlör setine ne de vantilatöre öttüğünü gördüm. (gerçi vantilatör sinbo markaydı, sayılmaz)
bir dahaki sefere 3.5 kilogramlık saf demir külçesiyle gireceğim, bakalım onu tanıyacaklar mı.
işe gitmeyip iki bira bir çekirdekle sahile inmek
-
şu an yaptığım şey çok güzel herkese tavsiye ederim. işten aramadılar henüz.
298 milyar 824 milyon 679 bin 965 tl
-
kuruşlu hali 298.824.679.965,58 tl olan paradır.
aynı zamanda gelir idaresi başkanlığı tarafından https://intvd.gib.gov.tr/…kellefler/1b.jsp?pageno=1 adresinde yayınlanan vergi borcu 1 milyon türk lirasını aşan mükellefler listesinde yer alan 47029 adet vergi mükellefinin toplam borcudur.
yazı ile ikiyüzdoksansekiz milyar sekizyüzyirmidört milyon altıyüzyetmişdokuz bin dokuzyüzaltmışbeş türk lirası elli sekiz kuruştur.
garibanda olan bir kuruş alacağını dahi söke söke alan devletimizin büyük işadamları, siyasiler, torpilliler ve batakçılar karşısındaki acziyetinin resmidir.
dikotomi paradoksu
-
dikotomi paradoksu ve ok paradoksu ayrı şeylerdir. aynı olan şey zeno'nun hız, hareket kavramını tam olarak anlayamamış olması. zaten o matematikçi değildi. mantıksal ve duyusal kavramlar üzerinden gidiyordu.
dikotomi paradoksu:
hedefinize ulaşmak için önce yolun yarısını gitmemiz gerekir. fakat yolun yarısını gitmek için önce çeyreğini gitmemiz gerekir, vs. eğer gitmemiz gereken mesafeyi durmadan ikiye bölersek, ilk ara hedefe bile ulaşmamız imkansızdır. o yüzden asla yola çıkamayız. daha da ötesi, bu gittikçe kısalan mesafeler sonsuz olduğundan, bir yolu katetmek için yapılacak sonsuz sayıda iş vardır, dolayısıyla asla bitmez. madem ne yola çıkabiliyoruz, ne de yolu bitirebiliyoruz, öyleyse hareket imkansızdır.
ok paradoksu:
hep aynı yeri kaplayan şey sabit duruyorsa, ve hareket halinde olan her an böyle bir yer kaplıyorsa, uçan ok hareket etmiyor demektir.
kaynak: paradoks, jim al-khalili