hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç ay önce r4bia diye dalga geçiyorduk, simdi r4bia olsa “dolar dip yaparken sesi cikmayan eksici” derler bizle dalga geçerler.

    griz mriz yoh, ehonomi çoh eyi.

  • "günde 5 saat çalışıp 2.750 tl maaş alan imamın görevi; günde 10-12 saat çalışıp 1300tl alacak olan asgari ücretlilere şükretmesini ögretmek!"

    (bkz: yılmaz özdil)

  • ülkenin niye tayyip erdoğan tarafından yönetildiğini izah eden bir çıkarım.

  • rütbeli bir subay, astegmeni yanına çağırır,

    - söyle bakalim astegmenim, sence benim eve gidip karımla birlikte olmam benim görevim midir yoksa bir angarya mıdır?
    astegmen biraz düsündükten sonra cevap verir:
    - gorevinizdir komutanım.
    - niye gorevimdir peki?
    - angarya olsa bana yaptirirdiniz komutanım.

  • bir adamın var oluşsal yolculuğunu anlatan güzel bir film. kendi evine, ailesine, var olduğu yere yabancılaşmış babasıyla hesaplaşan bir adam. babasını kaybedip kendisiyle etrafındakilerle bağını yitirmiş bir insan, babasının yaşıyor olabileceği ihtimaliyle karşılaşınca kendisiyle ve babasıyla yüzleşen ve çıktığı yolculukta kim olduğunu neye değer verdiğini bilen bir adama dönüşen roy'un yolculuğu.

    hiç bir şekilde sıkılmadım. her anından etkilendiğim bir filmdi. tamamen insanla ve onun var oluşsal yolculuğuyla ilgili olması beni en çok etkileyen yönüydü. evden uzaklaşmak istemeniz, nereden geldiğiniz gerçeğini asla değiştirmez. insan, değişmek, ilerlemek bir yandan da gelişmek için evden uzaklaşmaya ihtiyaç duyar. ancak bu evle olan bağınızı asla yok etmez. yeniden kurulan bağla eve güven içinde dönmenizi sağlar.

    bu filme böceğimsi uzaylılarla, insanların kapışacağı, bol aksiyonlu bir film beklentisiyle gidenler kesinlikle zevk almaz.

  • durup dururken aklıma gelen durum.
    kesinlikle kafası dumanlı bir karakterdir.
    dikkat ederseniz ağzından küçük bir ot parçasını hiç eksik etmezdi.

    - köpekle(rin tin tin) hayali konuşmalar.
    - atla(düldül) hayali konuşmalar.
    - gözler devamlı yumuk yumuk.
    - kendi gölgesini vurmaya çalışmak.
    - kızılderililerle içli dışlı bir yaşam. sanırım ot tedarik etmek için.
    - bir kişiyi birden fazla görüyor. hem de boy boy. tam 4 tane.

    bence bunlar yeter

  • en kolayı aynı cümlenin olumsuz halini söylemek.

    must'ta "mamalı" anlamı olur, have to'da "zorunda değil" anlamı olur.

    örnek:
    you must fill this form: bu formu doldurmalısın.
    you have to fill this form: bu formu doldurmalı/doldurmak zorundasın.

    olumsuz:

    you mustn't fill this form: bu formu doldurmamalısın.
    you don't have to fill this form: bu formu doldurmak zorunda değilsin.

    görüldüğü üzere olumluda anlamlar birbirine çok yakınken olumsuzda anlam farkı ciddi boyutlara geliyor. ayrımı bence en güzel bu şekilde yapılabilir.

    20 senedir ingilizceyle haşır neşirim ve şunu söyleyrbilirim ki must ile have to arasındaki en bariz süzgeç bu.

  • gözdenin londra muzikallerine koysan sırıtmayacak performansının "oy nurcanım"a elendiği yarışma.

    akp'nin 2015 genel seçimindeki zaferi kutlu olsun.