hesabın var mı? giriş yap

  • * arkadaşlar son durumu aktarmak boynumun borcu. :)
    amfi çıkışta beni işten aldığında, sevindirik olmuş gözümün içine bakıyorken, üstelik beni hala ekşide olan bitenden habersiz sanıyorken, (saat 17:30 civarı gördüm bu arada*) o heyecanla acele acele bir şeyler karalamak istemedim. (kendisini yarım saat kadar hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi kıvrandırıp, beni ekşiye girmem için dolaylı yollardan yönlendirme çabalarıyla eğlenip, birazcık işkence ettikten sonra) o yanımdayken vereceğim cevap sözlükteki cevaptan daha önemliydi haliyle, ama sonucu merak edenleri de daha fazla bekletmek istemedim... gerçek cevabım odun gibi olmadı yani endişelenmeyin. :)

    tabii amfinin daha anneyi, babayı, iki tane abiyi ikna etme faslı da var.
    bizim birbirimizi her halimizle tanıyacak zamanımız oldu, kelimelere döküp soru-cevap beklemeye ihtiyacımız yok artık zaten, sorular da cevaplar da belli. bundan sonraki süreç tamamen kısfmet.

    diğer taraftan, ofiste cuma gününün sonuna doğru gelen muazzam mutlulukla, hadi artık çıkalım gidelim modunda ekşide oyalanayım derken; "abla evleniyonuz mu, evet dedin mi yenge, çocuğun adını ne koyacaksınız, çeyreğimi aldım bekliyorum" temalı mesajlarınızı görmesem ve "o_o noluyo len" dumuruyla linkleri takip etmesem, gerçekten de entryi açıp okumaya durumum olmazmış. başlığın taşınmasına rağmen up'layan, mesajlarıyla entryleriyle desteklerini ve sevgilerini ileten herkese teşekkür ediyorum.

    düğün hediyesi olarak bize harika bir anı bıraktınız zaten, çeyrekleri çocuğun sünnetine falan saklayın.
    entryleri tekrar tekrar okuyup kopuyorum, ve uzun zamandır bu kadar sandalyeden düşercesine güldüğümü hatırlamıyorum gerçekten. :)

    son olarak amficiğime hayatımın badisi olduğu için teşekkür ediyorum.
    iyi günde ve kötü günde beraber olmaya devam edeceğiz.
    so say we all.

  • --- spoiler ---
    ya valla kendi kulaklarımla şahit oldum. valla abartı falan yok.
    --- spoiler ---

    tamamı kısa dönemlerden oluşan acemi birligi. henüz ilk hafta.

    uzman cavus: aranızda ehliyeti olan var mı?
    acemi askerler: evet
    uzman cavus: aranızda mercedes kullanan var mı?
    acemi asker: evet komutanım.
    uzman cavus: tamam simdi kosa kosa revire gidiyosun ası baslamıs mı öğreniyosun. giderken de dikkatli git carpma bir yerlere.

  • iki ihtimal var:

    1- sabah duş alıp çıkmak
    2- akşamdan duş alıp sabah darmadağın olmuş saçları düzeltmek için saçları yıkayıp çıkmak.

  • ezik ingilizlerin futbolun ilk çıktığı anlarda sömürgelerinden biriyle maç yaparken uydurmuş olduklarını düşündüğüm futbol kuralı.

    hintli:
    - goooooool
    ingiliz:
    - hooop şişt sakin ol bakalım ofsayt var orda gol sayılmaz
    hintli:
    - aaaa niye ki?
    ingiliz:
    - sizin golünüzün sayılması için önünüzde en az bir tane ingiliz defansı olması lazım.
    hintli:
    - oha
    ingiliz:
    - öyle; ayrıca maçlar artık 100 dakka değil 90 dakkadır. ahanda bitmiş ehi ehi ehi kazandık.

  • ic parcalayan bir habere konu olmus kisinin basina gelen elim hadisedir.

    ayda 900 tl / 90 euro ile engelli ve kanser hastasi bir bireyin, dukkanda yasamasina mi uzulelim? kizina mi uzulelim? cografyanin kader olduguna mi uzulelim?

    yoksa akp cocuklari denen siyasal islam cocuklarinin maserati'li, pudra sekerli hayatlarina mi?

  • aslında şimdi yapmakta olduğum bilgilendirmeyi sağlık bakanlığı ya da resmi bir kurumun daha geniş kitlelere ulaşacak şekilde yapması gerektiğini düşünüyorum. insanlar panik halinde ve sürecin nasıl işlediğini haklı olarak merak ediyorlar. bu merak ve panik içerisinde ne yapacağını bilmeyen kişiler virüsün yayılmasına da sebep olabilirler. test yaptıran biri olarak süreci anlatacağım size.

    kesilmeyen kuru öksürüğüm, boğaz ağrım, halsizliğim ve öksürükle aynı anda hissettiğim bir göğüs ağrım vardı. yurtdışına giriş çıkış yapmış olan, yabancı ve türk çok sayıda arkadaşım olduğu için koronavirüsten şüphelendim fakat ateşim olmadığı için herhangi bir sağlık kurumunu meşgul etmek istemedim. zaten evden de dışarıya çıkmıyordum. ateşimin yükselmesi ve son 14 gün içerisinde görüştüğüm, şu an yurtdışında olan arkadaşımın da semptomları göstermesi nedeniyle 184'ü aradım. bu noktada yalnızca sizi yönlendiren bir telesekreter kaydı ile karşılaşıyorsunuz. kayıt görüşme sonunda bir sağlık kuruluşuna başvurmamı önerdi.

    bulunduğum yerden yürüme mesafesinde 1 özel hastane, yürüme mesafesinden biraz uzakta ise araştırma hastanesi vardı. buralara yürüyerek ya da toplu taşıma ile ulaşmam başkalarına da olası hastalığımı bulaştırmam anlamına geliyordu. kendi aracımı kullanacak gücü ve cesareti de hissedemedim. doktor bir arkadaşımın tavsiyesi ile 112'yi aradım.

    112'ye koronavirüs şüphesi ile aradığımı söylediğim an başka bir hatta bağladılar. hattın ucundaki kişi semptomlarımı dinledi. yurtdışı temasım olup olmadığını sordu. ardından hemen bir ambulans yönlendirdiklerini söyledi.

    10 dakika gibi kısa bir sürede 112 den geri arandım ve sağlık personelinin eve giriş yapmasının riskli olduğunu, kendi başıma ambulansa kadar gelip gelemeyeceğimi sordular. gelebileceğimi söyleyerek aşağıya indim. ambulanstaki görevlilerin koruyucu giysileri vardı. maskem olmadığı için aşağıya inerken çift katlı ıslak mendilin iki ucunu keserek maske olarak takmıştım. bana ambulansa binmeden maske ve eldiven verdiler. çifter kat olarak takmamı rica ettiler. ambulansın içerisinde damar yolum açıldı ve öyküyü tekrar dinlediler. ambulans siren çalarak ilerliyordu, o an siren sesi ile kendimi çok kötü hissettim fakat virüs şüphesi olan biri ile sağlık çalışanları ne kadar kısa süre kapalı ortamda kalırlarsa bulaş riskininin o kadar azalacağını düşündüm. bu sebeple ambulansın hastaneye en hızlı biçimde gitmesi önem taşıyor.

    hastaneye girer girmez izole oda dedikleri, acilin bir bölümünde yer alan odaya alındım. çok geçmeden koruyucu giysilerle bir doktor yanıma geldi, bir kez de o dinledi semptomlarımı. kan örneği, boğaz ve her iki burun deliğimden sürüntü örneği aldı. hastaneye getirilmeden önce parasetamol almıştım fakat ateşim hala yüksekti. ateş düşürücü içeren bir serum bağladı. koruyucu giysileri kullanmak zorunda oldukları için bir ihtiyacım olduğunda yanıma gelmelerinin zaman alacağını fakat seslenmemin yeteceğini söyledi. bu arada çok yoğun ve stres altında çalıştıklarını da eklemeden geçemeyeceğim. odada yalnız başıma 1 saat kadar bekledikten sonra tomografiye alındım. çıkacak sonuca göre karar vereceklerini söylediler.

    burada parantez açıyorum; toraks bt yani akciğer için yapılan bilgisayarlı tomografi koronavirüs tanısı için büyük önem taşıyormuş. pnömoninin varlığı ya da yokluğu ilk etapta tanı için belirleyici kriter.

    tomografi sonucu gelene kadar izole odada beklemeye devam ettim. bu süreçte serum sayesinde ateşim de düştü fakat öksürüğüm devam ediyordu. ardından bir hemşire geldi ve serumu çıkararak tomografi sonucumun temiz çıktığını, izole odadan çıkabileceğimi söyledi.

    okumam ve imzalamam için bir kağıt verdiler. bu kağıtta yapmam gereken şeyler ve evde izlem(karantina) kuralları yazıyordu. tamamını okuyacak halim yoktu ve fotoğrafını çekmek için izin istedim. çok gizli bir belge değil elbette ama paylaşmayı doğru bulmuyorum. zaten yalnızca izlenmesi gereken kurallar yazılıydı ve bunları gerçekleştireceğime dair imzam isteniyordu.

    kağıdı imzalamamın ardından covid-19 test sonucunun normalde bir gün içerisinde çıktığını fakat yaşanan yoğunluk nedeniyle 2-3 günü bulabileceğini söyledi. eğer pozitif çıkarsam benimle irtibata geçeceklerini fakat negatif çıkarsam imzaladığım kağıttaki koşulları yerine getirerek evde karantinada kalmam gerektiğini söyledi. test sonucunu e-nabızda görebileceğimi de ekledi. tomografimin temiz çıkması nedeniyle riskin düştüğünü fakat temiz tomografiye rağmen pozitif test sonucu alabildiklerini; hatta ikinci ya da üçüncü testte pozitif çıkabilen hastaların olduğunu; bu sebeple evde 14 günlük karantinanın büyük önem taşıdığını belirtti. 14 günlük bir rapor da yazdılar benim için.

    bu noktaya kadar sorunsuz ve mükemmel işleyen bir süreç var. 112 personeli, hastanedeki doktor ve hemşireler kendi hayatlarını riske atarak çalışıyorlar ve takdiri hak ediyorlar. tüm yoğunluklarına rağmen çok ilgili ve olması gerektiği gibi ilişki kuruyorlar hastalarla. sağlık bakanlığının da bu sistemi ve prosedürleri çok güzel oturtmuş olduğunu düşünüyorum. katkısı olan herkese çok teşekkürler.

    fakat belki burayı okuyan bir yetkili olur diye birkaç önemli noktaya değinmek istiyorum. hastaneye ambulansla gelmeme ve henüz test sonucumun belli olmamasına rağmen yürüyerek ve tek başıma hastaneden ayrıldım. yalnızca eldiven ve maskem vardı. üzerimde büyük bir sorumluluk hissettiğim için oldukça uzun olan hastane ile ev arasındaki mesafeyi tüm bitkinliğime rağmen, hava soğuk ve üzerimdeki giysilerimin kalın olmamasına rağmen, yolda fenalaşmayı da göze alarak yürüdüm, toplu taşıma ya da taksiye binmedim. kimseye temas etmeden ve yaklaşmadan eve geldim. bu noktada benim gibi şüpheliler için hasteneden eve ulaşım konusunda bir çözüm düşünülebilir. çünkü herkesin benim kadar duyarlı davranacağını düşünmüyorum.

    diğer nokta, biraz kendime gelip e-nabıza baktığımda alınan kan örneğinde hemoliz değerinin yüksek olduğunu gördüm. doktor koruyucu kıyafet ile kanımı aldığı için bu da normal karşılanabilir bir durum bence. fakat en azından bu sonuç çıkana kadar hastalar bekletilip, gerek görülürse tekrar kanları alınabilir. koronavirüs teşhisi konusunda kanın büyük bir önemi var mı bilmiyorum gerçi.

    son olarak yine kendimi iyi hissettikten sonra imzalamış olduğum kağıdın fotoğrafına baktım. koronavirüs teşhisi koyulan biri ile ya da yurtdışından gelen biri ile temasa geçmiş kişilere imzalatılan bir belge. "herhangi bir semptom göstermediğim" şeklinde bir ifade var. açıkcası bu durumda herhangi bir art niyet olmadığını düşünüyorum. bu kadar stres ve yoğun çalışma altında doktorların en son düşüneceği şeylerden biri de evrak belge işleridir sanıyorum ki. bu sebeple benim durumumdaki kişiler için özel bir belge bulunmuyor ve herkese imzalattıkları aynı izlem belgesini bana da imzalattılar sanırım. çünkü hastaneden ayrılırken semptomların en az 3'üne sahiptim. bu noktada da sağlık bakanlığı farlı koşullardaki farklı şüpheli ya da hastalar için farklı belgeler düzenleyebilir. bu işin bürokratik kısmı ve şu an için bana sorarsanız çok da elzem değil. yine de hukuki bir boşluk doğrabileceği için ihmal edilmemeli.

    gelelim test sonucuna. test girdisi e-nabızda gözükmediği ve kanda hemoliz olduğu için 184'ü aradım ve durumuma dair kayıt oluşturdular. aynı günün akşamı yani 1-1,5 gün içerisinde e-nabız'dan test sonucumu negatif olarak görebildim.

    süreç bu şekilde ilerliyor. lütfen ciddi şüpheleriniz yoksa hastaneleri meşgul etmeyin ve şunu unutmayın; gereksiz yere hastane ortamında bulunarak da virüsü kapabilirsiniz.

    bir diğer nokta da; hala ateşim ve değişen şiddette öksürüğüm, boğaz ağrım var. çok halsiz ve bitkinim. tat ve koku alma duyularım zayıf fakat balgam, burun akıntısı yok. ateşim parasetamol alınca iniyor ve nefes almada güçlük çekmiyorum. test sonucu açıkcası içimi rahatlatmadı. sağlık bakanı kendisi de ilk testte negatif çıkan fakat sonra pozitif görülen hastalar olduğunu belirtti. ancak nefes darlığım olmadığı ya da dayanılmaz bir semptom göstermediğim müddetçe yaşadığım hastalık her ne ise evde atlatacağım. bir kez daha kendimi ve hastaneye ulaşırken ya da hastanedeyken başkalarını riske atmak istemiyorum. evdekilerle minimum etkileşim kuruyorum ve asla dışarı çıkmıyorum. bu arada 28 yaşındayım.

    ek olarak; bu durum bir pandemi hali ve hepimize düşen görev ve sorumluluklar var. kendimizden önce sevdiklerimizi ve yaşadığımız toplumu düşünmek zorundayız. çünkü toplum varsa biz varız. bu süreçte kurumlar ya da kişiler hata yapabilirler. mükemmel bir işleyişle karşılaşmayabiliriz. siyaset en son düşüneceğimiz şey olmalı. dediğim gibi, şu an içerisinde bulunduğumuz durumun olağanüstü bir durum, bir pandemi olduğunun farkında olarak ve kendimizden önce toplumsal çıkarı gözeterek hareket etmeliyiz.

    umarım bilgilendirici olabilmişimdir. bu süreci bilmemek beni test olmadan önce oldukça tedirgin etmişti. umarım en azından okuyan bir kişiye bu açıdan faydalı olabilmişimdir.

  • görkemli bir hayvan. türk kültüründe de önemli bir yeri olan bu hayvan için ak pars, kar parsı isimleride kullanılmaktadır. göktürk kurganlarından pars motifleri içeren çeşitli resimler, totemler ve takılar çıkarılmıştır.

    bbc'nin planet earth belgeselinden izleyince insanın bu etkileyici kediye ilgisi daha da artmaktadır. bu hayvanların habitatlarında filme alınması ve fotoğraflanması çok zormuş*. çok büyük alana sahip bir bölge içinde yaşayıp genellikle toplu halde bulunmayan kar leoparlarını doğal hayatlarında görmek yorucu bir çaba gerektiriyormuş.

    diğer büyük kedilere göre kar parslarının vücut yapıları farklıdır. normale göre uzun ve kalın bir kuyrukları vardır. bu kuyruk sayesinde çok dik yamaçlarda istediği gibi avlanırlar. patileri basıncı azaltıp kara batmamak için çok büyüktür. tüyleri kalın ve vücütları yağlıdır dolayısı ile soğuktan korunabilirler. böyle bildiğiniz pofuduk hayvanlardır, yavruları çok sevimlidir. pofuduk falan şaka bir yere kadar. bu kedi işinde ustalaşmış bir avcıdır. hem çevik hem de güçlü bir hayvandır. uzun atlayışlar yapabilir avını dik tepelerde ağzında taşıyabilir.

    soyları tükenmek üzere olan hayvanlardandır. dünya üzerinde 7000 taneden az kaldıkları tahmin ediliyor.

    snow leopard - beyond the myth