hesabın var mı? giriş yap

  • hesabı ödedikten sonra, kapı önünden birkaç metre uzaklaştıktan sonra, arkanızdan koşarak gelip; "efendim, masadaki suyun ambalajını zedelemişsiniz. 3 lira daha almam gerekiyor" diyebilen garsonlara sahip işletmedir. bahsettiği su hamidiyenin küçük bardak boyutundaki suları.

  • bugün almanya'dan türkiye'ye seyahat eden bir tanıdığım (alman) elinde 2 tane 70'lik yeni rakı ile (12.99 € notuyla) story paylaşmış.

    yani almanya'dan türkiye'ye türk arkadaşlarını görmeye gelen bir alman, türkiye'ye gelirken hediye olarak türkiye'de üretilen, türkiye'nin yerli ve milli içkisi rakı hediye getiriyor. şaka gibi!

    çünkü türkiye'den asgari ücreti neredeyse 4 kat, kişi başı geliri 5 kat olan ülkede rakı fiyatı türkiye'den daha ucuz. rakı fabrikasının yanında yaşayan adam rakıya 3 bin km ötedeki adamdan %70 daha fazla para veriyor, hem de o adamdan kat be kat daha fakirken.

  • yanında hayatta en çok sevdiği insanlar olsa bile; bir yerden sonra düşündüklerini, sorunlarını kendine saklayıp uzun yürüyüşlerde kendi kendine çözüm bulmaya çalışandır. sokaklarda boş boş gezerken; bazen attığı her adımla sorundan uzaklaşırken, bazen de düşünceleri her adımda ayağına yük olarak eklenir. böyle zamanlarda özellikle akşamları eve, kaldığı yere dönmek istemez; evin sıcaklığındansa sevdiği sokakların soğuğunu sever.

  • osmanlı'nın en tuhaf padişahlarından birisi osmanlı devleti'nin 18.padişahı olan sultan ibrahim,osmanlı hanedanlığının soyunu yok olmaktan kurtaran padişah olarak anılır.fakat bu özelliği isminin yanında deli sıfatının zikredilmesini engelleyemedi.abisi olan ıı.osman 'ın yeniçeriler tarafından öldürülüşüne ve ıv.murat'ın kardeşlerini birer birer katletmesine tanık olan sultan ibrahim hayatı boyunca ölüm korkusu içerisinde yaşadı.ıv.murat onun katlinin fermanını vermesinin ardından vefat etti fakat annesi osmanlı soyunun devamının sağlanması adına sultan ibrahim'in katline mani oldu.ölüm korkusu sultan ibrahim'in içine öylesine işlemişti ki tahta geçmesi için kapıdan çıkması istendiğinde saltanatı reddetmiş,ıv.murat'ın ölü bedenini görmeden çıkmamıştır.tarih 9 şubat 1640’ı gösterdiğinde 25 yaşında, genç fakat fiziki açıdan yıpranmış bir padişah olan sultan ibrahim tahta çıkarıldı.

    sultan ibrahim hakkında rivayet edilen pek çok tuhaf olaydan birisi sultan ibrahim'in islam'ın 4 kadınla evliliğe izin verilmesine rağmen 8 kadınla evlenmesidir.eşleri gürültüden rahatsız olmasın diye dükkanları sabahları kapattırır,geceleri açtırırdı.bu konuyla alakalı bir diğer hadise ise sultanın şişman kadınlara ilgiili olması ve istanbul'un en şişman kadını saraya getirtmesidir.padişah şekerpare ismini verdiği bu cariyeyi çok sevdi ve hediyelere boğdu.daha sonraları ise kim tarafından yapıldığı net olarak bilinmeyerek bu cariye öldürtüldü.sultan ibrahim hakkında ortaya atılan başka bir iddiada ise sultan ibrahim'in gözde cariyelerinden birinin bir gün padişaha, cariyelerden birinin dışarıdan biriyle ilişkisi olduğunu söyler. fakat cariyenin kim olduğu bilinmemektedir. sultan ibrahim bütün cariyeleri sorguya çeker fakat hiçbir bilgiye ulaşamaz. duruma çok sinirlenen padişah tam 280 cariyenin tümünün boğdurulması emrini verir. tam 280 cariyenin hepsi taş bağlanmış çuvallara konarak boğazın serin sularına atılır. fakat bu iddia hakkında net bilgiler olmaması gerçekliğine gölge düşürmektedir.

    bunların yanı sıra sultan ibrahim’in sağlık sorunları ortaya çıkmıştı.cinci bir hocanın şifa vermesi üzerine bir müddet sağlığına kavuşsa da sonraları yeniden durumu kötüye gitmeye başlamıştı.ayrıca psikolojik rahatsızlıkları ve sinir nöbetleri sultan ibrahim’in peşini bırakmıyor,mantık çerçevesine sığmayan idamlar ve yargılamalarda bulunuyordu. padişah artık sağı solu belli olmayan , sinir nöbetleri ve psikozlar geçirdiği anlarda kimseyi tanımayarak masum insanları da idam ettiren korkutucu birisi haline gelmişti.

    sultan ibrahim’in sonuna getiren olaylardan birisi de samur kürküne olan düşkünlüğüydü.saraya sadece ve sadece israfın hakim olduğunu söyleyen tarihçilere göre samur kürkler moda olmuştu. her yere samur döşeniyordu ve cephelerde yaşananları kimse hatırına getirmek istemiyordu.sultan ibrahim, harem odasını ve hatta sarayın pencerelerini bile samur kürkü ile kaplattı. valilere fermanlar göndererek samur temin edilmesini emreden padişahın bu tutkusu yüzünden samur fiyatları on katına çıktı. samur kürkü vergisi yüzünden bazı tarihçiler bu dönemi samur devri olarak adlandırdıpeki, neden samur kürküne bu kadar düşkün haline gelmişti? sultan ibrahim’in bu merakının arkasında bir cariyenin kendisine anlattığı 'sarayını samurla kaplayan kral' masalının etkisi olduğu düşünülüyor. ölüm korkusu ile yaşayan sultan ibrahim, samur kürkünün kendisini cellatlardan koruyacağına inanmıştı. padişahın son merakı olan samur kürkleri, onun saltanatının da sonu oldu. aynı zamanda hazinenin büyük bir kısmı hareme harcanıyordu, askerlerin ulufeleri verilemez olmuştu. halk ise depremleri ve yangınları padişahın uğursuzluğuna yoruyordu. esas olarak iplerin kopması ise, girit seferinden yeni dönmüş olan ocak kethüdası kara murat ağa'nın samur vergisi ödemeyi reddetmesiydi. netice itibarıyla devlet erkanının müşterek bir hareketiyle sultan ibrahim tahttan indirilerek yerine küçük yaştaki oğlu ıv.mehmet geçirildi. resmiyette böyle görünse de asıl yönetim ibrahim'in annesi emrine geçmişti.

    sultan ibrahim, tahttan indirilirken son sözü 'elhamdülillah cemaat başıyım' olmuştu. sarayın içinde taş bir odaya kilitlenerek odanın kapısı kurşunla mühürlendi. sultan ibrahim bu odanın içinde feryat ederken bağırışlarını duyan saray halkı ise eski padişahlarının bu haline çok üzülmekteydi. onu hapsedildiği odadan kurtarmayı planlayanlar vardı. bunun üzerine kösem sultan ve devlet erkanı, hanedanın düzeni için sultan ibrahim'in öldürülmesine karar verdi.şeyhülislam abdürrahim efendi 'iki halife müctemi oldukta biri katledilmek lazımdır' diye fetva verdi. bunun üzerine cellatlar ile odasına gidildi ve sultan ibrahim boğdurularak öldürüldü. cenazesi amcası ı.mustafa'nın yanına defnedildi ve 'deli' olarak nitelendirilen bu iki padişahın yanına başka hiçbir hükümdar defnedilmedi.

  • eski link ölmüş yeni linkler:

    https://youtu.be/vwny46rauci

    https://youtu.be/cvieu_c-99w

    ön edit: videoyu izleme zahmetine girmediği için olayı yanlış yorumluyanlara: adam bir sitenin kapıcısı. apartman sakinlerinden aldığı eski kıyafetleri de topluyor fakirelere dağıtıyorum diyor. apartmanda yaşayan bir öğretmen de bu durumdan rahatsız oluyor, "sen dağıtmıyorsun, satıyorsun kesin bunları" diyor. bunun üzerine kapıcıyla araları bozuluyor. bir gün kapıcı otoparkta iken öğretmen otoparka geliyor, arabasından kızını da indirip müzik açıp dansetmeye başlıyor. ve bağıra çağıra "zenginliğinin tadını çıkar kızım, bizim dedelerimiz bile zengin, fakirlik iğrençliktir, fakirlerin çocukları özürlü doğar, mezarda ölüleri kokar, bizim mezardaki dedelerimiz bile zengin" gibi laflar ediyor... amacı kapıcıya laf sokmak. çünkü kapıcının konuşma engeli olan bir kızı var. ve sonunda kapıcı da öğretmeni mahkemeye veriyor ve 5 ay hapis cezası almasını sağlıyor.

    başlığı ben açmadım ama sanırım birisi yazıp entrysini silmiş..

    sabah sabah sinirlerimi alt üst eden öğretmendir. yahu sen nasıl bir yaratıksın, senin çocuklarla aynı havayı soluman bile yasaklanmalı..

    mezardaki deden bile zenginmiş nasıl olsa, görevden alınıp evde oturursan bir şey kaybetmezsin, ama o çocuklar çok şey kazanırlar..

    ayrıca o nasıl cırtlak bir ses tonudur yahu.. allah'ım onun öğrencilerine sabır versin..

    edit: bu öğretmeni görünce aklıma; rencide olmasın diye fakir bir öğrenciye aldığımız montu kura çekerek, sanki o öğrenciye çıkmış gibi yapan ilkokul öğretmenim emine taşdemir geldi.. nerdeeennn nereyee...

    https://youtu.be/bvgdinbpadw

  • yarı doğulu mistisizmden bıkmayan, senariste her şekilde baskı kuran, sanki televole dünyasındaymışız gibi hala "halk bunu istiyor" diyerek iş yapan, kendine çöpte yer bulmak konusunda başarılı, vasatı öven, kendi ülkesinden başka diziyi acaba hangi az gelişmiş ülkeye satarım diye düşünen, toplantıda oyuncuların insta takipçisi kaç diye öğrenmek isteyen, ülke sınırını geçtim global anlamda da rezil olmayı madalya kabul etmiş, sadece "büyük" hikaye peşinde olup küçük dünyalar kuran ve tüm parayı onun bunun palazlandırmasıyla bir yerlere gelmiş vasat oyuncuların maldivler tatilini finanse etmek için ayıran yapımcıların bize dayattığı son eser.